sene 1994. sayım günü, sokağa çıkma yasağı var. karlı bir hava.

önceki gece bütün her şey tüm çıplaklıkla gözler önündeyken, sınırlar yokken, her şey birken ayrılma vaktine gelinen o an.

bomboş sokakta sadece o ve ben.. bakılıyor, gülünüyor, bir daha hiç göremeyeceğini bile bile yine de sarılınıyor sımsıkı.. karlar düşüyor üstümüze. bir romantik komedi filminden hallice, biraz da kartpostallık.. anlar vardır bitmesin istenen..

ayrınılan an zıt yönlere gidiliyor, arkasından bakılıyor.. yüzde buruk bir gülümseme. ayrılık anlarını hiç sevmedim. belki de insanı insan yapan bu dokunuşlardır, olması gerekliydi, olmuştu. arkada sertab erenerden incelikler yüzünden çalıyor.. mükemmel bir an. yükseliş ve düşüş.

bir 94 kışı da böyle geçmişti.
devamını gör...
bakmak serbest, dokunmak yasak'a duyulan öfke. dokunma aşkıyla büyüyen ve büyürken bunu unutan bir çocuk biraz büyümüş; güneş doğmadan uyandırmışlar, eline çapa vermişler (şehirde büyümüş, çapa ne ilk kez görüyor, nasıl kullanılır fikri yok), çiviler ve ipler yardımıyla karelere böldükleri geniş bir topraktan bir kare vermişler, güneş yavaşça doğuyor, ilk kez dokunuyor. dokunduğunda hepsini hatırlıyor.
devamını gör...
askerde ilk uyanılan sabah.
devamını gör...
şüphesiz öldüğüm sabah olacaktır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"en unutulmayan sabah" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim