#ödüllü filmler
gaspar noé'nn yazıp yönettiği, 2018 yılında gösterilmiş olan, belçika ve fransa ortak yapımı film. fransız dansçılar, soğuk bir gecede prova yapmak için uzak, boş bir okul binasında toplanırlar. sangrialarının içinde lsd olduğunu öğrendiklerinde tüm gece süren kutlama halüsinasyon dolu bir kabusa dönüşür.
*cannes film festivali (2018) - cicae ödülü [gaspar noe]
*katalon film festivali (2018) - en iyi film
*neuchatel film festivali (2018) - en iyi film
film toplam 7 ödüle sahiptir.
*katalon film festivali (2018) - en iyi film
*neuchatel film festivali (2018) - en iyi film
film toplam 7 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "jakstat" tarafından 24.12.2020 21:41 tarihinde açılmıştır.
1.
“doruk” gibi bir anlamı olan kelime olmasının yanı sıra, gaspar noe’nin 2018 tarihli filmidir.
--! spoiler !--
dans etmek için toplanmış bir grubun başından geçenleri anlatan film için fazlasıyla okuma yapıldı. metaforları üzerinden siyasi bir film olduğunu düşünenler ile böyle olmadığını düşünenler arasında çok cenk edildi.
--! spoiler !--
hafif sarhoşluğun etkisi altında izlenirse filmin lezzetinin değişeceği fikrindeyim.
--! spoiler !--
dans etmek için toplanmış bir grubun başından geçenleri anlatan film için fazlasıyla okuma yapıldı. metaforları üzerinden siyasi bir film olduğunu düşünenler ile böyle olmadığını düşünenler arasında çok cenk edildi.
--! spoiler !--
hafif sarhoşluğun etkisi altında izlenirse filmin lezzetinin değişeceği fikrindeyim.
devamını gör...
2.
gaspar noé'nin filmlerinde başat olarak seyirciyi rahatsız etmeyi hedeflediğini okumuştum bir yerde, bu filmde tam olarak bunu yaşadım, o ortamda, o esrikliğin içinde gerim gerim gerildim izlerken fakat aynı şekilde bu gerilimi deneyimlemekten de keyif aldım.
devamını gör...
3.
senaryosu 5 sayfadan oluşan, çekimleri 15 günde tamamlanan filmdir. bana biraz deneysel gibi gelmişti ilk izlediğimde; ancak dördüncüde farkına vardım ki aslında gaspar noé bilinçaltımıza bir ışık tutmuş ve insanların gerekli imkanlar verildiğinde nasıl davranabileceğini vahşice önümüze sunmuş.
devamını gör...
4.
üzerinden grup dinamikleri üzerine bolca okuma yapılabileceğini düşündüğüm filmdir. bir tehlike durumu sezildiğinde grubun ilk kendinden farklı olanı feda etmesi, belli bir grubun ortak paydada buluşunca kendinde olmayana karşı ne kadar vahşileşebileceği, aynı grubu uyuşturan bir madde olduğunda (bu maddenin somut bir madde olmasına gerek yok herhangi bir etken -inanç, politik görüş vb.- olabilir) grubun nasıl ilkelleştiğini izlediğimiz film.
devamını gör...
5.
bir gaspar noe filmidir. hem de ne filmdir!
2018 yapımı filmin türü dram/korku olarak geçiyor.
filmin sonlarına gelirken göz alıcı kamera çekimlerine rastlıyoruz. o çekimler aynı zamanda da fazlasıyla rahatsız edici, ama belli ki bu kasten yapılmış.
enteresan bir film diyebiliriz. akılda kalıcı.
2018 yapımı filmin türü dram/korku olarak geçiyor.
filmin sonlarına gelirken göz alıcı kamera çekimlerine rastlıyoruz. o çekimler aynı zamanda da fazlasıyla rahatsız edici, ama belli ki bu kasten yapılmış.
enteresan bir film diyebiliriz. akılda kalıcı.
devamını gör...
