civilization vi

çok güzel müzikleri olan sevdiğim strateji oyunu. osmanlı ve bizans atomic theme ve rusya medieval theme şuanda oynadığım ülkeler arasında favorim. oynayın bence, güzel oyundur kendisi.

kendisi saatlerce oynayıp da sıkmayan sıra tabanlı strateji oyunudur. ayrıca osmanlı ve daha pek çok büyük devlet yer alır.

girip 1 saat oynayıp çıkayım dediğim ama her seferinde geç saatlere kadar başında durup bırakmakta zorlandığım, sayesinde bazı eserlerin, dünya harikalarının, tarihi yapıların isimlerini ve değerlerini öğrendiğim, oyundan da öte kültür ve bilim hazinesidir.
devletlerle ilgili bilgilere de ulaşabildiğiniz, oynarken entelektüel seviyenizi de besleyen bir oyundur kendileri.
oynayın, oynatın.

bağımlısı olduğum oyun. yet another maps pack ile daha büyük olan bir dünya haritası yükleyip medeniyet sayısını 5'e indiriyorum kafam rahat, bir süre başka medeniyet yok. ne zaman sadece savaşa dönüşüp denonce ilan etmeye başlıyorlar oyundan sıkılıyorum.

oyunda roma'yı alırsanız inşa ettiğiniz yeni şehirlere otomatik olarak yol inşa ediliyor. çünkü tüm yollar roma'ya çıkar. (bkz: swh)

sıra tabanlı strateji oyunu olan civilization serisinin 2016'da çıkan son oyunudur. firaxis games tarafından geliştirilmiştir. oyunun temel amacı kültür, din, bilim, askeri hakimiyet ve diplomasi seçenekleri arasından bir yönetim tarzını benimseyerek yeterli puanı toplamaktır. isterseniz kazanma şartını açabildiğiniz gibi açmayarak oyunu sınırsız bir şekilde oynayabilirsiniz. ayrıca tur sayısı sınırlaması da açılıp kapanabilecek bir opsiyondur. oyunu oynayacaklar için tavsiyem özel insanlara özen göstermeleridir çünkü hızlıca kapıyorlar ki hele de din adamları çok az olduğu için hemen bitiyor.

peki özel insan olarak tarif edilen olay nedir? özel insanlar tarihe adını yazdırmış insanların oyun içerisindeki kopyalarıdır. hepsinin kendine has özel yetenekleri vardır. o yüzden oyun için büyük önem arz ediyorlar. ayrıca oyunda kendi dininizi kurmak istiyorsanız en az bir tane peygamber kazanmanız gerekli.

oyuna başlayacak arkadaşların dlcleri yüklemelerini şiddetle tavsiye ederim çünkü dlcler aşırı güzel ek özellikler ekliyor. ayrıca tabii ki farklı medeniyetlerde ekliyor ki bence bunlardan en önemlileri babil ve bizans'tır.




oyunun strateji severleri fazlasıyla tatmin edeceğini düşünüyorum. her halkı kendi dilinde konuşturması ki bunlar arasında unutulmuş diller (aztek, maya vb.) dahi var. her milletin kendi kültürü ve geçmişine uyan yapıları, birimleri ve yönetim şekilleri olması da ayrı güzel bir özellik. en aklımda kalan örnekse osmanlı da ibrahim paşa'nın özel bir vali olması, şahi topu ve yeniçerilerin eklenmesidir. müzikleriyse ayrı bir güzellik katıyor. osmanlı'yı alırsanız yelkenler biçilecek şarkısıyla birlikte seferlere çıkabilirsiniz.


aynı zamanda nedensizce gömülen oyundur. nereye baksam herkes 5. oyun daha iyi diyor ama bence böyle denmesinin tek nedeni 5. oyunun grafiklerinin daha gerçekçi olması. açıkçası bende bu oyundaki grafikleri biraz kötü bulsam da oyunu bırakacak kadar soğutmuyor. aslında en beğendiğim strateji oyunlarından birisidir çünkü yapısal olarak farklı bir tarzı var. çoğu strateji oyunu askeri ve ekonomik güçlenmeye odaklıyken, bu oyunda din veya kültürle dahi başarı elde edebiliyorsunuz. çeşitlilik sunması aşırı hoşuma gidiyor. en az beş ayrı kaydım var farklı yönetim çeşitlerini denediğim. bu arada aklınızda olsun oyuna renk katan çok güzel easter egglerde bulunuyor. tüm hepsini açıklayarak sürprizi bozmayacağım ama bir tane örnek vermem gerekirse, dünyayı baştan sona bir tur döndüğünüzde ingiltere düz dünyacı politikası nedeniyle sizi kınıyor.

iyi oyunlar...

kaynak:

wikipedia ing
enucuzoyun.com
strategyturk.com

saatlerimi yerdi namussuz. çok güzel oyundu. ne zaman "ya şöyle rahat takılayım, savaşmayayım, kültür kasayım, diplomasi kasayım" falan deyip kanada gibi pasifist ülkeleri alsam, kendimi ya warmonger olarak ya da science victory'e koşarken buluyordum. çünkü durduk yere saldıran, totosu kaşınan çok ülke oluyordu. bir iki tur bu olaylar oldu, pek bir şey demedim. sonra aldım elime kılıcı, başkentlerine kadar gidip doğduklarına pişman ettim. *

neyse efenim, o güzel introsunun orkestra ile canlı performansını verelim:

oyunda oxford üniversitesi dünya wonderı konumunda. yapımında binlerce kişinin öldüğü panama kanalının productionu 940 iken oxford'un 1240. yapımı quick hızda 30 tur sürüyor.

oxford üniversitesi yüzünden 5 yıldır civ 6 oynayamıyorum. oxford'a gelince bırakıyorum.

oyunun production kısmında dengesizlik var. her şeyi denedim komünizm bile bu eksikliğin üstesinden gelemiyor. yapılar çok production istiyor.

demir ocağı 2 production verirken geyik kampı 3 veriyor. bi de demir ocağında 2 yiyecek ne yani onu anlamadım. şeker plantasyonu buğday tarlasından çok yiyecek veriyor. herhalde maldonadonun birini oturttular kafasına göre dağıttı değerleri.

civilization 4'te komünizm oyunun en iyi ideolojisi idi. 5'te bu biraz yumuşatılmıştı. 6 da ise denge sağlanmış gibi görünüyor. savaş gemilerinin kömürle çalışması gibi mantıksızlıklar elbette mevcut ama bariz keyifli bir oyun.

hangi civ olduğu fark etmez eğer teknoloji birinciliği istiyorsanız demokrasi, dominasyon istiyorsanız faşizm ile yürüyün.

bu arada belli şeylere dikkat ederek faşizm ile de teknolojik zafer kazanabilirsiniz. ben hem dominasyon hem de teknoloji de en zor da birinci olmuştum.

oyunun sonuna doğru abdülselam diye bir bilim adamı geliyor. özelliği bütün bilgi çağı teknolojilerini boostlaması. ne ayak diye araştırdım pakistanlı müslüman bir fizikçiymiş.

hemen aldım hocamızı hypatia, newton ve einstein'ın yanına yerleştirdim. hak ettiği yer orasıydı çünkü.

ikincisinden beşincisine kadar aralıksız hepsini oynamış birisi olarak ben bu oyuna alışamadım, yedincisi konusunda zaten konuşmayalım üzülürüz. district konseptini tasarımcı olarak anlıyorum ama oynarken o kadar yorucu geliyor ki. bir de artık nasıl alıştıysam oyun ekranı bana çok karmaşık geliyor. beşte ben haritaya bakıp neler oluyor bitiyor şak diye anlayabiliyordum. benim için bitiren şey ama workerların 3 turda "kaybolması". ya ben basıyordum a'ya her yeri demir ağlarla donatıyorduk - kime niye battı bu anlamış değilim.

özetle, benim için bu oyunun zeniti beşinci oyun oldu. uslu uslu pottery keşfediyorum, barış sevgi kardeşlik bilim derken gandi adındaki bitli bana kıtanın öbür tarafından claim atıyor (lan arkadaş aramızda okyanus var, nası senin homelandın olum benim topraklar?) sonra ben barış güvercinleri uçuruyorum panzerlerimin arkasından. herkesi kesince de oyun bitiyor.

altı otur sıfır sana.

asla iyi bir oyun değil. 200 saat oynadım. çok fanteziye kaçılmış. hani satrançtaki piyonların şunlar kılıçlı şunlar okçu demek gibi. civ 4 halen serinin en iyi oyunudur. civ 6 seven bir tip rakıyla mustafa sandal dinleyen tiptir. asla saygı gösterilmemelidir.

önceki civ oyunlarında stratejik kaynaklara bağımlıydık bu oyunda ise bitişiklik bonusundan ötürü coğrafyaya da bağımlıyız. bu bence bir yönden iyi bir yönden kötü olmuş. benim gibi obsesif biriyseniz 100 kez oyunu tekrar başlatabilirsiniz.

dünya kadar bölge yapmışlar şehir merkezine birkaç binadan fazlası yapılamıyor. hastane yok mesela oyunda. üç çeşit duvar var hastane yok. neyi koruyorsa artık o duvarlar. granary korumak için rönesans duvarı çekiyorsun. doğal afet olarak yine gökten meteor düşüyor ama deprem veba vs yok.

oyunun güç mekaniği çok iyi yazılmış. bakın bu güç olayı 5. oyunda yok, 4. oyunda ise ilkel biçimde var. öncelikle santralleri elinizdeki hammaddeye göre haritaya yerleştirmeniz gerekiyor. buradaki ince nokta ise güç limitini aştığınız anda şehirdeki tüm elektrik kesiliyor. bunun için hesaplama yapmak gerek.