1.
hepimiz cevaba "ışık hızı" desek de aslında tam olarak o olmayan limit.
yanlış anlaşılmasın; şu anda ışıktan hızlı gitmenin bilinen bir yolu yok. yani gerçekten bu hız, evrendeki limit hızı temsil ediyor ama ışık hızı olarak adlandırdığımız şeyin olayı ışığın kendisiyle ilgili bir özellik değil aslında.
nedensellik ilkesini duymuşsunuzdur. olaylar, daha doğrusu sonuçlar, bir nedene bağlı olarak gerçekleşir. önce sonucun gerçekleşmesi, sonra nedenin ortaya çıkması şeklinde bir durumu etrafımızda gözlemeyiz. yumurta düştüğü için kırılır. kırıldıktan sonra düşmez ya da kırıldığı için düşmez.
nedensellik dedik, bir de yerellik ilkesinden bahsedelim. bu ilke, herhangi bir olayın sadece yakın çevresindeki cisimleri etkileyeceğini, çok uzak bölgeler üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını *söyler.
şimdi bir başka konuya kısaca değineyim. ışığın elektromanyetik dalga olduğunu biliyoruz. boş uzayın elektrik ve manyetik geçirgenliği adını verdiğimiz 2 özelliği var. bu özellikler, uzayın yani vakum ortamının elektrik alanı ve manyetik alan karşısındaki geçirgenliği ile alakalı. bir bakıma elektrik devrelerinin direnci gibi düşünebilirsiniz. elektromanyetik bir dalganın yayılmasına uzayın gösterdiği direnç gibi... eğer bu özellikler daha düşük olsaydı bu dalgalar ışıktan daha hızlı yayılabilirdi. eğer bu özellikler 0 olsaydı, bu dalgaların hızı sonsuz olurdu.
peki ışığın hızı sonsuz olsaydı ne olurdu?
ışık hızı, aynı zamanda bilginin yayılma hızına da bir limit getirir. bu da bazı şeyleri, evrende tam da şu anda olduğu haliyle deneyimlememizi sağlar. eğer ışık hızı sonsuz olsaydı, nedensellik ve yerellik ilkeleri çiğnenirdi. olaylarda mantıksal bir sıralama olmayacağı gibi, çok uzakta olan bir olay alakasız bir bölgeyi etkileyebilirdi. örneğin milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir süpernova, dünyayı silip süpürebilirdi. zaten eğer ışık hızı sonsuz olsaydı, evren şu anda bildiğimiz şekliyle oluşmazdı belki de. dolayısıyla dünya da hiç var olmayabilirdi.
evren, ışıkla ya da onun hızıyla ilgilenmez. "evrenin umurunda" olan şey, bu 2 ilkenin çiğnenmemesi gerektiğidir. bilginin yayılma hızı, nedensellik ilkesi ile sınırlanmıştır. ışık sadece durgun kütlesiz fotonlardan oluştuğu için en hızlı hareket eden parçacıklardan sadece biridir ve ilk olarak keşfedilenlerden de biri olduğu için bu limit mesela gluon hızı olarak değil ışık hızı olarak anılır.
yani özetle evrenin bir sınır belirleyerek "dur" dediği şey aslında 2 ilkenin varlığının ihlal edilmesidir ve bunun gerçekleşebilmesi için ulaşılabilecek en yüksek hıza yalnızca durgun kütlesiz parçacıklar ulaşabildiğinden bu limit hıza ışık hızı adı verilir. gerçekteyse hızın limiti, ışığın hızının değil nedensellik ilkesinin çiğnenmeme limitidir.
yanlış anlaşılmasın; şu anda ışıktan hızlı gitmenin bilinen bir yolu yok. yani gerçekten bu hız, evrendeki limit hızı temsil ediyor ama ışık hızı olarak adlandırdığımız şeyin olayı ışığın kendisiyle ilgili bir özellik değil aslında.
nedensellik ilkesini duymuşsunuzdur. olaylar, daha doğrusu sonuçlar, bir nedene bağlı olarak gerçekleşir. önce sonucun gerçekleşmesi, sonra nedenin ortaya çıkması şeklinde bir durumu etrafımızda gözlemeyiz. yumurta düştüğü için kırılır. kırıldıktan sonra düşmez ya da kırıldığı için düşmez.
nedensellik dedik, bir de yerellik ilkesinden bahsedelim. bu ilke, herhangi bir olayın sadece yakın çevresindeki cisimleri etkileyeceğini, çok uzak bölgeler üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını *söyler.
şimdi bir başka konuya kısaca değineyim. ışığın elektromanyetik dalga olduğunu biliyoruz. boş uzayın elektrik ve manyetik geçirgenliği adını verdiğimiz 2 özelliği var. bu özellikler, uzayın yani vakum ortamının elektrik alanı ve manyetik alan karşısındaki geçirgenliği ile alakalı. bir bakıma elektrik devrelerinin direnci gibi düşünebilirsiniz. elektromanyetik bir dalganın yayılmasına uzayın gösterdiği direnç gibi... eğer bu özellikler daha düşük olsaydı bu dalgalar ışıktan daha hızlı yayılabilirdi. eğer bu özellikler 0 olsaydı, bu dalgaların hızı sonsuz olurdu.
peki ışığın hızı sonsuz olsaydı ne olurdu?
ışık hızı, aynı zamanda bilginin yayılma hızına da bir limit getirir. bu da bazı şeyleri, evrende tam da şu anda olduğu haliyle deneyimlememizi sağlar. eğer ışık hızı sonsuz olsaydı, nedensellik ve yerellik ilkeleri çiğnenirdi. olaylarda mantıksal bir sıralama olmayacağı gibi, çok uzakta olan bir olay alakasız bir bölgeyi etkileyebilirdi. örneğin milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki bir süpernova, dünyayı silip süpürebilirdi. zaten eğer ışık hızı sonsuz olsaydı, evren şu anda bildiğimiz şekliyle oluşmazdı belki de. dolayısıyla dünya da hiç var olmayabilirdi.
evren, ışıkla ya da onun hızıyla ilgilenmez. "evrenin umurunda" olan şey, bu 2 ilkenin çiğnenmemesi gerektiğidir. bilginin yayılma hızı, nedensellik ilkesi ile sınırlanmıştır. ışık sadece durgun kütlesiz fotonlardan oluştuğu için en hızlı hareket eden parçacıklardan sadece biridir ve ilk olarak keşfedilenlerden de biri olduğu için bu limit mesela gluon hızı olarak değil ışık hızı olarak anılır.
yani özetle evrenin bir sınır belirleyerek "dur" dediği şey aslında 2 ilkenin varlığının ihlal edilmesidir ve bunun gerçekleşebilmesi için ulaşılabilecek en yüksek hıza yalnızca durgun kütlesiz parçacıklar ulaşabildiğinden bu limit hıza ışık hızı adı verilir. gerçekteyse hızın limiti, ışığın hızının değil nedensellik ilkesinin çiğnenmeme limitidir.
devamını gör...