ışığın dalga mı yoksa parçacık mı olduğunu anlama adına yapılan deneylerden birisidir. çift yarıklı bir engele elektron yollanmasıyla yapılan bu deneyde ışık gözlenince parçacık gözlenmeyince dalga gibi davranmıştır.
devamını gör...
ışığın su gibi davrandığı deneydir.
devamını gör...
buradan görüleceği üzere, atomlar biz onları izlerken farklı izlemezken farklı hareket ediyor.
devamını gör...
kuantum fiziğinin temelini oluşturan deneydir. orijinal deneyi 1800'lerin başında thomas young gerçekleştiriyor, bu sebeple deneyin diğer ismi "young deneyi".

ışık çift yarık açılmış bir plakaya gönderiliyor ve arkasında bulunan duvarda girişim deseni ortaya çıkıyor. young deneyin sonucunda ışığın dalga özelliği gösterdiğini netleştirmiş oluyor. tabii denemeler young ile sınırlı kalmıyor ve deney farklı teknolojilerle defalarca kez tekrarlanıyor. bir başka deneyde bu kez ışık değil elektronlar kullanılıyor, elektronlar iki yarık bulunan plakaya doğru gönderiliyor. yarıktan geçen elekronlar dalga deseni oluşturuyorlar (girişim deseni). parçacık olduklarından emin oldukları elekronları gönderdiklerinde bile elektronlar dalga özelliği gösteriyor ve yine girişim deseni oluşturuyorlar. yani parçacık olan elektronlar da dalga özelliğine sahipti. işte bu dalga-parçacık ikiliği oluyor. kuantum nesneleri hem parçacık hem de dalga gibi davranıyor.

işin ilginç yanı, girişim deseninin oluşması için bir parçacığın aynı anda iki yarıktan birden geçmesi gerekiyor. bir elektron hem orada hem burada olacak ama nasıl? bilim insanları bunu anlamak için deney alanına elektronları izleyebilecek bir cihaz yerleştirdiler. asıl şaşırtıcı nokta burada: izlenen elektronlar parçacık davranışı gösterdiler, yarıkların ardındaki duvarda sadece iki sütun oluşmuştu. eee, elektronlar izlenip izlenmediklerini anlayabiliyor muydu, bilinçli varlıklar mıydı? "aşkım bakmasana." mı diyordu bunlar bize*? aslında hayır. elektronlar (kuantum nesneleri diyelim artık) aslında her iki durumda birden varlar, oran %50'ye %50 ama gözlemlediğimizde öyle davranmıyorlar. elektronun hangi yarıktan geçtiği izlenmediğinde her iki yarıktan da geçiyor. ancak elektronun yeri tam olarak tespit edildiğinde (izlenmeme durumunda kuantum nesnesinin konumunun tam olarak bilinmesi mümkün değildir, bulunma ihtimali yüksek ve zayıf olan enerji alanları vardır, bu yüzden nokta olarak değil bulut olarak gösterilirler) diğer olasılıklar yok edilmiş olunuyor. bu yüzden de elektron parçacık gibi davranıp, sadece bir yarıktan geçiyor. bu olay dalga fonksiyonunun çökmesi olarak adlandırılıyor, gözlemin varlığı dalga özelliğini yok ediyor. gözlem sayesinde elektronun hangi yarıktan geçeceğini bildiğimiz için süperpozisyon durumu sona eriyor. elektron iki yarıktan aynı anda değil tek yarıktan geçiyor. dolayısıyla yalnızca iki sütun oluşuyor. gerçekten inanılmaz! biraz ürkütücü belki de.

(bkz: kuantum fiziği)
(bkz: richard feynman)

not: kuantum mekaniğini kendi başlığı altında detaylandırmayı planlıyorum .
devamını gör...
abboooov başlığa bak. kuantum fiziğinin temeli oluyor kendileri, bu deney olmasa kuantum kimdi ki?
devamını gör...
birbirine çok yakın iki ışık kaynağının dalga girişimi oluşturduğunu kanıtlayan deneydir.

ancak, ışığın parçacık olduğu da bilinmektedir. bu deney sayesinde ışığın, hem dalga, hem parçacık gibi davranabildiği çıkarımı yapılmıştır.

peki bir şey hem parçacık hem dalga hareketini aynı anda nasıl sergiler? bu noktada kuantum mekaniği devreye girmektedir.

doğa üstü gibi gözüken ancak gayet doğal olan bir olay işte.
devamını gör...
eğer doğruysa dünyayı bizim bakışlarımız yani algılarımız oluşturuyor ve biz dünyada değil beynimizin içinde yaşıyoruz demektir. ve bu evren de aslında matrix filmindeki gibi sanal bir alem demektir.
devamını gör...
deneyin ileri versiyonunda ışık tabi en baştan ikiye bölünüyor yine ama bu sefer dalga parçacık deseni oluşturacak düzenek -sallıyorum netice önemli- 1mt mesafeye, gözlemci etkisi yaratacak dedektör ise 100mt ileriye kuruluyor ve olan oluyor, ileri mesafedeki düzenek çalıştırılınca ışık parçacık gibi davranıyor ve burada asıl olay şu ki geçmiş değişiyor çünkü mesafeleri düşünürsek olan şey bu ve bu biraz olsun heyecan yaratmadıysa içinizde, boşverin.

