demokrasinin aslında iyi bir sistem olmaması

merhabalar,şimdi biliyorsunuz çocukluktan beri yani ta ilkokuldan beri bizlere demokrasinin diğer sistemlerden daha iyi olduğunu hatta mükemmel bir sistem olduğunu öğrettiler.fakat gerçek şu ki sanılanın aksine hiçbir zaman iyi bir sistem olmamıştır neden ? çünkü çok açığı bulunan bir sistem.mesela monarşide kral-padişah gibi yöneticiler çok ağır eğitimlerden geçerdi ve yönetici olduğunda vasıfsız biri olmayarak lider olurdu.demokrasilerde ise ilkokul mezunu olan biri bile yönetici olabiliyor ve sonuçları ağır oluyor.cahil ve geri kalmış toplumlar kendini idare edemez.monarşilerin sıkıntısı tek adam yönetimi olduğu için yanlış biri lider olursa yada taht kavgası olursa ülke bölünebilir.en iyi sistem aristo'nun dediği elit ve entellektüel kişilerin(aydın-düşünür-felsefeci) oluşturduğu bir meclis ile ülkenin kaderini gerçekten okumuş ve işin ehli insanlar tarafından yönetilmesidir.tam veya ileri demokrasi denilen bu sistem fazlasıyla açık ve hatalıdır.yüzde 51 lik bir kesim yüzde 49 un istemediği bir hayatı dayatıyor.bunun diktatörlükten farkı nedir sizce ?şöyle düşünün bir gemidesiniz ve gemi kaptanı kalp krizi geçirip ölür ve gemi rotadan çıkar.iki kişi bu işe aday olur.biri ikinci kaptandır,diğeri sıradan bir denizci.fakat tayfa ikinci kaptandan haz etmediği için oy birliği ile sıradan denizciyi kaptan yaparlar.bu gemi ne kadar nereye gider sizce ?

oligarşik sistemler bence her zaman masada iyi durur fakat hareket zamanı gelince her kafadan farklı bir ses çıkar. bu yüzden mantıklı olan şey demokraside siyasete kimin atılıp kimin atılamayacağını seçmektir. sadece notlar, üniversite vs. bahsetmiyorum. mesela önceden belediye başkanlığı yapmamış birine cumhurbaşkanlığı için oy vermez kimse yani referanslarına tecrübelerine bakılıp siyasete atılmalıdır. hoş sistemin tek eksiği kimin ne okul okuduğu değil ama demokrasi şu an için kötünün iyisidir bence. ve her şey gibi gelişecektir. bizler nasıl sadece 100 yıl öncesinde monarşi olduğuna şaşırıyorsak gelecek 100 yıldaki nesil de bize şaşıracak.

sevgili winston churchill'in de aşağıdaki alıntıyla doğruladığı önermedir

"democracy is the worst form of government, except for all the others."

not: aslında churchill bu cümleyi tam da bu şekilde net bir şekilde kurmamış, buna benzer başka bir şey söyleyen birini alıntılamış bir konuşmasında ama yaygın deyiş bu, kabul edelim biz de. doğrusunu bulursam eklerim.

edit: evet, buldum. aslında şöyle demiş winston bey

many forms of government have been tried, and will be tried in this world of sin and woe. no one pretends that democracy is perfect or all-wise. ındeed it has been said that democracy is the worst form of government except for all those other forms that have been tried from time to time.…
kaynak

ayrıca kendisinin demokrasiyle ilgili söylediği iddia edilen bir alıntısı daha var, ama bunu da söylememiş aslında.

the best argument against democracy is a five-minute conversation with the average voter.
yine kaynak

demokrasi ancak toplumun eğitim seviyesi mantıklı karar verecek düzeyde ise başarılıdır. zaten toplum o seviyeye ulaşınca sorun da kalmıyor. demokrasinin açığı, seçilenlerin toplumu cahil bırakacak şekilde yönetmesi ihtimalini görmezden gelmesidir. kötü demokrasinin sonu otokrasidir. otokrasinin sonu ise diktatörlüktür.

platon, yıllar yıllar önce bu durumu şöyle tanımlamıştır:
''demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.''

demokrasi insana insan olduğunu için, başka hiçbir özelliğine bakmadan yönetimde söz hakkı verir. çoğunluk azınlığa hükmeder. diğer sistemlerde ise toplumun belirli bir kesimi kayırılır. azınlık çoğunluğa hükmeder.

demokrasi aslında iyi bir sistemdir.

demokrasi en iyi ikinci sistemdir demişti biri. bitti de demokrasinin tanrılar için var olduğunu söylemişti. hafızam eskisi gibi iyi değil

aristo'nun da fikri bu yöndedir. aristo'ya göre en tepedekiler ile en aşağıdakiler arasından bir demokrasi mümkün değildir. çünkü en tepedeki azınlık kısım bazı ayrıcalıklar talep eder ve bundan vazgeçmezler. demokrasi için bir orta sınıfa ihtiyaç vardır ama takdir edersiniz ki artık orta sınıf diye bir şey bırakmadılar. şimdi meseleyi anladınız mı? demokrasi şu an sadece içi boş bir kavramdan ibarettir.

toplumun eğitim seviyesi iyi olsa çok iyi bir sistemdir .aksi durumda diktatörlüğe kadar yolu var.

demokrasi halkın eğitim seviyesinden bağımsız olarak çok iyi olan bir sistem.
amerika'da ilk yıllarda at çalmanın cezası gibi halkı ilgilendiren konularda demokrasinin çok iyi işlemiş olması halkın eğitim seviyesinden bağımsız olduğunu gösterir.
t: katılmadığım önerme.

hiçbir sistem kusursuz değil, her sistemin kendi içinde zayıf yanları var. uygulanabilirlik ve süreklilik açısından demokrasinin diğer yönetim şekillerine göre daha uygun olduğunu düşünüyorum.

mantık iyi ama uygulamaya geçince büyük çoğunluğu aptal olan toplumlarda işler çığırından çıkabiliyor. john f. kennedy'nin de dediği gibi: " demokrasilerde bir seçmenin cehaleti bütün halkın güvenliği için tehlikedir."

arkanıza yaslanın. en iyi sistemi açıklıyorum. çoklu seçim sistemi. bu sistemde her vatandaşın sosyal hayattaki konumuna göre bir ya da birden çok oyu var. şöyle ki ben hem tiyatrocuyum, həm üniversite mezunuyum ve kendime ait tiyatro var. en həm kültür bakanını, hem milli eğitim bakanını hem de tüm türkiye ile beraber sembolik başkanı seçebiliyorum. x kişisi çiftçi, o başkanı ve tarım bakanını seçebiliyorum vs... bütçeler o bakanlığın genel gideri kadar ve kalan paranın bakanlık sayısına bölümü kadar. bu bakanlığa aday olmak için o alanda karıyer şartı var. doktor olmayan sağlık bakanlığına aday olamıyor mesela. bakanlıklar uygulamada bağımsız. ancak denetlemeye tabi. o bakanlığın denetleme bölümündeki memurlar seçme ve seçilme haklarından mahrum. onları yargılayan mahkemeler ayrı. denetlemeciler en yüksek maaşı alıyorlar ama bir yolsuzlukta bakan değil denetleme i müebbet hapis yiyor. eğer bu usülsüzlüğü təsbit edemediyse. təsbit edip raporlamışsa bakan müebbet hapis yatıyor. denetim iyi yargılayan mahkeme haksız ceza verirse o hakim müebbet yiyor. bu sistemde başkan daha çok hakem görevinde. siyasi partilerin tümü kapatılıyor. seçime girecek olanlar bir önceki seçim döneminden itibaren bireysel propoganda yasağına tabii ( evet 4 yıl önceden) bu kişilerin tanıtımı devlet televizyonu aracılığı ile yapılıyor. herkese eşit süre. devlet televizyonunda çalışan tüm personelin seçme ve seçilme hakkı yok. vs. daha ince bir sürü detayı var ( geliştirilmesi gereken yerler de var tabi) ama kaba hatlarıyla bu.

sanki norveçte yaşıyoruzda iyi bir sistem olup olmadığını tartışıyoruz.

yakın tarihle ilgili yaptığım çoğu araştırmanın sonucunda fark ettiğim bir olgudur. demokrasi ingiltere'nin dünyaya en büyük kazığıdır.

aslında sorun demokraside veya diğer sistemlerde değil, sorun bütün sistemlerin kaynağı olan insanda. örneğin monarşiyi ele alalım başta bir kişi var ve o ne derse o olur, bu insan bu gücü iyi işler için kullanırsa yıllarca hatırlanacak başarılı bir lider, bu gücü kötü şeyler için kullanırsa zalim bir diktatör olarak adlandırılır. burada sorun gücün insana bırakılıyor olması, bu demokrasi içinde geçerli biz insanlar olarak her ne kadar kendimizi akla sahip olduğumuz için diğer canlılardan üstünde görsek, sadece mantıktan ibaret değiliz. her insanın duygularıda vardır ve her insan duygusal bağlar kurar. bu kurduğu bağlar karar mekanizmasını etkiler ve adaletin kılıcını köreltir. zaten masallarda bile krallar kötü kalpli cadılara aşık olduğu için halkı mağdur olur. bozuk olan sistemler değildir ve yerine başka bir sistem getirilmesi gerçek sorunu çözüme ulaştırmaz. sadece var olan sorunu inkar etmektir.
ekstra: elbette eğitim sistemi gibi etmenler yönetimde etkili olur ama yöneten insan olduktan sonra her ne kadar eğitimli bir insan olsada kurduğu bağlar eninde sonunda bir şekilde döner. bu torpil olur veya başka bir şekilde kendini gösterir ve bu bile fitili ateşlemeye yeter.

ülke halkının eğitim kalitesi orantılıdır.

türkiye gibi halkın büyük kısmının cahil olduğu bir ülkede doğru bir önermedir, şahsen ben teknokrasiyi savunuyorum.

platonunda dediği gibi egemenlik, kalitesiz, eğitimsiz bir toplumun elindeyse demokrasi iyi değildir. nasıl zorbalıktan demokrasiye geçildiyse, demokrasiden de zorbalığa tekrar geçilebilir.

biz de biliyok öyle zaten. sorun şu demokrasi yerine konabilecek bir sistem ideoloji vs yok. ne koyacaksın demokrasi yerine.
komünizm sosyalizm vs mi ahahah. hepsi boş saçma uygulanamamış. hep oligarklar diktatörler katiller saçma yönetimler oluşmuş.
demokrasinin de işte sonu yok. sürekli demokrat olalim derken iş çığırından çıkıyor. işte insan hakkı derken mahkuma hak ama mağdura yok gibi oluyor.
mağdur cezalandırılıyor sanki. böyle çok konu var konu uzun.
en iyisi benim tek başına iktidarim ama o da zor görünüyor.