1.
ibranice "dawid" isminden bu halini almış olan yaygın bir yabancı isimdir. çok eski yüzyıllarda iskoçya'da aşırı yaygınmış, sonra da ingiltere'de yaygınlaşmış. sanırım ingilizce konuşulan (ana dili ingilizce olan) her yerde yaygın bir isim olabilir artık. hatta şimdi aklıma geldi, david isimli iki danimarkalı arkadaşım var. yani demek ki geniş bağlamda batı'da yaygın bir isim bu. adın orijini/kökeni yine ibranice "dod" kelimesidir ve bunun anlamı "sevilen"dir (beloved). bizdeki muadili davut/davud'dur. yahudi hükümdarı david, ilk (kral) olmasa da israil topraklarındaki yahudiler arasında barışı sağlayan ilk kraldır. ayrıca bu isim günümüzde çok yaygın olsa da eski ahit'te bu isimde yalnızca bu kral vardır. bunun sebebi, büyük yahudi kralı david'e hürmet göstermek açısından kimsenin çocuğuna o zamanlarda bu ismi koymaması olarak tahmin edilmektedir.
ama ben elbette ki bunun için bu başlığı açmadım. hayatımda en fazla izlediğim film olan the lost boys'daki vampir david için açtım. cidden bu filmi 100 kereden fazla izlemişimdir. bundan başka bir film daha var ona yakın sayıda izlediğim (bkz: firepower (1993)). daha da 10 kere izlediğim film bile az vardır; bu iki film çok ayrı bir yerde duruyor benim için yani. neyse... the lost boys ve david'e dönelim... kiefer sutherland'ın benzersiz karizmasıyla canlandırdığı bu tiplemenin hayranıyım diyebilirim. sutherland'ın inanılmaz iyi bir aktör olduğunu düşünmesem de eksantrik yüz hatları ve tuhaf mimikleriyle çok ilgimi celbeden bir oyuncu olmuştur hep, bu kanadalı isim. the lost boys ile birlikte, flatliners (bkz: çizgi ötesi) ve dark city de ilk anda aklıma gelen filmler olur, bu aktör mevzubahis olduğunda. kiefer'ın babası donald sutherland ise direkt boylu poslu, karizmatik ve yakışıklı bir adam. oğlunun "farklı" bir karizması var ama, gene de. kısa boylu (sayılır) ama karizmatik. önemli olan boyu değil the lost boys'u.
spoiler uyarısı: - yazının aşağısı, filmi izlemeyenler için çok ciddi spoiler'lar içerecek.
the lost boys'daki david'in baş vampir olmadığını aslında filmin en sonunda anlıyoruz. bu da enteresan bir şey. gene de kendisi, o vampir klanının lideri diyebiliriz sanırım. esas baş vampirin bu klana aktif liderlik etmektense asıl kimliğini gizlemek ve biraz da "gölgelerden" işleri yürütmek gibi bir anlayışı var. hani ailenin reisi babadır ama en büyük abi/abla gelende çok çocuklu ailelerde kardeşleriyle ilgilenir ya... neyse, david işte klana aktif liderlik yapan vampir burada. michael isimli, jim morrison imajlı genç, bir kıza görür görmez tutuluyor ama nereden bilsin ki o kız bir vampir... ve sonrasında da david, michael'ı da kendi gruplarına çekiyor bir şekilde ve onu da vampir yapıyorlar. aslında oğlan kendi kaşınıyor da denebilir. aşk insana ne yaptırmaz! gene de burada david'in rolünü de yok sayamayız. filmdeki, bu anlattığım olayın başlarındaki motosikletli takip sahnesi unutulamaz ki şöyle bir gif koyayım da filmin o sahnesinin bir kısmını görün:

işte bu sarışın tip o david. ve tam vampir hali ürkünç de aslında. plastik makyajı gayet iyi kotarılmış bence. lensleri, dişleri falan da korkunç vampir imajını tamamlıyor. ayrıca vampirlerin birtakım büyü güçleri de olur fantastik dünyalarda ve david'in de var. mesela michael'ın yediği "noodle"ları ona kurtçuklar olarak göstertebiliyor. sonra ise tersini gösterebiliyor. yani bu tarz zihin etkileme hatta zihin yönetme güçleri olur vampirlerin, fantezi eserlerinde. uçabiliyor da elbette buradaki vampirler ama yarasaya veya küçük bir sis bulutuna dönüşmüyorlar; filmde öyle bir sahne yoktu en azından. david'in kan emdiğini söylememe gerek var mı?.. burada david ve vampir çetesi hiç de öyle milleti insanmışlar gibi kandırıp, ne bileyim romantik numaralarla tavlayıp falan bir anda kanlarını emmiyorlar. bayağı şehri terörize ederek, vahşi ve yırtıcı hayvanlar gibi "avlanıyorlar". ayrıca michael'a vampire dönüşmesi için gereken kanı içirdikten ve onunla epey maytap geçtikten sonra david ve vampir çetesi, michael yatağında uyanıyor. bu bir rüya mıymış yani falan derken de michael'ın da, tıpkı david gibi bir vampire dönüşmekte olduğuna şahit oluyoruz. yani acaba onu havada yakalayıp (michael, tren raylarının altından sonu görünmeyen sisli bir boşluğa düşüyordu), bir "enchantment" büyüsü yapıp (onu uyutmak veya hafızasını manipüle etmek için) da evine kadar uçurup yatağına mı bıraktılar? o sahne başka türlü nasıl açıklanabilir bilemedim. yalnız bu denli kült bir film için (birçokları için en kült vampir filmidir) böyle bir şeyler düşünmek lazım bence "hata" aramak yerine ki benim düşündüğüm şey de akla yatkın kanımca. acaba michael da insanların kanını içen korkunç bir vampir mi olacak?.. dönüşüm başlamıştı. ama sonu da gelecek mi?.. david'in hatununu ondan çalmaya yeltenmesi bir melek ismine sahip olan michael'ı insanlıktan tamamen mi çıkartacak? peki bu max da kimin kimi, neyin nesi? o kadar da spoiler vermeyeyim ya.
özetle, david gayet "cool" bir vampirdir. son olaraksa kendisinin "korkunç yüzünü" görün:
ama ben elbette ki bunun için bu başlığı açmadım. hayatımda en fazla izlediğim film olan the lost boys'daki vampir david için açtım. cidden bu filmi 100 kereden fazla izlemişimdir. bundan başka bir film daha var ona yakın sayıda izlediğim (bkz: firepower (1993)). daha da 10 kere izlediğim film bile az vardır; bu iki film çok ayrı bir yerde duruyor benim için yani. neyse... the lost boys ve david'e dönelim... kiefer sutherland'ın benzersiz karizmasıyla canlandırdığı bu tiplemenin hayranıyım diyebilirim. sutherland'ın inanılmaz iyi bir aktör olduğunu düşünmesem de eksantrik yüz hatları ve tuhaf mimikleriyle çok ilgimi celbeden bir oyuncu olmuştur hep, bu kanadalı isim. the lost boys ile birlikte, flatliners (bkz: çizgi ötesi) ve dark city de ilk anda aklıma gelen filmler olur, bu aktör mevzubahis olduğunda. kiefer'ın babası donald sutherland ise direkt boylu poslu, karizmatik ve yakışıklı bir adam. oğlunun "farklı" bir karizması var ama, gene de. kısa boylu (sayılır) ama karizmatik. önemli olan boyu değil the lost boys'u.
spoiler uyarısı: - yazının aşağısı, filmi izlemeyenler için çok ciddi spoiler'lar içerecek.
the lost boys'daki david'in baş vampir olmadığını aslında filmin en sonunda anlıyoruz. bu da enteresan bir şey. gene de kendisi, o vampir klanının lideri diyebiliriz sanırım. esas baş vampirin bu klana aktif liderlik etmektense asıl kimliğini gizlemek ve biraz da "gölgelerden" işleri yürütmek gibi bir anlayışı var. hani ailenin reisi babadır ama en büyük abi/abla gelende çok çocuklu ailelerde kardeşleriyle ilgilenir ya... neyse, david işte klana aktif liderlik yapan vampir burada. michael isimli, jim morrison imajlı genç, bir kıza görür görmez tutuluyor ama nereden bilsin ki o kız bir vampir... ve sonrasında da david, michael'ı da kendi gruplarına çekiyor bir şekilde ve onu da vampir yapıyorlar. aslında oğlan kendi kaşınıyor da denebilir. aşk insana ne yaptırmaz! gene de burada david'in rolünü de yok sayamayız. filmdeki, bu anlattığım olayın başlarındaki motosikletli takip sahnesi unutulamaz ki şöyle bir gif koyayım da filmin o sahnesinin bir kısmını görün:
işte bu sarışın tip o david. ve tam vampir hali ürkünç de aslında. plastik makyajı gayet iyi kotarılmış bence. lensleri, dişleri falan da korkunç vampir imajını tamamlıyor. ayrıca vampirlerin birtakım büyü güçleri de olur fantastik dünyalarda ve david'in de var. mesela michael'ın yediği "noodle"ları ona kurtçuklar olarak göstertebiliyor. sonra ise tersini gösterebiliyor. yani bu tarz zihin etkileme hatta zihin yönetme güçleri olur vampirlerin, fantezi eserlerinde. uçabiliyor da elbette buradaki vampirler ama yarasaya veya küçük bir sis bulutuna dönüşmüyorlar; filmde öyle bir sahne yoktu en azından. david'in kan emdiğini söylememe gerek var mı?.. burada david ve vampir çetesi hiç de öyle milleti insanmışlar gibi kandırıp, ne bileyim romantik numaralarla tavlayıp falan bir anda kanlarını emmiyorlar. bayağı şehri terörize ederek, vahşi ve yırtıcı hayvanlar gibi "avlanıyorlar". ayrıca michael'a vampire dönüşmesi için gereken kanı içirdikten ve onunla epey maytap geçtikten sonra david ve vampir çetesi, michael yatağında uyanıyor. bu bir rüya mıymış yani falan derken de michael'ın da, tıpkı david gibi bir vampire dönüşmekte olduğuna şahit oluyoruz. yani acaba onu havada yakalayıp (michael, tren raylarının altından sonu görünmeyen sisli bir boşluğa düşüyordu), bir "enchantment" büyüsü yapıp (onu uyutmak veya hafızasını manipüle etmek için) da evine kadar uçurup yatağına mı bıraktılar? o sahne başka türlü nasıl açıklanabilir bilemedim. yalnız bu denli kült bir film için (birçokları için en kült vampir filmidir) böyle bir şeyler düşünmek lazım bence "hata" aramak yerine ki benim düşündüğüm şey de akla yatkın kanımca. acaba michael da insanların kanını içen korkunç bir vampir mi olacak?.. dönüşüm başlamıştı. ama sonu da gelecek mi?.. david'in hatununu ondan çalmaya yeltenmesi bir melek ismine sahip olan michael'ı insanlıktan tamamen mi çıkartacak? peki bu max da kimin kimi, neyin nesi? o kadar da spoiler vermeyeyim ya.
özetle, david gayet "cool" bir vampirdir. son olaraksa kendisinin "korkunç yüzünü" görün:

devamını gör...
2.
yukarıdaki tanımda bahsettiğim şu sahne, alttaki resimdeki yerde çekilmiş:
"ayrıca michael'a vampire dönüşmesi için gereken kanı içirdikten ve onunla epey maytap geçtikten sonra david ve vampir çetesi, michael yatağında uyanıyor. bu bir rüya mıymış yani falan derken de michael'ın da, tıpkı david gibi bir vampire dönüşmekte olduğuna şahit oluyoruz. yani acaba onu havada yakalayıp (michael, tren raylarının altından sonu görünmeyen sisli bir boşluğa düşüyordu), bir "enchantment" büyüsü yapıp (onu uyutmak veya hafızasını manipüle etmek için) da evine kadar uçurup yatağına mı bıraktılar? o sahne başka türlü nasıl açıklanabilir bilemedim."
yani rayların altı uçurum gibiydi filmde. david ve vampir çetesi, michael'ı da ikna edip o rayların altına tutunarak sallanıyorlardı sonsuz görünen boşluğa. vampirler uçabildiği için tek tek kendilerini bırakıyorlardı. michael ise... o da daha fazla tutunamayıp kendini bıraktıktan sonra ya yukarıda dediğim gibi oldu ya da vampirler onu havada yakalayıp sonra belki hafızasının o kısmını manipüle edip onu yatağına bıraktılar veyahut belki michael zaten uçma becerisini kazanmıştı?.. düşük bir ihtimal ama imkansız da diyemem.
tanım: the lost boys'daki, kiefer sutherland'ın canlandırdığı vampir.
"ayrıca michael'a vampire dönüşmesi için gereken kanı içirdikten ve onunla epey maytap geçtikten sonra david ve vampir çetesi, michael yatağında uyanıyor. bu bir rüya mıymış yani falan derken de michael'ın da, tıpkı david gibi bir vampire dönüşmekte olduğuna şahit oluyoruz. yani acaba onu havada yakalayıp (michael, tren raylarının altından sonu görünmeyen sisli bir boşluğa düşüyordu), bir "enchantment" büyüsü yapıp (onu uyutmak veya hafızasını manipüle etmek için) da evine kadar uçurup yatağına mı bıraktılar? o sahne başka türlü nasıl açıklanabilir bilemedim."
yani rayların altı uçurum gibiydi filmde. david ve vampir çetesi, michael'ı da ikna edip o rayların altına tutunarak sallanıyorlardı sonsuz görünen boşluğa. vampirler uçabildiği için tek tek kendilerini bırakıyorlardı. michael ise... o da daha fazla tutunamayıp kendini bıraktıktan sonra ya yukarıda dediğim gibi oldu ya da vampirler onu havada yakalayıp sonra belki hafızasının o kısmını manipüle edip onu yatağına bıraktılar veyahut belki michael zaten uçma becerisini kazanmıştı?.. düşük bir ihtimal ama imkansız da diyemem.
tanım: the lost boys'daki, kiefer sutherland'ın canlandırdığı vampir.

devamını gör...
"david" ile benzer başlıklar
david lynch
46
david bowie
30