dinde mezhep nasıl oluştu sorusu

tüm dinler oluşurken mezhepsel bir ayrımları yokken neden 200-300 yıl sonra bambaşka kurallar ile yeni mezhepler oluşuyor. ve neden bu mezhepler bir birlerinin yanlış olduğunu "tanrının rızasını kazanmak" için en doğrusunun kendi yontemi olduğuna inanıyor..

aslna bakarsanız dinlerin kendileri de böyle ortaya çıkıyor. museviliğe göre isa ve hırıstiyanlık, her ikisine göre islam böyle ortaya çıkmadı mı.
insanların ihtiyaç duyacağına inanılmış 'tanrı' tarzı bir "ürün" var, patentin kimde olduğu belirsiz. aslını tam bilen gören yok.. ama büyük küçük firmalar, onların büyük distribütörleri, yetkili yetkisiz şubeleri, seyyar satıcıları hepsi bunu satıyor, pazarlıyor.. "ekmek yiyor" bundan.
oldukça da kazançlı ha. eh işin müşterisi de var hani.. tercih artık damak zevkinize kalmış veya sizin de bundan bir şekilde kazanç elde etme yeteneğinize.. mesele bu. işe aklı, mantığı, evrensel ahlakı, düşünceyi, zekayı, bilimi katarsanız olmaması gerekir. (tabii bu yasak!..hepsi birden düşman kesilirler size.)

bir çok dinde mezhepler oluşmuş durumda.
temelinde siyasi çatışmaların olmasıyla ortaya çıkan durumlardır aslen ve siyasi çatışmalar sonrası gruplaşan tarafların yorumlama biçimleri ile de dallanıp budaklanmış

islam için mezheplerin oluşmasında ki temel sebebi islam tarihi okuyanlar daha iyi bilir peygamber vefat eder etmez ki halife seçimleri sebebi ile temeli atılmış köklenmiş ve mezhepler oluşmuştur.

âl-i imrânsuresinin 100. ayet der ki...
“müminler! kendilerine kitap verilenlerin bir kesimine uyarsanız, inanmanızdan sonra sizi evirip çevirir, allah’ı görmezlikten gelecek hale sokarlar.”
anlaşılıyor ki mesheplere inanmayın diyor..
şimdi bu yoruma farklı bir yorum katmak isterseniz..
nahl, 16 da
"biz kur'an'ı sana her şeyin apaçık bir beyanı olarak indirdik."
yorum size kalmış...

mezhepler islam'dan 200 300 yil sonra ortaya cikti diyen kimse fena kandirmis sizi beyler.

ılk mezhep, hz. ali doneminde ortaya cikmis olan hariciliktir. bunlar o donem muaviyeyi de aliyi de tekfr etmis, onceleri alici olan bir gruptu.

mezheplerin ortaya cikmasi kacinilmazdi. cunku ali halife olmadiginda aliyi hilafete layik goren bir guruh vardi, ve bu guruh ebubekir ile omere kin besledi ve ehli beyti kutsadi. boylece siiligin dogusu kacinilmaz oldu.

bir yandan, hayir, vay efendim ebubekir ile omer neden halife olamazmis diyen guruhsa bunlara karsi mucadele edince bunlar bolunduler.

kuranci deyip "saf islam" sandiginiz guruhsa, tum bu islamin erken donemindeki siyasi sorun ve celiskileri gozardi edip kendini kandirmis olan bir guruhtan baskasi degildir.

her iki taraf da bolca hadis uydurmus olsa da birisi dogru soyluyor.

siiligin hilafet anlayisi cok sacma ve makul olmadigindan sunniyim iste.

hz.ali alevi miydi? çok gülüyorum buna...

bilimde, sanatta, edebiyatta, kültürde, düşüncede, ideolojilerde binlerce friksiyon ve ya farklı ekoller var. bunlar gayet doğal şeyler.

dinde olması da gayet doğal. dinin özü aynıdır, yorumundaki farklılıklar da dine zenginlik katar. hem insanı cogito ergo sum diye düşünen özneye indirgeyeceksin hem de bu insanlar niye düşünmüş diye kınamaya kalkacaksin. bu nasıl bir ironi ve nasıl vahşi bir düşünme kalıbı anlamak mümkün değil.

rasyonel düşünme kalıplarınin insanı mallastirmaktan başka bir şeye yaramadığını bir kez daha görüyoruz.

oluşmadı. hep vardı.

mezehepler sonradan oluşur, başlangıçta yoktur.
buradaki asıl soru şudur, hariciler tanımı çok sonradan tarihi tanımlama için kullanılmıştır.
mezheplerde ki sorun şu
1)tipki suanki tarikatkar gibi kim bana inanıyorsa cennete gider diğerleri cehennem kapısından sonra cennete varırlar deniyor.
2)ibadetin en temel şartı abdest olduğuna göre, neden her mezhepte abdest bozan değerler faklı..
3)neden namaz kılma şekilleri ve hatta sünnet uygulamaları bile farklı..

tum savas altın ,guc ve iktidar icindi
(tek bir istisnasi kraliceyi bosayip sevgilisiyle evlenmek icin yeni mezhep kuran ingiliz krali)
onun dısında açıklama bu kadar basit

kuran'da açık açık hiziplere ayrılmayın/ bölünmeyin yazar. altı üstü 5 tane farz yerine getirilecek ayrılmış da ayrılmışlar. bu ayrılma o kadar çok olmuş ki artık ana mezhepler altında belli çatılar oluşturulmuş.

tek tanrı aslında tek yaratıcı dinleri yani tek tanrı (yehova-baba-allah)** ve uyarmayan elçi(ler)bu konuda sınıfta kalmışlardır ..
bunun nedeni yayılma ve çoklu topluma hitaptır, oysa din çıktığı topluma hitap eder akılı toplum tanrısına ve dinine sahip çıkar başka toplumun kendi tanrı ve dinine inanmasını istemez.
antik mısır dini örnektir, firavun ve rahipler dini başka uluslara empoze etmemişler tanrılarını da korumuşlardı r. aton'dan amon'a bir bölünme yoktur. çıkan din yada mezhep hiç bir zaman ilgi görmemiştir . örneğin akhenaton ve yusuf'un tek tanrı olayı yok olup gitmiştir . büyük imkanlar sunan tek tanrıya adanan akhenaton'un yaptığı kent çok kısa zamanda terk edilmiştir.
saray hiç bir zaman kendi aralarında ki çatışmaları halka yandsıtmamıştır .
kölelere din empoze edilmemiş hatta mısırlı olup çok alt tabakadan olanlara rahipler ilgi göstermemişlerdir .
böylece aton'da osris'e ,amon'a firavun-amon dini 3500 yıldan fazla hatta 4000 yıl sürmüş.
ne zaman ki roma generaleri mısır'da jüpiter dininin propagandasını yapmışlar kendilerini de roma-mısır tanrıları ilan etmişler yani bir tür mezhepçilik ortaya çıkmış mısır krallığı çok kıs zamanda çökmüştür.
bakın nasıl dine başka unsurlar girince din, din olmaktan çıkıyor. burjuva toplumuna kadar ( 1.sanayi devrimi +-burjuva devrimleri ve kapitalizm) toplumu bir arada tutan yaşatan o toplumun dinidir ,kapitalizm ile din esas unsur olmaktan çıkmıştır .
hristiyanlık ta kapitalizm ile izole olmuş kapitalist ülkelerde ,tabi emperyalist aşamayı göz ardı edemeyiz ,temel kapitalizmin yaygınlaşması ve sömürüdür.
yahudiler bunu görüp çok önce tabi mısır'dan görüyorlar ve eski mesellerden yehova dininin yahudilere has olduğunu sabitliyorlar.
islam yayıldıkça yerel dinlerden etkileniyor karmaşıklık kaos hakim oluyor. bugünn malezya ile fas'taki islam'a bakalın ve o sırada ki devletlere anlarız afganistan-iran-ırak-suriye hep ayrı telden çalışıyorlar ,biri diğerine benzemiyor .
hindu ve buıdizm'de3 aynı dar alanda kalmışlar çıkan mezhepler bile aynı ritüelleri kapsıyor hinduizm'de ki 4 mezhebin birbirleri ile sorunu yok gibi budizm'in 2 mezhebine aynı,mezhep bile denmez aynı dinin alt tanrıları. budizm asya'ya yayılınca ms. 600 dinlerinde olmayan vahşet örneğin ölü gömme , sırıtmaya başlıyor.

