eğitim seviyesi arttıkça akp oyları düşüyor

zamanın enerji bakanı taner yıldız'ın sarf ettiği sözlerdir. konuşma

eğitime saldırıp, dine sarılmaları bu yüzden zaten.

çok açık ve ortada olan önermedir.

bunu sadece taner yıldız değil, yök'e atanan bülent arı'da şöyle demişti; "türkiye'nin geleceği için daha çok cahil kesim lazım".

buradan

18 senede sürekli değişen eğitim sistemi, çocukların imam hatip okullarına yönlendirilmesi ve vasıflı okullardaki öğretmenlerin süreki başka okullara tayini bunun en büyük göstergesi.

ancak iş ilk ve orta düzey okullar ile da kalmıyor. kimse alınmasın, gücenmesin. türkiye'nin dört bir yanına, laboratuvarı, hadi bırakın laboratuvarı, kütüphanesi olmayan okullar açıp, buralara eş dost akademisyen yerleştirip üniversite diye çocuk yerleştirirseniz bu eğitimden bir şey bekleyemezsiniz.

araştırma, sorgulama, analitik düşünme gibi meziyetleri vermediğiniz nesiller, sorgulamadan inanan, söylenene biat eden bir yapıya kavuşur.

üstelik iş bulamayınca da ağır çalışma koşullarını üç kuruş paraya kabul edeceği için, hayat mücadelesinden kafasını kaldırıp bu ülkede neler oluyor, kim doğru kim yalan söylüyor, işin aslı nedir gibi soruları soracak vakte de sahip olamaz. hal böyle olunca kişisel gelişim falan hak getire.

ama eğitim seviyesi artmıyor heralde 20 yıldır, çünkü bi nesil geçti gitti yani.

kendi oy kitlesine cahil diyen akp eski bakanının söylemi.

boşuna eğitim öğretimi devlet eliyle katletmiyorlar bu ülkede. çünkü cahil aynı zamanda ahlaksızdır, satın alınabilir. ağzına bir kaşık bal çalınca gütmesi çok daha kolaydır.
aynı yöntemi vaktiyle firavunlar da kullanmışlar ve sistematik olarak aç ve cahil bıraktıkları halka kendilerini tanrı olarak kabul ettirmişler.

aklı başında bir insan akp'ye oy vermez çünkü.

artan imam-hatip okulları sayesinde mi artacakmış eğitim seviyesi. hadi diyelim eğitim seviyesi arttı -ki bir çoğu ilahiyat, islami ilimler gibi fakültelere yöneliyor- düşünme seviyesini nasıl arttıracağız.

dönemin akp'li enerji bakanı taner yıldızın söylediği, itiraf niteliğindeki bir sözüdür. pozitif-seküler eğitim alanı, adına din denilen eskilerin masallarıyla kandıramazsınız ve soyamazsınız. zalim yöneticilere koyun gibi güdebileceği cahil kitle lazım ki kolayca güdebilsin ve her istediğini yaptırabilsin. (bkz: zalimlerin çarkı cahillerin çalışmayan kafasıyla döner) (bkz: seküler eğitim arttıkça dindarlık azalıyor)

lütfen bekir pakdemirli'nin hakkını yemeyelim.
bakanımızın efsane açıklamasını unutmayalım lütfen, yüzyılın tespitidir.
#2721312
(bkz: sığır varlığında ab birinciyisiz)

o yüzden 22 yıldır eğitim bakanları salaklardan seçiliyor.

" herkes çalıyor çalmayan mı var " bakış açısı ile yanaşacaklar için belirteyim hemen:
bir bardak suya bir damla sidik bulanırsa içmezsiniz. size hizmet sağlayacak insanları da buna göre seçmeye çalışmanızı tavsiye ederim. şahsen parti falan fark etmez; alayı oyumu hak etmiyor. sonuç yine eflatun reisimizin sözünü akla getiriyor elbette: "siyaset ile uğraşmayacak kadar akıllı olanlar, daha aptallar tarafından yönetilerek cezalandırılırlar.”

gerçekten çok doğru bir önermedir. ben hayatımda hiç entelektüel bir akpli görmedim.

katılmadığım önermedir. bunca yıldır turizmciyim. son 14 yılı da denizcilik ve yat sektörü üzerine. gerek işletme sahipleri, gerek tekne sahipleri arasında hem donanımlı hem de yandaş birçok kişi tanıdım. yurt dışında eğitim almış, master yapmış en az üç dil bilen kişiler var arasında. muhalif kesimin kendisini iyi hissetmek için ortaya attığı iddiadan ibarettir. çıkış noktasının da (bkz: türk milletinin yüzde altmışı aptaldır) olduğunu düşünüyorum.

her ne kadar seçmenlerin büyük bir kısmı (tüm partiler bazında) analiz etme yeteneğinden mahrum olsa da, azımsanmayacak çoğunlukta da bir kurnazlık durumu söz konusu.

