#ödüllü filmler
1992 yılı abd yapımı korku fantastik film, bram stoker'ın 1897 yılında yayınlanan dracula kitabından uyarlanmıştır.
görev gereği küçük bir kasabaya gelen jonathan, burada dracula tarafından kaçırılır. dracula'nın amacı jonathan değil, onun güzel nişanlısıdır.
görev gereği küçük bir kasabaya gelen jonathan, burada dracula tarafından kaçırılır. dracula'nın amacı jonathan değil, onun güzel nişanlısıdır.
yönetmen:
francis ford coppola
oyuncular:
gary oldman
winona ryder
keanu reeves
anthony hopkins
sadie frost
francis ford coppola
oyuncular:
gary oldman
winona ryder
keanu reeves
anthony hopkins
sadie frost
*akademi ödülleri (1993) - en iyi kostüm tasarımı [eiko ıshioka] / en iyi efektler / en iyi makyaj
*bilim kurgu, fantazi ve korku filmleri akademisi (1993) - en iyi korku filmi / en iyi aktör [gary oldman] / en iyi yönetmen [francis ford coppola]
film toplam 25 ödüle sahiptir.
*bilim kurgu, fantazi ve korku filmleri akademisi (1993) - en iyi korku filmi / en iyi aktör [gary oldman] / en iyi yönetmen [francis ford coppola]
film toplam 25 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "editör" tarafından 21.07.2024 13:13 tarihinde açılmıştır.
1.
bram stoker'ın 1897'de yazmış olduğu "dracula" isimli kitaptan uyarlama olan 1992 yapımı filmdir.
oyuncu kadrosunda; anthony hopkins, keanu reeves, winona ryder, çok ufacık monica bellucci ve canımız ciğerimiz gary oldman gibi büyük taşların bulunduğu bu film benim için kült sınıfına çoktan girmiştir.
kitabını filmini izledikten sonra okumuştum. ikisinin de birbirinden farkı yok. filmdeki sahneler de tıpkı kitap gibi. yani sadece sadık kalınmış vs. olduğu için değil gerçekten kitap gibi; objelerin, kıyafetlerin, bakışların bir dili var.
imdb'si şöyle.
oyuncu kadrosunda; anthony hopkins, keanu reeves, winona ryder, çok ufacık monica bellucci ve canımız ciğerimiz gary oldman gibi büyük taşların bulunduğu bu film benim için kült sınıfına çoktan girmiştir.
kitabını filmini izledikten sonra okumuştum. ikisinin de birbirinden farkı yok. filmdeki sahneler de tıpkı kitap gibi. yani sadece sadık kalınmış vs. olduğu için değil gerçekten kitap gibi; objelerin, kıyafetlerin, bakışların bir dili var.
imdb'si şöyle.
devamını gör...
2.
öncelikle belirtmem gerekir ki, romanı iki kez bitirmiş birisi olarak bu filmi övmekten çok yermek istiyorum.
filmin kitapla bağı olduğu kadar alakası olmayan çok fazla kısmı da mevcut. en başta film ciddi anlamda doyuymuyor, iki saati birkaç dakika geçmiş süreye sahip bu filmin daha doyurucu olmasını bekliyorsunuz ama ilk kırk dakikada zaten her şey oldu bittiye geliyor. dahası da, tiyatral olma kısmı o kadar zorlanmış ki, birçok insanın aksine gary oldman'ın drakula rolünü hiç beğenmedim. kitaptaki drakula ile filmdekinin arasında dağlar kadar büyük farklar mevcut, filmi izler iken defalarca "hani bram stoker'ın drakulasıydı lan bu?!" diye serzenişlerde bulundum.
evet sahne genişleri, gotik atmosfer, müzikler, oyuncuların kıyafetleri, şehir dekoru insanı ciddi anlamda içine çekiyor ama bu filmde nedense bir o kadar itici bir şey de mevcut idi, sanıyorum ki kitap ile olan alakasız kısımlar yüzünden istediğimi, doğrusu beklediğimi bulamadım.
