1.
bir takuya okada kısa animasyon filmidir.

okullar ne işe yarar? bir öğretmen olarak söylüyorum: şu anki haliyle gençlerin enerjisini kapalı alanlara hapsedip onları sıradan insanlar haline getirmeye ve hayallerini, zekalarını, yeteneklerini törpülemeye.
ölümüyle dünyayı çok eksik bırakan sir ken robinson’ın da dediği gibi okullar yaratıcılığı öldürmekten başka bir işe yaramıyor. yaramayacak da bu haliyle devam ederse.
düşünsenize gençleri kocaman binalara koyup hangi saatte ilgilerinin hangi konu üzerinde olacağına karar veriyoruz ve onlardan da eksiksiz bir itaatle bunları kabul etmelerini bekliyoruz. ne zaman hangi spora ilgi duyacağı, ne zaman hangi dil ile ilgileneceği, ne zaman hangi işlemi yapması gerektiği hep önceden belirlenmiş. mesela o gün kendini ingilizce konuşacak havada hissetmeyen bir çocuğa sürekli what time is it oğlum diye sormak hangi mantığın ürünü. manasız gelmiyor mu size de?
bir de şunu düşünelim birlikte. karşısındaki öğrencinin derdini tasasını, hayallerini ümitlerini, anlattıklarını anlatamadıklarını yalnızca yüzde on oranında anlayan öğretmenler çocuklara yüz üzerinden not veriyor. delirmek işten değil. her zaman istisnalar vardır ve onların başımızın tacı ama derste borsa takip eden öğretmene yüz üzerinden kaç verelim?
büyük insan sir ken robinson’ın zihnime ışık gibi doğan tespitine göre dünyadaki bütün eğitim sistemleri sanayi devrimine göre tasarlanmış ama artık buharlı gemiler yok. bir şeylerin değişmesi lazım değil mi? sanayi devrimi bir tren gibi geçmesin çocukların üzerinden. onlar isyan edince önlerinde duramayacağız.
children

okullar ne işe yarar? bir öğretmen olarak söylüyorum: şu anki haliyle gençlerin enerjisini kapalı alanlara hapsedip onları sıradan insanlar haline getirmeye ve hayallerini, zekalarını, yeteneklerini törpülemeye.
ölümüyle dünyayı çok eksik bırakan sir ken robinson’ın da dediği gibi okullar yaratıcılığı öldürmekten başka bir işe yaramıyor. yaramayacak da bu haliyle devam ederse.
düşünsenize gençleri kocaman binalara koyup hangi saatte ilgilerinin hangi konu üzerinde olacağına karar veriyoruz ve onlardan da eksiksiz bir itaatle bunları kabul etmelerini bekliyoruz. ne zaman hangi spora ilgi duyacağı, ne zaman hangi dil ile ilgileneceği, ne zaman hangi işlemi yapması gerektiği hep önceden belirlenmiş. mesela o gün kendini ingilizce konuşacak havada hissetmeyen bir çocuğa sürekli what time is it oğlum diye sormak hangi mantığın ürünü. manasız gelmiyor mu size de?
bir de şunu düşünelim birlikte. karşısındaki öğrencinin derdini tasasını, hayallerini ümitlerini, anlattıklarını anlatamadıklarını yalnızca yüzde on oranında anlayan öğretmenler çocuklara yüz üzerinden not veriyor. delirmek işten değil. her zaman istisnalar vardır ve onların başımızın tacı ama derste borsa takip eden öğretmene yüz üzerinden kaç verelim?
büyük insan sir ken robinson’ın zihnime ışık gibi doğan tespitine göre dünyadaki bütün eğitim sistemleri sanayi devrimine göre tasarlanmış ama artık buharlı gemiler yok. bir şeylerin değişmesi lazım değil mi? sanayi devrimi bir tren gibi geçmesin çocukların üzerinden. onlar isyan edince önlerinde duramayacağız.
children
devamını gör...
2.
devamını gör...
3.
ingilizcede child kelimesinin çoğul halidir.
devamını gör...