doğmadan önce neredeydik sorunsalı

ağaçta portakal ya da portakalda vitamindik.

kim bilir nerde vitamindik
düşünmek bile istemiyorum

bence tanrı ile pazarlıkta da olabiliriz.

yaaa ben bunu yaşamak istemiyorum sil bunu, yaaa hayır ya kader deyip geçemem, aaa bunu sevdim bu kalsın. tamam şurası olur şurada doğayım… gibi gibi gibi…


sonuç itibari ile dünyaya gelmeden evvel anlaşmalar, kadersel karşılaşmalar tesadüfler yazılmış ya hani. orada da hatırlamadığımız bir söz hakkı olmuştur herhalde.

çok dilimin ucuna geldi ama küfür sayılır silerler şimdi.

gidip gelmiş gibi anlatmışlar. fıtratı gereği yaşamayan; eline, diline, beline sahip olmayanlar hesap vermek istemezler.

bebeklerin, yetimlerin hakkını yiyenler, mazlum anaları ağlatanlar hesap vermeyecekler yani!

beyle bir düzeni yaratan tanrı'nı...

dalda şu an koparmaya uzandığın elma, nerede idiyse sen de oradaydın. (o elmayı oraya şu anki haliyle komşunun veya gizil güçlerin astığını düşünmüyorsun her halde dimi. yoksa düşünüyor musun.!)

bahın şinnndi, ergenler bilmez, tüylü bamya da denilen, ünlü düşünür gönülyus yazarus
diyalektik felsefeden aldığı ilhamla tamemen kantitatif bir açılım ile demiş ki,
''sen sen değilsin''