hikaye-öykü / edebiyat
9.7 / 10
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

imgyukle.com/i/N7HfDo


kitaptan bir alıntı;
size kadınlıkla lanetlenmiş bir varoluş hezeyanı anlatacağım.
sizi saçlarının ve ayaklarının ucu arasında olup biten
şeylerden ibaret,
doğurmaya mahkum,
çocuklarını kaybetmekle mühürlü,
yalnız, yapayalnız bir kalabalıkta dolaştıracağım.
içlerine açılan kapıların arkasına saklanmış kadınların
delirerek bedenlerinden dışarı açtıkları pencerelerden
bakacağım.
o pencerelerden tekrar ve tekrar ve tekrar kendimi aşağı
atacağım.

delirerek ölenlere adanmış bir mine söğüt kitabıdır. 3 hafta önce okudum ve ürpererek okudum , hem kitaptaki öyküler , hem görseller, tokat gibi çarptı geçti. okumak isteyenler turuz adlı siteden indirip muhakkak okumalı.
mine söĝüt 1968 doğumlu türk yazardır.
devamını gör...
bir mine söğüt kitabı. içinde toplam 21 öykü bulunuyor. bu öykülerin hepsi bir kadın öyküsü. hatta kitabın adını da kullanarak hepsi birer "deli kadın" öyküsü. kim delirtti bu kadınları? neler geçti başlarından? neden delirdiler?
inanılmaz sert, gerçek, depresif ve prtotest bir şekilde anlatmış mine söğüt. yıllarca araştırmacı gazetecilik, köşe yazarlığı, belgesel yapımcılığı gibi işler yapan yazar, bu kitapta rahatsız olduğu şeyleri, kadın cinayetlerini, kadınların başarına gelen kötü şeyleri yazmış. bir çok öyküde kadınlar ya öldürülüyor ya da kendilerini öldürüyor. bu öykülerde geçenler hayatın içinde birebir yaşanan şeyler. ne eksik ne fazla. anlattığı o kadınları sanki tanıyormuşsunuz gibi oluyor okurken. o cenazede bulundun, o ağaçta kendisini asmış o lan kadını gördün, o "deli" kadın senin mahallendeki kadın tanıyorsun. tüm bunlarla beraber kitapta şiirsel bir dille yazılmış öykülerden bağımsız gibi görünen ama bağlamdan asla bağımsız olmayan kısımlar var. örneğin:

bütün çocukları ben öldürdüm
bütün duvarları ben ördüm
bütün kuyuları ben kazdım
bütün çatlakları ben açtım
aklın karanlıklarında
asırlardır müebbet yattım
kim bilir ne zaman
kim bilir ne zaman
kim bilir ne zaman
kurtulacağım.


okurken net bir şekilde depresif duygular hissettiriyor. bazen öfke hatta bezen de suçluluk. kitap kendini inanılmaz bir şekilde içine çekiyor.
ha bir de kitapta muh-te-şem çizimler var. (bkz: bahadır baruter) tarafından çizilmiş kadın çizimleri. yanlış bilmiyorsam öyküleri hiç okumadan çizmiş ve inanılmaz uyumlu bir şekilde kitaba yerleştirilmiş. üstte bir yazarın bahsettiği gibi adeta bir görsel şölene dönmüş aynı zamanda kitap.
bu (bkz: mine söğüt) ün okuduğum ilk kitabıydı. diğer kitaplarını da hemen alıp okumak istiyorum.
devamını gör...
kitap kapağına ve ismine bakıp satın aldığımız kitaplar vardır, benim için onlardan biri. insan arada yeraltı edebiyatı tarzı şeyler okumak istiyor herhalde bilmiyorum.

akıl ve ruh sağlığımı korumak için uzak durduğum şeyler var benim. üçüncü sayfa haberlerini okumam, bu tarz haberleri yapan ve bunu aylarca televizyonlarda konuşan gündüz kuşağı programlarını izlemem. denk gelirsem üstüne fazla konuşmam, düşünmem. hayatın gerçeklerine katlanabilmek için kullandığım filtrelerim var benim. benim başa çıkma yöntemim bu. sansürsüz gerçeklik sevmiyorum, canımı sıkıyor. o yüzden bu kitapta anlatılan şeyler de çok canımı sıkmıştı. deli kadın hikayelerinde, deli kadınlar yok, gerçeklere dayanamayıp delirmeyi tercih etmiş kadınlar var.