(ışık uzay zaman dokusunda etkileşim olarak ilerler tespiti ışık hızı sabitliğiyle ilgilidir, karıştırmayalım sonra veya karıştırmışımdır bile.)
devamını gör...
kışı başı ayrı oynayan elektronları görmemizi sağlayan deney.
devamını gör...
deneyi özetleyen bir meme.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
ışığın ne kadar götü başı oynak bir enerji olduğunu gösterir bu deney.
devamını gör...
iki sorum var.
1- fotonu ya da elektronu gönderdikten sonra, perdede bir yere vuruyor ya bu arkadaşlar. o vurdukları yer bize gözlem durumuna göre girişim deseni veya iki çizgi deseni olarak sonuç veriyor. o noktadan sonra gönderdiğimiz foton ya da elektron ne oluyor? perdeye vurup sonsuza kadar orada mı kalıyorlar? perdeden sekip bir yerlere mi gidiyorlar?
2- gözlemin deneyi etkilemesinin deneyini yaptıklarında, foton ya da elektronları tek tek gönderdiklerrinde de gözlemcinin deneye etkisi değişmiyor. tek tek gönderilen foton ya da elektronların arasında süre olarak çok çok daha fazla mesafe bıraksak sonucu etkiler mi acaba?

günün sonunda, fotonlar tek tek gönderildiğinde de gözlemci etkisi oluştuğuna göre, belki kuantum dolanıklığı sayesinde bu etki oluyor. hangi elektonun hangisine dolanık olduğunu bilmiyoruz, belki (absürd ifade ile) foton tabancasının şarjöründe eşleşiyordur bunlar? o halde bir foton yollayıp, 15 dk sonra ikinci fotonu tamamen başka bir makineden, başka yerden elde ettiğimiz mermilerle ateşlesek?

oldukça karışık yazdığımın farkındayım. zaten amacım bir şeyleri netleştirmek de değil.
benden önce de muhakkak birileri düşünmüştür. yani inşallah. aklıma gelen, saçma bulduğum bir şeyi bi sene sonra bir bilim adamı ortaya atıp üzerinde çalışırsa üzülürüm. kimse de demez ki maraz1 diye biri sayesinde aklıma geldi.
devamını gör...
(bkz: proton ve nötron ile çilingir sofrası)

mevzu şu: güya atomlar akıllı "varlık" larmış. nerede ne yapacaklarını biliyorlarmış. nereye ulaşmaya çalışıyor bu yarık?
atomları allah yarattı ve onlar bilinç sahibidirler falan filan...ulan kusacam ya... şaraptan değil cehaletten.
devamını gör...
atomdan küçük yapıların (dolayısıyla ışığın da) hem dalga hem parçacık özelliklerini bir arada taşıdığını gösteren deney.

#2308381

1- herhangi bir engelle, yani enerji bariyeriyle karşılaşan parçacıkların kuantum dalgaları, taşıdıkları enerjiye bağlı olarak engelden yansıyabilir yahut taşınan dalganın bir kısmı engeli geçebilirken bir kısmı engelden geri yansıyabilir.

2- zamanın bu deney sonucu üzerinde herhangi bir etkisinin olması pek mümkün görünmüyor. zira burada konu parçacıkların yapısı. zaten deneyde kullanılan parçacıklar düşük kütleli ya da kütlesiz temel parçacıklar olduğu için zaman içerisinde bozunup farklı parçacıklara dönüşme durumları söz konusu değil. dolayısıyla geçen süre parçacıkların yapısını etkilemiyor. yapı değişmedikçe sonuç da değişmeyecektir diye düşünüyorum.

bu tür bir deneyde kuantum dolanıklığın etkisine gelince o konuyla ilgili olarak gecikmiş seçim deneyi ve kuantum silgisi deneyi belki bir fikir verir.
devamını gör...
ölçüm yapmanın sonucu değiştirdiği bir deney olmasıyla ilgi çekici ve ilgi çektiği kadar da korkutan deneydir. bu özelliğiyle ilk ve tektir.

boş yapma özet geç diyecekler için;

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel .
devamını gör...
tamam da nasıl oluyo yani????
(bkz: bildiğiniz bütün dm ssi atma bahanelerini unutun)
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
ışığın hem bjk lı hemde fenerli olması gibi birşey
devamını gör...
bu deneyden sonra " her şeylerin teorisi" , kompleks teori" ya da bir diğer adı "kaos teorisi" olan bir teori çıktı ortaya. 2013 yılından beri de özellikle latin amerika ülkeleri , çin ve japonya gibi ülkeler bu kaos teorisi üzerinde kafayı çatlatıyor , patlatıyor.


yani bana göre de eğer şu an doğada bildiğimiz en küçük parça bile gözetlendiğinin farkında ise artık bildiğimiz madde tanımının kökten değişmesi gerekir. yani başka bir madde tanımı ile iş görmemiz gerekir. bu statik, durağan, belli bir yasası olan ve mekanik bilim ve cansız madde anlayışı sçmaya başladı zaten.

sçmak derken çelişkileri bir bir ortaya çıkmaya başladı. sen statik bir algıyla a noktasından b noktasına hareket eden iki şey arasında ilişkilendirme yapabiliyorsun anca. ölçebiliyorsun sadece yani. ölçmek herhangi bir anlam vermiyor. ölçü aletini değiştirdiğin anda başka bir paradigma çıkıyor ortaya.

ama akıl salt ölçmeyle yetinecek bir şey değil. karanlık yönleri de anlamak istiyor. gerçi kafalar newtonyel bilime öyle bir alışmış ki yeni bir bilimin kavramlarını ortaya çıkarmak bile şu an için çok uzun bir aşama. yani öncelikle bunun için gereken yeni bir matematik, fizik, kimya gibi şeyler. lakin bilim alanında bir putun daha kırılması anlamında güzel bir gelişme. ne demişler bugünün bilimi yarının efsanesidir.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"çift yarık deneyi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim