1.
eski istanbul devlet tiyatrosu müdürü.(bkz: avrupa (oyun)) oyununun gelen şikayetler sonucu kaldırılmasından sonra tepki olarak görevinden istifa etmiştir. haluk bilginer ve türkan şoray'ın başrollerini paylaştığı tatlı hayat dizisinde canlandırdığı, çılgın komşu irfan karakteri ile tanınmaktadır.
devamını gör...
2.
zamanında itü makina'yı yarıda bırakıp istanbul üniversitesi devlet konservatuarı sınavlarına girerek kazanan dört kişiden biri olarak tiyatro yolculuğu başlayan başarılı oyuncu. konservatuar sonrası kenter tiyatrosunda profesyonel oyunculuğa adım atmıştır. istanbul devlet tiyatrosunda rol aldığı ve yönettiği oyunlardaki başarılı performansının yanında tatlı hayat dizisindeki irfan rolündeki harikulade oyunculuğuyla akıllarda kalmıştır. kendisini çöl fırtınaları ve giydirici oyunlarında canlı izleme şansım olmuştu ve çok beğenmiştim. iz tv'de yayınlanan belgeselde tiyatro için yaşayan bir insan olduğunu ve hayatının içinde ne kadar önemli yer ettiğini anlatmıştı. tiyatrocu olmak için okulunu bıraktığında annesinin bayıldığını, babasının fenalaştığını ama aradan geçen 30 yıllık tiyatro kariyeri sonrası çok mutlu olduğunu da eklemiştir.
devamını gör...
3.
4.
abartılması gerektiğini düşündüğüm nadir insanlardan birisidir.
tanım: tiyatro oyuncusu.
doğan cüceloğlu ile yaptıkları bir sohbet. dinlemenizi tavsiye ederim.
tanım: tiyatro oyuncusu.
doğan cüceloğlu ile yaptıkları bir sohbet. dinlemenizi tavsiye ederim.
devamını gör...
5.
yıldız kenter’in favori öğrencilerinden birisidir.
devamını gör...
6.
tiyatroyu tiyatro için yapan oyuncu. sanırım bu yüzden herkes onu biliyor ama izleyen sayısı çok az.
devamını gör...
7.
biraz da celal kadri kınoğlu'nu abartabilir miyiz lütfen. kendisini flu tv'de izleyene kadar benim için acemi cadı dizisindeki müdürden ibaret olan ama videolarda tanıştıktan sonra hayranı olduğum bey. işine, tiyatroya, oyunculuğa bu kadar tutkuyla bağlı olması müthiş bir seyir zevki veriyor insana. senelerdir bu işi yapmasına, öğretmesine rağmen bir şeyler anlatırken bu kadar cıvıldayarak konuşması o kadar güzel ki. sabaha kadar konuşsa dinlerim kendisini. öğrencileri kesinlikle çok şanslı.
edit: kendisini "seneye bugün" oyununda izleme şansını yakaladım ve bir kez daha hayranı oldum. sanki rol yapmıyor da hayatı olağan akışında yaşıyor gibi bir oyunculuk. müthiş bir yetenek, müthiş mimikler, müthiş ses tonu. keşke çok daha önce radarıma girseydi de daha çok izleseydim dediğim biri oldu.
edit: kendisini "seneye bugün" oyununda izleme şansını yakaladım ve bir kez daha hayranı oldum. sanki rol yapmıyor da hayatı olağan akışında yaşıyor gibi bir oyunculuk. müthiş bir yetenek, müthiş mimikler, müthiş ses tonu. keşke çok daha önce radarıma girseydi de daha çok izleseydim dediğim biri oldu.
devamını gör...
8.
çok acayip bir insan. istediğinde çok tutkulu konuşuyor. çok da eğlenceli birisi. ben de kendisini tatlı hayat'tan irfan rolüyle bilenlerdenim. adam nasıl bir noktadaysa bizim yücelttiğimiz oyunu utanç vesikası gibi görüyor.
