çaça ve cosplay

gibi dizisinin dün yayınlanan bölümüdür.

acayip güldüm, mükemmeldi. şimdiden efsane bölümler arasına girdi bile.

feyyaz yiğit ve aziz kedi’nin yazdığı ömer sinir’in yönettiği gibi (dizi) isimli kadın erkek ilişkilerinde omurgalı bir duruş sergileyen, insanların özel ilgi alanlarına sonsuz bir saygı ile yaklaşan ve tercih edilen isimler konusunda derin bir anlam kargaşasına neden olan dillere destan yapımın ikinci sezon beşinci bölümünün adıdır.

bu bölüm için yazacağım tanım bu muhteşem dizinin önceki bölümleri için yazdığım tanımlara benzemeyecek. çünkü bu bölüm benim açık ara en çok güldüğüm ve defalarca izlediğim bölümdür.

sevgilileri olduktan sonra biri çaça’ya diğeri
cosplay’e saran ilkkan ve ersoy’a karşı kendinden asla ödün vermeyen yılmaz’ın tepkisine yol açar. elbette bu tepkide iki arkadaşı sevgilileri ile oynaşırken öyle kazma gibi kalan yılmaz’ın libidosunun bir etkisi yoktur. yılmaz bir köşede oturup suskun kahinin gözyaşlarını dökmekle yetinmez.

karşıt kaderlerin kıvrak dokunuşu ile yanıp tutuşan ersoy ve ilkkan’a en güzel cevabı yine yılmaz terziye gitme zamanı gelmeden hemen önce her zamanki gibi tost yerken bekleyen yılmaz’ın telefonunda çalan alarm verir. terziden ne tür şeyler alınacağına dair bu alarma yaklaşık on dakika güldüm.

yılmaz'ın ersoy'a, "uzatma kardeşim şimdi suskun prensin öpücüğünü sokmayim ağzına" deyişini her izlediğimde yerlere yatıran, en favori gibi bölümlerinden birisi. z'lerin olayları ile kafayı sıyıran terzi amca da bomba.

ben ecemşah ne yapıyorsa onu seçiyorum.

(bkz: ne kadar güzelsin ya ecemşah)