bu işler karşılıklı pazarlık meselesidir. yatırımcılar ve şirket sahibi insanlar için ülkeyi kimin yönettiğinin çok önemi yoktur, kendi işine gelene bakar. ha her zengin entelektüel midir? hayır ama birçoğu toplumun geri kalanına nazaran öyledir. içlerinde çok nadir muhalif var.

sözde eleştirseler bile iş oy vermeye gelince gidip yine akp'ye verirler. çıkarlar...

türklerden ve ortadoğu'dan nefret eden ama bütün mürettebatı türk olan yabancı bir armatör ile de çalıştım. insanlar beklentilerini kim karşılıyorsa onun yanında duruyor.

dolayısı ile, başta kim olursa olsun gidişatın değişeceğine olan inancı kaybedenlerdenim.

bizim kenan evren sempatizanı "aydın"ımız var. neyi tartışıyoruz?

edit:
#3128893
diyafram kahkahası attım gece gece. alt kattan dürtüyorlar.

ben muhalefetten de akp'ye oy verildiğini düşünüyorum, siz entelektüel, eğitim seviyesi yüksek insan arıyorsunuz. topu halka atmak kolay sadece.

bu tespiti yapan siyasi zihniyetin, eğitim ve eğitim politikası tercihlerinde, seçmenlerin eğitim seviyesini gerçekten artırmak isteyebileceğine inanılabilir mi. uluslararası kriterler açısından türkiye hakkındaki göstergelerle de bu doğrulanmadı mı..

#3128844
sayın yazar siz menfaatçilikten bahsediyorsunuz, entelektüellikten değil.

#3128793

eyleneceğine arkadaş çevreni değiştirmeni öneririm.

akp, 2010 anayasa referandumu da dahil olan sürece kadar başta liberaller olarak kendi tabanı dışından da destekleniyordu.

hadi ben liseliyim, ne bileyim london school of economics'te dereceye girip burda türkiye'de sanat sepet işleri ile uğraşan arkadaşlarım filan var olur mu?

bunun eğitim seviyesi ile alakası yok arkadaşlar. akp'nin cehalet yüzünden elbette kazandığı oylar var fakat oyların genelini maddi anlamda beslediği bir kesim olduğu için kazanıyor. yani iktidar olarak kalabilmek için, çok fazla insanı besliyorlar ve insanlar iyi bir gelir için, oy'unu satıyor. kusura bakmasınlar ama buna "satmak" diyorum. 3 kuruş fazla paramız olsun, iyi arabalara binelim, ferahlık içinde yaşayalım diye düşündükleri için, 23 yılımızı heba ettiler. recep tayyip erdoğanın başta iktidar olarak kalmasına yardım eden herkesin üstünde, bu ülkede şu an zorluk çeken, sisteme beddua eden her kesimden insanın hakkı var. diğer değişle; bu mağduriyetin ısrarla ve yıllardır aşırı seviyelerde artarak devam etmesine sebep olan herkesin üstünde bunca insanın girilmiş hakkı, çalınmış hayatı var ve hepsi bunca kul hakkı ile gömülecek. islam dinine hakimseniz bilirsiniz en büyük günah " kul hakkıdır." başka sözüm yok. rabbimin adaleti sorgulanmaz. bıçak kadar keskin, algıların bile çalışmayacağı kadar anidir. ben ilahi adaletin tecelli edeceği anı bekliyorum. biliyorum ki o an, herkesin içi rahat edecek. ilahi adalet çarkını döndürüyor.

ayrıca, herkes, kötü bir yönetime sahip olduğumuzun farkında. dillendirmediklerine bakmayın, dillendirmiyorlar çünkü recep tayyip erdoğan'ın başta olması hepsine yüksek maddi standartlar sağlıyor. herkes kurmuş şirketini, açmış holdingini oh hayat ne güzel! vergilerden muaflar, vergi borçları silinmiş.. bir bakıyorsunuz 1 ay önce metrobüse binmeye akbil parası bulamayan adam, 1 ay sonra mahalleye altında mercedes ile giriyor falan. belli yani ne yaptıkları, nasıl bağlantılar kurdukları ve akp'nin bunca yönetimsel felakete rağmen nasıl başta kaldığı. baya lüks hayat vaad ederek, oy topluyor. bu lüks hayata, vatanını feda edenler var ve maalesef kimliğimizde aynı ırkın ismi yazıyor.

ah gençliğe hitabe ah! kelimeni bırak, imlana kadar ne doğrusun be!

sonuna kadar katıldığım tespit. son yerel seçimlerde istanbul'da akp'nin seçim kazandığı ilçeler ile chp'nin kazandığı ilçelere göz atın bunu türkiye genelinde de görebilirsiniz. tamamen anadolu"dan aldıkları oylar ile kazanıyorlar seçimi.

eğitim seviyesi arttıkça , oy verme oranı da azalıyor.
bakın batılı ülkelere seçime katılım oranı ne?
en baba ülkede % 30'u geçerse öp başına koy.