evi yanmayanlar keşke bizim de evimiz yansa diyecek

gözümüzün içine baka baka, dallama gibi sırıtarak yangınla boğuşmuş halka (evet maalesef kendisini seçen halka) bunu söyleyebilen bir belediye başkanı söylemidir:

buradan

arkadaş hepsi mi aynı kumaştan olur bunların!

akp'li gündoğmuş belediye başkanının yaptığı açıklama. artık bu kadar da olmaz (ya da bu kadar olur mu desem) dedirten açıklamadır da. yahu milletten bu kadar uzak bu kadar küstah bu kadar pişkin olunur mu? orada bizim ciğerimiz yanıyor. kilometrelerce uzaktan bizler bile ne yapabiliriz o canlılar için o ağaçlarımız için diye düşünürken bunlar millete krediyle ev satma peşinde. yazıklar olsun. tarih ve mahkemeler sizleri affetmeyecek. hepiniz yargılanacaksınız.

bedava ev bark mal mülk eğitim verdiğiniz suriyelilerden sonra kendi halkının afette yanan evlerinin yerine yenisini yapıp "20 yıl ödemeli çok cüz'i faizlerle" ev yapacaksınız öyle mi? hem de evleri yanmayanlar "keşke benimki de yansaydı" diyecek öyle mi?
sen gidip vatandaşın olmayan, aksine gelip vatandaşının huzurunu kaçıran insanlara her şeyi bedava sun, "suriyelilere 40 milyar dolar harcadık, gerekirse bir o kadar daha harcarız" de, sıra kendi vatandaşına gelince faizli geri ödeme iste. üstüne bir de dalga geçer gibi cümleler kur, insanların acılarını görmezden gel. keşke yanan senin evin olsaydı mehmet özeren! keşke o ateş senin ocağını yaksaydı da yine böyle pişkin pişkin konuşsaydın!
hadi oradan kardeşim ya hadi. ipiniz fazla uzadı sizin.

bu nasıl bir vicdan bu nasıl bir akıl tutulması dediğim olay. insan az biraz empati yapar evleri yanmış kül olmuş belki de tek mal varlıkları kaymış gitmiş ellerinden biraz vicdan biraz insaf biraz duyarlılık

(bkz: gündoğmuş belediye başkanı'nın yaptığı açıklamalar)

azıcık vicdanı olan bir insan çıkıp bunları söyleyemez ama bize az bile yapıyorlar. seçimle, torpille bir şekilde bu adamlar bizi yönetiyor işte. ülkenin dağı taşı kalmadı her taraf çirkin toki dolu. evinden olup 20 sene borçlanıyorsun üstüne.

keşke her akapelinin evi yansa.

(bkz: öyle saça böyle tarak)

zihniyetin nasıl fırsatçı bir zihniyet olduğumu burdan anlıyorsun işte. (bkz: aklp'li sırıtışı)

(bkz: akbaba)
(bkz: omurgasızlık 101)

gün geçmiyor ki zırvalayan bir ak çomar görmeyelim. rezilsiniz.

sorun bu şahsı belediye başkanı olarak seçen seçmende... ülkenin sorunu bu değil mi zaten?

zihniyetlerini daha ne kadar açığa vurabilirler ki kendileri devletten yemeye o kadar alışmış o kadar normal geliyor ki her insani kendileri gibi görüyolar oh be evim yandi da devlet daha güzelini verdi diyebilecek kadar adi bunlar. her seyin havadan gelmesine devleti sömürmeye beş kurus etmeyecek işlerine dünyalarin maaşini almaya,eşi dostu devlet dairelerine yerlestirip devletin mali deniz yemeyen keriz demeye normal gözle bakiyorlar yapmayani aptal olarak görüyolar. dilinden allahi kitabi düşürmeyip,allahin adaletini,peygamberinin güvenilirliğini hiçe sayiyorlar. ağızlarinda sakız ettikleri allah,bunlarin hesabini elbet soracak. sabirla bekliyorum. bunca insanin hakkina girmelerinin,öldürülmesine göz yumulan kadinlarin,tacize ugradiginda sessizce üstü kapatilan çocuklarin,yanan hayvanlarin,kesilen ağaclarin,aşsız işsiz kalan bir sürü vatandaşın hakkini elbet ödeyecekler hem bu dünyada hem diğerinde. hayatim boyunca hiç bu kadar öfke duymadim birilerine,kimseye kin gütmedim. bu zihniyet,insanlarin içindeki bütün pozitif duygulari yok ediyor. sadece yaşam kalitemizi degil,sağlıklı zihinlerimi de elimizden aldilar.

yeter ki işin içinde inşaat olsun bunların kafa zehir.biraz da o kafayı yoksulluğun ve işsizliğin azaltılması,halkın refah seviyesinin ve mutluluğunun artırılması gibi konularda çalıştırabilseler keşke.

dedi gerizekalı...

patavatsızlık değil aptallık örneğidir. patavatsızlık dediğin şey boş bulunup ağzından düşünmeden bazı kelimelerin, sözlerin çıkmasıdır. bir belediye başkanı olarak afet halindeki bir konu hakkında demeç veriyorsan ne diyeceğini de ölçmen gerekiyor zaten. bunu söylemek belki doğru değil diye de cümleye giriyor. insanın aklıyla dalga geçer gibi...

derdin sadece ev mi başkan senin. yangınlarda sadece ev mi yandı? orman yandı, hayvanlar yandı, bitki örtüsü yandı. insanların yaşadığı çevre yandı. bal yandı başkan bal. arılar yandı. arıcılık o bölgede önemli ölçüde bitti. insanların ekmek teknesi yandı. o çevrenin tekrar geri gelebilmesi için kaç yıl gerekiyor biliyor musun? bilmezsin tabi.
bir de 20 yıl kredili düşük faizli kira öder gibi demiyor mu? kan beynime sıçradı. o evleri esasen bedavaya vermeniz lazım sizin. neden mi? sizin ihmalkarlıklarınız ve aymazlığınız yüzünden felakete önlem alınamadı ve insanların çevreleri mahvoldu.

ey gündoğmuş halkı! ne kadar kötü bir belediye başkanına sahip olduğunuzu gördünüz. size düşen görev, bir sonraki seçime kadar başkanının görevden affı seçeneğini zorlamak veya gitmiyorsa bir sonraki seçimde bu adama oy vermemektir.

(bkz: freud sürçmesi)

hukuk devletinde bu eleman şu an göz altında idi.
cümleleri tehdit unsuru içeriyor.
bunlar daha yapacaklarımızın başlangıcı diyor, yani.
çok yeri yakıp yıkacaklar.
bunlar güzel günlerimiz.
daha beter olacak her şey.

bunun bir level üstü herhalde manzaralı mezarlıklarımız var, görseniz ben de ölseydim dersiniz falan olacaktır diye düşünüyorum.