6.
gerçek bir olaydan esinlenilen, inanılmaz rahatsız edici, 15 günde çekimleri tamamlanan, bolca siyasi göndermeleri olan, uyuşturucu kamu spotu olarak kesinlikle izlenilmesi gereken, sadece dansçılık vasfı olan kişilerin mükemmel oyunculuk performansı sergilediği, ikinciye izlemeye tahammül edemeyeceğim ama zaten ilk izlememde hayran kaldığım film. ya nasıl hiç kesmeden o sahneleri çektiniz?
devamını gör...
7.
rahatsızlık verici bir gaspar noe filmi daha. etkileyici bir dans sahnesiyle başlıyor film. müzikler oldukça iyi. ama beni en çok içine çeken gaspar'ın kameraları kullandığı açı. gerçek anlamda baş döndürücü. yönetmenimiz yine yapmış yapacağını.
devamını gör...
8.
cehennem tasviri, hem de ne... kamera çekim açıları ve yoğun olarak kullanılan kırmızı renkle korku, tiksinme, dehşet, delilik hatta çıldırma, sadece hazzın peşinde koşan bir mahluk olma durumlarını yoğun bir şekilde gözler önüne seriyor.
filmin başlangıcında yer alan röportaj ve iki erkek dansçının kendi aralarındaki muhabbeti nasıl bir film izleyeceğimize dair sağlam ipuçları veriyor.
filmin sonunda ise tam da bu röportajlı kısımla ilgili muazzam bir bağlantı bulunmaktadır
filmde güzellik ve estetik açısından hayranlıkla izlediğim tek sahne müthiş bir kareografiyle hazırlanmış dans gösterisidir. sonra işler sarpa saracak ve her şey çorap söküğü gibi peşi sıra gelecek.
paranormal korku filmleri bu filmin yanında sadece hayali bir ürperti olarak kalır. bu film ise dehşetengiz bir sarsıntı hatta yıkımdır.
filmin başlangıcında yer alan röportaj ve iki erkek dansçının kendi aralarındaki muhabbeti nasıl bir film izleyeceğimize dair sağlam ipuçları veriyor.
filmin sonunda ise tam da bu röportajlı kısımla ilgili muazzam bir bağlantı bulunmaktadır
filmde güzellik ve estetik açısından hayranlıkla izlediğim tek sahne müthiş bir kareografiyle hazırlanmış dans gösterisidir. sonra işler sarpa saracak ve her şey çorap söküğü gibi peşi sıra gelecek.
paranormal korku filmleri bu filmin yanında sadece hayali bir ürperti olarak kalır. bu film ise dehşetengiz bir sarsıntı hatta yıkımdır.
devamını gör...
9.
gaspar noe gerek sahnede ki renkler gerek çekim teknikleriyle beyin sarsıntısına sebep olabilecek bir eser ortaya çıkarmış. uyuşturucu etkisiyle kontrolden çıkan bir grup dansçının tek bir ortamda, akşamdan sabaha kadar ki yolculuğunu izliyoruz. filmin açılışı karakterlerin kimler olduğunu görerek başlıyor, birbirinden ilginç tiplerin diyaloglarından da anlaşıldığı gibi manyak şeyler ortaya çıkacağını az çok anlıyoruz zaten. selvayı canlandıran sofia boutella dışında castın kalanı seçme dansçılardan oluşuyormuş. selvanın rolünün hakkını verdiğini lsd etkisinde olduğu sahnelerde görüyoruz. hem karanlık bir atmosfere sahip hem de kırmızı, yeşil ve sarı renkleriyle değişik bir ruh haline bürünüyorsunuz izlerken. kamera ise bambaşka bir sarsıntı yaratıyor izleyende, üst açı, ters açı falan komple beyniniz dönüyor gerçekten. film bitince bir mide bulantısı yaşamadım değil, tamamen kamera açısındandı bence. ayrıca uyuşturucudan uzak durmak için izletilmesi gereken bir belgesel gibi olmuş. müzikler filmin başarılı olmasında büyük rol oynuyor. haplandım mı acaba diye bir şüpheye düşüyorsunuz o derece. soundtrackta daft punk, dopplereffect gibi elektronik müzik dehaları mevcut. filmin ilk bölümünde ki dans sahnesi ise görsel şölen bildiğin. kadınlar, erkekler hepsi mükemmel bir uyum ve estetikle dans ediyor, filmi izlemeseniz de aşağıya bırakacağım o dans sahnesini mutlaka izleyin.
