çift yarık deneyi ve hakikatin gözle görülemeyecek olması

şimdi çift yarık deneyinin teknik olarak ne olduğu ile ilgili çift yarık deneyi başlığına bakabilirsiniz.

ama çift yarık deneyine başka bir paradigmadan bakılacak bu başlıkta. yani hakikatin gözle görülemeyeceği gerçeği üzerinden bir takım ekşınlar olacak. filozofların söylediği " gözler hakikati görmemek için vardır" gerçeği ekseninde filozoflara flashback yapacaz .

şimdi o çift yarık deneyinde yarıklar arasına kamera konuluyor. yani bir tek nötron bile nasıl oluyor da o duvarda çizik değil de desen bırakıyor? o ayrık arasından geçerken ne oluyor da duvarda şekilli şüküllü şeyler ortaya çıkıyor? kamera konulmasının asıl amacı bu .

fakat kamera bunu tespit edemiyor. ve neden o duvarda desenli bir şey olduğu hala muamma. kimileri buna gözlemci etkisi dedi. kimileri evrendeki en küçük parçacık bile aslında ruha sahip ve her şeyin farkında dedi. kimileri de aslında bu öyle değil insanın gözünün yanılsaması dedi.

hala da ucu açık söylemler devam ediyor. ama bir şey daha var burada. platon'un idealar dünyası dediği ya da aristoteles'in " gözler görmemek için vardır" dediği şey. yani koskoca aristoteles de eşşek değil ya "gözler kör olmak için vardır " gibi bir şey demek istesin burada.

o'nun demek istediği şeyi bu deneyde çok daha iyi anlamış olduk. gözler sadece formu görmek için vardır hakikati görmek için değil. hakikat başka bir dünyada ve başka bir şey. bu deneyde de normal sözlük kadar normal bize verilen gözün hakikati görmemize müsait olmadığı sonucu ortaya çıkıyor.

hakikat gözle görünen bir şey değil . hakikat peşinden gidilmesi gereken bir şey. bulamayacağını bile bile , o aciz ve yetersiz duyu organları ile asla ulaşılamayacak bir şey olmasına rağmen umutla peşinden gidilen bir şey. duyu verilerinin ize sunduğundan çok daha yüce bir şey. ya da platon'un dediği gibi ruhun gözünü açan, ibnül arabi'nin dediği gibi kalp gözü ile görülebilen , belki de yunus'un "canlar canını buldum , bu canım yağma olsun" dediği şey.

fizikle ilgili en sevdiğim şey "henüz" açıklamayan fenomenin üzerine felsefe yapılması ya da gizli bir güç atfedilmesidir.

mesela kimse momentum üzerine felsefe yapmaz. çünkü açıklanmış bir şey. işin içinde shirli wfaunlu bir şey yok. bir bisikletin sana bir kamyon kadar zarar verebilmesi için bir kamyondan daha fazla uğraşması gereklidir. ama işte biraz açıklayamayınca işin içine felaefi tanımlar veya efsunlar gizemler girer.

mesela kimse transistörler üzerine başka bir paradigmadan bakmaz. çünkü mistik değil. halbu ki mistiğin kralı transistörde vardır. enerjinin bir kısmını geçirir bir kısmını başka yöne aktarır. öyle bilinme de değil buna sen karar veriyorsun. başka bir paradigmadan bakacak olursak bu bana biraz kaderi hatırlattı. ortada bir enerji var ve bu elbet geri dönecek. sorun hangisinin ne zaman döneceğine hangi yoldan döneceğine gözlemci müdahil olup karar veriyor. tıpkı kader gibi. nasıl oldu mu?

yemeyin bu popüler şeyleri. demek ki flip flop devresi göstersem ne felsefeler ne efsunlar dönecek. zcsfsf