1.
(bkz: çerkes soykırımı)
devamını gör...
2.
yapayalnız,acımasız,eşitsiz ve adaletsiz savaşın sonucu;yıkımdı,yangındı,soykırımdı. 1,5 milyon çerkes için sürgündü. 21 mayıs 1864 unutmadık !
devamını gör...
3.
büyük dedemlerin yaşadığı acı verici sürgün. babamın anlattığı kadarıyla ve dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışacağım.
rus zulmü malum. çerkesler özgürlüklerine düşkün, hakimiyet altına girmek istemiyorlar. köylerinden sürülen bu insanlar, gemiyle sinop’a iniyorlar. tabi yol zorlu, gemide ölenler oluyor, hastalıkla boğuşanlar oluyor. sağ kurtulanlar istanbul’a doğru yürümeye başlıyorlar(evet yürüyerek). tabi yol uzun ve zorlu, yolda da bir çok kayıp yaşanıyor. sağ kalan kişiler istanbul’a vardıklarında ,padişahın huzuruna kabul için bir elçi seçiyorlar. çerkeslerin askerliği meşhurdur, padişah ilk bunu teklif ediyor. elçi de ‘boyundurluktan kaçtık,boyundurluğa girmeyiz ‘ diyor. ‘bize ekip biçeceğimiz toprak verin yeter’diyor. padişah da izmit’te bir köy (evet benim köyüm) gösteriyor. o zaman çoğu bataklık, ama sevine sevine yerleşiyorlar, bataklıklar kurutuluyor. fakirlik içinde ama özgür yaşıyorlar. o köyden daha sonra bir çok memur(babam ve amcam),öğretmenler(biri halam) ,nice asker vb çıkmıştır. borçlarını bu ülkeye hizmet ederek ödemişlerdir.
rus zulmü malum. çerkesler özgürlüklerine düşkün, hakimiyet altına girmek istemiyorlar. köylerinden sürülen bu insanlar, gemiyle sinop’a iniyorlar. tabi yol zorlu, gemide ölenler oluyor, hastalıkla boğuşanlar oluyor. sağ kurtulanlar istanbul’a doğru yürümeye başlıyorlar(evet yürüyerek). tabi yol uzun ve zorlu, yolda da bir çok kayıp yaşanıyor. sağ kalan kişiler istanbul’a vardıklarında ,padişahın huzuruna kabul için bir elçi seçiyorlar. çerkeslerin askerliği meşhurdur, padişah ilk bunu teklif ediyor. elçi de ‘boyundurluktan kaçtık,boyundurluğa girmeyiz ‘ diyor. ‘bize ekip biçeceğimiz toprak verin yeter’diyor. padişah da izmit’te bir köy (evet benim köyüm) gösteriyor. o zaman çoğu bataklık, ama sevine sevine yerleşiyorlar, bataklıklar kurutuluyor. fakirlik içinde ama özgür yaşıyorlar. o köyden daha sonra bir çok memur(babam ve amcam),öğretmenler(biri halam) ,nice asker vb çıkmıştır. borçlarını bu ülkeye hizmet ederek ödemişlerdir.
devamını gör...
4.
bu gün 21 mayıs büyük çerkes sürgünü'nün yıl dönümü.
21 mayıs 1864'te kafkaslar'da büyük bir acı yaşandı.
osmanlı, 1829 edirne antlaşması ile çerkesya üzerindeki bütün haklarını rusya'da devretmişti. rus çarlığı, ne pahasına olursa olsun çerkesya'yı "temizlemeye" kararlıydı. çerkesler ise, yapılan antlaşmayı kabul etmeyip işgalcilere karşı savaşmaya devam etti... şeyh şamil 1859'da ruslar tarafından yakalanınca doğu kafkasya tamamen işgal edildi.
ardından süreç tam bir soykırıma dönüştü...