bir zamandan sonra insan ister istemez, "ulan bram stoker'ın kan donduran, gerim gerim geren, bir sonraki sayfada acaba ne olacak diye fırtınalar kopardığın romanı siz nasıl olur da vıcık bir aşk filmine çevirebilirsiniz?!" diye düşünüyor, lakin ne zaman bir filmde bunun gibi bol yıldıza denk gelsem, o filmden istediğimi bulamadığımı fark ediyorum, beklediğimi alamıyorum.
en iyi uyarlanan dracula eseri olmasına ise sözüm ona gülüyorum bazen. 1958 yapım dracula çok çok çok daha iyi uyarlanmış bir eserdi, ek olarak filmi izleyenler bilirler, winona ile sinemadayken bir film izliyorlar ya, o film 1931 yapım, tod browning'in drakulası ki o en şahanesi... aynı zamanda en "doğru" uyarlananı. doğru kelimesi yanlış aslında, en "sadık" uyarlananı!
ayrıca tod browning'i nereden biliyoruz? kendisi mark the vampir isminde müthişin de ötesinde bir vampir filminin yönetmenidir. bu tarz gotik korku öykülerini sinemaya dökecek iseniz, ford coppola gibi gişe odaklı hollywood yönetmenlerini değil de, gotik korku öğeleriyle bezenmiş filmler çeken yönetmenlere vermek lazım.
şu an aşırı gaza geldim, gidip üçüncü kez romanı bitireceğim.
çok yaşa bram stoker!
allah belanı versin francis ford coppola!
filmin kitapla bağı olduğu kadar alakası olmayan çok fazla kısmı da mevcut. en başta film ciddi anlamda doyuymuyor, iki saati birkaç dakika geçmiş süreye sahip bu filmin daha doyurucu olmasını bekliyorsunuz ama ilk kırk dakikada zaten her şey oldu bittiye geliyor. dahası da, tiyatral olma kısmı o kadar zorlanmış ki, birçok insanın aksine gary oldman'ın drakula rolünü hiç beğenmedim. kitaptaki drakula ile filmdekinin arasında dağlar kadar büyük farklar mevcut, filmi izler iken defalarca "hani bram stoker'ın drakulasıydı lan bu?!" diye serzenişlerde bulundum.
evet sahne genişleri, gotik atmosfer, müzikler, oyuncuların kıyafetleri, şehir dekoru insanı ciddi anlamda içine çekiyor ama bu filmde nedense bir o kadar itici bir şey de mevcut idi, sanıyorum ki kitap ile olan alakasız kısımlar yüzünden istediğimi, doğrusu beklediğimi bulamadım.
bir zamandan sonra insan ister istemez, "ulan bram stoker'ın kan donduran, gerim gerim geren, bir sonraki sayfada acaba ne olacak diye fırtınalar kopardığın romanı siz nasıl olur da vıcık bir aşk filmine çevirebilirsiniz?!" diye düşünüyor, lakin ne zaman bir filmde bunun gibi bol yıldıza denk gelsem, o filmden istediğimi bulamadığımı fark ediyorum, beklediğimi alamıyorum.
en iyi uyarlanan dracula eseri olmasına ise sözüm ona gülüyorum bazen. 1958 yapım dracula çok çok çok daha iyi uyarlanmış bir eserdi, ek olarak filmi izleyenler bilirler, winona ile sinemadayken bir film izliyorlar ya, o film 1931 yapım, tod browning'in drakulası ki o en şahanesi... aynı zamanda en "doğru" uyarlananı. doğru kelimesi yanlış aslında, en "sadık" uyarlananı!
ayrıca tod browning'i nereden biliyoruz? kendisi mark the vampir isminde müthişin de ötesinde bir vampir filminin yönetmenidir. bu tarz gotik korku öykülerini sinemaya dökecek iseniz, ford coppola gibi gişe odaklı hollywood yönetmenlerini değil de, gotik korku öğeleriyle bezenmiş filmler çeken yönetmenlere vermek lazım.
şu an aşırı gaza geldim, gidip üçüncü kez romanı bitireceğim.
çok yaşa bram stoker!
allah belanı versin francis ford coppola!
devamını gör...