evrendeki düzen tesadüfen oluşabilir mi sorunsalı
başlık "friedrich schuldiner" tarafından 16.12.2020 12:56 tarihinde açılmıştır.
1.
öncelikle düzenin niteliğinden bahsedelim. en üst trofik düzeyde olan ve tabiri caizse dünyayı sömüren insan türünün düzene mükemmel demesine şaşırmıyorum. kafanızı kaldırıp doğaya baksanıza biraz. düzen işliyor ama mükemmel mi? yeni lider olmuş erkek aslanın eski lider aslandan olan bebek aslanları öldürmesi mükemmel mi? yumurtadan yeni çıkmış istilacı kuşun henüz yürüyemezken yuvanın asıl sahibi yumurtaları yere atıp kırması mükemmel mi? bir arının gelip iğnesiyle solucanı felç etmesi ve solucanın içine güvesini koyması, güve büyüyüp yavru arı olunca solucanı içten yiyerek uçup gitmesi mükemmel mi? anlayacağınız dünyadaki düzen sadece öldürmeye dayalı. antik roma’daki gladyatör savaşlarını bilirsiniz. onlarca gladyatör birbirini öldürür ve hayatta kalanı özgürlüğünü kazanır. bu düzen mükemmel mi? kim ölmeyip daha çok öldürürse o kazanır. peki bu düzen sadece insan için mi mükemmel? hayır. düzenin bize mükemmel görünmesi çok normal çünkü biz düzenin en iyi ürünleriyiz. mesela müslümanların genellikle savunduğu şeylerden birisi güneş’e daha yakın olsaydık biz olmazdık o yüzden düzen mükemmel. doğru olmazdık. bu sefer de sıcağa en iyi adapte olabilen en başarılı tür olurdu. o zaman da o tür derdi ki “yahu güneş’ten biraz daha uzak olsak hiçbirimiz olmazdık o zaman düzen mükemmel”. yani siz zaten bu düzene iyi adapte olabildiğiniz için varsınız. düzen mükemmel değil siz bu düzende başarılı oldunuz. milyonlarca yıl önce dinozorlar dünyanın hakimiydi bir göktaşıyla yok oldular. şimdi biz hakimiz ve mükemmel dediğiniz düzen sonumuzu getirecek.
peki düzen var mı? evet var ama düzenin kendisi kaosa sebep oluyor. yerçekimi bir düzen midir? kesinlikle öyledir. uzay-zaman örtüsünü bükebilen her cisim kütleçekim kuvveti uygular. peki bu neye sebebiyet veriyor? bir kara deliğin gezegenleri yutmasına sebebiyet veriyor. mesela bir yıldızın çekirdeğindeki hidrojenin bitmesi sonucu süpernova patlaması yapması düzen mi? evet. neye sebebiyet veriyor? milyarlarca taneciğin evrene saçılmasına yani kaosa. o tanecikler dünyadaki gibi yaşam başlatıp düzene sebebiyet verebilir mi? evet verebilir. peki dünyadaki yaşam bizim dünyamızda olduğu gibi kaosa sebebiyet verebilir mi? kanıtı dünyamız zaten. kısaca bir düzen var ama bu düzen mükemmel değil, düzen işliyor ama bazen kaos düzeni bazen düzen kaosu doğuruyor.
peki gelelim rastgele olup olmayacağına. tesadüf olabilir mi? kesinlikle olabilir. planck sabiti başka bir şey olsaydı, kozmolojik sabit başka bir şey olsaydı, ışık 300.000 km/s değil de 250.000 km/s hızla yol alsaydı da düzen olmayacak mıydı? olacaktı. bu yeni düzen de canlılığa sebebiyet vermeyecek miydi? verecekti. ve o canlılar da “bak ışık 250.000 km/s ile gitmese biz olmayacaktık demek ki hassas ayar var” diyecekti.
canlılığın oluşmasına 10 katrilyonda bir ihtimal verelim. evrende kaç gezegen var? neredeyse sonsuz. olasılık bilimine göre zaten canlılığın olması da kesin zaten zira 10 toptan birisi sarıysa ve 10 top alırsanız sarı topunuz kesinlikle olur. 10 katrilyonda bir ihtimalle canlılık oluşuyorsa ve evrende 10 katrilyon tane gezegen varsa canlılığın oluşması muhtemeldir. henüz en yakın komşumuz mars’ta bir canlılığın olup olmadığını bilmeyen insanlığın evrende hiç canlının olmadığını, evrenin insanlık için yaratıldığını iddia etmesi de kibirlilikten başka bir şey değildir.
kısacası ayar hassas filan değil, biz ayarların ürünü olduğumuz için ayarlar hassas geliyor.
he ayar kendi kendine oluşabilir mi? bilmiyorum. bu yüzden agnostiğim zaten.
