cem garipoğlu

wuhan uzay çatılı semt pazarında yarasa çorbası zıkkımlanıyordur.

çok çetrefilli bir olayın baş karakterlerinden.

otopsi görüntüleri aileye ve bilir kişi heyetine izletilecek diye duydum.
otopsi görüntülerinde zaten net olarak gözükür hersey ve mezar açılmasına gerek kalmaz diye düşünüyorum.

sahte bir cenaze töreninin ardından yurtdışına kaçırılmış katildir.



(bkz: inside job)

ben inanmiyorum bu yaratigin oldugune cok guclu yahudi bir aile ...bu inanmamak icin yeterli bir neden

olan zavalli kizcagiza oldu ve hesabı da sorulamadi sorulamayacak

3 mart 2009'da münevver karabulut'u öldürdü, 197 gün kaçtı, teslim olduktan sonra 24 yıl hapse mahkum edildi. 2014'te kendini öldürdü.
ama 10 yıldır gündemimizden hiç düşmedi. en son 2 ekim'de mezarı açılıp cesedine dna testi yapıldı. adli tıp kemiklerin ailesi ile uyuştuğunu açıkladı.
ölmüş olduğuna inanmamız için gereken her şey yayınlandı ancak inanıyor muyuz? inanmıyoruz tabii.
mezarda insan kanına benzemeyen bazı unsurlar bulundu. tüm şüpheler ilk gün olduğu kadar çok şu anda.
cem garipoğlu öldü mü, ölmedi mi bu ikilem asla çözülmeyecek. tek gerçek küçücük bir kızın hayallerine erkenden veda etmesine sebep olan birinin hepimizce lanetlenmesi.

zengin züppesi bir tipitip olan cem garipoğlu, münevver karabulut'un katilidir. olan, masum münevver karabulut'a oldu :(

"münevver'in katili" dışında herhangi bir tanımı hak etmeyen kişi.
bu tiplerin hepsinin ismi hafızalardan silinsin istiyorum, gerçekten. hatırlanmaya değer hiçbir yanları yok.

herifin yaşıyosa internette ismini aratıp aratıp gerzek mutluluklar yaşadığına yemin edebilirim, ama ispatlayamam.

hakkında zamanında haber sitelerinde şöyle tuhaf bir bilgi dönen katil:

cem'in ifadesinden:

münevver karabulut ise, kendi notlarında filmden şöyle bahsetmiş:



t24 haberinden alıntı:
annesine de filmden bahsetmişti
münevver o gün bu filmi izledikten sonra eve geldiğinde bir hayli öfkeli olduğunu farkediyor annesi... kızına ne olduğunu soruyor, münevver de "anne bugün cem beni sinemaya götürdü. sevgililer günü olduğu için romantik bir filme götürür sandım. ama midem bulandı. konuşmak bile istemiyorum" diyor.

bahsedilen meşhur film, 2009 yapımı my bloody valentine yeniden çevrimidir. bu bilgi yüzünden bu film bana daha ürkütücü ve manidar gelir.

gerçekten ölüp- ölmediği yıllardır soru işareti olan katildir. defalarca ölmediği iddia edilmiş hatta mezarı dahi dna testine gidebilmek için açılmıştır. buna rağmen, hala halkın bir çoğu aslında ölmediğini, fazlasıyla eli- kolu uzun olan ailesi yardımıyla yurt dışına kaçırıldığını ve yıllardır gizlendiğini düşünmektedir.

açıkcası kendisi ile alakalı hikaye bana da pek mantıklı gelmemiştir. kendisinin hapishanede öldürülebileceğine ya da kendisini öldürebileceğine inanmıyorum. o psikolojide (kendi hayatına kıyacak seviyede) bir adam olduğuna da inanmıyorum. genç bir kıza yaptıklarını düşününce, sadizmini ve kendisini aşırı seviyor diye yorumluyorum. yani kendisine özgü, sakat bir özgüveni olmasa; bir insanı böylece hayvani şekilde öldüremezdi. ailesinin garip ve anlaşılamaz bağlantılarını düşününce de, maalesef hapishanede extra korunmadığına inanmak çok güç geliyor. çok çok köklü bir aile olduklarına inanmıyorum. yine de kendi çaplarında belli ki telefon edebilecekleri birileri var. cem'in sürecinin günlerce hatta haftalarca sürdüğünü , televizyonlarda uzunca bir süre " münevver'e adalet" başlığı altında servis edildiğini hatırlıyorum. ailenin sonuna kadar ayak direttiği ve direndiği gerçeğini atlayamayız.

hala hayatta mı yoksa hayatta değil mi bilmiyorum fakat şunu biliyorum; bilinçli şekilde bir insanın ölümüne sebep oldu. ilahi adalet karşısında, bunun hesabını detaylıca ödeyecektir. kimsenin günahı, yanına kalmıyor. kabirde kast sistemi yok. yani orada torpil geçmiyor.