erkeklerin duygularını belli etmeme nedeni

toplumun ön yargısı yüzünden. halbuki bir erkek duygularını belli ediyorsa sevinmek lazım. çünkü önce toplum yargılarını yıkar sonrasında ise kendisinde duygu olduğunu gösterir. bir erkek ağlayabiliyorsa kendisinde hüzün, vicdan ve merhamet gibi duygular vardır. sözde topluma göre ağlamamanın (erkek adam ağlamaz sözünden yola çıkarak) güçlülük sayılmasının yanında bence ağlayan kişi daha güçlüdür gözümde. çünkü tüm o yargıların hepsini yıkarak ağlamaktan korkmaz. türkiye'de erkek olmak zor. kadın olmak da zor. kısaca yaşamak da zor.

erkeklere yüklenen boş sorumluluklardır. onları duygusuz olmaya iten de bir kadındır aslında çünkü biliyorsunuz ki bir çocuğu kadın yetiştirir. baba yetiştirmez demiyorum ama çocuklar babalarını daha çok gözlemleyerek öğreniyor bir şeyleri, anneler ise anlatmaya dayalı, uyarıcı bir dil falan... e tabii yine de babaların "erkek adam" muhabbetini yaptığını unutmayalım ama ben bu zamana kadar erkek hastası olan çok nadir erkek gördüm, bu durum kadınlarda daha çok var. erkekleri üstün tutan kadınların sayısı erkeklerinkinden daha fazla. garip.

gayet ediyorum...

karşısında duygu veren birisi varsa duygu verir yoksa vermez. tamamen karşısındaki kişinin davranışına bağlı.

ulan kadınlar ne iki yüzlüsünüz hem duygusunu belli etmeyen erkeğe aptalca gururları yüzünden falan diyorsunuz, belli edene de zayıf muamelesi gösteriyorsunuz vallahi çok yordunuz lan

çürütülebilecek avam iddia.

tanıyanların da iyi bildiği üzere, deli duygu dolu birisiyimdir. duygu fışkırtırım adeta.

bir yerde duygu yoksa..

bende yokum..

duygusuz olmaz ben duygularımı belli ederim. duygulu olmanın cinsiyeti de olmaz. kimi kızlar vardır onlar da aşırı duygusuz oluyor. o zaman biz de hemen bir genelleme yapalım. bu işler böyle olmaz yapmayın etmeyin.

çocukken belli ettik, bir faydasını görmedik.

ilk nedeni erkeklerin çoğunun mal olmasıdır.
ikinci nedeni de öyle olması normalmiş gibi empoze eden toplum psikolojisidir.
başka nedenler de vardır tabi.

bu kendilerine engel olan "toplum" ve "kadın" dedikleri kimselerden öyle söyledikleri kadar nefret filan etmemeleri. nefret ettikleri zaman, durumu ahlakî bir "onlar ve ben" çatışmasına getirdikleri zaman duygularını belli etmeye başlayacaklar.

önce kendimize, sonra başkalarına karşı dürüst olmak lazım.

gururları

burada söylenenlere aldirmamak lazım aptal gururları yüzünden diyen kadınlar "kanka çok iyi biri ama ne bileyim biraz fazla duygusal." cümlesini de kullanıyor. bir başka deyişle kadın insan, erkek insanoğludur. toplumları yöneten kadındır. erkeği taşa çevirip sonra bundan şikayetçi olmak kanka ne bileyim ya biraz dengesizlik.

karşı tarafta ilgiden anlamayan, biraz ilgi görünce bunu kendine ve ilgi gösterene zehreden, kendini saray hanımı zanneden, bazan da ağır mı ağır kezbanlık emraleri gösteren ama asla insan gibi karşılık verecek yahut reddedeceği zaman da insan gibi reddecek kişiler olmadığını bildiği için normaldir.

duygularını alkol aldıkları ortamlara sakladıklarından. derın derın ve anlamsızca

temel sebebi sosyal öğrenmedir. ancak burada kastedilen öfke, nefret, şiddet değil özlem, şefkat, aşk, bağlılık, merhamet, üzüntü gibi temelinde sevgi içeren duygular. toplum tarafından, bu duygular ifade edildiğinde yeterince erkeksi görünmeyecekleri ve duygusal anlamda zayıf olarak algılanacakları pekiştiriliyor. kadınlar bunu hiç umursamadıkları halde erkekler ancak kendilerine güvenlerini kazandıktan sonra yani duygularını ifade ettiklerinde erkekliklerine halel gelmeyeceğine inandıktan sonra ağlamaya başlıyorlar.
önemli ekleme: evrimsel gelişimde duygularını bastıran/kontrol eden erkeklerin soylarını sürdürdüğünü ve bugünlere ulaştığını bir kenara bırakıyor ve limbik sisteme daha çok güveniyorum. çünkü sürüngen beyinden dıygusal&düşünen beyine geçeli çok oldu ve soyunu devam ettirecek olanlar onlar. doğu ve ortadoğu toplumları da evrimleşir diye umuyorum.

insanları yaşadıkları, büyüdükleri şartlar belirler dolayısı ile bizim ülke de çocukluğumuz beğenin beğenmeyin sert şartlar altında geçiyor buda bir nebze kişilik olarak sertleşmenize sebep oluyor. üstüne bir de yaptığınız spor dan mesleğe herşey kişiliğinizi etkileyen şeyler. haliyle buna göre şekil alıyorsunuz.

pek çok kişi hemen toplumsal cinsiyet rolleri demiş,

kadınların % 90 i erkek sürpriz yapsın, beni şımartsin, hayatında başka bir şey yokmuş hobileri,ilgi alanları, arkadaşları yokmuş gibi benimle ilgilensin kafasında peki bu model bir kadına ben sana bu kadar şey sunuyorum sen bana ne sunuyorsun? seks! eeee? seksi elde etmenin bin türlü yolu var neden bunca şeyi yapıp verimsiz bir yatırım yapsın adam? salak mı?

dolayısı ile iyi ve mutlu bir ilişkide zaten duygular bir sekilde belli edilir lakin herşeyin erkekten beklendiği yapılmadığında kıyaslama, olay çıkartma vesaire ile istediğini alma peşindeki kezopatra için bir erkek neden tatlı kafasını yorsun ki? onu şutlar başkasını bulur bu kadar.

pasif bir birey olabilir.

sen anlamazsın diye düşünmelerinden ileri geliyor.

kime göre neye göre. 2 saat içinde nasıl duygudan duyguya atladıklarını da görürsünüz belli ettiklerini de. he bahsettiğimiz şey karşı cinse hislerini açıkça söylememek, gizlemeye çalışmak ise o ayrı. erkekler arasında bir sır, burda açık etmeyelim şimdi.

kötü kullanılabileceği endişes'i, çok tecrübe edinmiştir bu konud'a