gaspar noe sevdiğimden izledim, mide bulantım dışında filmi çok beğendim. insanların gerçek benliklerinin ne kadar iğrenç olabileceğini, toplumsal kurallar ortadan kalktığında maskelerin nasıl kolayca ineceğini görüyoruz. filmin süresi ise çok yerinde olmuş, daha da uzasa filmin o sanatsal büyüsü bozulurdu.
gaspar noe sevdiğimden izledim, mide bulantım dışında filmi çok beğendim. insanların gerçek benliklerinin ne kadar iğrenç olabileceğini, toplumsal kurallar ortadan kalktığında maskelerin nasıl kolayca ineceğini görüyoruz. filmin süresi ise çok yerinde olmuş, daha da uzasa filmin o sanatsal büyüsü bozulurdu.
devamını gör...
10.
seviye olarak bana göre üst düzey kalite bir film. hemen hemen anlatılan dünyaya yaklaşık bir tarzımız olduğu için verilmek istenen mesajı net alabiliyorsun. kurgusu, kamera açıları, filmin verdiği o depresif aura falan muazzam. kesinlikle izleyin
devamını gör...
11.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/05/04/n6sreqopjknhtumk-t.jpg)
rahatsız edici bir gaspar noe filmi.
gaspar noe ve rahatsız ederek bir şeyleri anlatmak birbirine çok yakın. climax çok başarılı şekilde rahatsız ediyor.
film 2018 yılında yapılmış. film cannes’e yetiştirilmesi için 4 haftada tasarlanmış 15 günde çekilmiş.
film bir grup dansçı insanın nasıl hayvanlaştığını anlatıyor. *
film harika bir açılış sahnesiyle başlıyor, inanılmaz bir koreografi izliyoruz. sonra karakterleri tanımaya başlıyoruz. karakterleri tanıdıktan sonra yönetmen hadi film başlasın artık diyor ve film gerçek anlamda başlıyor. filmin ikinci yarısı ise tam anlamıyla işkence. acayip şekilde rahatsız edici ve insanın midesini bulandırıyor. *
bu kadar rahatsız edici görüntüden sonra film bitince boş boş etrafa bakıyorsunuz ve keyif alıyorsunuz.
renkler, ışıklar, sahneler, müzikler, danslar çok keyifli. bence filmin ilk yarısı karakterleri tanıdığımız yerler çok keyifli ikinci yarı tatsız ve gerçek. bu dengeyle ortaya iyi bir film çıkmış.
ayrıca yönetmenin kamera kullanımında ortamdaki tek ayık bizmişiz gibi hissettirmesi çok güzeldi. insanlar manyak gibi davranırken aralarında dolaşıp ne oluyor lan der gibi bakıyorduk. nefis cidden nefis.
filmi tavsiye ederim. bu ikinci izleyişim ve birkaç kere daha izlerim diye düşünüyorum. manyak gaspar noe abiden manyak bir film.
film hakkında bir sürü şey yazılmış. bazıları çok komik. metaforlar ile ilgili insanlar inanmak istedikleri şeyleri uydurmuşlar. ben çoğuna gülüp geçtim çoğu çok komikti. her eser her insana farklı gelebilir, kimi insan farklı şeyler düşünür. herkesin izleyip cebine bir şeyler koyması gereken bir film.
insanın köşeye sıkıştığında nasıl canileştiğini yönetmen nefis anlatmış. her şiddet sahnesinde rahatsız olmama rağmen büyük keyif aldım.
uyuşturucuyu kimin koyduğunun gösterilmesi hoşuma gitmedi. gösterilmese daha güzel olabilirmiş.
devamını gör...
12.
gaspar noe'nin hayatında bir dönüm noktası vardır o da lsd ile tanıştığı zamandır. iyi bir yönetmen değil fakat kesinlikle kafasındakini ekrana aktarmak istiyor. şahsen o kadar rahatsız edici bulmadım çünkü yönetmenin çok daha rahatsız edici filmleri var. kendine has müziği ve renk ve kamera kullanımıyla çok başarılı bir film ve oyuncular sanırsam gerçek dansçılardan oluşuyordu. ama şu uyarıyı kesinlikle yapmalıyım çünkü ölürüm yapmazsam. gaspar noe filmlerini epilepsi ataklarınız varsa izlemeyin!!!. bari sizi kurtaralım.
devamını gör...
13.
2018 - gaspar noé filmi.
2021de izlemiştim bi, mubide görünce. tekrar gelmiş, tekrar izledim.
ben gaspar noé tarzını çok sevmem. seçtiği konuları, işleme şeklini biraz sıkıcı buluyorum. en okey filmi, pek çoklarının sevmediği love bana göre. onu da pornografik bulan çok fazla insan var.
climax'i ilk izlediğimde şunu çok merak ettim: hayatımda hiç lsd kullanmadım, ne derece güçlü bir madde bilmiyorum. kafası nasıl bilmiyorum. ama henüz her şey o kadar da zıvanadan çıkmamışken, içkilerine bişiler karıştırıldığını fark ettiklerinde niye polis neyin çağırıp yardım istemedi bunlar? yani bu durum fark edildiğinde çoktan ok yaydan çıkmış mıydı?
enteresan bi film gerçekten. bu izleyişimde biraz daha ılımlıydım. her şeyden önce, kendimi bu dünyada bazen tam olarak o filmin içindeymiş gibi hissediyorum ve içki içmeyenlerden biriyim.*
gerçek bir kabus. herkes kendi deliliği içinde savrulurken bir miktar korku duyuyor olabilir ama en çok korku duyup acı çekenler, ortada bir delilik olduğunu, kendisinin de bunun bir parçası olduğunu fark edebilen ancak gidişatı değiştiremeyenler. onu da herhalde hiç delirmemiş olanlar takip ediyor. deliliğin içinde savrulanlara hayat güzel, zarar verip, tahrip edip, sevişip, dans ediyorlar. * böylece asitle uçmacalı noé filminden de hayata dair bir drama çıkarıyorum. drama ve kaos da bizim işimiz.
oradaki annelik içgüdüsü de garip. çocuğumu koruyayım derken öldürmenin en salakça biçmi.
bir grup sığ dansçının ortalığın ağzına sıçması üzerinden 97 dakika boyunca sağa sola savruluyoruz. filmde kendimi en çok selva ile özdeşleştiriyorum. herhalde orada bulunuyor olsaydım, tam olarak selva olurdum. herkese yardım etmeye çalışma ama edememe, kendime yardım edememe ve en sonunda "aman tamam ya sevişim bari" diyip kendimi o esnada bana yavşayan birilerinin kollarına bırakma ağlaya zırlaya. yemin ederim hayatımın küçük bir özeti, asitsiz masitsiz yaşandı bunlar.
velhasılı iyi geldi.
2021de izlemiştim bi, mubide görünce. tekrar gelmiş, tekrar izledim.
ben gaspar noé tarzını çok sevmem. seçtiği konuları, işleme şeklini biraz sıkıcı buluyorum. en okey filmi, pek çoklarının sevmediği love bana göre. onu da pornografik bulan çok fazla insan var.
climax'i ilk izlediğimde şunu çok merak ettim: hayatımda hiç lsd kullanmadım, ne derece güçlü bir madde bilmiyorum. kafası nasıl bilmiyorum. ama henüz her şey o kadar da zıvanadan çıkmamışken, içkilerine bişiler karıştırıldığını fark ettiklerinde niye polis neyin çağırıp yardım istemedi bunlar? yani bu durum fark edildiğinde çoktan ok yaydan çıkmış mıydı?
enteresan bi film gerçekten. bu izleyişimde biraz daha ılımlıydım. her şeyden önce, kendimi bu dünyada bazen tam olarak o filmin içindeymiş gibi hissediyorum ve içki içmeyenlerden biriyim.*
gerçek bir kabus. herkes kendi deliliği içinde savrulurken bir miktar korku duyuyor olabilir ama en çok korku duyup acı çekenler, ortada bir delilik olduğunu, kendisinin de bunun bir parçası olduğunu fark edebilen ancak gidişatı değiştiremeyenler. onu da herhalde hiç delirmemiş olanlar takip ediyor. deliliğin içinde savrulanlara hayat güzel, zarar verip, tahrip edip, sevişip, dans ediyorlar. * böylece asitle uçmacalı noé filminden de hayata dair bir drama çıkarıyorum. drama ve kaos da bizim işimiz.
oradaki annelik içgüdüsü de garip. çocuğumu koruyayım derken öldürmenin en salakça biçmi.
bir grup sığ dansçının ortalığın ağzına sıçması üzerinden 97 dakika boyunca sağa sola savruluyoruz. filmde kendimi en çok selva ile özdeşleştiriyorum. herhalde orada bulunuyor olsaydım, tam olarak selva olurdum. herkese yardım etmeye çalışma ama edememe, kendime yardım edememe ve en sonunda "aman tamam ya sevişim bari" diyip kendimi o esnada bana yavşayan birilerinin kollarına bırakma ağlaya zırlaya. yemin ederim hayatımın küçük bir özeti, asitsiz masitsiz yaşandı bunlar.
velhasılı iyi geldi.
devamını gör...
14.
yine epilepsi festivali gibi bir gaspar filmi. ne zaman şu herifin bir filmini izlesem başım dönüyor midem bulanıyor ve sıcak basıyor. kamera açıları, ışıklar, sesler ve kullandığı tüm ögeler insanı rahatsız etmek için var. ama çekici yanlarından biri de bu çarpıcılığı sanırım. en rahatsız olduğum sahnelerden biri iki siyahi adamın fantazili diyaloğuydu bence. ayrıca abisi olacak cücüğün başından beri gazelle'e ilgisi olduğunu içten içe biliyordum.
filmin özeti dansçı olmayın ve lsd kullanmayın.
filmin başlarında dans ettikleri şarkı başka bir şarkıya çok benziyor speed uplı hali gibi ama çıkaramadım bir türlü. bulan aydınlatabilir mi, teşekkürler.
filmin özeti dansçı olmayın ve lsd kullanmayın.
filmin başlarında dans ettikleri şarkı başka bir şarkıya çok benziyor speed uplı hali gibi ama çıkaramadım bir türlü. bulan aydınlatabilir mi, teşekkürler.
devamını gör...
15.
bir grup dansçının bir pratik sırasında lsd ile uyuşturulmalarının ardından yaşadıkları kaotik ve travmatik bir geceyi anlatan gaspar noé filmi. film, noé'nin alışılmadık sinematografik tarzı ve zaman zaman rahatsız edici uzun tek planlarıyla dikkat çeker. aynı zamanda, filmdeki görsel ve işitsel deneyim seyirciyi rahatsız edici bir trans haline sokarak, gerçeklikle bağlantıyı sorgulatan bir deneyim sunuyor.
devamını gör...
16.
arjantinli yönetmen gaspar noe’nin 2018 yapımı filmi.
gaspar noé’nin diğer tüm filmleri gibi seyircisine rahatsızlık verir, sınırları zorlar.
gerek renkleri gerek koreografisiyle ekrana sizi bağlar. noé'nin renkleri meşhurdur. patlak maviler, sarılar ve kırmızılar... strobe efektleri...
film, gerçek olaylardan esinlenmiştir ve toplumsal bağların kırılganlığı çok net gösterilmektedir.
