1.
pulitzer ödüllü amerikalı şair anne sexton şiiri.
dışarı çıktım cin çarpmış büyücü gibi,
uğursuzluk tutkunu, gece daha yürekli;
şeytanı düşleyerek, yaptım tersliğimi
kır evlerinin üstünden, ışıktan ışığa;
kimsesiz şey, on iki parmaklı akıl fukarası.
böyle bir kadın tam kadın değildir.
ben böyle birisi oldum.
sıcak mağaralar buldum ağaçlar arasında,
tavalar, oymalar, raflarla doldurdum
gömme dolaplar, ipekler, bir sürü öte beriyle;
akşam çorbası pişirdim kurtlar ve periler;
yola getirdim yoldan çıkmışı.
böyle bir kadın yanlış anlaşılır:
ben böyle birisi oldum.
arabana bindim, arabacı.
çıplak kollarımı salladım geçtiğimiz köylerde,
son ışıklı yolları keşfederek; hayatta kaldım
ateşinin hala kalçalarımı ısırdığı yere
ve tekerlerin döndükçe kaburgalarımın kırıldığı.
böyle bir kadın ölmekten utanmaz.
ben böyle birisi oldum.
dışarı çıktım cin çarpmış büyücü gibi,
uğursuzluk tutkunu, gece daha yürekli;
şeytanı düşleyerek, yaptım tersliğimi
kır evlerinin üstünden, ışıktan ışığa;
kimsesiz şey, on iki parmaklı akıl fukarası.
böyle bir kadın tam kadın değildir.
ben böyle birisi oldum.
sıcak mağaralar buldum ağaçlar arasında,
tavalar, oymalar, raflarla doldurdum
gömme dolaplar, ipekler, bir sürü öte beriyle;
akşam çorbası pişirdim kurtlar ve periler;
yola getirdim yoldan çıkmışı.
böyle bir kadın yanlış anlaşılır:
ben böyle birisi oldum.
arabana bindim, arabacı.
çıplak kollarımı salladım geçtiğimiz köylerde,
son ışıklı yolları keşfederek; hayatta kaldım
ateşinin hala kalçalarımı ısırdığı yere
ve tekerlerin döndükçe kaburgalarımın kırıldığı.
böyle bir kadın ölmekten utanmaz.
ben böyle birisi oldum.
devamını gör...
2.
orijinal ismi her kind olan anne sexton şiiri. şiir başlı başına dönemin kabul gören kadın çizgisinden çıkmayı başarmış anne sexton'ın kendi bölünmüş kişiliğine bir atıf. uyumsuzluğun şiiri demek yanlış olmayacaktır, sexton üç ayrı kişiliğine dem vurarak şiiri bu düşünce ile besliyor. ilk bölümde büyücü olarak çevrilmiş kısım şiirin orijinalinde witch olarak geçiyor ve uyumsuz-dışlanmış, bu dünyaya uymayan ve ruhunda şeytandan bir parçaya sahip bir cadı olarak gördüğü yanına bir gönderme. ikinci kısım ise psikolojik sorunları ile uğraşmadığı dönemlerde çocuklarına karşı oldukça şevkatli ve sevgi dolu olan sexton'ın kendi anaç yanını aktardığı bölüm ve bu toplumun beklentisi olan 'iyi anne ve evine sağdık olma' durumuna boyun eğdiği ve bir noktada bundan duyduğu huzursuzluğu aktarıyor kanımca. sexton için koca bir çıkmaz var bakıldığı zaman ve bunu çarpıcı bir şekilde aktarıyor. ilk bölümde aktarılan cadı teması son kısımda ateş ve işkence üzerinden yeniden ortaya çıkıyor ki bu bariz bir şekilde toplumun istediği şeyleri kabullenen ve kabullenmeyen iki yanından hangisinin galip geldiğini de gösteriyor. sexton baskıcı ve ondan sürekli bir şey olmasını bekleyen toplumun kurallarına uymaktansa bu uyumsuz kişiliğini yeğlediğini ve bunun sonucunda böyle uyumsuz olan kadınların orta çağ'da olduğu gibi işkence ile öldürüleceğini ima ediyor ki burada orta çağ'da yakılan cadılara gönderme olsa bile bu öldürmek tanımını dışlanmak ve ayıplanmak olarak alabiliriz çünkü burada ölüm bir nevi toplum tarafından yok sayılmak olarak aktarılıyor. uyumsuzluğun, arzunun ve yine sexton'ın vazgeçmemekte ısrar ettiği ölüm temasının güzel bir yansıması.
ı have gone out, a possessed witch,
haunting the black air, braver at night;
dreaming evil, ı have done my hitch
over the plain houses, light by light:
lonely thing, twelve-fingered, out of mind.
a woman like that is not a woman, quite.
ı have been her kind.
ı have found the warm caves in the woods,
filled them with skillets, carvings, shelves,
closets, silks, innumerable goods;
fixed the suppers for the worms and the elves:
whining, rearranging the disaligned.
a woman like that is misunderstood.
ı have been her kind.
ı have ridden in your cart, driver,
waved my nude arms at villages going by,
learning the last bright routes, survivor
where your flames still bite my thigh
and my ribs crack where your wheels wind.
a woman like that is not ashamed to die.
ı have been her kind.
ı have gone out, a possessed witch,
haunting the black air, braver at night;
dreaming evil, ı have done my hitch
over the plain houses, light by light:
lonely thing, twelve-fingered, out of mind.
a woman like that is not a woman, quite.
ı have been her kind.
ı have found the warm caves in the woods,
filled them with skillets, carvings, shelves,
closets, silks, innumerable goods;
fixed the suppers for the worms and the elves:
whining, rearranging the disaligned.
a woman like that is misunderstood.
ı have been her kind.
ı have ridden in your cart, driver,
waved my nude arms at villages going by,
learning the last bright routes, survivor
where your flames still bite my thigh
and my ribs crack where your wheels wind.
a woman like that is not ashamed to die.
ı have been her kind.
devamını gör...