fakirlerin isyan etmeme sebepleri

bence kesinlikle dindir.en azından türkiye'de çok iş yapıyor. şükür mekanizmasıyla uyutulanlar, sarayında sefa sürenlerden fakirlik övgüsü dinleyip normalmiş gibi bir de fakirlikleriyle gururlanıyorlar. komedi gibi.

din değildir,din olsa arap baharı hiç yaşanmazdı,yıllardır ordunun artan iç karışıklığı bahane edip yönetime el koyması insanların içinde kargaşa çıkar yine hapislerde elektrik yeriz korkusu oluşturdu,yönetim değişirse yine 2.sınıf vatandaş muammelesi görme korkusu da buna dahil yani bu durumun asıl sebebi din değil 60-90 arası ülkenin tam bir kargaşa halinde olmasıdır.

din değildir diye düşünüyorum. alışkınlıkları ve korkularıdır zannımca. zaten bu düşünceleri olmasa fakir kalmazlardı. ayrıca orta hallilerde isyan etmedi fakirleşirken ?

öğrenilmiş çaresizlik olabilir.

din değildir. sahte dindir. nitekim sahabeden ebuzer (rebeze çölünün yalnız şehidi) şöyle demiştir;

"eğer fakir bir müslüman geceyi aç geçirip, gündüz kılıcını çekmiyorsa onun imanından şüphe ederim."

dikkat edilirse; "hakkını ararsa" , "hesabını sorarsa" demiyor, bilakis "kılıcını çekmiyorsa" diyor.

"hırkayı" fakire giydirip, " hurmayı" kendine ayıran sahte din alimleridir. gerçek din şöyle emreder;

"mümin, mümin in derdiyle dertlenmediği müddetçe gerçekte iman etmiş olmaz."(hadisi şerif)

"komşusu aç iken tok yatan bizden değildir." (hadisi şerif)

halkı fakirleştiren sahte dindir. hristiyan katolik kilisesi nasıl ki cenneti fakirlere satıp, kendileri rahat içinde bolluk içinde sefa sürüyordu ise, bugün islami toplumun dönüştüğü nokta işte tam da budur. bu islamın değil, islamı paravan şirket gibi kullanan sahtekarların suçudur.

biat kültürünün gerçek anlamda anlaşılmamasıdır.

gerçek islam; zalim yöneticiye biat etmenin haram olduğunu söyler.

sahte islam; zalim yöneticinin yaptığı hata da bile sevap kazandığını söyler.

gerçek islam; yöneticinin dini kurallara uymasını söyler.

sahte din; dini kuralları yöneticiye uydurmanın kılıfını arar.

gerçek din; "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" der.


sahte din; emir sahipleri haksız da olsa onlara uymanın "ululemre" itaatin gereği olduğunu söyler.

islam tarihi incelenirse şu gerçekle karşılaşılacaktır. islami toplumun gerileme sebebinin iktidar sahiplerinin gerçek din adamlarını satın alması, dize getirmesi ve hatta öldürmesi ile başlayıp, günümüze kadar bu ritüeli devam ettirmesinin sonucu olduğu görülür.

insan yemediği pastanın tadını merak etmez. tam karşılığı olmasa da yaşanmamış konforun eksikliğinin hissedilmesi, görülenden mahrum kalmaktan daha az rahatsız edicidir. bu da konfor alanını terk etmeyi güçleştiren faktörlerden biridir.

türkiyede ki bazı fakirlere hiç üzülmüyorum, neden biliyoruz mu ? çünkü hâlâ siyasi görüşü akp'ye kayık. yav alıcak donun yok ama yine akpye oy veriyorsun ve yine fakir kalmaya devam ediyorsun.

biat etmenin ve şükretmenin bizim için alışkanlık, kültür olması

fakir başı berberler yakında isyan edecekler.

isyanı bastıran en önemli unsurların başında şükür şahsıma, şükür başkanıma diyen berberler yakın zamanda isyan edecekler. şükğr şahsımın resminin asılı olduğu berber dükkanına gidin ve sorun, mart nisan gibi patlamayı düşğnüyorlar. iki üç aylık paralarının kaldığjnı ve dayanamayacaklarını söylüyorlar. fakirlerin korkulu rüyası şahsıma tapar berberlerin maddi sıkıntıları bir başkaldırışı başlatabilir.

etseler bir anda zengin mi olacaklardır ? isyan etmenin birşeyi değiştirmeyeceğini bilirler

genelleme yapamam ama kendim için söylemek gerekirse kimseden destek bulamayacak olmamdır.

buna da şükür diyip bir gün istediğimiz olur diye düşünüyorlar. ekonomi gücü düşük olduğu halde daha geleceğinin bile teminatını veremeden çocuk dünyaya getirirken olsun rızkı ile gelir gibi cümleler kurarlar.

bir gün herşeyin düzelip zengin olabileceklerine dair umuttur

"diğer tarafta" çilekeşlere, kadersizlere, çaresizlere vaad edilen sonsuz cennettir kanımca.

sabah saat 5 te ters kelepçe edilme korkusundan kaynaklıdır.

fazla şükretmenin zararları

suyu aheste aheste ısıttıkları için insanların sindirildiğinin farkında olmayışıdır.

bana sorarsanız ; ulan zaten bir nefes alıyoruz ya da ne bileyim dışarı çıkıyoruz. şimdi bunlara isyan etsek içeri atarlar bu küçük şeylerden de mahrum kalırız. gerek yok .

maksim gorki ‘küçük burjuva ideolojisinin eleştirisi’ kitabında bu konuya dikkat çeker.

küçük burjuva sınıfı burjuvaziyle ortak hırsları paylaşır fakat burjuvazi kadar sermaye birikimine entegre değildir. yalnızca zengin olma umudu taşır, bu da onları isyan etmekten alıkoyar çünkü onlara göre er ya da geç zengin olacaktır.

dinin isyan etmemeye sebebiyet vermesi konusunda da şunları söyler gorki; “insanların yeryüzünde çektikleri cehennem azaplarını başka bir yerde rahat etmek hülyasıyla telafi etmek için rahiplerin ve ‘kilise babaları’nın cenneti budalaca uydurduklarını tekrar tekrar söylemeye gerek var mı? böylelikle göklerdeki bir cennet düşü, zenginlerin yeryüzünde sürdükleri yaşamın çekici ve göz alıcı parlaklığını yoksulların gözünde biraz karartacak, hatta söndürecektir.”

--! spoiler !--

sakin olun, allah dediğimde her şeyi unutacaklar.

--! spoiler !--