dindar insan

dini kurallara göre yaşamaya gayret eden inançlı birey.

(ar. dіn ve fars. dār “sâhip olan” ile dіn-dār)
dînin emir ve yasaklarına hakkıyle uyan, dînine kuvvetle bağlı olup gereğini yerine getiren (kimse), mütedeyyin.
-kubbealtı lügati.

benim dindar bir insanla ne sorunum ne problemim olabilir. ama ne zamanki iş insandan çıkıp insanlara ülkeye böyle olmalı şöyle olmaya dönüyor o zaman problem. yoksa gidin klavyenize de inanın inancınız kendinize.

bir kitaba göre dindar olan var birde cemaat kurallarına göre dindar olan var.
dininize sıkı sıkı sarılacaksanız bile lütfen kitaba göre sarılın!

gösteriş ve takdir için değil,içinde ikiyüzlülük barındırmadan gerçekten dinin hüküm ve gerekliliklerini yerine getirip,emir ve yasaklarına elinden geldiğince uymaya çalışan insandır.

geçen gün dindar insan ve dinci insan arasındaki farkları anlatan bir tweete denk gelmiştim , dindar insan ahlakını da ibadetini de iman ettiğinin rızası için yapar fakat dinci gösteriş için dini kullanır. her dine her inanca saygım var ve ahlakını da güzelleştiren , dinin öğretilerini toplumsal hayattaki rolüne de yansıtan , hak yemeyen, bir insana kötülük yapmaktan çekinen her insan dindardır gözümde

dinini kendi için yaşayan insandır.

gösteriş için, başkalarının hayatına müdahale etmek için, başkalarının haklarını gasp etmek için yaşayanlar olsa olsa soytarıdır.

dinini yaşayarak huzur bulan, tüm hareketlerinde yaratıcının rızasını gözeten, yaratıcının ona uygun bulduğu şekilde yaşayan, yaradılan her şeyi yaradandan ötürü hoş gören insandır.

dini inancını tüm hayatına yayarak yaşamaya çalışan ve bütün dinlere saygılı olan insandır.örneğin;giyinişiyle tam uygun davranıp kalbiyle tasdik etmeyen insan değildir.ya da tam tersi olup kalbim temiz diyerek diğer vecibeleri sallamayan insan da değildir.(zaten kalbim temiz diye dile kolayca getirebiliyorsa anladınız siz gerisini.)nsanların kusurlu hareketlerini tüm dine yayarak,kutsal kitabı anlamayınca değerlere saldırarak sorumluluklardan kurtulduğunu sanan insan hiç değildir.

üç beş kendini bilmez kişinin yaptığı hataların faturası hep kendine kesilen insandır.

fatura tek kendisine kesilse yine iyi, faturayı dinine kesiyorlar.

kimi zaman dindarlık kötü bir şeymiş gibi yansıtıp öyle insanları kendince küçük görme çabası. dindar insanlar aslında bir şeyi kanıtlama amacı gütmezler çünkü kendini ispatlamak istedikleri tek bir varlık vardır oda allah'tır.

karşısındaki sormadıkça, dini öğüt ve nasihat verme gibi bir çaba gütmeyen, eğer illa bir şeyler anlatılacaksa hal dilinin ve samimiyetin gücüne inanan, insanları içinde bulunduğu durum ve inanç açısından yargılamayan ve hep ağzımıza sakız olan ama görmenin zorlaştığı anlayış, güleryüz ve samimiyeti hayatında şiar edinmiş insandır. kısacası, kendi iç dünyanda ne isen osundur ve bu sana aittir. ama hz. ali’nin de dediği gibi, mesele toplum içinde “insanlardan bir insan” olmaktır.

bildiğim gerçek dindar insan tipi yada inandığım ahlaki değerlere önem veren karakterli insan figürü