anlayacağınız islam her adım attığında islam'ın ritüelelriende ve şeri yasalarından uzaklaşıyor mezhep denen garabet bir anlayışına giriyor ,hristiyanlık ta aynı mezhepler çıkyor topluma özgü ,başka dinlerde görülmeyen şekilde aynı tanrı'ya inananlar birbirlerini yok etmeye başlıyor hatta yok ediyor bu dinler arasında a da çatışmaya varıyor ,3 büyük tek yaratıcı dinine ve ayrılan mezheplere inananlar birbirleri ile 2000 senedir savaşıyor ,ölenin haddi hesabı yok.
afrika'da aynı toteme inananlarda bile bir birlik var en fazla 3-4 kabile birbirleri ile uyumlular ama tek tanrı dinine inanalar vahşetten öte birbirlerine düşmanlar hemn dsin hem mezhep bu alt ayrılmalara da yansıyor.(tarikat-cemaat vb.)

bana göre islam arabistan'da kalsa idi ve arap toplumuna hitap etse idi şimdi en güçlü toplumlardan bir olurdu araplar ama hallerine bakın.
latin amerika ülkeleri de aynı ,hatta abd'de 45 milyona hitap eden evanglist kilisesini diğer abd'liler hiç sevmezler ,dışalarlar ,50 milyona yakın kilise dikkat çekerim.

antik mısır bu yüzden yaşadı eski yunan ve roma'da kendi dinleri. yaşadıkça büyüdüler ürettiler insanlığa bugün bile yararalı şeyleri ürettiler.

anlayacağınız din kavme has'tır ,burada biter yazdığım .
(acele yazıdır , hata (bilgide ve imlada) olabilir esas olan yazının içeridir anlamayan okumasın, okuyana çok teşekkür ederim)


*(başka isimleri de var ama en çok zikredilen bu isimler) genelde yahudi toplumuyehova adını gereksiz ağza almanın yanlış-hata ve günah olduğunu savunur,allah sürekli zikredilen isimdir ,islam'a göre de bu zikretme yanlıştır ,yahudiler gibi tali isimler rab örneği daha doğrudur.)

dinlerde mezhepler, aslında ilgili dinin önde gelen kişilerinin dini yorumlamasımdan ve tarihteki olaylardan oluşur. örneğin islam'ın iki temel mezhebi olan sünnilik ve şiilik ayrışmasının temeli, hz. muhammed'in 632'deki ölümünden ve kırtas olayı'ndan sonra gelişir. raşidin halifeliği, emeviler ve abbasiler dönemindeki kerbela olayı gibi birtakım olaylar, işi daha da çıkmaza sokmuştur. dönemin muhalifi muhammed peygamber'in torunu hz. hüseyin'in emevi iktidarı tarafından katledilmesi, sünni-şii ayrımını daha da derinleştirmiştir. abbasilerin emevileri iktidardan indirmesiyle birlikte türkler, kitleler halinde müslüman olmaya başlayınca bu sefer de ortaya alevilik mezhebi ortaya çıkmıştır. alevilik, pratikte şeriatı savunan sünnilik ve şiiliğe nazaran daha ılımlı ve dinamikti.
hıristiyanlık ise başlangıçta ilk 300 yıl boyunca bir yahudi mezhebi idi hatta isa'nın yaşadığı süre içinde incil kitabı yazılmamıştı. isa'nın çarmıhta öldürülmesinden sonra 12 havari'den olmayan roma ajanı sahte havari pavlus, iseviliği semitik toplumlar dışındaki putperest toplumlara yayarken kafasına göre sünnet, domuz yasağı, ikonoklazm gibi halaha yasalarını yürürlükten kaldırmıştır ve iseviliği kendi deyimiyle "katolik"leştirmiştir.(evrensel)
325 iznik konsili'nde arnavut asıllı, "büyük konstantin" lakaplı 1. konstantin; işe iseviliğin kutsal gününü satürn'ün günü cumartesi'nden(şabat/sebt) güneş'in günü pazar'a kaydırmadan başlayarak roma imparatorluğu içinde güneş kültüne dayalı yaygın bir pagan dini olan mitracılık'ın ritüellerini hıristiyanlık diye yutturdu ve hristiyanlığın 1700 yıllık ayrı bir din olarak macerası böyle başladı. daha sonra diğer konsillerle birlikte katolik-ortodoks ayrımı başladı.
yahudilik ise tarih boyunca yahudilerin yaşadığı tarihi olaylar sebebiyle kendi içinde ferisilik, sadukilik, essenilik, hasidiklik gibi mezheplere ayrıldı. yahudilik; başlangıçta ahiret inancı olmayan çok dünyevi bir dindi, zerdüşt perslerin yahudileri babil sürgünü'nden kurtarmasından sonra yahudiliğe ahiret inancı girmeye başladı. ekstradan cinvat(sırat) köprüsü, namaz gibi dini kavramlar da bunun cabasıydı.

aslında hıristiyanlık ve musevilik de birer islam mezhebidir. ama insanlar pek bu gerçeğin farkında değil.

tek bir ilahi din var; islam.

mezhepler ise insan/kul yapımı öğretileri de içermekte maalesef:

www.kurandakidin.com/catego...

ahanda beyle:

yani aslında açıklanması zor bir durum değil, son peygamberin yanında onun yaptıklarını o an görenler yahut duyanlar bilemiyorum, şu namazı kılarken şöyle yaptım, orucu tutarken şöyle yaptı gibisinden ibadetlerin yapılışını nasıl gördülerse öyle yapılmasını uygun buluyorlar, bu uygun bulma şekilleri de mezhepler olarak ayrılıyor.

aslında bana kalırsa bu da şeyi gösteriyor, islam dinine göre olan son peygamberin ibadetleri yer yer farklı şekillerde de yapabildiğini ortaya koyuyor. islam için netice olarak akıl ve mantık dini olduğu söyleniyor, bu sebeple muhtemelen son peygamber de yaptığı ibadeti o anki durumuna göre değerlendirip yapmış, olay bu bana göre.

dinlerle uzaktan yakından pek ilgim olduğu söylenemez, hani yalnızca akıl yürütme yoluyla bunları söyleyebiliyorum. bu demek değil ki islam tamamen yeni gelen biri tarafından alelade değiştirilebilir. öyle değil, yani islam dini sana muhtemelen git her peygamberim diyene inan, her ben mesihim diyene inan demiyordur. aklın kullanılması gerek yapılan işte, yapılan işin akıl ve mantığa uygunluğu denetlenmeli ve öyle yapılmalı.


ayrıca herhangi bir mezhep inanışına göre ibadet yapmak hali de ne kadar derecede doğru, ne kadar derecede dinde var bilmiyorum.

kemalizmin gelişimini izleyin. yakın tarihtir. anlarsınız.
mezhep şöyle çıkar: ortaya bir muz koyarsınız. herkes kendi fıtratına göre yer onu. kimi sabah kahvaltısına assorti bir çeşni, kimi erkeği baştan çıkarmak için seksi bakışlarla. bazısı aç karnını doyurmak için, bazısı kurutup çerez diye. çocuğa, ezip süt içinde verirsiniz.
kemalizm de böyledir, mezhepler de. kim neye ihtiyaç duyarsa ona göre yer bir öğretiyi.
inönü de kemalisttir, menderes de.
demirel de kemalisttir, türkeş de, ecevit de.
evren en büyük kemalistti.
şimdi erdoğan da kemalisttir.
anlaşılmıştır umarım.

devlete ve zenginlere ağır yükler yükleyen hak dinin, iktidarlar tarafından beslenen ve desteklenen din adamları tarafından tahrif edilmesiyle başladı.

şimdi nedir kur'an' a göre devlet malları ve kimler tarafından faydalanılır?

kur'an'a göre devlet malları, allah'ın peygamberine ( devlete, devlet başkanına ) verdiği; vergiler, zekatlar, cizyeler, fethedilmiş ya da devletin kendi arazileridir. bu araziler sonra; maden, turizm, liman, kayak merkezi olarak geliştirilmiştir.

haşr 7. ayete göre bu mallar zanginler arasında devletleşmesin diye; devlete, çalışanlarına, gariplere, yoksullara, yetimlere ve yoloğluna ( evsizlere) aittir. bunlar tarafından işlenir ve yoksullar üretime devlet eliyle dahil edilir.

eee, mezhepte beyle bir şey var mı?

ayrıca, zanginler lüks yaşayamaz, ihtiyaç dışı malı kendi arzuları için tutamaz. ancak allah için tutabillir (tevbe 34- 35) bakara 219) ) çalıştırdığı işçi seviyesinde tüketebilir ( nahl 71) toplumda bekarlar varsa poligami yapamaz ( nur 32)

ee, mezheplerde bunlar var mı?

yok.

niyaa?

çünkü; ikttidar, karunlar ve bel'amlar arasında kaynakları kırışıyor; vatandaşa da ritüel, duğa, tesbihat gibi üttopik bir din bırakıyor.

siyasi çekişmeler ürünü olan mezhepler bir tarafa ibrani dinler bile islam dininin ortaya çıkmasından bir asır sonra kurumsallaşmıştır. buna göre hristiyanlık yahudiliğin islam da hristiyanlığın sapık mezhebidir.