çin'den aşı bekleyen türkiye'nin 83 yıl önce çin'e aşı gönderdiği gerçeği

bugün çin'den covid aşısı bekleyen türkiye, 1938 yılında çin'e kolera salgını sebebiyle aşı gönderiyor.

' 83 yıl önce çin'e aşı göndermek başarıydı, 83 yıl sonra çin'den aşı getirmek başarı oldu '

bakın 18 ocak 2021 tarihinde sinan meydan konuyu nasıl aktarmış.
buradan

edit: konu çok açık, bunun altında komplo teorisi aramak veya yok biz ona verdik o da bize veriyor şeklinde bir yaklaşım sergilemek gereksiz.

bu ülke 80 sene önce aşı üretebilirken, bugün aşıya muhtaç duruma nasıl geldi? bütün mesele bu...

bu başlık benden ''omo hör okşom yorum kölo rokı öçöyormoş'' çulara gelsin.

83 yıl önce kaşıkla verilenlerin bugün kepçe ile geri alındığını gösteren tablo.

akıllı olun. emperyalistler, işgal ettikleri memleketlere demokrasi getirmeden gitmezler. o, sen yeni sistemi yutasın diye idi. yoksa ne oldu birden, her şey tersine döndü?

muhtemelen şimdi çin de karşılığında bize aşı veriyor. bundan dolayı hükümet çin aşısında ısrarcı.

bu olaydan bile komplo teorisi üreten şeriatçı zihniyetleri gösteren başlık. he yavrum he, biz demokrasiyi yutalım diye bize aşı ihraç ettirmişlerdir o zamanlar kesin. şimdi de demokrasiden çıkalım diye aşı ithal ediyoruzdur. sizin olmayan beyninize limon sıkalar.

çin’den gelen aşıların bulunduğu kolilerde “ücreti atatürk tarafından ödendi “ yazıyormuş.

sadece o mu dedirtendir. güney kore'ye 70 yıl önce asker gönderdik. iç savaşta kırılıyorlardı. şimdi hyundai kocaeli'de otomobil üretip bize satıyor. adamların ürettiği telefonu, televizyonu kullanıyoruz. en çok ihracat yapan beş ülkeden biri oldular. üstelik bizim gibi enerji kaynakları zayıf bir ülke olmalarına rağmen. ama biz de boş durmadık tabiki, 20 yılda başörtüsü yasağını kaldırdık. zaten ülkemizin gelişimi önündeki en büyük engel buydu, kim takar çin'i kore'yi filan.

refik saydam hıfzıhssıhha enstitüsu bu enstitü 2011 de kapatılmadan önce bir çok aşıyı araştırıyor ve yerli imkanlarla devlet kontrolünde üretiyordu. yıllarca ürettik ve ihtiyacı olan yerlere gönderdik.

çin konusunda tüm dünya benzer durumda diyebiliriz aşı dışındaki pazarı kastediyorum tabi burada. yerli aşının başarılı olup olmaması, alım konusunda söz sahibi olup olmamamız daha önemli bence. gelişmiş ülkelerin hepsi alman-abd ortak yapımı aşıyı alıyor. bu onların gelişmişliğine gölge mi düşürüyor?

ikinci dünya savaşı sonrası amerika'nın dünyanın jandarması olması dibimizdeki sscb'nin güçlenmesi bizim ülkemize gerçekten hiç iyi gelmedi. çinlilerin tek başlarına bu işi başarma sürecine bakarsak daha 20 yıl önceki yaşamlarını bile kimsenin istiyeceğini sanmıyorum. başımızda abd ve rusya baskısı varken hem bir elimiz yağda bir elimiz balda hem de gelişelim gibi bir durum olmasını isterim ama mümkün değil. biz bu dünyanın ötekilerindeniz. kimse de sıkıntı çekeriz çalışırız çabalarız bu işi yaparız demesin kimse şu anki mevcut durumdan dahi vazgeçmek istemez. kıbrıs barış harekatı dönemini ve sonrasındaki 25 yılı iyi okumak lazım biz atatürk'ün ölümü sonrası o treni kaçırdık geçmiş olsun.

nerden nereye
uzucu gercektir.

bu çinin başarısını gösterir 83 yıldı japon işgalidir ingiliz sömürgesidir derken yıkık ve yorgun bir ülke amarigaya kafa tutar hale geldi.

"noooolmuş yani?" dedirten gerçektir ya da başlıktır. herneyse abicim. illa her dönem aşıları biz mi gönderecez.

bu haber ile neden 11 aralıkta gelecek olan 10 milyon aşının 13 ocak'a kadar 30 milyon gelmesi gerekirken, 3 milyon geldiğini açıklıyor.
bizimkiler demek 83 yıl önceki vefa borcu isterken çekik gözlüler mızıkçılık yapmış.
tonton fahrettin ile zarı mühtereme haksızlık edip sitem etmişiz vah vah.

“hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” sözünden hiç nasibimizi almadık paşam affet!