şu var ki adam tam sohbet edilesi bir adam. çok matrak.
-abi olmuyor.
+ olmasın.
şu var ki adam tam sohbet edilesi bir adam. çok matrak.
-abi olmuyor.
+ olmasın.
devamını gör...
9.
kendisini tatlı hayat dizisiyle tanıdığım müthiş oyuncu.
devamını gör...
10.
vapurda çay simit sohbet programına denk gelmiştim. bugün aynı programı 3. kez izledim.
bilmiyorum her hissedilen şeyler için cümle kurulamıyor diye bir söz vardır. tam da bu.
sanatçı gibi sanatçı. enerjisi, kelimeleri, heyecanı, hayata bakışı.
vallahi üşenmedim yazıyorum buraya konuşmalarının bazı bölümlerini.
kitap gibi konuşuyor zaten aynı şeyi sunucu da dedi.
"bazen bir şey görürsünüz ya da bir caz plağı dinlersiniz, ya da klasik müzikte olur bu ya da çok modern bir romanda dersiniz ki bunu şu anda tam anlayamıyorum. öğrenciler için çok olur bu. ama eminim bunu ileride tam olarak yaşayacağım. yani bir şey size gelecekten fısıldar."
hayatta size çekici gelen insanlar kimler oluyor?
"canlı, parlak, ifadeli, tutku ile bir şey için yaşayan, kendini kaptıran, sevinçli, mutlu, yüksek yaşayan insanlar."
aklınıza gelen bir fikir olduğunda bunu ilk kiminle paylaşmayı seviyorsunuz?
"heyecanımı öldürmeyecek biri ile. diyelim ki, ben heyecanlandım, bir roman yazmaya karar verdim. aman canım, ne lüzumu var, zaten kim basacak... böyle diyenlerle asla konuşmak istemiyorum. eğer iyi bir yalnızlığa sahipseniz, yalnızlığınız sizi heyecan verici bir şekilde cevaplıyorsa kimselere söylemeseniz de olur."
para dışında kaybettikten sonra kazanmanın zor olduğu bir şey desem?
"hayallerini kaybetmek olabilir, yanlış bir dünya görüşünden, korkunç rastlantılardan dolayı. insanların umutlarını, sevgilerini kaybetmeleri çok acı kayıplardan sayılır. çünkü o insanlığa duyduğumuz sevginin kaybolması anlamına da gelebilir. yanlış insanlara rastlayanlarda gördüğüm en büyük kayıp bu. hümanizimi, insan sevgisini kaybeder. o yüzden de insan yaşamını korumalı. bu duyguyu kaybederim diye insan kendi yaşamının üzerine titremeli. bazen de gerçeklerle mesafe koymamız gerekir. bazen acı gerçeklerin üstüne deli gibi gitmememiz gerekir. hele böyle bizim gibi duygusal ve heyecanlarla dolu sevinçle ve canlılıkla dolu bir işi yapıyorsanız kendinizi gerçeklerden bayağı korumanız gerekir."
bir robot gibi mi?
"yani karamsarlığa karşı bir önlem gibi."
bilmiyorum her hissedilen şeyler için cümle kurulamıyor diye bir söz vardır. tam da bu.
sanatçı gibi sanatçı. enerjisi, kelimeleri, heyecanı, hayata bakışı.
vallahi üşenmedim yazıyorum buraya konuşmalarının bazı bölümlerini.
kitap gibi konuşuyor zaten aynı şeyi sunucu da dedi.
"bazen bir şey görürsünüz ya da bir caz plağı dinlersiniz, ya da klasik müzikte olur bu ya da çok modern bir romanda dersiniz ki bunu şu anda tam anlayamıyorum. öğrenciler için çok olur bu. ama eminim bunu ileride tam olarak yaşayacağım. yani bir şey size gelecekten fısıldar."
hayatta size çekici gelen insanlar kimler oluyor?
"canlı, parlak, ifadeli, tutku ile bir şey için yaşayan, kendini kaptıran, sevinçli, mutlu, yüksek yaşayan insanlar."
aklınıza gelen bir fikir olduğunda bunu ilk kiminle paylaşmayı seviyorsunuz?
"heyecanımı öldürmeyecek biri ile. diyelim ki, ben heyecanlandım, bir roman yazmaya karar verdim. aman canım, ne lüzumu var, zaten kim basacak... böyle diyenlerle asla konuşmak istemiyorum. eğer iyi bir yalnızlığa sahipseniz, yalnızlığınız sizi heyecan verici bir şekilde cevaplıyorsa kimselere söylemeseniz de olur."
para dışında kaybettikten sonra kazanmanın zor olduğu bir şey desem?
"hayallerini kaybetmek olabilir, yanlış bir dünya görüşünden, korkunç rastlantılardan dolayı. insanların umutlarını, sevgilerini kaybetmeleri çok acı kayıplardan sayılır. çünkü o insanlığa duyduğumuz sevginin kaybolması anlamına da gelebilir. yanlış insanlara rastlayanlarda gördüğüm en büyük kayıp bu. hümanizimi, insan sevgisini kaybeder. o yüzden de insan yaşamını korumalı. bu duyguyu kaybederim diye insan kendi yaşamının üzerine titremeli. bazen de gerçeklerle mesafe koymamız gerekir. bazen acı gerçeklerin üstüne deli gibi gitmememiz gerekir. hele böyle bizim gibi duygusal ve heyecanlarla dolu sevinçle ve canlılıkla dolu bir işi yapıyorsanız kendinizi gerçeklerden bayağı korumanız gerekir."
bir robot gibi mi?
"yani karamsarlığa karşı bir önlem gibi."
devamını gör...
11.
tatlı hayat'ta yer alan şahsına özgü bir tiyatrocu, gerçekten değerli bir insan, tiyatrocudur.
bilmeyenler vardır, uzun oyuncular genelde dezavantajlıdır. gerek kamera açısına (kadraja) girmek gerekse de sahnede el-yüz mimikleri açısından zorluk olarak görülür. bu yüzden de bu oyuncular gerek kameralı işlerde gerekse de sahne işlerinde potansiyeli altında kalır. bu da yazık ki normaldir. şimdi celal bey tüm bu dezavantajlarına rağmen kameralı-kamerasız işler farketmeksizin çatır çatır oynamaktadır. dolayısıyla kendisini bu dezavantajla değerlendirmek gerekmektedir.
dahası foucault okuyacak kadar da felsefe düşkünüdür. bir çok oyuncu "kitap mı? okuyorum tabi, hep okurum!" diyen ana-akım oyuncuların olduğu günümüzde foucault okumak önemli ve değerlidir, bir oyuncu açısından.
bilmeyenler vardır, uzun oyuncular genelde dezavantajlıdır. gerek kamera açısına (kadraja) girmek gerekse de sahnede el-yüz mimikleri açısından zorluk olarak görülür. bu yüzden de bu oyuncular gerek kameralı işlerde gerekse de sahne işlerinde potansiyeli altında kalır. bu da yazık ki normaldir. şimdi celal bey tüm bu dezavantajlarına rağmen kameralı-kamerasız işler farketmeksizin çatır çatır oynamaktadır. dolayısıyla kendisini bu dezavantajla değerlendirmek gerekmektedir.
dahası foucault okuyacak kadar da felsefe düşkünüdür. bir çok oyuncu "kitap mı? okuyorum tabi, hep okurum!" diyen ana-akım oyuncuların olduğu günümüzde foucault okumak önemli ve değerlidir, bir oyuncu açısından.
devamını gör...
12.
cem yılmaz'ın (bkz: do not disturb (film))'inde depresif edebiyat profesörünü çok başarılı bir şekilde oynayan güzide insan.
devamını gör...