erkek olmanın zorlukları

hayatın maddi manevi tüm yükü üzerindeyken güçlü görünmeye, gülmeye ve mutlu olmaya çalışmak.

omuzların kaldırabileceğinden katlarca fazla yükün altında ezilirken gülümsemek. en çok sen korkuyor iken, ilk adımı atmak bilinmeze. savaşmak, arkada kalmak, çırpınmak, boğulmak ama yine de çırpınmak.
her zaman güçlü olmak, çoğu zaman güçsüzken.
sağlayıcı olmak.
koruyucu olmak.
seven olmak.
sineye çeken olmak.
haklıyken haksız olmak.
gerekirse canını ortaya koymak.
daha çok savaşmak.
bazen de savaşamamak.
bazense sadece yaşamak.

ağlayamamak zor olmalı.

askerlik var bi o da hallolur bir şekilde, onun dışında kafamız kadınlar gibi ince çalışmıyor, kadınlar tarafından mal damgası yiyoruz kimi zaman, arkadaş ortamının en zeki ve çözüm odaklı elemanı da olsak.

bu memlekette erkek isek her ne olursa olsun zırlamamalıyız.

en azından yakılarak öldürülmüyoruz.

kadınlar tarafından süreli tahrik edilmek.

dünyayı kasıp kavuran eşitsizliğe katlanmaya çalışmaktır!

insanız.kadın erkek olmaktan önce bu topluma anlatılırsa çok şeyi aşarız.
ilk adımı neymiş erkek yaparmış, ilk günaydın mesajı o atarmış, kadın kaçarmış erkek kovalarmış
yemeği kadın, parayı eve erkek getirirmiş, iki kişilik yaşamda önemli olan yanında olduğunu hissettirmek.
öyle bir şey yok ki. seversem mesaj da atarım ardından koşarım da
seven insan yapar.

yanlışlıkla daha çok sevilmek. ama hep yanlışlıkla.

debriyajsız araba kullanamamak, çünkü aşırı erkek olmak.

kendimi hiç erkek gibi hissetmediğim için cevap veremeceğim başlık, ne gibi hissediyorsun peki diye soran olursa, sadece insan diyebilirim. bu hassaslığı sadece böyle açıklayabilirim zannediyorum.
" seninle kadın ve erkek olarak değil de iki insan olarak konuşabilmeyi çok isterdim" sözümle açıklanabilir umarım. kimin hangi tarafta olduğu önemli değil ortak payda insan olmalı.

kadın olmanın zorluklarının yanından bile geçemeyen sözde zorluklardır.

ne etek giymeye korkar, ne ruj sürmeye, ne gece dışarı çıkmaya, otobüste dilediğince oturur, küfreder, sigara içtiğinde kimsenin kötü bakışlarına maruz kalmaz, annesi daha çok sever, babası tapar, ne misafirliğe gittiği evde bile ondan sırf kadın olduğu için hizmet etmesi istenir, ne de başka bir şey.
bir zorluğu olsa bile devede kulaktır.

kadın olmanın zorluğu ile eşit olduğunu düşünüyorum.

2 beynimiz var ve biri kafasına göre takılıyor. isterseniz zorluk yarıştırmayalım.

hiçbir erkek nasılsın sorusuna kötüyüm demez. hepimiz iyiyizdir.

seni sürekli bir yerlere sürüklemeye çalışan bir organa ve o organın ürettiği hormonlara sahip olmak.

tüm erkekler değil de, 45-60 yaş aralığındaki erkeklere çok üzülüyorum ben.
onlar çok şansız gerçekten.

şu an içinde bulunduğumuz internet tabanlı yaşam konseptine adapte olamadılar, sağlıklı şekilde.
bir türlü beceremediler.
kadınlar başarılıydı! genç erkekler de rahatlıkla uyum sağladılar ama onlar, hep bıkkınlık hep hüsran hep hayal kırıklığı...

ne yapsınlar ki onlar?
gelmişsin 35 yaşına, cep telefonu diye bir şey çıkıyor...
o yaştan sonra ne yapacaksın cep telefonunu?
üstüne bir de internet...
vahh vah..
televizyon kumandasından ve kasetçalardan başka tuş görmemiş o körpe parmaklarla, klavye başına oturup bir şeyler yazacaksın?
25 yaşına gelmişsin, hayatında hiç internete girmemişsin.
ne olduğu, nasıl çalıştığı, ne amaçladığı hakkında en ufak bilgin yok.
anlatıyorlar, anlamıyorsun.

her geçen yıl teknoloji gelişiyor, en önemlisi internet hızı artıyor ama sen, ne yaparlarsa yapsınlar, bir türlü mevzunun içine giremiyorsun...
nasıl giresin ki?
sen de haklısın.

şimdi de bocalıyorsun işte... her hareketin sırıtıyor.
''dayı'' deyip dalga geçiyorlar ya hani, en çok o erkeklere üzülüyorum...
şu dönemde 50'li yaşlarda olmak gerçekten de çok zor..
tarih boyunca böyle bir şey olmamıştır...
bundan sonra da olmayacaktır.

hiçbirine zerre acımam. gücü elde edenin despotlaşacağı ilkesi hayatın her alanına sirayet etmiştir.

en mazlum denilen erkeğin bile önüne imkanı getir. geldiği yeri saniyesinde unutarak acımasız bir yapıya bürünecektir. askerde de böyleydi iş dünyasında da arkadaş ortamında da.

sırf bu sebeple, ajandamda unutmayayım diye notlar aldım. isimler yazılı. senenin belirli zamanları hiçbir sebep yokken arıyorum, t.ş.k geçiyorum.

benim için bir çok erkek, başı ezilmesi gereken bir av. hepsi bu. yaptıklarım beni kötü biri mi yapar? ben sadece hayatın bana biçtiği misyonu yerine getiriyorum. düşsem, bana da acımazlar. kimseye acımazlar.

güçlü olmak zorundasın.

kendini hazır hissetmediğin halde askere çağrılıp eline silah tutuşturulup adını bile bilmediğin insanlarla savaşmak zorunda kalmak.