çocukken yazın daha büyük bir mevsim olması
başlık "tosbağa" tarafından 13.08.2024 04:48 tarihinde açılmıştır.
1.
yazın geleceği neşesiyle ilkbahar bitsin diye günler sayıldığı zamanlardı. yaz gelmeye yakın o çiçekli elbiseler, renkli kokulu tokalar çıkarılırdı. yumurta bayramı vardı yazdan hemen önce. yumurtalar boyanırdı. her gün illa ki yüzülürdü benim yazlarımda. yüzdükten sonra hep kalabalık sofralar kurulur, rakılar içilirdi. biz kola içebildiysek sevinirdik. kahvaltıda incir olurdu annemin hemen sabah bahçemizden topladığı. çekirgeler vardı. benim bir çekirgem vardı, biri üstüne oturunca gömmüştüm bahçemize. cennet hurmasının çekirdeğinin içinden çatal ve kaşık çıkardı. mahallemizde dut ağacına tırmanabilen tek çocuktum. beyaz dutlar her zaman en tatlı olanlardı. bütün çocukları toplayıp ormana götürürdüm keşif zamanı diye. yaptığım listedekileri bulmadan eve dönmeme kararımız vardı. yaz daha büyük bir mevsimdi çünkü güneş geç batardı ve bu sokakta daha fazla oyun oynayabilmem demekti. en sevdiğim sebzeler bu büyük yazda olurdu. meyveleri çok severdim, en çok yazın meyve verirdi bana. kirazı çekirdeğiyle yerdim çünkü dayım bana "çekirdeğiyle yersen karnında ağacı çıkar, yeme" demişti. karnımda kiraz ağacı çıkacağı düşüncesi de çok büyüktü. bezelyeleri topladıktan sonra annem pişiremezdi. çünkü ayıklarken bitirirdik. o yaz son kez adını bilmediğim bir ağacın verdiği yuvarlak meyvesiyle savaş yaptık. çocuktum ve yaz çok daha güzel bir mevsimdi.
devamını gör...
2.
yetmişli ve seksenli yıllarda yaz tatilinin üç buçuk ile dört ay arası olması dolayısıyla ve de zamanın daha yavaş akması nedeni ile ortaya çıkan durumdur.
devamını gör...
3.
evet, bu başlığa katılıyorum. ben cocukken asla bitmeyen bir yaz tatilimiz vardı. 3 ay geçiriyorduk ama 0 3 ay hiç bitmiyormuş gibi geliyordu. o kadar uzun oluyordu ki bazen tatilden sıkılabiliyorduk. keşke o günler geri gelse..
şu an, zaman, inadına *2 şeklinde akıyormuş gibi.
şu an, zaman, inadına *2 şeklinde akıyormuş gibi.
devamını gör...
4.
iş hayatı ve bitmeyen mesailerde zamanımızın büyük kısmını harcıyor olmamız nedeniyle ne yazdan ne de kıştan hiçbir şey anlamadan ömrümüz uçup gidiyor.
devamını gör...
5.
çünkü çocukken teta frekansında yaşıyorduk yani daha çok anda kalabiliyorduk. o yüzden de yaz mevsimini de dibini kadar hissedebiliyorduk. şimdi yetişkin olduk, anda kaldığımız zamanlar o kadar az ki.. belki tatildeyken, belki doğada vakit geçirirken, belki bir bebeği veya kediyi/köpeği severken.. kısa kısa kesitler halinde yaşıyoruz artık hayatı... ondan dolayı, mevsimler gelmiş geçmiş benim neyime modunda yaşıyoruz.
devamını gör...
6.
ben çocukken büyük müydü hatırlamıyorum ama yazlar bu kadar şımarık, sıcak ve rahatsız edici değildi kesin. denizi yine yoktu ankaranın, ama çok güzel caddeleri ve akasyalı geniş çok temiz kaldırımları vardı. akşam yürüyüşüne çıkılırdı ailece ve her bir akasya gölgesinde mola verip söyleşen aileler görülürdü. herkes çok şıktı. ankarada saray da yoktu dinozor da. görkemli parklar ve tiyatrolar sergiler, kitapçılar, pastaneler kentiydi ankara.
ben büyüdüm ve kirlendi ankara.. (önce ankara kirlendi sanırım. giderekte ülke..) ve yaz mevsimleri de..
ben büyüdüm ve kirlendi ankara.. (önce ankara kirlendi sanırım. giderekte ülke..) ve yaz mevsimleri de..
devamını gör...
7.
ağustos da daha uzundu sanki. bitmek bilmezdi. sıcak daha sıcak çok sıcak havalarda denize girer bisiklete biner parkta oynar azıcık rüzgar yapsın diye deli gibi sallanırdım da yine de günler bitmezdi. şimdi farkettim ağustosu neredeyse yarıladığımızı. biraz canım sıkıldı. yaz bitmeden yapacaklarım var.
devamını gör...
8.
yaz değil ama zaman daha uzundu, yaşlandıkça zaman kısaldı, ömür azaldı.
devamını gör...
9.
çok severdim yazları. hele de tatil oldumu bizde kimse yaz tatili deməzdi ona, hep 90 gün tatil derdik yaz tatiline. o 90 gün asla bitmezdi. sabah 9'da evden çıkılır "akşam ezanında geri dönüün" diye arkamızdan bağırılırdı. deli gibi oyun oynardık, o kadar çok şey yapardık ki 1 gün içinde. şu an o kadar şeyi 1 güne nasıl sığdırdığımızı düşünüyorum. şimdi olsa yapamam gibime geliyor hatta. öğlen saat 12 - 1'i vurduğunda başımıza güneş geçmesi pahasına bile girmezdik eve, bir gölge bulup ona sığınırdık güneş biraz çekilen kadar. buna rağmen ne kadar da uzun olurdu o gün. yazlar mı bozuldu yoksa büyüdükçe insanlar mı hâlâ anlayabilmiş değilim. tek anladığım eski yazlar güzeldi ve bence eskiden güzeldi her şey.
devamını gör...
10.
aynen boyu 2 metreydi o zamanlar, suan 1 metre falan.
devamını gör...
11.
kale direkleri bile daha büyüktü o zamanlar.
devamını gör...
12.
1 gercek. bitmek bilmiyodu ellam.
devamını gör...
13.
uzundur o uzun.
devamını gör...
14.
o gündüzlerin uzunluğundandır. güneş batmazdı.
gün o kadar uzundu ki sabah erkenden gece oluncaya kadar bahçede oturan büyüklerimizin yanında karanlıkta saklambaç oynardık. nasıl uykuya daldığımızı hatırlamaz sabah güneş ile beraber kalkardık.
bundandır yazın büyük bir mevsim olması.
gün o kadar uzundu ki sabah erkenden gece oluncaya kadar bahçede oturan büyüklerimizin yanında karanlıkta saklambaç oynardık. nasıl uykuya daldığımızı hatırlamaz sabah güneş ile beraber kalkardık.
bundandır yazın büyük bir mevsim olması.
devamını gör...
15.
dolu dolu geçiyordu demek ki. gün yorulur biz de yorulurduk günle beraber. ama hafif tatlı bir yorgunluktu bu... şimdi sabahları bile bitkiniz...
yaşama sevinci vardı. akp öncesi mevsimler bile daha güzeldi. atatürk türkiyesini yaşıyorduk iyi kötü.. her şey mükemmel değildi amma şimdi olduğundan çok daha güzel ve sevinçliydi.
yaşama sevinci vardı. akp öncesi mevsimler bile daha güzeldi. atatürk türkiyesini yaşıyorduk iyi kötü.. her şey mükemmel değildi amma şimdi olduğundan çok daha güzel ve sevinçliydi.
devamını gör...