1.
son halife abdülmecid efendi'nin 26 ocak 1914 tarihinde dünya'ya gelen kızı. annesi atiyye mehisti kadınefendi, resmi ünvanı ise devletlu ismetlu hatice hayriye ayşe dürrüşehvar sultan aliyyetü'ş-şan hazretleri idi*.
3 mart 1924 tarihinde halifeliğin resmi olarak tbmm tarafından kaldırılmasından sonra ilk önce ailesi ile birlikte orient express'le isviçre'ye daha sonra ise fransa'nın nice kentine yerleşmiştir.
kasım 1931'te dünyanın en zengin hükümdarı sayılan haydarabad’ın son nizâmı mihrace mir osman han’ın büyük oğlu şehzade azam jah (nevvab azam cah) ile evlenerek "berar prensesi" ünvanını almıştır. evlendiklerinde azam jah 24, dürr-i şehvar ise 17 yaşındaydı.

resmi evlilik kararından sonra yapılan bir aylık şenliğin ardından 12 aralık 1931 tarihinde, önce venedik'e oradan da haydarabad'a geçmiştir. haydarabad'ta yaşadığı süre içerinde kuzeni olan nilüfer'de, eşi olan azam jah'ın kardeşi muazzam jah ile evlenmiştir.

evli olduğu süre zarfı içerisinde dürrüşehvar'ın iki çocuğu olmuş, biri 1933'te doğan mukarram jah (bereket şah) diğeri ise 1939'ta doğan muffakham jah (keramet şah).
hindistan'da yaşamış olduğu bu süre içerisinde bir diğer kuzeni olan sultanzade selma'da kotwara racası syed sajid husain ali ile evlenmiştir.
23 ağustos 1944 tarihinde babası olan abdülmecid efendi paris'te ölünce dürrüşehvar sultan, hanedanın türkiye'ye girişinin yasak olmasına karşın "berar prensesi" ünvanı ve ingiliz pasaportu ile türkiye'ye defalarca kez gelmiş, zamanın türkiye cumhurbaşkanı ismet inönü ile uzunca bir süre görüşmüş ve babasının türkiye'ye gömülmesini istemiştir. ancak 10 yıl gibi bir süre boyunca bu görüşmelerden herhangi sonuç alamamış, tbmm sultanın isteklerini geri çevirmiş, bunun üzerine babası abdülmecid efendi 1954 yılında medine'ye gömülmüştür.
haydarabad eyaletinin 1948 yılında hindistan tarafından feshedilmesi üzerine sultanın ve eşinin saltanat hayatı sona ermiş, 1954 yılında ise londra'ya yerleşmiştir, yine aynı yıl eşi olan azam jah ile olan evliliğini de sonlandırmış ve boşanma kararı almıştır.
eski eşi azam jah 1970 yılında 63 yaşında iken, kendisi ise 7 şubat 2006 yılında 92 yaşında iken vefat etmiştir.
kendisi ile ilgili tarihsel bilgi olarak yazabileceklerim bu kadar bundan sonrası kişisel görüş içeriyor, birazda eleştiri;
son islam halifesi olarak geçen babası abdülmecid efendi aynı zamanda ressamdı, şimdi sadece bir örnek vereceğim kendisi ile ilgili oda "avludaki kadınlar" tablosu, yani şu*;

bir diğeri ise dürrüşehvar sultan'ın dekolteli giysiler giymesi, başının açık olması, gayet modern bir hayat tarzına sahip olması v.s. kendisi ile ilgili resimleri buraya bırakıyorum;





şimdi demek istediğim şey şu, bu ülkedeki "osmanlı istiyoruz", "halifelik istiyoruz", "açık olan kadın perdesiz eve benzer" v.b. söylemleri söyleyenler hiç mi geçmişlerine bakmazlar? neyi arzuladıklarını da mı bilmez bu kişiler? istedikleri halifeliğin insanları bunlardı zamının da, bunlar hangi halifelikten, hangi hanedandan bahsediyorlar bir fikirleri var mı merak ediyorum cidden.
yada kafalarındaki yobaz ve bağnaz düşünceye sahte bir tarih yarattılar ve bu tarihe kendileri de inandı. saygılar...
“tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkumdur.” mustafa kemal atatürk
3 mart 1924 tarihinde halifeliğin resmi olarak tbmm tarafından kaldırılmasından sonra ilk önce ailesi ile birlikte orient express'le isviçre'ye daha sonra ise fransa'nın nice kentine yerleşmiştir.
kasım 1931'te dünyanın en zengin hükümdarı sayılan haydarabad’ın son nizâmı mihrace mir osman han’ın büyük oğlu şehzade azam jah (nevvab azam cah) ile evlenerek "berar prensesi" ünvanını almıştır. evlendiklerinde azam jah 24, dürr-i şehvar ise 17 yaşındaydı.

resmi evlilik kararından sonra yapılan bir aylık şenliğin ardından 12 aralık 1931 tarihinde, önce venedik'e oradan da haydarabad'a geçmiştir. haydarabad'ta yaşadığı süre içerinde kuzeni olan nilüfer'de, eşi olan azam jah'ın kardeşi muazzam jah ile evlenmiştir.

evli olduğu süre zarfı içerisinde dürrüşehvar'ın iki çocuğu olmuş, biri 1933'te doğan mukarram jah (bereket şah) diğeri ise 1939'ta doğan muffakham jah (keramet şah).
hindistan'da yaşamış olduğu bu süre içerisinde bir diğer kuzeni olan sultanzade selma'da kotwara racası syed sajid husain ali ile evlenmiştir.
23 ağustos 1944 tarihinde babası olan abdülmecid efendi paris'te ölünce dürrüşehvar sultan, hanedanın türkiye'ye girişinin yasak olmasına karşın "berar prensesi" ünvanı ve ingiliz pasaportu ile türkiye'ye defalarca kez gelmiş, zamanın türkiye cumhurbaşkanı ismet inönü ile uzunca bir süre görüşmüş ve babasının türkiye'ye gömülmesini istemiştir. ancak 10 yıl gibi bir süre boyunca bu görüşmelerden herhangi sonuç alamamış, tbmm sultanın isteklerini geri çevirmiş, bunun üzerine babası abdülmecid efendi 1954 yılında medine'ye gömülmüştür.
haydarabad eyaletinin 1948 yılında hindistan tarafından feshedilmesi üzerine sultanın ve eşinin saltanat hayatı sona ermiş, 1954 yılında ise londra'ya yerleşmiştir, yine aynı yıl eşi olan azam jah ile olan evliliğini de sonlandırmış ve boşanma kararı almıştır.
eski eşi azam jah 1970 yılında 63 yaşında iken, kendisi ise 7 şubat 2006 yılında 92 yaşında iken vefat etmiştir.
kendisi ile ilgili tarihsel bilgi olarak yazabileceklerim bu kadar bundan sonrası kişisel görüş içeriyor, birazda eleştiri;
son islam halifesi olarak geçen babası abdülmecid efendi aynı zamanda ressamdı, şimdi sadece bir örnek vereceğim kendisi ile ilgili oda "avludaki kadınlar" tablosu, yani şu*;

bir diğeri ise dürrüşehvar sultan'ın dekolteli giysiler giymesi, başının açık olması, gayet modern bir hayat tarzına sahip olması v.s. kendisi ile ilgili resimleri buraya bırakıyorum;





şimdi demek istediğim şey şu, bu ülkedeki "osmanlı istiyoruz", "halifelik istiyoruz", "açık olan kadın perdesiz eve benzer" v.b. söylemleri söyleyenler hiç mi geçmişlerine bakmazlar? neyi arzuladıklarını da mı bilmez bu kişiler? istedikleri halifeliğin insanları bunlardı zamının da, bunlar hangi halifelikten, hangi hanedandan bahsediyorlar bir fikirleri var mı merak ediyorum cidden.
yada kafalarındaki yobaz ve bağnaz düşünceye sahte bir tarih yarattılar ve bu tarihe kendileri de inandı. saygılar...
“tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkumdur.” mustafa kemal atatürk
devamını gör...