kendi kendini yiyen yılan paradoksunun en güzel örneği insan türü aslında.

1930lu yıllarda dünyayı etki altına almış, daha çok avrupa ve kuzey amerika gibi endüstrileşmiş bölgeleri süründürmüş ekonomik bunalım.
1. dünya savaşının dolaylı sonuçlarından biri olan bu krizle beraber 50 milyon insan işsiz kalmış, üretim %42 oranında azalmış.

bu yıllar dünya edebiyatına leziz katkılar yapmaktan geri durmamış tabii ki. her bunalımın, savaşın , çilenin, acıların sonunda trajediler , romanlar, öyküler dünya edebiyatına katılıyor.
(bkz: gazap üzümleri)
(bkz: angela'nın külleri)
(bkz: fareler ve insanlar)
(bkz: to kill a mockingbird) )

sinema dünyası da boş durmaz tabii
(bkz: cinderella man)
(bkz: the purple rose of cairo)

devamını gör...
kara perşembe olarak da adlandırılan kapitalizmin büyük bunalımı. 1929 ekonomik krizi...

başlangıcı 24 ekim 1929 perşembe'dir. bitişi ise maalesef yok. bugün hala binbir çeşit etkisi, bunalımla birlikte oluşturulan ve insan üzerinde oynanan kuramları, karteller, sözleşmeler, insan hayatıyla oynayan yatırımlar, manevi değersizleştirme gibi pek çok alanda hakimdir hala bu bunalım.

zayıf ve spekülatif bankaların wall street'teki çöküşüyle başlayan bunalım, artan hisse senedi satışları, değerlerin düşmesi, bankaların günlerce piyasayı toparlamak için çırpınmasına rağmen fiyatların son sürat düşüşte olması, işsizlik, artan gelir dağılımındaki dengesizlik, dağılan sermaye birikimi, tarım ürünlerindeki arz-talep oranının düşüşü ve buna bağlı olarak çiftçilikte azalan satın alma gücü, yatırımlardaki düşüşün ulusal geliri azalan yönde tehdit etmesi, devletin piyasaya müdahalede bulunmaması... gibi faktörler bunalıma sebep unsurlar olarak gösterilmektedir.

kapitalist birikim modeli, bilindiği gibi, 1910'lu yıllardan başlayarak ikinci dünya savaşı’nın bitimine kadar uzanan bir yapısal bunalım süreci yaşa­mıştır. 1920'li yıllar ise abd'nin ekonomik üstünlüğünü tüm dünyaya kabul ettirdiği yıllardı. abd hem ekonomik hem de siyasi anlamda başat güç unsuru olmak adına efor sarfetmekteydi. ''kükreyen yirmiler'' olarak da adlandırılan o yıllardaki ''kükreme'' yalnızca hızla büyüyen abd ekonomisini değil, radikal bir biçimde değişen yaşam biçimlerini de anlatıyordu. abd'nin sonsuz refah ve zenginliğe kavuşan ilk ülke olduğuna inanılıyor (bkz: american dream), had safhada bireycilik üzerine yükselen ve tüketim çılgınlığı ile öne çıkan bir yaşam tarzı abd'ye egemen oluyordu.

döneme baktığımızda dikkat çeken bir diğer unsur ''borçlar döngüsü''dür. 20'lerde ekonomik durumları iyi ya da kötü olsun, birçok ülkenin ekonomisi yüklü miktardaki borçlar nedeniyle birleşik devletler ekonomisine göbekten bağlanmıştı. ancak asıl problem durumları iyi ve kötü olarak ayırt edilen ülkelerin tamamın aslında ekonomilerinin çok zayıf olmasıydı.

''amerika hapşırdığında dünyanın geri kalanı nezle olacaktır'' deyimini haklı çıkarır şekilde, 1929 yılında abd'de başlayan kriz tüm dünyayı süratle sarmaya başlamıştı. buradan itibaren, bir taraftan uluslararası üretimin ve ticaretin önemli ölçüde daralmasına sebebiyet veren bu bunalım,
diğer taraftan da batı avrupa ile kuzey amerika'nın sanayileşmiş ülkelerinin gündemine sürekli
ve yaygın bir işsizlik sorunu taşımıştır. bununla birlikte o tarihe değin sığınılan ekonominin kendi kendini düzenleyeceğini ileri süren liberal yaklaşıma -neoklasik teori- olan güven derinden sarsılmıştır.

adam smith'in görünmez el politikası fiyaskoyla sonuçlanmış, ''laissez faire, laissez aller, laissez passer'' yani piyasaya devlet müdahalesinin olmaması gerektiğini öngören ''bırakınız yapsınlar, bırakınız gitsinler, bırakınız geçsinler'' politikası mali piyasalar ve özel bankaları kontrolsüz bıraktığı için ekonomiyi global bir çöküşe sürüklemiştir.

sonraki süreçte bunalım dünyayı ikinci dünya savaşı'na sürüklemiştir. örneğin 1932'de almanya'da faal nüfusun % 17.2'si, abd'de 23.5'i, ingiltere'de % 13.1'i işsiz kalmıştı. abd'de zengin, kelli felli kesimin sokaklarda elma satmaya başlaması, insanların ''haftalık 1 dolarak çalışırım'' afişlerini göğüslerine asıp reklam panosu şeklinde köşe başlarında beklemeleri her kesimden insanın ne durumda olduğuna dair az çok fikir verecektir.


1929 bunalımını yalnızca ekonomik bağlamda ele almak şüphesiz ki bizi yanıltacaktır çünkü liberal ekonomik yaklaşımın çöküşü liberal siyasi yaklaşımın da çöküşü anlamına gelmiş; pek çok avrupa ülkesi diktatoryal rejimine yönelmiştir. bu yaşananlar mussolini'nin italya'da yönetime geçmesiyle aynı süreçte ilerlemiştir. sınai ve tarımsal krizle istikrarsızlaşan sınıflar, parlamenter demokrasilerin hantal işleyişine karşı tepkilerini ortaya koyan aşırı uç partileri desteklemiş; yıkılan tarımsal çıkarlar balkanlar'da sağcı rejimleri güçlendirirken, orta sınıfların ılımlı partilerden uzaklaşması almanya'da adolf hitler'in iktidara gelişi ile sonuçlanmıştır. böylece 1929 ekonomik krizi, ikinci dünya savaşı'nın nedenleri arasında en üst sıraya yükselmiştir.

abd'nin adam smith politikasının çöküşünün ardından keynes'çi politika izlemeye başlaması ile kriz ufak çapta atlatılmaya başlanmıştır. dönemin başkanı franklin roosevelt, abd'nin krizden çıkışı için new deal (yeni düzen) adı altında devletin piyasaya müdahale etmesini savunan ve devlete daha çok rol veren bir keynesçi politikanın benimsenmesi gerektiğini ilan ederek buradan itibaren 40 yıl boyunca devletlerin temel ekonomik programlarını oluşturan iktisadi görüşü tüm dünyaya duyurmuştur.

-

gelelim büyük bunalım bugüne olan etkisine...

1929 bunalımı buraya kadar gördüğümüz üzre dünya çapında bir çöküş, yapılandırma, savaş, çırpınış, kayıp, çaba ve sistematik sömürü getirmiştir. ikinci dünya savaşı'nın etkileri bugün hala hukuksal, ahlaki, norm, siyasi düzeyde global anlamda bireylerin son derece etkin hissettiği sonuçlar doğurmuştur.

öte yandan bireysel ve kültürel anlamda abd'nin toplumlar üzerindeki politikarını belirlemiş olan bunalım; bugün hepimize reklam kuşaklarıyla, bestseller romanlarla, fastfood zincirleriyle, kozmetik ürünlerle, sosyal ağlarla, hızlı ilişkilerle, manevi değerlerin yıkıma uğratılmasıyla, amerikan yapımı dizi filmlerin - reality showların gelenek yıkıcı faktörünü görmeksizin topluma emzirmesiyle etkisini sürdürmektedir. (bkz: kültürel akımların geleneksel toplumlardaki yansıma ve uygulamaları) (bkz: #17419)

bugün insan eti kokan alışveriş merkezlerinden birine girdiğinizde, alışveriş eylemi sonunda paketlerin içine bakıp ''gerçek'' bir ihtiyaç listesiyle ne derece örtüştüğü sorusunun cevabı aşikar. artan gelir dağılımındaki eşitsizliğe manevi yıkıntılarla tampon yaptırma amacı güden küreselleştirme-tek tipleştirme-tek dünya kültürü yaratma politikası son derece hızlı nufuz etmektedir günümüz toplumlarına. örneğin bugün motoruna yağ olduğumuz planlı eskitme, bernard london tarafından 29 bunalımından hemen sonra bir öneri olarak sunulmuş ancak o yıllarda kabul ettirememiştir. ne var ki bugün bizler planlı eskitmenin kurbanlarıyız ancak kurban olmakla kalmayıp son derece keyif aldığımız bir (bkz: fantazmagori) geliştirmiş durumdayız.

planlı eskitme konusu için: (bkz: planned obsolescence) (bkz: sistematik eskitme) (bkz: stil eskitmesi) (bkz: tüketerek eskitme)

kısacası hepinize ''walcome to the jungle'':
devamını gör...
sebebi talep azlığı olan korkunç buhran. ikinci sanayi devrimiyle birlikte üretim hayvan gibi artmış fakat talep aynı oranda büyümemişti. yani mal vardı fakat insanlarda mal alacak para yoktu. bunun en büyük sebebi de klasik iktisat teorilerine çok güvenen ekonomi politikalarıydı. krizi buhrana, buhranı da korkunç bir trajediye çevirense uzun süre boyunca devletlerin sorunun kaynağını anlayamamasıydı. bunu keynes anladı ve deyim yerindeyse tek başına dünyayı kurtardı. keynes özetle "beyler bu kadar sıkı para politikalarına gerek yok, denk bütçe yapacağız diye kasmayın. hatta gerekirse hayvan gibi bütçe açığı verin. altın standardını da kaldırın." diyordu. daha fazla bütçe açığı, insanların cebine girecek daha fazla para ve paranın da üretim çarklarını döndürmesi anlamına geliyordu. ekonomi otomatikman büyüyeceği için bütçe açığı da bir süre sonra önemsiz hale gelecekti. başlarda klasik ekonomistler "olmaz öyle saçma şey" dese de sonradan keynes'in tezlerinin neredeyse tamamı doğru çıktı. keynes'in o sıralarda kabul edilmeyen pek çok önerisi ise ikinci dünya savaşı'ndan sonra kabul edilmiştir.
devamını gör...
büyük buhran öncesinde dünyadaki duruma bakalım. amerika dünyanın en büyük tefecisi desek yeri. almanya ve ingiltere'ye verdiği kredilerin haklı olarak geri istiyor ancak pound'un o dönem para olarak değer kazanması ingiltere'de ihracatı azaltmış doğal olarak mallar ellerinde kalmış ingiliz ticareti durma noktasına gelmiş. almanya ise versay antlaşmasının ağır yükünü taşıyamıyor. hatta almanya borçlarını ödemek için para basmayı deniyor ancak parası abd tarafından kabul görmüyor üstelik bu para basma olayı almanya'da hiperenflasyona sebep oluyor.

abd'ye bakacak olursak abd bu dönem dünyanın finansörü olmaya soyunmuş. üretim çok yüksek, fiyatlar dengeli ve ücretler öyle pek artmıyor. insanlar refah içinde sayılır. amerika'da bu dönem birçok büyük küçük şirket var birinci dünya savaşından sonra küçük şirketlerin bazıları birleşmeye başlamış ve tekeller oluşturmuşlardı. ancak abd'nin bu dönem önemli birkaç sorunu var bunlardan biri bankacılık sistemi kötü bir yapılanma ile kurulmuş diğeri ise o dönemki abd yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği.

şimdi geliyoruz kriz gününe yani kara perşembeye...

new york borsası 1928 yılının sonlarından 1929 ekim ayına kadar yükseliyor ve yüksek kazanç getiriyor. fakat 1929 ekiminin ilk günlerinde new york borsası hem abd yönetiminin ekonomideki tecrübesizliği hem kötü bankacılık sistemi, hem abd'nin dünyanın finansörü oluşu ve gerekli gereksiz kredi dağıtışı gibi sebeplerden dolayı düşmeye başlıyor. bunun neticesinde birkaç büyük şirketin hisse senetlerinin düşmesiyle krize giden yolda hızla ilerleniyordu son olarak krizden 3 gün önce borsanın düşüşü yüzünden tüm yabancı yatırımcılar tüm paralarını ellerinden çıkardılar. 24 ekim 1929'da nihayet borsa dibi gördü. kapitalizm denen balon patladı bu süreçte dünyada 50 milyon insan aç ve işsiz kaldı, birçok yerde ilkel biçimde takas yoluyla alışverişler yapıldı, binlerce banka battı, piyasada para kalmadığı için insanlar maddi varlıkları ile birlikte ruhsal sağlıklarını da yitirmeye başladılar.

büyük buhran farklı ülkelerde farklı zaman dilimlerinde sona ermiştir.
devamını gör...
(bkz: gazap üzümleri)
devamını gör...
filmleri ve kitapları çok iyi diye diye ikincisini yaşayacağımdan korkmaya başladım. o kadar da iyi değil evren ben sözümden döndüm
devamını gör...
1929/1939 yılları arasında sürmüş dünya çapında ekonomik bunalımdır.

yıkıcı etkileri olmuş, evsiz ve işsiz bırakmıştır.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

"satılık 4 çocuk" yazıyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"büyük buhran" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim