dünya klasikleri / roman
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

charles dickens'in on üçüncü romanı, dickens'ın dergisi all year round'da 1860-61 yılları arasında bir seri olarak yayınlandıktan sonra 1861 yılında chapman ve hall romanı üç cilt halinde yayınladı.

roman 19. yüzyılda baş karakter pip'in ekseninde londra'da geçer. romanın renkli bir karakter kadrosu vardır. dickens'ın temaları arasında zenginlik ve yoksulluk, aşk ve reddedilme, iyinin kötülüğe karşı nihai zaferi yer alır.

21. yüzyılda roman eleştirmenlerin büyük beğenisini toplamış ve 2003'te bbc'nin big read anketinde 17. sırada yer almıştır.
devamını gör...
yol ayrımlarının bizi nerelere götüreceğini mutluluk mu mutsuzluk mu getireceğini hiç hoşumuza gitmeyen konumumuza durumumuza yeni konumumuzdan yeni durumumuzdan bin kez razı olacağımızı o hep istediğimiz düşlediğimiz "büyük umutların" her zaman hayırlı olmadığını hep hayırlısını dilemeyi öğreten pip'in hüzün verici hikayesi keza joe'nun bağlılığı provis'in iyi olma çabası herbet'in vefakar arkadaşlığı.
devamını gör...
ilk 100-150 sayfası durağan tempoda ilerlerken 150'den sonra arap atı gibi açılır kitap, elinizden düşmez. dickens'ı iki şehrin hikayesi'nden biliyorsunuzdur, bu kitabını da henüz okumayanlara tavsiye ederim
devamını gör...
1946 yapımı david lean filmi aynı zamanda. charles dickens’ın eserinden sinemaya aktarılmıştır tabii ki. pip’in başına gelenleri izlerken, dickens’ın ustalığına saygı duymamak elde değil. siyah beyaz bir filmi izleyip de beğenmemek de çoğunlukla mümkün değildir ayrıca.
devamını gör...
great expectations. yazı, sıfır spoiler ile anlatmaya çalışmama rağmen işler çığrından çıkmış olabilir ve spoiler içerebilir o yüzden okumayabilirsiniz.

anlatıcıların geneli temel karakteri hikayenin göbeğine koyar ve onun hayatında, süreç ilerlerken büyük değişimler ortaya koyarak okuru kendine çeker.

burada da pip, özel bir karakter olarak neredeyse imkansızı istemesine rağmen bunu sanki sıradan bir durummuş gibi hissettiriyor.

dilimize bu kitap özelinde umut olarak çevrilen expectations kelimesi, umuttan çok beklenti kelimesidir ve kişinin "acaba olur mu?" hayalinden çok; ileride mutlaka bir şekilde gerçekleş(tir)eceği durum, olay üzerine beklentisini niteler. dickens ta bu romanda bu yüzden, pip'in karakterini tek bir kitap ismiyle anlatmak için(ki okuduktan sonra anca anlaşılır doğal olarak) great hopes değil great expectations olarak koyar kitabın adını.

ta en başından kitabın sonunu, kitabın önemli karakterlerinden birisinin kim olduğunu anlarız. bunun en büyük sebebi, bugünkü sinema ve televizyon kurgusunun bu vb. kitaplardan alınması sebebiyledir. yani biz aslında büyük umutlar'ı okumasak ta benzeri yüzlerce senaryoyu çocukluğumuzdan itibaren seyrettiğimiz için, bu kitabı okur okumaz sonunda o kilit karakterin kim olduğunu keşfediyoruz. yazılarımda birçok kere özellikle spoiler vermeme sebebim okurların kitapla ilgili sonunu öğrenmeden bilgi sahibi olmaya çalışmalarını sağlamak.

pip, hayatımda en ağır korku filminden daha korkutucu sekilde genç bedeniyle öylece dikilerek bir kadının ağaçta kendini astığı yanılgısına kapıldığında, net şekilde dickens'ın kim olduğunu da anladım. bu, bir author'un ne kadar yetenekli olduğunun aslında okur tarafından kolayca anlaşılabileceğinin göstergelerinden.

pip'in ablasının, eniştesinin anlatımları, eniştesinin saflığı ve cahilliğini henüz çok küçükken keşfetmesi, ablasının despot karakterinin anlatımı ve bu kadar güçlü bir kadının tam da bu duruma uyan bir kurgu ile; güçlülüğüne yakışır şekilde bir olayla kitabın gelişme bölümünde yer alması ve hayatının değişmesi derken neden despot olduğunun, olmak zorunda olduğunun anlatılması...

kitaptaki dans sekansları, miss havisham'ın içinde bulunduğu durum, her birimizin kendi hayalinde gerçekleşen, pip'in mum ışığında defalarca yürüdüğü o malum koridor. köşkün varlık içinde yokluğun bir tasviri olması, genç kızın küstah ama haklılık payı olan tavırları. filmleştirme konusunda en çok yaklaşan 1946 yapımı film ve en çok puan toplayan da o film ki bunun sebebinin döneme en yakın yılda çekilmiş olması ve teknolojik imkanların da dolayısıyla o döneme yakın olması denilebilir. yeni yüzyılda dönem filmi çekmek çok zor. teknoloji ilerledikçe yapaylık artıyor gibi bir durum var.

kişilerin, bireyin hayattaki pozisyonuna bağlı olarak o kişiye karşı tavırlarının değişmesi - ki martin eden'da daha geniş çaplı, tek bir karakter değil birçok karakterin baş karaktere tavrı üzerinden ele alınır bu- ve bireyin bunun farkına varması üzerinden okurun sayfalar geçtikçe yaptığı empati ile güzel bir insan, toplum eleştirisi.

joe'nun bizzat, daha sonra hakkında yazacağım mujik(rus edebiyatında vasatı ve avamı yaşam biçimi olarak belirlemiş karakter tiplemesi) tasviri olması, onun pip'e olan sevgisi ve ilerleyen sayfalardaki saygısı, ona ve zekasına her zaman güvenmesi, aralarındaki yaşları ilerledikçe genişleyen uçurumun güzel yansıtılması derken kitabın özellikle o bölümlerde şu gibi akıp gitmesi...

kitaptaki kötü karakterin, malum pip'i yükselten iyi karaktere göre bir nebze daha güzel gizlenmesi de benim için güzel bir ayrıntıdır.

benim için kişisel olarak martin eden, goriot baba, çok az gazap üzümleri çağrışımları yapan bu kitap diğer kitapları gibi bir solukta bitiyor fakat bir farkla. charles dickens gerçekten dili çok akıcı bir yazar. bu yüzden elinize 500 sayfaya yakın bir kitabını aldığınızda kitabın olduğundan daha kısa yazıldığı hissi en fazla alınan yazarlardan birisi.

miss havisham ve joe sebebiyle başucu kitapları listesindedir. karakter yaratmak değil mühim olan, karakterin sesine kadar insana hissettirmektir.


kitabın benim için en ağır ama çok çok daha uzun hatta sayfalarca olmasını istediğim bölümü, pip'in köşk bahçesinde dolaşırken miss havisham'dan aldığı izlenim dolayısıyla bilinçaltında yarattığı kendini ağaca asması sahnesidir. kitaplarda en çok hayran olduğum birkaç sahneden birisidir hatta ileri gidersem ilk 5'e bile yazabilirim.
devamını gör...
birçok zaman, arkamızda bıraktıklarımızı, aynı bıraktığımız gibi bulacağımız aptallığına düşüyor, herşey dinamik olmadan bizim bıraktığımız düzende devam edecek zannediyoruz.

pip, hayatını çizip büyük adam olacağına emin şekilde evden ayrılmış, sonrasında da uzun süreler boyunca yaşadığı onca şeyden sonra, hayal kırıklığı ile evine dönüp "onlar bari beni anlarlar. onlarla gül gibi geçinip giderim." bencilliği ile evine döndüğünde, bir zaman önce o gittikten sonra zamanın bu bıraktığı tarafta donmadığını, tıpkı onun yaşadığı taraftaki gibi dinamik şekilde devam ettiği gerçeğini yüzünde feci bir tokat gibi tecrübe ediyor. bıraktığı kadının hep onu bekleyerek pause tuşuna basıp kendini pip dönene kadar rafa kaldıracağını düşünen pip, bunun(düşüncenin) onu seven insana karşı ne büyük bir küstahlık, ihanet olduğunu bile fark etmiyor. ona değer veren kadının kendi hayatını kuracağı ihtimali bile aklına gelmiyor.

hayatımızda, pembe dönemlerimiz devam ederken biz de tıpkı pip gibi, yokluğumuzda acı çeken insanları görmeden yanlarından geçip gidiyoruz. fakat ne zaman ki, hayatımızda yaşadığımız düşüşler bizi eski hayatımıza dönmeye zorluyor, rayımızda giderken hayal kırıklığı makasının yönümüzü değiştirmesi ve tekrardan başladığımız yöne ilerlememiz sebebiyle, bize belli süre görünmez olan kişiler bir anda görünür ve değerleri durumuna geliyorlar.

işte o zaman bütün o pembe dünyamızda yaşıyorken varlığından haberdar bile olmadığımız insanlar bir anda görünür oluyor, vücuda geliyor ve varlığından haberdar olarak o kişi ya da kişilere aslında hakaretlerin, ihanetlerin en büyüğünü ediyoruz.

sanki bunun farkındalığındaymış gibi konuşan ben, pip'i bu romanda yadırgayan kişi olarak değil, charles dickens'ın kaleminde farkına vararak, bir dönem, bir bilemedin iki kişiye karşı pip'in ta kendisi olduğumu fark ettim. açıklamak istemediğim sebeplerden, bu küstahlığı yaptığım kişiye hiç fark ettirmeden onun bana olan değerinden çok, şartlar beni oraya getirdiği için varlığını fark etmemin ne kadar aşağılık bir şey olduğunu dickens sayesinde, anca yıllar sonra fark ettim.

bu yüzdendir ki benim görüşüme göre, hayatımızda sevgi zannettiğimiz birçok şey aslında kıymet bilmememizin gecikmiş farkındalığı.

hımym'da* lily başarılı bir ressam olsaydı hiçbir zaman dönmeyecekti. değil hiçbir zaman dönmemek, bambaşka hayatı içinde savrulup dururken artık marshall'ın varlığını bile unutup yıllarını geçirecekti. çünkü marshall ona "ben hep seninleyim" mesajını vermiş olup, hiçbir tehdit unsuru ve lily'i değersiz hissettirecek bir unsuru olmadığı için lily marshall'ı pause ile durdurup, istediği zaman ona dönüp aynı sekilde bulabileceği bilinciyle, onu rahatlıkla üzdü. döndüğünde de pip'ten farklı olarak herşeyi bıraktığı gibi bulmuş olması, onun pip'ten daha az aşağılık insan olduğunu değil, daha şanslı insan olduğunu gösteriyor. ağlayarak, hayallerinden uzak şekilde yaşamın nasıl ellerinden kayıp gittiğini marshall'a anlatırken, karşısındaki kişinin hayallerinin öznesi olduğunu ve o kişinin yegane hayalinin onunla bir ömür geçirmek olduğunun dahi farkında olamayacak kadar bencildi. bu yüzden sevdiğini zannettiği marshall'ı sevmediğini onun dışında herkes biliyordu.


yıllar sonra çocukluk yuvasına dönüşünü yapan, ağır hayalkırıklıkları ile mecburen eskiye dönen pip, en güzel cevabı alıyordu. çünkü dünya onun etrafında dönmüyor. bu yüzden, bencillik ve büyük bir küstahlık sahibi olan pip, romanın iyi görünen ama kötü olma ihtimalini akıllara getiren, sorgulatan başrolü.
devamını gör...
charles dickens imzalı 512 sayfalık eserdir. defalarca okunasıdır pip adındaki bir çocuğun demir tüccarı eniştesi ve ablası ile yaşantısını, bir mâhkuma yardım edişini, dostluğunu, bir kızdan hoşlanmasını konu edinir. kitap aynı zamanda ingiltere'nin dönemin köylü ve kentli arasında kapanmaz sınıfsal ayrılıklarına da dikkat çekmektedir.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

vicdan azabı devasa bir cezadır.
devamını gör...
charles dickens imzalı eser olup; ablası ve demir tüccarı eniştesiyle yaşayan pip adında bir çocuğun hapishane kaçkını bir adama yardım edişini sonra da büyüyüp başka bir adam oluşunu ve dönemin yaşantısını konu edinir.

kalın bir kitap olsa da kendini okutuyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"büyük umutlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim