evinde sakince otururken bir anda kapının zorlanması
başlık "nowhereman" tarafından 28.07.2022 00:05 tarihinde açılmıştır.
1.
(buraya da iliştireyim: entry beklenmedik bir uzunluğa erişti okumayın)
birkaç hafta önce vuku bulan bir olaydı. evimde sakince oturup belki ölümümü kolaylaştırır umuduyla bozulmuş sütle yaptığım nescafemi yudumluyordum. bir anda dış kapıya takılan bir anahtar sesi duydum. lan noluyo diyerek hemen kalktım yerimden. kapı deliğinden baktım gerçekten de iki tane adam kapımı açmaya çabalıyor. ikisinde de şapka var ve başları anahtara doğru eğik. yüzlerini göstermemek için bu yolu seçmişler. bir hırsız itemi olarak şapkayı tercih etmişler.
insan böyle bir saçmalığa hazırlıklı değil tabi. ne yapılması gerek pek kestiremiyorsun. fakat bu durumda yapılacak seçenekler hemen aklında beliriyor. birincisi polisi aramak tabi. fakat polis gelene kadar ne olacağı meçhul. kapıyı açmaları an meselesi olabilir. hem de bir sünepe gibi beklemeyi kendime yediremem.
ikincisi ses çıkararak evin boş olmadığını belli edip korkup kaçmalarını sağlamak. bu mantıklıydı ve ultra gerzekçe bir hareket yaparak kendi kapımı içeriden 3 kere olmak kaydıyla tıklattım. bunu duymamış gibiydiler veya umursamadılar. açıkçası bunu umursamamaları beni endişelendirdi. belki de "içeride kendi kapısını çalan bir salak var işimiz çok kolay olacak" diye düşündüler.
üçüncüsü ve en ahmakça olanıysa kapıyı açmak. düşünsene adam belki senin canına kast edecek ama sen adamın işini kolaylaştırıp "durun boşuna yorulmayın ben açarım kapıyı ehehe" diyorsun. bunu yalnızca beyin yerine nohut tanesi taşıyan birisi yapar. bu yüzden sanki sherlockmuşum gibi slow motionda ihtimalleri değerlendirirken ben sherlock değilim dedim ve kapıyı hızlıca açtım.
en sert erkek sesimi devreye sokarak "nooluyo laan" diyerek düşmana korku saldım. beklentim, bu tavrımla birlikte topukları kıçlarına vura vura kaçmaları tabi. neticede gözüpek bir hırsız bile olsa bu beklenmedik hamleyle paniğe kapılıp kaçar. ve az önce kapımı tıklattığım için salak olduğumu düşünmeleri beni ziyadesiyle kızdırmıştı. hesap soracaktım.
fakat kaçmadılar ve kafalarını kaldırdılar. biri ihtiyar, diğeri ondan da ihtiyar olan iki dede karşımdaydı. ekstra ihtiyar olan "hıeeehuuh" gibi bir nidayla elini kalbine götürüp sendeledi. diğeri hemen panikle anahtarı çıkardı ve "kusura bakmayın kusura bakmayın ya karıştırdık biz" dedi. ekstra yaşlı olana baktım elini kalbine falan götürüyor. amca siz yanlış mı geldiniz eheh falan diyerek ortamı yumşatmaya çalıştım. biraz konuştuktan sonra anlaşıldı ki bu amca hiç eve gelip görme lüzumu bile duymadan karşı daireyi satın alan yeni komşummuş. kendi evi sandığı için benim eve girmeye çalışıyormuş. ekstra yaşlı olan da babasıymış. adamı kalpten öldürecektik anasını satayım. neyse ne uzadı lan bu bir paragraf yazıp geçecektim. okumayın bunu lüzumsuz bir anı. ("okuma" uyarısını kitabenin en sonuna iliştirmek)
birkaç hafta önce vuku bulan bir olaydı. evimde sakince oturup belki ölümümü kolaylaştırır umuduyla bozulmuş sütle yaptığım nescafemi yudumluyordum. bir anda dış kapıya takılan bir anahtar sesi duydum. lan noluyo diyerek hemen kalktım yerimden. kapı deliğinden baktım gerçekten de iki tane adam kapımı açmaya çabalıyor. ikisinde de şapka var ve başları anahtara doğru eğik. yüzlerini göstermemek için bu yolu seçmişler. bir hırsız itemi olarak şapkayı tercih etmişler.