1859-1964 yılları, köy ve kasabaların haritadan silindiği bir dönem oldu. çerkesya, neredeyse tamamen yerel unsurlardan temizlendi. 21 mayıs 1864'te grandük mihail romanov, çerkes'lerin bir daha geri dönmemek üzere rusya dışına sürüldüğünü açıkladı.
ruslar, asgari rakamlarla 400 bin çerkes'i ana yurtlarından osmanlı topraklarına sürdü. zaman içinde bu sayı daha da arttı.
osmanlı ordusu savaşçı karakterleri, gözü kara yapıları ve sadakatleriyle nam salan çerkes savaşçılardan hayli istifade etti. cepheden cepheye koştular. milli mücadele döneminde anadolu'nun bağımsızlığına katkıda bulundular.
bugün de toplumun önemli bir parçası olarak yaşıyorlar bu topraklarda. aradan 160 yıl geçmesine rağmen, geçmişi de bugünü de iyi biliyorlar. bizde biliyoruz unutmadık, unutmayacağız.
ay. bkz. elbruz aksoy / benim adım 1864 (bkz: https://iletisim.com.tr/kit...)
(bkz: https://www.youtube.com/wat...)
çerkes soykırımı'nın 158. yılı! | elbruz aksoy anlatıyor | tarihin peşinde 1.
21 mayıs 1864'te kafkaslar'da büyük bir acı yaşandı.
osmanlı, 1829 edirne antlaşması ile çerkesya üzerindeki bütün haklarını rusya'da devretmişti. rus çarlığı, ne pahasına olursa olsun çerkesya'yı "temizlemeye" kararlıydı. çerkesler ise, yapılan antlaşmayı kabul etmeyip işgalcilere karşı savaşmaya devam etti... şeyh şamil 1859'da ruslar tarafından yakalanınca doğu kafkasya tamamen işgal edildi.
ardından süreç tam bir soykırıma dönüştü...
1859-1964 yılları, köy ve kasabaların haritadan silindiği bir dönem oldu. çerkesya, neredeyse tamamen yerel unsurlardan temizlendi. 21 mayıs 1864'te grandük mihail romanov, çerkes'lerin bir daha geri dönmemek üzere rusya dışına sürüldüğünü açıkladı.
ruslar, asgari rakamlarla 400 bin çerkes'i ana yurtlarından osmanlı topraklarına sürdü. zaman içinde bu sayı daha da arttı.
osmanlı ordusu savaşçı karakterleri, gözü kara yapıları ve sadakatleriyle nam salan çerkes savaşçılardan hayli istifade etti. cepheden cepheye koştular. milli mücadele döneminde anadolu'nun bağımsızlığına katkıda bulundular.
bugün de toplumun önemli bir parçası olarak yaşıyorlar bu topraklarda. aradan 160 yıl geçmesine rağmen, geçmişi de bugünü de iyi biliyorlar. bizde biliyoruz unutmadık, unutmayacağız.
ay. bkz. elbruz aksoy / benim adım 1864 (bkz: https://iletisim.com.tr/kit...)
(bkz: https://www.youtube.com/wat...)
çerkes soykırımı'nın 158. yılı! | elbruz aksoy anlatıyor | tarihin peşinde 1.
devamını gör...
5.
adini bilmediğim ,ruslara karsi cok zafer kazanmis 'berzeg' soyadli bir çerkes komutaninin mezari balikesirdedir (balya) . bu kadar eziyet görmüş bir kavmin türkiyede gördüğü muamele de pek ic acici değilmis baslarda.bir ara ayrintili yazarim çünkü cok uzun bir mevzu bu.
devamını gör...
6.
osmanlı yetkilileri genellikle yeni gelenlere herhangi bir destek sunmakta başarısız oldu. iç anadolu'nun yaşanması zor dağlık bölgelerine yerleştirildiler ve onlara küçük ve yorucu işler verildi. birçoğu vardıklarında anında köle olarak satın alındı ve tecavüze uğradı.[196]
imam şamil'in oğlu muhamed şafi, çerkeslerin anadolu'ya vardıklarında karşılaştıkları durum karşısında dehşete düşerek durumu araştırmaya gitti:[197]
"dağlıları kandırmayı bırakması için sultan abdülmecid'e yazacağım. hükümetin kendi çıkar takıntısı bundan daha açık olamazdı. türkler, muhtemelen mültecileri askeri amaçlar için kullanmayı umarak sürgünü teşvik ettiler. ancak mülteci çığıyla karşılaştıktan sonra, kaplumbağaya döndüler ve türkiye'nin şanı için ölmeye hazır olan dağlıları utanç verici bir şekilde yavaş ölüme mahkum ettiler".
imam şamil'in oğlu muhamed şafi, çerkeslerin anadolu'ya vardıklarında karşılaştıkları durum karşısında dehşete düşerek durumu araştırmaya gitti:[197]
"dağlıları kandırmayı bırakması için sultan abdülmecid'e yazacağım. hükümetin kendi çıkar takıntısı bundan daha açık olamazdı. türkler, muhtemelen mültecileri askeri amaçlar için kullanmayı umarak sürgünü teşvik ettiler. ancak mülteci çığıyla karşılaştıktan sonra, kaplumbağaya döndüler ve türkiye'nin şanı için ölmeye hazır olan dağlıları utanç verici bir şekilde yavaş ölüme mahkum ettiler".
osmanlı özelinde iç anadolu hakkaten konuksevermis (!) . anadolu irfani daha o zamanlardan kendini göstermis.
kaynak:wikipedia
devamını gör...
7.
#3185593 @petersburglu boris " iç anadolu hakkaten konuksevermis(!)" sözüne canı gönülden katılıyorum. 20 yıl kadar önce bir şirket işi için ankara'ya dönerken kar fırtınasına yakalanmıştık. adana aksaray yolunda. o zaman otoban da yok. gece yarısı daha fazla gidemeyeceğimizi anlayınca bir köye sığındık. bize oda gösterdiler. çay çorba verdiler. ısındık yattık uyuduk. benim uykum hafiftir. bir çıt sesi duydum. kafamı kaldırdım. biri bizim cepleri karıştırıyor. kimdir o diye kalkınca hızla odayı terk etti. cüzdan arıyordu muhtemelen. biz yanımıza aldığımız için de bulamadı. ertesi sabah o muhteşem iç anadolu konukseverliğiyle bizden 5 yıldız oda parası talep etmişlerdi.
kemal tahir göl insanları'nda dersim soykırımı ve tehcirinde, iskan edilecekleri yerlere gitmekte olan kürt köylülerinin çorum'un yerlisi tarafından nasıl soyulup soğana çevrildiğini anlatır.
ne konukseverliği. "her köşesi cennettir, ezilir yanar içim" gibi bir devlet yalanıdır bu da.
kemal tahir göl insanları'nda dersim soykırımı ve tehcirinde, iskan edilecekleri yerlere gitmekte olan kürt köylülerinin çorum'un yerlisi tarafından nasıl soyulup soğana çevrildiğini anlatır.
ne konukseverliği. "her köşesi cennettir, ezilir yanar içim" gibi bir devlet yalanıdır bu da.
devamını gör...
8.
rus çarlığının yediği haltlardan sadece bir tanesidir. ruslar dünyanın en acımasız milletidir, çoluğa, çocuğa, kadına, yaşlıya kimseye acımazlar. insanların mezarlarına bile saygıları yoktur. günümüzde rusya - ukrayna savaşındaki haberlerden bile anlayabilirsiniz. hatta hayvanlara şiddet, doğaya şiddet konusunda bile bir numaradırlar. zamanında romenlerin bile rus egemenliğindense osmanlı gibi bir devleti tercih etmelerinin sebebi budur.
not: valla bu devirde yakınınıza güvenmeyin, bırak anadolu köylüsünü. anadolu köylüsü kadar aç insanlara hiçbir yerde rastlayamazsınız. ne cesaretmiş abimdeki tanımadığı insana sığınmak.
not: valla bu devirde yakınınıza güvenmeyin, bırak anadolu köylüsünü. anadolu köylüsü kadar aç insanlara hiçbir yerde rastlayamazsınız. ne cesaretmiş abimdeki tanımadığı insana sığınmak.
devamını gör...