1996 yılında fransa’da bir grup dansçının, amerika'da yapacakları gösterilerini prova için toplanması konu alınır. başlangıçta her bir dansçı kameranın önüne geçerek kendilerini tanıtır, fikirlerini söyler, amerika'daki gösterileri için duygularını paylaşır ve çoğu da dansa olan tutkusunu dile getirir. bu sahnede karakterleri tanımaya başlarken meta-referansı görmüş oluruz.
dansçıların röportajlarının bize izletildiği televizyonun etrafında kitaplar ve dvdler vardır. bunlar da kült yapımlara birer atıftır. örneğin nietzsche'nin konulmuş olması hiç şüphesiz noé'nin nihilist bakış açısını gösterir.
hemen ardından yapılan dans provası gelir.
yaklaşık 5 dakika süren bu sahnede seyirci dansın içinde hisseder kendini.
kameranın her bir dansçıyla ve grupla uyum içinde olması, sürekli hareket etmesi bunu destekler.
her bir karakter kendi iç dünyasını hareketleriyle ortaya çıkarır ve hepsi birbirinden farklı şekillerde dans etmiş olurlar. yine de, bireysel dans ediyor gibi görünseler de, grupça dinamikleri vardır.
dansın eğlence değil, iletişim ve arzu yönetimi olduğunu noé herkese ispatlamış olur bu filmle.
dans provası ardından dansçılar kendi aralarında konuşmaya başlarlar. pek açık seçik olduğu iddia edilen bu konuşma tarzı, seyircinin kendine itiraf edemese de, hayatın içindendir. özellikle dans ederek enerji atımı sağlayan ve bedenini ön plana koyan bir toplulukta cinsellik dürtüsü kaçınılmazdır. kaldı ki açılış sahnesine bedenin ve hele de dansın cinsellik üzerindeki etkisiyle alâkalı araştırmaları olan bataille'ın kitabı vardır.
muhabbetlerin ardından giderek artan kaos, filmi farklı bir noktaya çeker. noé’nin meşhur ışıkları gözümüzü alarak kaosu bize haber eder. ayrıca aynı tonda devam eden elektronik müzik de seyirciyi içine çeker. film boyu daft punk, aphex twin, soft cell gibi değerli isimler kullanılmıştır.
pis ve klostrofobik bir alanda çekilmiş olan film, gerçekten çoğu izleyici için rahatsız edicidir fakat inanılmaz değerli ve değişik bir deneyimdir.
kameranın zaman zaman ters dönmesi, karakterlerin yaşadığı bulantıyı seyirciye de yaşatır. karakterlerin birer birer çöküşü aslında tüm insanlık için bir atıftır. ters kamera kullanımını ve aynaları bu filminde de sıkça kullanır. misal olayların merkezinde olan selva karakteri, aklını yitirdiği anlarda aynada kendini görerek gerçeklik algısını sorgular ve ürker.
alegorisini ustalıkla yapan noé, bir dansçı grubuyla arzuları ve kontrolü yitirmeyi göstermek istemiştir.
filmin en can alıcı noktalarından biri suçlamalardır. karakterler birbirlerini içkiye zehir koyup herkesi zehirlemekle suçlar. kendi gibi görmediğini dışlamaya meyleder. bu hâl, giderek saldırganlaşmalarına sebep olur ve şiddete varır.
fakat filmin en önemli unsuru, tüm bu pisliğin ortasındaki çocuktur.
tüm masumiyetiyle orada duran çocuk ne zaman bu pisliğe bulaşmaya çalışır, çocuğu güvende kalması için bir yere kapatırlar. fakat kapatılan yerdeki çocuğa bir daha ulaşılamaz. metaforun iyisi budur.
sinemada iyi olmak; rahatsız edici olacağını bile bile hayatın içindeki şeyleri aktarmak ve bunu sinemanın ögeleriyle güzel bir şekilde harmanlamaktır. noé ise bunu çok iyi şekilde başarıyor.
gaspar noé’nin diğer tüm filmleri gibi seyircisine rahatsızlık verir, sınırları zorlar.
gerek renkleri gerek koreografisiyle ekrana sizi bağlar. noé'nin renkleri meşhurdur. patlak maviler, sarılar ve kırmızılar... strobe efektleri...
film, gerçek olaylardan esinlenmiştir ve toplumsal bağların kırılganlığı çok net gösterilmektedir.
1996 yılında fransa’da bir grup dansçının, amerika'da yapacakları gösterilerini prova için toplanması konu alınır. başlangıçta her bir dansçı kameranın önüne geçerek kendilerini tanıtır, fikirlerini söyler, amerika'daki gösterileri için duygularını paylaşır ve çoğu da dansa olan tutkusunu dile getirir. bu sahnede karakterleri tanımaya başlarken meta-referansı görmüş oluruz.
dansçıların röportajlarının bize izletildiği televizyonun etrafında kitaplar ve dvdler vardır. bunlar da kült yapımlara birer atıftır. örneğin nietzsche'nin konulmuş olması hiç şüphesiz noé'nin nihilist bakış açısını gösterir.
hemen ardından yapılan dans provası gelir.
yaklaşık 5 dakika süren bu sahnede seyirci dansın içinde hisseder kendini.
kameranın her bir dansçıyla ve grupla uyum içinde olması, sürekli hareket etmesi bunu destekler.
her bir karakter kendi iç dünyasını hareketleriyle ortaya çıkarır ve hepsi birbirinden farklı şekillerde dans etmiş olurlar. yine de, bireysel dans ediyor gibi görünseler de, grupça dinamikleri vardır.
dansın eğlence değil, iletişim ve arzu yönetimi olduğunu noé herkese ispatlamış olur bu filmle.
dans provası ardından dansçılar kendi aralarında konuşmaya başlarlar. pek açık seçik olduğu iddia edilen bu konuşma tarzı, seyircinin kendine itiraf edemese de, hayatın içindendir. özellikle dans ederek enerji atımı sağlayan ve bedenini ön plana koyan bir toplulukta cinsellik dürtüsü kaçınılmazdır. kaldı ki açılış sahnesine bedenin ve hele de dansın cinsellik üzerindeki etkisiyle alâkalı araştırmaları olan bataille'ın kitabı vardır.
muhabbetlerin ardından giderek artan kaos, filmi farklı bir noktaya çeker. noé’nin meşhur ışıkları gözümüzü alarak kaosu bize haber eder. ayrıca aynı tonda devam eden elektronik müzik de seyirciyi içine çeker. film boyu daft punk, aphex twin, soft cell gibi değerli isimler kullanılmıştır.
pis ve klostrofobik bir alanda çekilmiş olan film, gerçekten çoğu izleyici için rahatsız edicidir fakat inanılmaz değerli ve değişik bir deneyimdir.
kameranın zaman zaman ters dönmesi, karakterlerin yaşadığı bulantıyı seyirciye de yaşatır. karakterlerin birer birer çöküşü aslında tüm insanlık için bir atıftır. ters kamera kullanımını ve aynaları bu filminde de sıkça kullanır. misal olayların merkezinde olan selva karakteri, aklını yitirdiği anlarda aynada kendini görerek gerçeklik algısını sorgular ve ürker.
alegorisini ustalıkla yapan noé, bir dansçı grubuyla arzuları ve kontrolü yitirmeyi göstermek istemiştir.
filmin en can alıcı noktalarından biri suçlamalardır. karakterler birbirlerini içkiye zehir koyup herkesi zehirlemekle suçlar. kendi gibi görmediğini dışlamaya meyleder. bu hâl, giderek saldırganlaşmalarına sebep olur ve şiddete varır.
fakat filmin en önemli unsuru, tüm bu pisliğin ortasındaki çocuktur.
tüm masumiyetiyle orada duran çocuk ne zaman bu pisliğe bulaşmaya çalışır, çocuğu güvende kalması için bir yere kapatırlar. fakat kapatılan yerdeki çocuğa bir daha ulaşılamaz. metaforun iyisi budur.
sinemada iyi olmak; rahatsız edici olacağını bile bile hayatın içindeki şeyleri aktarmak ve bunu sinemanın ögeleriyle güzel bir şekilde harmanlamaktır. noé ise bunu çok iyi şekilde başarıyor.
devamını gör...