insan böyle bir saçmalığa hazırlıklı değil tabi. ne yapılması gerek pek kestiremiyorsun. fakat bu durumda yapılacak seçenekler hemen aklında beliriyor. birincisi polisi aramak tabi. fakat polis gelene kadar ne olacağı meçhul. kapıyı açmaları an meselesi olabilir. hem de bir sünepe gibi beklemeyi kendime yediremem.
ikincisi ses çıkararak evin boş olmadığını belli edip korkup kaçmalarını sağlamak. bu mantıklıydı ve ultra gerzekçe bir hareket yaparak kendi kapımı içeriden 3 kere olmak kaydıyla tıklattım. bunu duymamış gibiydiler veya umursamadılar. açıkçası bunu umursamamaları beni endişelendirdi. belki de "içeride kendi kapısını çalan bir salak var işimiz çok kolay olacak" diye düşündüler.
üçüncüsü ve en ahmakça olanıysa kapıyı açmak. düşünsene adam belki senin canına kast edecek ama sen adamın işini kolaylaştırıp "durun boşuna yorulmayın ben açarım kapıyı ehehe" diyorsun. bunu yalnızca beyin yerine nohut tanesi taşıyan birisi yapar. bu yüzden sanki sherlockmuşum gibi slow motionda ihtimalleri değerlendirirken ben sherlock değilim dedim ve kapıyı hızlıca açtım.
en sert erkek sesimi devreye sokarak "nooluyo laan" diyerek düşmana korku saldım. beklentim, bu tavrımla birlikte topukları kıçlarına vura vura kaçmaları tabi. neticede gözüpek bir hırsız bile olsa bu beklenmedik hamleyle paniğe kapılıp kaçar. ve az önce kapımı tıklattığım için salak olduğumu düşünmeleri beni ziyadesiyle kızdırmıştı. hesap soracaktım.
fakat kaçmadılar ve kafalarını kaldırdılar. biri ihtiyar, diğeri ondan da ihtiyar olan iki dede karşımdaydı. ekstra ihtiyar olan "hıeeehuuh" gibi bir nidayla elini kalbine götürüp sendeledi. diğeri hemen panikle anahtarı çıkardı ve "kusura bakmayın kusura bakmayın ya karıştırdık biz" dedi. ekstra yaşlı olana baktım elini kalbine falan götürüyor. amca siz yanlış mı geldiniz eheh falan diyerek ortamı yumşatmaya çalıştım. biraz konuştuktan sonra anlaşıldı ki bu amca hiç eve gelip görme lüzumu bile duymadan karşı daireyi satın alan yeni komşummuş. kendi evi sandığı için benim eve girmeye çalışıyormuş. ekstra yaşlı olan da babasıymış. adamı kalpten öldürecektik anasını satayım. neyse ne uzadı lan bu bir paragraf yazıp geçecektim. okumayın bunu lüzumsuz bir anı. ("okuma" uyarısını kitabenin en sonuna iliştirmek)
devamını gör...
2.
(bkz: silah satın alma nedenleri)
devamını gör...
3.
ben de şu dayının rahatlığından istiyorum, parayı ver, ev al,hangi evi aldığını bilmeden akşam yemeğinde yediğin sarımsaklı yoğurdun kokusunu tüm apartmana yaya yaya merdivenleri çık. yanlış bir iş yapınca tatlı sert şirinlik yapıp işin içinden sıyrıl. korku filmi falan değil, komedi filmi gibi.
devamını gör...