kitapta, kadını anlattığı altı satırı niyeyse çok severim.
...
aslında ben kasıklarımdaki sancı ve
bacaklarımın arasındaki ıslaklık kadarım.
ne bir eksik... ne bir fazla.
beni rahat bırakın.
dilediğim kadar sevişeyim,
dilediğim yerde öleyim.
...
devamını gör...
çok farklı çok özel ve herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. sizi alıp uzaklara götürüyor birçok şeyi sorgulamanızı sağlıyor. sıkılmıyorsunuz, bunalmıyorsunuz okurken. okurun kafasında oluşan sahneler, canlandırmalar bir kitabın en önemli parçasıdır ve bu kitapta bunu çokça yapabiliyorsunuz. gerçekçilik ön planda. acılarla dolu farklı bir evrende gibi hissettiriyor okuğunuz size.
devamını gör...
kızımın elinden alabilirsem inşallah okuyacağım kitaplar listesinde olan kitap. bakalım deli kadınlar neler yapmış. artık ne kadar hoşuna gittiyse kaçıncıyı okuyor bilmem.
kitapla ilgili okuduklarıma bakılırsa merak uyandırıcı sıkmadan okunabilecek kitaplardan .
okuduğumda editlerim .
devamını gör...
mine söğüt'ün en popüler kitaplarından olan başka, başka, bambaşka deliren kadınların kısakısakıpkısa hikayelerini anlattığı kitap.
aslında kitaptaki her hikayeye ayrı ayrı söyleyecek sözüm var ama kitap kadar bir yazı daha çıkar ortaya o yüzden hiç gerek yok.
genel değerlendirecek olursam, yazarın üslubu beni biraz zorladı. daha önce başkalarının tanrısı kitabını okumuştum ve oradaki üslubu daha hoştu bence. daha akıcı, daha temiz bir dildi. bu kitaptaki yazım biçimi de güzeldi ama benim pek tarzım değil o yüzden çok açmadı. hikayelerin konuları... kenarda köşede kalmış, kimsenin dikkat etmediği insanların sesini çıkarmaya çalışmak yazarın diğer kitabında da gördüğüm bir yaklaşımdı. bu kitapta çok daha etkileyici bir biçimde karşıma çıktı. o deli kadınlar. delirtilen kadınlar. çoğu zaman içimi cız ettirdi, sık sık kızdırdı birilerine karşı.
ülkede kaç milyon kadın var? bunların ne kadar kendini koruyabiliyor? burada anlatılan deli kadın hikayelerini, bir kurgu, istisna olarak görmeye devam edersek ne olacak bu kadınların hali acaba?
mine söğüt'ün kendisi hayatını okuduğum kadarıyla aslında rahat büyümüş bir kadın. buna rağmen böyle temalarda iyi yazabiliyor olması beni şaşırttı. biraz orhan pamuk gibi aslında ama bir tık daha samimi bence.
herkesin seveceği bir kitap değil farkındayım ama herkes okusa güzel olacak bir kitap.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1968 doğumlu türk roman ve köşe yazarı mine söğüt kitabıdır.
kitaptaki görseller eşi bahadır baruter'e aittir ve fazlasıyla iyidir.
mine söğüt'ün tarzını bilenlerin seveceği, bilmeyenlerin ise belki sıradışı veya gotik/ korkunç bulacağı bir eser olabilir.


kareden bir babam vardı
yuvarlaktan bir annem
vahşetten ağabeylerim
keşkelerden kızkardeşlerim
o yüzden sıcacığım
bana dokunanı o ateşle yakacağım.



kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
"okunacak kitaplar" listemde. ilk ablamdan duymuştum bunu.
içeriği öğrendikten sonra"çok etkilenmeden okumayı başarabilir miyim?" veya "bu kitabı da döver miyim acaba?" diye kendime sormuştum.
ve ismi bana sinir bozucu gelmişti "ismini delirtilen kadın hikayeleri şeklinde koymalıydı. baksana yazan bile direkt onlara deli muamelesi yapmış. şu an okuma hevesim kaçtı bile." demiştim. çünkü bu olaydaki bir kıvılcım (olumsuzluk) ben de cehennem ateşi yakıyor. (tahammül seviyem zirvededir(!).)
o kadara dönüşme sebebi ise o tarz olaylara maruz kalan kadınlarımızın çok olması ve giderekte artması. aynı anda hepsine birer kibrit çakarak o ateşi oluşturuyorlar ama ne gözyaşı ne de bulut yaşları (toplum) onları söndürebiliyor.
o lanet kibritin tutuşturulmaması için 40 üstü ayak tabanı tarafından ezilmesi (erkeklerin artık yanlışa rağmen doğruyu tercih etmesi) veya o ele kibrit verilmemesi (kadınların bu hakları erkeklere tanımaması/ çocuğunu kadından çıkmış gibi yetiştirmesi) ya da o elden kibritin alınması (devletin tam burada harekete geçmesi -külleri yerde toplandığında değil-)gerekiyor...
bu durumlarda olmayanlarda bile yanan ateş var. bundan memnuniyetsiz olmam lazım belki ama ben memnunum. unutmamı engelliyor, aynı şeyleri yaşama ihtimalimi de göz önüne koyuyor, hem cinslerimin psikolojisini anlamamda ve elimden geleni yaptığımda faydası oluyor. en çok bundan memnunum.
sağlıklı toplum, sağlıklı bireyler ama deli kadınlar, hadi oradan..
devamını gör...
yazarın okduğum ilk kitabı. kadın adeta deliliği kağıta dökmüş. kitaba başlarken sanki başka bir evrene geçiş yapıyorsunuz...delirmiş kadınların evrenine.insanı değişik duyguların içine sürüklüyor.kitap karmaşık ama bir o kadarda anlaşılır.garip ve karamsar havası var.kitap kadar yazarı mine söğüt de hayranlık uyandırıyor.aklı başında birinin deli kadınların bakış açısından hikayeleri bu kadar iyi kaleme alması hem hayranlık uyandırıcı hem ürkütücü.okuduğum en tuhaf kitap.
devamını gör...
türk yazar mine söğüt imzalı eser; 2011 yılında yayımlanmış olup feminist bir bakış açısıyla yazıldığı söylenebilir;

çünkü onun kitaplarında kadınlar evlenmek veya çocuk doğurmak zorunda değildir.
kitaptaki çizimler ise karikatürist eşi bahadır baruter'e ait.

kareden bir babam vardı
yuvarlaktan bir annem
vahşetten ağabeylerim
keşkelerden kızkardeşlerim
o yüzden sıcacığım
bana dokunanı o ateşle yakacağım.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


2021 yılında okuduğumu hatırlıyorum.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"deli kadın hikayeleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim