1.
gerçekten bir balkan göçmeni olarak, okuduğum yarıda bıraktığım en sıkıcı kitaplardan biriydi. ramis çınar'ın kalemiyle alakası yok bu arada, başka bir eserini okurken sıkılmam gibime geliyor, sade yalın ve net bi anlatımı var çünkü, kitap kalınlaşsın diye kötü edebi metinler yazılmamış, yazar cümlelerini ölçüp, biçip tartıp kurmuş. ama kurgu ve içerik gerçekten çok sıkıcıydı. arkasındaki özeti okurken sanki savaş yıllarını okurken bize yaşatacak gibiydi fakat, asla öyle bir durum yok, ramis çınar beyefendi gerçekten dedelerinin aklında kalan kırıntılardan kitap yapmış gibiydi. klasik köy yaşamını bir göçmen köyünde büyümüş anam-babam sağolsun ben biliyorum zaten, 200 küsür sayfa bunla ilgili olunca beni kaybetti şahsen. ay salçasıymış ay reçeliymiş ay adetleriymiş falannn filan. ilk 50-70 sayfa arası çok dikkatimi çekti fakat, sıkıldım. savaş dönemini bile uzaktan duyuyor hikaye kahramanları, bir de zengin bir aile oldukları için işleri daha kolay oluyor. çok tuhaf geldi, bence olmamış. ama dili ve yalınlığı sayesinde ramis çınar'dan başka bi kitap sipariş edeceğim. belki tekrar okuyabilirsem güncellerim bu arada, ama pek sanmıyorum.
devamını gör...