9.
osmanlı ile ilişkileri geliştirme sebebiyle hristiyanlığı terk edip islam'ı kabul ettikten sonra, rus zulmüyle karşı karşıya kalmışsın.
zalim ruslar soyunu kırmış. öyle ki hamile kadınların karınlarını deşmiş, sivil halkı topluca katletmiş, sağ kalanları bilimsel deneylerde kullanmak istemiş. askerlerin kadınlara tecavüz etmesine izin verilmiş.
sürgün sırasında denizin üstü "karpuz gibi insan vücut parçaları ile dolmuş, kargaların kadın saçı ve erkek sakallarına yuva yaptığı" anlatılmış.
böyle bir mezalim.
osmanlı türkleri ise ülkesine buyur etmiş, ekmeğini toprağını bölüşmüş, yer yurt göstermiş. kendinden ayrı tutmamış, bağrına basmış.
sonra cumhuriyet kurulunca ebedi şef "türkiye cumhuriyeti'ni kuran halka türk milleti denir" diyerek herkese eşit anayasal statü vermiş.
elbet çerkeslerden bahsediyorum.
şimdi yıl olmuş 2024, birisi gelmiş "biz çerkezleri iç anadolu insanı yoldu, anadolu insanı çok reröro, bizi köle olarak aldılar, tecavüz ettiler" diyor. (ufak bir not olarak buraya gelen çerkezlerin soylu olanları yanlarında köleleriyle gelmişti)
hem de "türkler sürgünü teşvik etti" olmuşuz.
ittihat ve terakki'den devraldığımız yöntemlerle bir ulus devlet inşa etmeye başlamışız. herhangi bir etnik, yöresel ve dini ayrım yapmadan herkesi türk milleti olarak kabul etmişiz. öyle ki birçok çerkez doktor, öğretmen, sinemacı, tiyatrocu, vali, asker olabilmiş. ama türkler sürgünü teşvik etti olmuşuz.
hakikaten bu yüzsüzlüğe, bu kadirbilmezliğe, bu hadsizliğe, bu duygusuzluğa ve utanmazlığa pes denilir.
işte bunları okuyunca hüseyin nihal atsız acaba haklı mıydı demeden insan kendine sormadan edemiyor.
zalim ruslar soyunu kırmış. öyle ki hamile kadınların karınlarını deşmiş, sivil halkı topluca katletmiş, sağ kalanları bilimsel deneylerde kullanmak istemiş. askerlerin kadınlara tecavüz etmesine izin verilmiş.
sürgün sırasında denizin üstü "karpuz gibi insan vücut parçaları ile dolmuş, kargaların kadın saçı ve erkek sakallarına yuva yaptığı" anlatılmış.
böyle bir mezalim.
osmanlı türkleri ise ülkesine buyur etmiş, ekmeğini toprağını bölüşmüş, yer yurt göstermiş. kendinden ayrı tutmamış, bağrına basmış.
sonra cumhuriyet kurulunca ebedi şef "türkiye cumhuriyeti'ni kuran halka türk milleti denir" diyerek herkese eşit anayasal statü vermiş.
elbet çerkeslerden bahsediyorum.
şimdi yıl olmuş 2024, birisi gelmiş "biz çerkezleri iç anadolu insanı yoldu, anadolu insanı çok reröro, bizi köle olarak aldılar, tecavüz ettiler" diyor. (ufak bir not olarak buraya gelen çerkezlerin soylu olanları yanlarında köleleriyle gelmişti)
hem de "türkler sürgünü teşvik etti" olmuşuz.
ittihat ve terakki'den devraldığımız yöntemlerle bir ulus devlet inşa etmeye başlamışız. herhangi bir etnik, yöresel ve dini ayrım yapmadan herkesi türk milleti olarak kabul etmişiz. öyle ki birçok çerkez doktor, öğretmen, sinemacı, tiyatrocu, vali, asker olabilmiş. ama türkler sürgünü teşvik etti olmuşuz.
hakikaten bu yüzsüzlüğe, bu kadirbilmezliğe, bu hadsizliğe, bu duygusuzluğa ve utanmazlığa pes denilir.
işte bunları okuyunca hüseyin nihal atsız acaba haklı mıydı demeden insan kendine sormadan edemiyor.
devamını gör...