cumhurbaşkanına hakaret suçu

manevi unsuru genel kast olan, devlete karşı işlenmiş suçlar bölümünde düzenlenmiş ve tck m.299'da tanımlanmış suçtur.
referandum sonrası anayasal değişikler sonucu parlamenter sistem yerine partili cumhurbaşkanlığına geçilmiş olması sebebiyle eskiden partiler üstü ve tarafsız olan cumhurbaşkanlığı makamı artık siyasi parti üyeliği bunalabilen bir makam olmuştur. bu nedenle cumhurbaşkanının hem parti başkanı sıfatı hem de cumhurbaşkanı sıfatı olması, hakaretin hangi sıfata yönelik olduğu belirsizliğini doğuracaktır. eğer güncel siyasi olaylara veya iktidar partisinin faaliyetlerine yönelik bir hakaret unsuru varsa burada tck 299 değil de tck 125 kapsamında sanıkların cezalandırılması gerekir. nitekim ankara'daki yerel mahkemelerin bu yönde kararları vardır.

bu suç türkiye tarihinde en cok bu iktidar zamaninda işlenmiştir. öncesinde bu kadar islenmemisttir. insan hayret ediyor. neden acaba ?

3. için, yargının işi gayet kolay, akepe genel başkanı hangi yönde karar alınmasını isterse o yönde karar alırlar.

128 milyar dolar nerede soru cümlesini de kapsayan olay. soru sormak bile suç hakikaten hahaha.

geçenlerde açtım yurt dışındaki başkanların karşısına geçip eleştiren insanlara baktım. eleştiriyor gazeteci veya vatandaş, başkan cevap veriyor konuşuyor ayrılıyor. insan hayret ediyor ne özgür ülkeler var. silivri soğuktur şakası mesela aslında şaka değil ben gülmüyorum. acı. istediğini yapabilmek için kanunu avucuna almış bir insan ne de tehlikelidir kim bilir unknown bir ülkede. bizden bahsetmiyorum canım. bir arkadaşın ülkesi.

cumhurbaşkanına değil de partili olduğu için parti başkanına edebiliyor muyuz acaba?

kapsamı geniş tutulmuş bir suçtur. söylediğiniz herhangi bir şey bu kapsama rahatlıkla dahil edilebilir.

benim de başıma geldi neyse ki ifadeyi verip serbest kaldım ama küfür etmiştim inkar da etmedim. normalde küfür kullanan birisi değilim malum üniversite de sınav haftasındayken facebook'ta bir gönderinin altına devlet büyüklerine ve dini değerlere hakaret etmiştim. sınavlar kötü geçmişti kafam bozuktu rastgele küfür ettim niye yaptığımı da bilmiyorum. emniyete gittik polis istersen hesabına gir bunları yazdığından emin misin diye kontrol et demişti gönderiyi ararken polis diğer paylaşımlarımı da gördü troll hesap olduğum için ciddiye almadı diye düşünüyorum yoksa en kötü hapis yerine para cezası bile yiyebilirdim. iyi niyetli olduğumu anladı demek. heheheh.

bu suç, normalde önceki cumhurbaşkanları zamanında akp iktidarı kadar bu kadar çok keyfi işlenmemişti.* recep tayyip erdoğan, cumhurbaşkanı olduğundan beri haksız yere yaklaşık 40 bin tane cumhurbaşkanına hakaret davası açıldı.
ilgili linkler:
1) yenicaggazetesi.com.tr/cumh...
2) gazeteduvar.com.tr/cumhurba...
3) evrensel.net/haber/334547/1...
4) medyasiyaset.com/44-bin-675...
2000 yılından itibaren cumhurbaşkanına hakaret davaları ve akp'nin gerçek yüzü

türk milleti olarak, cbaşkanlığı makamına saygılı olan bir milletiz.
ancak vatandaşlık hakkımız olan, istek, eleştirme ve kıyaslama hakkımızı kullandığımız birçok durumda; cbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılanmaktayız.

ki, bence açılan davalar, bçvatandaşların söylemlerinden daha çok makama zarar vermektedir.
makamı ulaşılabilir, saygın olmayan kıvama ahmet özel hukuk bürosu (cbaşkanını koruma adı altında) zarar vermektedir.

biri cumhurbaşkanına "siyonist" mi demiş? yakında içeri alınır. *

geçen sene ki hukuki sürecimde dosyam için atanmış hakimin tek ciddi davası benim davamdı. gerisi hep soylu ve rte hakaret davasıydı. önüne gelene dava açıp sicillerini bozdurmak için uğraşmışlar resmen.

eski zamanlarda bu suç bu kadar çok işlenmezdi. çünkü cumhurbaşkanı meclis tarafından seçilirdi. meclis tarafından seçilen ve genellikle bir makam olan cumhurbaşkanlığı bu kadar siyasallaşmamıştı. bütün oklar başbakana dönerdi. başbakan tarafından açılan davalar ise kamu görevlilerine görevi sırasında yapılan hakaret olarak görülür ve yargıtay tarafından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildi. yani kişi cezalandırılmazdı.
özal zamanında başlayan cumhurbaşkanlığın siyasal hale gelmesi, bu davaların açılmasına ön ayak oldu. demirel de cumhurbaşkanlığı'nı özellikle 28 şubat sürecinde siyasallaştırdı. sezer ise cumhurbaşkanlığı'nı çok siyasetin içerisine sokmadı. o yüzden açılan davalarda azalma görülmüştür.
referandum sonrası cumhurbaşkanlığı artık siyaset kurumunun içine dahil edildi. başbakanlık da ortadan kalkınca, her türlü eleştiri cumhurbaşkanına hakaret kapsamına girdi. bu kadar çoğalmasının bir başka nedeni ise eskiden bu suçu işlemek oldukça meşakkatli idi. bu suç işlense de basın ve yayın haber yapmadan hukukun önüne gelemiyordu. yani kasaba kahvesinde edilen muhabbetten devletin haberi pek olmuyordu. internet ve sosyal medya ise bu işi kolaylaştırdı. bu husus davaların patlamasına neden oldu.
bu suç artık kaldırılmalı, cumhurbaşkanlığı başbakan statüsünde değerlendirilmelidir. artık karşımızda devletin birliğini temsil eden partiler üstü bir cumhurbaşkanlığı yok, partili bir cumhurbaşkanlığı var. millet seçimini bu yönde yapmıştır. eğer parlamenter sisteme geri dönülseydi, bu suçun tck'da kalmasının bir mantığı olacaktı. artık bu sistemde bu suçun yer alması mantıklı değildir.

adamlar başkan karısının başkanı korumasıyla aldatmasının ,
başkanın veya ekibinin rüşvet yediğinin,
başkanın adi bir suçlu gibi cinayet işlediğinin bile filmlerini yaparken,
bizde kravatının rengini eleştirsen silivri zindanlarındasın.

hakkettiği sıfatı söyleyenler hakkında dava açarsa ,mahşerde pişman olur.

bu hakaret ve hatırat mevzusu, resmen bizi dombaltıp siyonizm güdümlü batı'ya ve yerli taşeronlarına sömürten ve köleleştiren düzeni korumak için. şahıslar bunun için tanrılaştırılıyor. evet.