#araştırma-inceleme
orijinal adı: stolen harvest: the hijacking of the global food supply
yazar: vandana shiva
yayım yılı: 2000
hindistanlı ekolojik aktivist vandana shiva bu eserinde, kapitalizmin hüküm sürdüğü günümüzde; büyük şirketlerin tarıma ve toprağa haksızca egemen olmasını, çiftçilerin emeğinin ve ürünlerinin hiçe sayılmasını ve değersizleşmesini, genetiği değiştirilmiş ürünleri ve daha birçok şeyi ele alarak okuyucuya aktarıyor.
yazar: vandana shiva
yayım yılı: 2000
hindistanlı ekolojik aktivist vandana shiva bu eserinde, kapitalizmin hüküm sürdüğü günümüzde; büyük şirketlerin tarıma ve toprağa haksızca egemen olmasını, çiftçilerin emeğinin ve ürünlerinin hiçe sayılmasını ve değersizleşmesini, genetiği değiştirilmiş ürünleri ve daha birçok şeyi ele alarak okuyucuya aktarıyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "calakalem" tarafından 30.10.2022 08:55 tarihinde açılmıştır.
1.
tam adı, çalınmış hayat-küresel gıda soygunu olan, çevre ve ekoloji aktivisti vandana shiva tarafından küresel tarım ve gıda sektörü üzerine yazılmış, bgst yayınları tarafından basılmış kitaptır.
bir facebook uyarısı değil ama durum ciddi!
vandana shiva, gıda sektörünün büyük şirketler nezdinde tekelleşmesi, kırsal üreticilerin ürünlerinin değersizleştirilmesi, yoksullaşması, kadın sorunları gibi faaliyet alanlarına düşünce ve yazılarıyla kafa yoran hintli bir ablamızdır.
henüz 90'lı yıllarda, hindistan'daki bitki ve tohum çeşitliliğini korumak için yerel derneklerle navdanya ulusal hareketini'nin öncüsü olmuştur.
endüstriyel ekonominin "büyüme" olarak tanımladığı her durumun, aslında doğadan ve insanlıktan araklanmış büyük çaplı hırsızlıklar olduğunu düşünüyor.
sözde gıda kriziyle mücadele adı altında büyük ölçekli arazi ve tarım faaliyetleriyle hem toprak gaspı ve sömürüsü arttırılıp biyoçeşitlilik azaltılmakta hem de insanların gıda ürünlerine erişimi yüksek parasal koşullarla ölçeklendirilmektedir.
ablamızın cıngar görünümü, sizi tedirgin etmesin. onun diş ve tırnak gücü, gen mühendisliği adı altında yapılan biyoyıkımlara, genetiği değiştirilmiş gıdalara, açgözlü büyük gıda holdinglerinedir. yoksa özünde, tüm mazlum halklara, doğaya ve yaşam döngüsüne olduğu kadar bizlere karşı da şefkatli ve korumacıdır. nitekim 1943'te bengal'deki kıtlıkta yaşamını yiriren 4 milyona yakın insanın yasını tutmaktadır hala. bu yüzden gevşeklikten, yüksek sesli kahkahalardan hiç hazzetmez.
kitapta, son yüzyıl içerisindeki - başta avrupa olmak üzere- tarımsal sömürü hamlelerini, küresel ölçekte savaş ve kriz anlarındaki gıda stokçuluğunu ve fırsatçılıkları, somut rakamlarla belgelemektedir.
küçük üreticilerin yok olmasıyla tarımsal çeşitlilik azalmakta, büyük şirketlerin de yalnızca kar değeri yüksek ürünlere yoğunlaşmasıyla bazı türler hızla yok olmaktadır. bizi bekleyen asıl tehdit, insan kaynaklı bu durumlar neticesinde ortaya çıkmış olan açlık ve gıda krizidir.
örneğin abd'li ricetek gibi bazı şirketler, basmati pirinci üzerinde patent hakkı iddia etmektedir. doğu asya'da evrimleşmiş bir ürün olan soya fasulyesi, calgene adlı bir şirket tarafından çoktan patentlenmiştir.
bunun anlamı şu, bu türlerin bahçenizde kendiliğinden yetişen ürünler olduğunu düşünürsek bu şirketlerin bilgisi dışında, bu ürünlerle ilgili hiçbir ticari faaaliyet gerçekleştiremezsiniz.
olay sadece ticari bir gasp değil, ayrıca bu bitkisel kültürlerin monokültür haline getirilmesiyle, bu bitkilerin içinde bulunduğu ekosistem ve besin zinciri de baltalanıp birden çok canlı türü zarar görmektedir. sadece kar uğruna.
üstüne büyük bir riyakarlıkla adına "yeşil devrim" dedikleri sözde atılım hamleleriyle tüm geniş tarım sahaları, daha karlı olduğu için kısa saplı, çok taneli bitki türleriyle donatılmakta, bu bitkiler aşırı gübre tüketimleriyle ayakta tutulmaktadır. bir ekosistem, olası herhangi bir biyolojik savaşta bundan daha çok tahrip edilemez.
tüm dünya, sıkışmış kapitalist düzenlerin enerji ve kaynak arayışlarıyla görünen savaşlarına odaklanmışken gözardı edilen perdenin arkasındaki tarım ve gıda hırsızlıkları, doğa ve ürün katliamlarına dikkat çeken bir kitap.
bir facebook uyarısı değil ama durum ciddi!
vandana shiva, gıda sektörünün büyük şirketler nezdinde tekelleşmesi, kırsal üreticilerin ürünlerinin değersizleştirilmesi, yoksullaşması, kadın sorunları gibi faaliyet alanlarına düşünce ve yazılarıyla kafa yoran hintli bir ablamızdır.
henüz 90'lı yıllarda, hindistan'daki bitki ve tohum çeşitliliğini korumak için yerel derneklerle navdanya ulusal hareketini'nin öncüsü olmuştur.
endüstriyel ekonominin "büyüme" olarak tanımladığı her durumun, aslında doğadan ve insanlıktan araklanmış büyük çaplı hırsızlıklar olduğunu düşünüyor.
sözde gıda kriziyle mücadele adı altında büyük ölçekli arazi ve tarım faaliyetleriyle hem toprak gaspı ve sömürüsü arttırılıp biyoçeşitlilik azaltılmakta hem de insanların gıda ürünlerine erişimi yüksek parasal koşullarla ölçeklendirilmektedir.
ablamızın cıngar görünümü, sizi tedirgin etmesin. onun diş ve tırnak gücü, gen mühendisliği adı altında yapılan biyoyıkımlara, genetiği değiştirilmiş gıdalara, açgözlü büyük gıda holdinglerinedir. yoksa özünde, tüm mazlum halklara, doğaya ve yaşam döngüsüne olduğu kadar bizlere karşı da şefkatli ve korumacıdır. nitekim 1943'te bengal'deki kıtlıkta yaşamını yiriren 4 milyona yakın insanın yasını tutmaktadır hala. bu yüzden gevşeklikten, yüksek sesli kahkahalardan hiç hazzetmez.
kitapta, son yüzyıl içerisindeki - başta avrupa olmak üzere- tarımsal sömürü hamlelerini, küresel ölçekte savaş ve kriz anlarındaki gıda stokçuluğunu ve fırsatçılıkları, somut rakamlarla belgelemektedir.
küçük üreticilerin yok olmasıyla tarımsal çeşitlilik azalmakta, büyük şirketlerin de yalnızca kar değeri yüksek ürünlere yoğunlaşmasıyla bazı türler hızla yok olmaktadır. bizi bekleyen asıl tehdit, insan kaynaklı bu durumlar neticesinde ortaya çıkmış olan açlık ve gıda krizidir.
örneğin abd'li ricetek gibi bazı şirketler, basmati pirinci üzerinde patent hakkı iddia etmektedir. doğu asya'da evrimleşmiş bir ürün olan soya fasulyesi, calgene adlı bir şirket tarafından çoktan patentlenmiştir.
bunun anlamı şu, bu türlerin bahçenizde kendiliğinden yetişen ürünler olduğunu düşünürsek bu şirketlerin bilgisi dışında, bu ürünlerle ilgili hiçbir ticari faaaliyet gerçekleştiremezsiniz.
olay sadece ticari bir gasp değil, ayrıca bu bitkisel kültürlerin monokültür haline getirilmesiyle, bu bitkilerin içinde bulunduğu ekosistem ve besin zinciri de baltalanıp birden çok canlı türü zarar görmektedir. sadece kar uğruna.
üstüne büyük bir riyakarlıkla adına "yeşil devrim" dedikleri sözde atılım hamleleriyle tüm geniş tarım sahaları, daha karlı olduğu için kısa saplı, çok taneli bitki türleriyle donatılmakta, bu bitkiler aşırı gübre tüketimleriyle ayakta tutulmaktadır. bir ekosistem, olası herhangi bir biyolojik savaşta bundan daha çok tahrip edilemez.
tüm dünya, sıkışmış kapitalist düzenlerin enerji ve kaynak arayışlarıyla görünen savaşlarına odaklanmışken gözardı edilen perdenin arkasındaki tarım ve gıda hırsızlıkları, doğa ve ürün katliamlarına dikkat çeken bir kitap.
devamını gör...
"çalınmış hasat küresel gıda soygunu" ile benzer başlıklar
hasat
11