erkeklerin duygularını belli etmeme nedeni

çok sevdiğim bir insanın dayısı öldü. benim için gerçekten değerli bir insandır. çünkü benim hayatımda erkek arkadaş kavramı bir elin parmağını geçmez genelde.

tabi ben bunu günler sonra sohbet ettiğimiz esnada öğrendim. ilk defa bana bu kadar içini döktü (normalde asla boyle bir şey yapmazdı.) hep şen şakrak, eğlenceli ve esprili hallerine alıştığım için o gün gerçekten ne kadar üzgün olduğunu anlamıştım. erkekler genelde duygularını, üzüntülerini çok fazla paylaşmayı sevmiyor. kendi içlerinde, kendi kabuklarına çekilip atlatmaya çalışıyorlar (yani benim tanıdığım erkekler hep böyleydi.) galiba bu durum onlar için zayıflık göstergesi olarak kabul görüyor. ama asla değil, olmamalı da...

hem ona arkadaş olarak iyi geldiğimi düşündüğüm için hem de bana çok saydam bir şekilde içini açtığı için çok mutlu oldum. genelde hep kadınlarla daha içten ve samimi, ağlamalı, zırlamalı konuşmalar yaşadığım için. onun bana bu şekilde içini açıp, dertleşmesi, üzüntüsünü paylaşması çok anlamlıydı.

ufacık zayıflık göstersek üstümüze basmak isteyen insanlarla çevrilmiş etrafımız. mecburuz duygusuz ve güçlü görünmeye.

bir de azıcık duygumuzu belli etsek ibne diyorlar.

toplumsal baskı.*

- erkek dediğin ağlamaz!
- erkek dediğin ...!
- erkek adam ...!
- erkek şöyle ...!
- erkek böyle ...!

uzun uzun yazmaya gerek yok. bırakın da kendileri olsunlar!

edince de bir şey olmuyor sözlük.

"karı gibi ağlama" demişti doktor. diz kapağıma tendürdiyot basıyordu o an. çocuktum daha, doktor diyorsa doğruydu elbet.
sonra hep o doğru (!) ile devam etti hayatım. zaman içinde nasıl bir etkisi olduysa üzüntümü, öfkemi, sevincimi, paniğimi hep saklı tutmaya alıştım.
her durumda sakin kalıp, ya kendi başıma kaldığımda, ya da artık yığıntı kaldırılamaz hale geldiğinde içimde birikenleri boşalttım.
çevredekiler ağır abi de dediler, duygusuz da dediler. canları sağolsun.
şu an yllar sonra sadece oğluma duygularımı gizlemiyorum, o da bana gizlemiyor. onun dışında dostum olanlar bile en fazla yüzde 10 civarını görüyorlar.
o s..tiğimin doktoru iyi mi yaptı, yoksa hayatımı mı değiştirdi bilmiyorum, hoş bilsem de pek bir şey fark etmeyecek.

kendim olunca sevmiyorsunuz ben de maske takıyorum

duyguları olmadığı içindir. duygusu olan belli eder. belki kendi tarzında belli eder şakaya vurur kimisi ama herkes kendi tarzıyla eder. etmiyorsa o konuda duygusu yoktur.

karşınıza belki çıkmıştır. bir kadın psikologtu sanırım erkek yalnızlığından bahsederken, eğer bir günlüğüne erkek olsaydınız depresyona girerdiniz diyordu. onun uzun versiyonu olan videoya denk gelip dinlemiştim. bunları gayet iyi anlatıyor.
erkekler bu konuda empati yapmanızı beklemez. ama empati yapmadan duygusuzlar, hepsi aynı gibi ithamlarda bulunanı görünce özellikle sosyal hayatta da konusu açılınca hiç lafımı esirgemem. bi s..git boş konuşma artık derim geçerim. açıklama yapmam yapma gereği de duymam. hiçbir erkeğin de bunun gereğini duyacağını sanmam. zaten sözlüklerde de bu tür başlıklar karşı cinse karşı çekingen hu höğ diye ağlayarak prim yapmaya çalışan lavuk hem cinslerim tarafından açılıyor.

erkekler kadınlardan daha duygusaldır ama belli etmez. etmemelidir de. zayıflık algısı sadece sosyal bir intiba değil aynı zamanda karşı cins için de sıradanlaşmadır. ha hayatında çok özel biri vardır eşi gibi belli bir miktar kendini açabilir o ayrı. ama ağlak sulak bir erkeği kimse sevmez. sumduk diye nitelendirilir.

sebepleri ise sosyal normlardan daha çok erkeğin doğası ile alakalıdır. erkeğin olması gereken içinde doğuştan gelen kimi zaman korelen kimi zaman keskinleserek kişiliğini oluşturan yapı maskulenliktir. güç istencidir. buna bağlı olarak erkek her şeyini içinde yaşamaya meyillidir.

ne duygusu
hepsi öldü
gömdüm onları bir bir

çünkü erkeklere biçilen misyon bu. (bkz: erkek olmak) #3735806
her zaman güçlü durmak, hayatta kalmak zorunda. hiçbir zaman ya da hiçbir şekilde acziyetini belli etmemeli. ayrıca bir de işin gurur meselesi var. o da ayrı bir saçmalık. kendi açımdan bir sebep söyleyeyim; insanlara karşı duygularınızı belli ettiğinizde bunu suistimal ediyorlar/etmeye kalkıyorlar. bu duygularınızın ne olduğu çok önemli değil. karşı taraf duygularınızın farkında olduğu zaman ya ona göre bir strateji belirliyor ya da ondan faydalanmaya sizi oradan vurmaya çalışıyor.