90ların başında her şehirde belli başlı buluşma noktaları vardı. haftalar öncesinde gün ve saat kararlaştırılır, olağanüstü bir aksilik olmazsa buluşma gününde ve saatinde orada olunurdu. vaktinde gelmemiş olan beklenirdi çünkü mutlaka gelirdi.

benim küçük bir defterim vardı çantamda, kimle ne zaman buluşacağımı not alırdım. geç kalmamak için vaktinden önce giderdim hep. cep telefonumuz yoktu ama gelişmiş bir sorumluluk duygumuz vardı. hey gidi günler hey.
devamını gör...
ev telefonu ile arardık, ulaşamazsak haber bırakırdık. sonra bir şekilde konuşur ve buluşma yerini ayarlardık. buluşma yerinde beklerken artık kısmet neyse o olurdu.
devamını gör...
ne demek nasıl? saat 6 da börgır ın önünde.
devamını gör...
yakalarımızda kırmızı karanfil ile buluştuğumuzdan mütevelli hiç yapmadığım (düşünmediğim) eylem.
devamını gör...
ilk olarak üsküdarda faytondan inip, kuğulu gölet etrafında turlarken hoşlaşılan hanım sizi de beğenirse nacizanenize mendil bırakırdı yere, ve biz yağız olarak yerden alırdık aşk-ı emanetimizi...
hatırladığım kadarıyla ev telefonundan arayıp meydanda buluşalım mı denirdi ve hep bekletilirdik.
devamını gör...
o kadar eskisini hatırlayamıyorum ancak cep telefonlarının yeni çıktığı geçiş döneminde erken gelen tarafın bol bol çağrı atıp kapatması adettendi.

kontör yok kontör!!11.1!!
devamını gör...
bir arkadaşımla daha okuldan çıkmadan uğur mumcu iş merkezi’nin önünde şu saatte diye randevulaşırdık. ben hep bekleyen taraf olurdum, evim onunkine göre daha uzak olmasına rağmen. 5-10 dakika da erken geldiğim için o da geç kalınca ortalama 20 dakika beklemek zorunda kalırdım. bu beklemeler bir süre sonra sıkınca bilerek geç gitmeye başlamıştım buluşma yerine.
devamını gör...
kız kuzen veya kız kardeş varsa evi aratılır yoksa buluşma isteği ve yeri bir kağıda yazılır mahallenin veletlerine cips ücreti karşılığı verilir olumlu cevap gelirse gidilir buluşulurdu, buluşmaya gelen olmaz ise mekandaki kızlardan birinden evi araması rica edilirdi, kız gelmemiş ise o sinirle daha fazla para için kızı babasına söylemekle tehdit edip şantaj yapan velet dövülürdü, evet dayak yiyen velet benim şükür bizim zamanımızda cep telefonu çıktı buluşma yerini sms ile halledip aklımdasın çağrısı atarak işi bitiriyorduk, whatsapp ve 1000 sms olmayan zor ama güzel dönemlerdi.
devamını gör...
buluşma noktalarımız vardı, saati ve günü standarttı.
devamını gör...
ev telefonu diye bir şey vardı arkadaşlar. dumanla haberleşmekten çat diye cep telefonuna geçmedik.

anı editi: tanımı girdikten sonra hatırladım, almanya'da yaşayan amcamın arabasında sabit telefonu vardı. bu onun hava atma itemiydi ama hiç kullanılırken şahit olmadım, yüksek ihtimalle kullanması aşırı pahalı bir teknolojiydi. abimler çok özenirdi, ne günlerdi.
devamını gör...
ev telefonu ve sözlü-yüzyüze iletişim ve hatta kağıda yazışmalarla.

dumanla haberleşmisiz gibi başlık açmasamıydınız? hatta ders olarak mektup yazımı ve dilekçe yazımı da öğretildiğinden düzgün yazma ortalamamız ben dahil daha yüksekti.

son olarak sonrasında msn ve forumlarda mesaj özelliğimizde vardı.
devamını gör...
dumanla
devamını gör...
öncelikle günaydın
ev telefonu vardı.
ama sorun şuydu, kızın evini aradığında telefonu ya annesi ya da babası açardı.
kızı denk getirene kadar zaten buluşma tarihi gelirdi.
devamını gör...
hislerle.
devamını gör...
zordu bea, cidden zordu... ok ev telefonundan veya bi gün öncesinden yüz yüze buluşulacak lokasyon ve zaman belirleniyodu ama otobüs geç kalır, başına bi iş gelir vs... ne sıkıntı çektik gençkene. hele bi de arkadaşın tembel malın biriyse vay haline. ağaç olurdun kadıköy boğa da... buluşmaktan vaz geçip eve döndüğüm olmuştur defalarca.
şimdi telefondan anlık nerede olduğunu görüyon vay amk... teknoloji güzel bi şey...
devamını gör...
kapısına dayanıyordu genç adam ve küçük bir taş parçası ile camda küçük bir tık sesi ile mesaj iletilir. mesajda çeşmenin orda bekliyorum seni, testiyi devir yanlışlıkla ve su doldurmaya gel olur genelde.

sabah sabah iletişimde yeni bir yön keşfettim ve tık sesine anlam yükleyerek yeni bir boyut kazandırdım.
devamını gör...
ıslıkla. elimizi ağzımıza sokup artık ağız büyüklüğüne göre tek parmak çift parmak dört parmak bile sokan vardı ağzına. farklı nagmelerle ev önünde ıslık çalar haberleşirdik.
devamını gör...
önceden de bir saat belirliyorduk, yine aynı şeyi yapıyoruz. tek fark; buluşma yerine gidene kadarki sürecin işleyişi. cep telefonu yokken bazı şeyleri sorun etmiyorduk ve bu kadar dakik değildik bence. yine dakik değiliz de teoride öyleyiz. üç buçuk dakikalık rötarın bile hesabını veriyoruz kısa mesajlarla, üzgün emojilerle.

"otobüse bindim ama maalesef 3 kez kırmızı ışığa takıldık. ayrıca kapıya da yakın olmadığım için inerken 30 saniye zarardayım. özür dilerim, üzgün surat emojisi."
devamını gör...
cep telefonundan önce kimse kimseyle buluşmuyordu arkadaşlar.

yukarıdakiler bol keseden sallıyor.

cep telefonu icat edilince herkes sosyalleşmeye başladı. bu da akp sayesinde oldu.
devamını gör...
dumanla haberleşme diye bir şey vardı arkadaşlar. gerçi çok aleni olduğu ve kıza verdiğiniz randevuyu kızın babası/abisinin de öğrenme ve buluşma yerine gittiğinizde (ankara'da gima önü) sizi kızın değil de bıyıklarını buran iki zebellahın bekleme ihtimali oldukça yüksekti. risk ve fayda analizini iyi yapmak durumundaydınız.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"cep telefonundan önce nasıl buluşuyorduk sorunsalı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim