1.
okurken moda girmelik müzik
muscle car 'ların altın dönemi olan 1960'larda dodge'un amiral gemisi olarak piyasaya sürdüğü araçtır.
özellikle 2nci nesil charger r/t, muscle car denen olguyu mühürlemiştir.
1968 ve 1970 arasında üretilen bu model, dönemin ağır abisi idi.
en ikonik olanı da 1969 modelidir.

ağır abi derken, baya fiziksel olarak ağır bir araçtı ve o dönemde "muscle car'ın pik noktası budur aga!" dedirtti.
bahsettiğim 2nci nesil charger r/t'lerde iki farklı motor ve iki farklı şanzıman seçeneği vardı.
standart olanlarda 440 magnum v8 motor bulunuyordu. bu motor atmosferik bir motordu, yani turboşarj ya da süperşarj yoktu. zaten gerek var mıydı bilinmez. 7.2 litre silindir hacmi olan bir motor bu. 370 hp* civarı güç üretiyor, ve benzini yakmıyor da içiyor içiyor.
100 kilometrede 20'litreden fazla bezin tüketen bir araç yani bu.
mart 2025 itibariyle bu araçla bir kilometre gidince 10 liraya yakın tutarda benzin yakıyor yani.
es kaza "dur bi ankara'dan istanbul'a gideyim" derseniz sırf benzin 5bin lira falan tutar.
o dönemin tüm muscle araçları çok yakıyordu tabi ki, kocaman motor blokları vardı. ama charger r/t bi başka yakıyordu.
diğer motor seçeneği de 426 hemi v8 motor idi.
7.0 litre silindir hacme sahipti, yani standart seçenekten daha küçüktü. ama 470 hp civarı güç üretiyordu. * tabi bu da atmosferik bi motor.
şanzıman olarak da torqueflite a727 adında 3 ileri otomatik veya 4 ileri manuel seçenekleri vardı.
440 magnum motorlu olanları 1750 kg, hemi v8 motorlu olanları 1950 kg ağırlığındaydı.
o yüzden mopar'cılar tarafından "fren yapacaksan 1 hafta önceden planlamalısın" diye geyiği yapıldı durdu.
fren demişken, bu seride disk fren değil kampanalı fren vardı.
yani hızlanabildiği kadar yavaşlayamıyordu.
özetle, bu araç yarım yüreklilikle ya da "bi deneyeyim" diyerek binmeye yeltenilecek türden bir araç değildi.
ciddi tecrübe ve sıfır tereddütle binilmesi gereken, ve saygı duymak zorunda olduğunuz bir arabaydı.
peki sonradan ne oldu ?
baya pilotluk seviyesinde sürüş kabiliyeti istediği için o günün teknolojileri ile satışlar bi hayli azaldı ve 1981'den itibaren charger ismi piyasada belli belirsiz kalsa da o artık gerçek bir muscle cardeğildi.
1981 ve 2006 arasında üretilen hiç bir charger gerçek bir muscle car değil yani.
ve nihayet, charger 2006'da modern versiyonuyla geri geldi.
o artık bir tek kapılı coupe muscle değil, 4 kapılı muscle sedan olmuştu.
tabi ki muscle karakterini korudu, ama 4 kapılı bir sedan olarak.

dodge tabi ki coupe muscle'dan vazgeçmemişti. challenger serisi üzerine ince ince çalışıyorlardı.
nihayet dodge demon isimli güzelliği bize verdiler.
bize verdiler derken henüz bana bi şey vermediler.
muhtemelen size de vermemişlerdir.
ama elbet bir gün garajımda olacaksın dodge demon.
nissan skyline r34'üm ve toyota supra'mın yanına çekicem seni demon.
muscle car 'ların altın dönemi olan 1960'larda dodge'un amiral gemisi olarak piyasaya sürdüğü araçtır.
özellikle 2nci nesil charger r/t, muscle car denen olguyu mühürlemiştir.
1968 ve 1970 arasında üretilen bu model, dönemin ağır abisi idi.
en ikonik olanı da 1969 modelidir.

ağır abi derken, baya fiziksel olarak ağır bir araçtı ve o dönemde "muscle car'ın pik noktası budur aga!" dedirtti.
bahsettiğim 2nci nesil charger r/t'lerde iki farklı motor ve iki farklı şanzıman seçeneği vardı.
standart olanlarda 440 magnum v8 motor bulunuyordu. bu motor atmosferik bir motordu, yani turboşarj ya da süperşarj yoktu. zaten gerek var mıydı bilinmez. 7.2 litre silindir hacmi olan bir motor bu. 370 hp* civarı güç üretiyor, ve benzini yakmıyor da içiyor içiyor.
100 kilometrede 20'litreden fazla bezin tüketen bir araç yani bu.
mart 2025 itibariyle bu araçla bir kilometre gidince 10 liraya yakın tutarda benzin yakıyor yani.
es kaza "dur bi ankara'dan istanbul'a gideyim" derseniz sırf benzin 5bin lira falan tutar.
o dönemin tüm muscle araçları çok yakıyordu tabi ki, kocaman motor blokları vardı. ama charger r/t bi başka yakıyordu.
diğer motor seçeneği de 426 hemi v8 motor idi.
7.0 litre silindir hacme sahipti, yani standart seçenekten daha küçüktü. ama 470 hp civarı güç üretiyordu. * tabi bu da atmosferik bi motor.
şanzıman olarak da torqueflite a727 adında 3 ileri otomatik veya 4 ileri manuel seçenekleri vardı.
440 magnum motorlu olanları 1750 kg, hemi v8 motorlu olanları 1950 kg ağırlığındaydı.
o yüzden mopar'cılar tarafından "fren yapacaksan 1 hafta önceden planlamalısın" diye geyiği yapıldı durdu.
fren demişken, bu seride disk fren değil kampanalı fren vardı.
yani hızlanabildiği kadar yavaşlayamıyordu.
özetle, bu araç yarım yüreklilikle ya da "bi deneyeyim" diyerek binmeye yeltenilecek türden bir araç değildi.
ciddi tecrübe ve sıfır tereddütle binilmesi gereken, ve saygı duymak zorunda olduğunuz bir arabaydı.
peki sonradan ne oldu ?
baya pilotluk seviyesinde sürüş kabiliyeti istediği için o günün teknolojileri ile satışlar bi hayli azaldı ve 1981'den itibaren charger ismi piyasada belli belirsiz kalsa da o artık gerçek bir muscle cardeğildi.
1981 ve 2006 arasında üretilen hiç bir charger gerçek bir muscle car değil yani.
ve nihayet, charger 2006'da modern versiyonuyla geri geldi.
o artık bir tek kapılı coupe muscle değil, 4 kapılı muscle sedan olmuştu.
tabi ki muscle karakterini korudu, ama 4 kapılı bir sedan olarak.

dodge tabi ki coupe muscle'dan vazgeçmemişti. challenger serisi üzerine ince ince çalışıyorlardı.
nihayet dodge demon isimli güzelliği bize verdiler.
bize verdiler derken henüz bana bi şey vermediler.
muhtemelen size de vermemişlerdir.
ama elbet bir gün garajımda olacaksın dodge demon.
nissan skyline r34'üm ve toyota supra'mın yanına çekicem seni demon.
devamını gör...