#ödüllü filmler
türkçe adı: gölgenin ölümü
2012 belçika ve fransa ortak yapımı olan bu bol ödüllü 20 dakikalık kısa filmi tom van avemaet yönetmiştir. konusunda; nathan ismindeki asker 1. dünya savaşında ölür ve ilginç bir koleksiyoncu onun gölgesini hapsedip ona ikinci bir yaşam şans verir. karşılığında istediği ise, 10.000 tane hapsedilmiş ruhtur. hala aşkının peşinden giden nathan, zorlu ve kötü neticeleri olabilecek bir seçime zorlanır.
2012 belçika ve fransa ortak yapımı olan bu bol ödüllü 20 dakikalık kısa filmi tom van avemaet yönetmiştir. konusunda; nathan ismindeki asker 1. dünya savaşında ölür ve ilginç bir koleksiyoncu onun gölgesini hapsedip ona ikinci bir yaşam şans verir. karşılığında istediği ise, 10.000 tane hapsedilmiş ruhtur. hala aşkının peşinden giden nathan, zorlu ve kötü neticeleri olabilecek bir seçime zorlanır.
*boston bilim kurgu film festivali (2013) - festivalin en iyisi kısa film ödülü [tom van avemaet]
*avrupa film ödülleri (2013) - avrupa kısa filmi
*fargo film festivali (2013) - en iyi yönetmen [tom van avemaet]
*transilvanya uluslararası film festivali (2013) - en iyi kısa film
*gérardmer film festivali (2013) - en iyi kısa film
film toplam 18 ödüle sahiptir.
*avrupa film ödülleri (2013) - avrupa kısa filmi
*fargo film festivali (2013) - en iyi yönetmen [tom van avemaet]
*transilvanya uluslararası film festivali (2013) - en iyi kısa film
*gérardmer film festivali (2013) - en iyi kısa film
film toplam 18 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "pinkshinyultratambourine" tarafından 09.01.2023 22:54 tarihinde açılmıştır.
1.
yönetmen koltuğunda tom van avemaet bulunan, 2012 yılında vizyona girmiş, 20 dakikalık süresi ve bol kahverengi rengi ile avrupa'da en iyi kısa film dalında ödül almış, ımdb gibi bir çöplükte 7.1 almasını biraz abartı bulduğum, keşke kısa film yerine uzun metrajlı bir film çekilseymiş diye iç geçirmeme sebep olmuş, belçika yapımı, tadında bir kısa film.
filmin konusundan spoilersız birazcık bahsetmek lazım, değil mi?
şöyle ki, filmde 1.dünya savaşında ölmüş bir asker başrolümüzü üstleniyor. bu askerine öldükten sonra tuhaf bir görev verilmiş, 10000 gün boyunca 10000 insanın ölüm anını kayıt etmesi gerekiyor, bu şekilde ruhunun serbest kalacağına dair bir antlaşması mevcut. elinde dönemine göre biraz steampunk gözüken tuhaf bir fotoğraf makinesi kullanmak zorunda.
ölüleri nasıl belirliyor peki diye soracak olursanız, kendisi tuhaf bir makineden ölmüş olanların listesini alıyor ve öldükleri anı yakalamaya çalışıyor, normalde ölüler gölge olarak gözükse de o makinede onları kanlı canlı görebiliyor... kendisinin en büyük hayali de bu ruh halinden kurtulup ölmeden önce sadece bir kez gördüğü bir kadına tekrar kavuşabilmek...
film birçok noktada insanın kafasında soru işaretleri bırakarak, merak kısmımızı arşa çıkarıp bizi tatmin edemeden bitmiş. kısa film kültürüm pek yok, bu şekilde olması çok normal mi bilmiyorum ama ben hiç tatmin olmadım ve bu yüzden keşke uzun metrajlı bir filme dönüşseymiş diye iç geçirdim uzun uzun.
oyunculuklar çok güzel, başroldeki abinin bir dakika içerisinde kafasından geçen birçok duyguyu fiziksel olarak da bize yaşatmasına hayran kaldım. çekimler, sahneler, açılar da beni çok tatmin etti, dönem kıyafetleri de çok hoştu açıkçası, filmi izlerken abinin üzerindeki giysileri kaça diktirdiler acaba diye merak etmedim değil, ahahaha.
güzel film ama 7.1 bi tık abartı bence.
filmin konusundan spoilersız birazcık bahsetmek lazım, değil mi?
şöyle ki, filmde 1.dünya savaşında ölmüş bir asker başrolümüzü üstleniyor. bu askerine öldükten sonra tuhaf bir görev verilmiş, 10000 gün boyunca 10000 insanın ölüm anını kayıt etmesi gerekiyor, bu şekilde ruhunun serbest kalacağına dair bir antlaşması mevcut. elinde dönemine göre biraz steampunk gözüken tuhaf bir fotoğraf makinesi kullanmak zorunda.
ölüleri nasıl belirliyor peki diye soracak olursanız, kendisi tuhaf bir makineden ölmüş olanların listesini alıyor ve öldükleri anı yakalamaya çalışıyor, normalde ölüler gölge olarak gözükse de o makinede onları kanlı canlı görebiliyor... kendisinin en büyük hayali de bu ruh halinden kurtulup ölmeden önce sadece bir kez gördüğü bir kadına tekrar kavuşabilmek...
film birçok noktada insanın kafasında soru işaretleri bırakarak, merak kısmımızı arşa çıkarıp bizi tatmin edemeden bitmiş. kısa film kültürüm pek yok, bu şekilde olması çok normal mi bilmiyorum ama ben hiç tatmin olmadım ve bu yüzden keşke uzun metrajlı bir filme dönüşseymiş diye iç geçirdim uzun uzun.
oyunculuklar çok güzel, başroldeki abinin bir dakika içerisinde kafasından geçen birçok duyguyu fiziksel olarak da bize yaşatmasına hayran kaldım. çekimler, sahneler, açılar da beni çok tatmin etti, dönem kıyafetleri de çok hoştu açıkçası, filmi izlerken abinin üzerindeki giysileri kaça diktirdiler acaba diye merak etmedim değil, ahahaha.
güzel film ama 7.1 bi tık abartı bence.
devamını gör...