peki düzen var mı? evet var ama düzenin kendisi kaosa sebep oluyor. yerçekimi bir düzen midir? kesinlikle öyledir. uzay-zaman örtüsünü bükebilen her cisim kütleçekim kuvveti uygular. peki bu neye sebebiyet veriyor? bir kara deliğin gezegenleri yutmasına sebebiyet veriyor. mesela bir yıldızın çekirdeğindeki hidrojenin bitmesi sonucu süpernova patlaması yapması düzen mi? evet. neye sebebiyet veriyor? milyarlarca taneciğin evrene saçılmasına yani kaosa. o tanecikler dünyadaki gibi yaşam başlatıp düzene sebebiyet verebilir mi? evet verebilir. peki dünyadaki yaşam bizim dünyamızda olduğu gibi kaosa sebebiyet verebilir mi? kanıtı dünyamız zaten. kısaca bir düzen var ama bu düzen mükemmel değil, düzen işliyor ama bazen kaos düzeni bazen düzen kaosu doğuruyor.
peki gelelim rastgele olup olmayacağına. tesadüf olabilir mi? kesinlikle olabilir. planck sabiti başka bir şey olsaydı, kozmolojik sabit başka bir şey olsaydı, ışık 300.000 km/s değil de 250.000 km/s hızla yol alsaydı da düzen olmayacak mıydı? olacaktı. bu yeni düzen de canlılığa sebebiyet vermeyecek miydi? verecekti. ve o canlılar da “bak ışık 250.000 km/s ile gitmese biz olmayacaktık demek ki hassas ayar var” diyecekti.
canlılığın oluşmasına 10 katrilyonda bir ihtimal verelim. evrende kaç gezegen var? neredeyse sonsuz. olasılık bilimine göre zaten canlılığın olması da kesin zaten zira 10 toptan birisi sarıysa ve 10 top alırsanız sarı topunuz kesinlikle olur. 10 katrilyonda bir ihtimalle canlılık oluşuyorsa ve evrende 10 katrilyon tane gezegen varsa canlılığın oluşması muhtemeldir. henüz en yakın komşumuz mars’ta bir canlılığın olup olmadığını bilmeyen insanlığın evrende hiç canlının olmadığını, evrenin insanlık için yaratıldığını iddia etmesi de kibirlilikten başka bir şey değildir.
kısacası ayar hassas filan değil, biz ayarların ürünü olduğumuz için ayarlar hassas geliyor.
he ayar kendi kendine oluşabilir mi? bilmiyorum. bu yüzden agnostiğim zaten.
devamını gör...
2.
ne düzeni ya dedirten başlık.
devamını gör...
3.
oluşabilir.
her ihtimale açık olmak lazım.
her ihtimale açık olmak lazım.
devamını gör...
4.
hayır oluşamaz. tesadüf nedir, nerededir.
devamını gör...
5.
kozmolojik anlamda bakıldığında cevabı henüz bulunamamış olan soru.
evrende tam da şu anda olduğu gibi, yaşamın ortaya çıkması için gereken yoğunluk miktarının, kritik yoğunluğa denk gelmesi nedeniyle, ince ayar yapılmış durumda. eğer yoğunluk, şu anda olduğundan daha az ya da daha çok olsaydı, bilimsel olarak bakıldığında evren bu şekilde olmayacak ve canlılık ortaya çıkmayacaktı. muhteşem düzenden kasıt budur. yerel ölçeklerdeki o onu asmış, bu bunu yemiş tarzındaki düzensizlikle ilgili bir durum değil.
evrende tam da şu anda olduğu gibi, yaşamın ortaya çıkması için gereken yoğunluk miktarının, kritik yoğunluğa denk gelmesi nedeniyle, ince ayar yapılmış durumda. eğer yoğunluk, şu anda olduğundan daha az ya da daha çok olsaydı, bilimsel olarak bakıldığında evren bu şekilde olmayacak ve canlılık ortaya çıkmayacaktı. muhteşem düzenden kasıt budur. yerel ölçeklerdeki o onu asmış, bu bunu yemiş tarzındaki düzensizlikle ilgili bir durum değil.
devamını gör...
6.
oluşma ihtimali var.
devamını gör...
7.
evren'de düzen yoktur diyerek soruyu kilitliyorum.
devamını gör...
8.
stefan hawking'e göre evet. daha zekiysen kanıtla.
devamını gör...
9.
tek hücrelisinden insanına, bitkisinden böceğine bütün canlılar istilacıdır. yeterli boşluğu bulduklarında çoğalırlar ve istila ederler. terkedilmiş köyleri kaplayan bitki örtüsünü hatırlayın, başı boş bırakılan hayvanların çete olmasını hatırlayın, amaan ne olacak dediğinizde böceklerin nasıl evin her yerine yuva yaptığı hatırlayın. mikroskobik boyutta tek hücreli bir canlıyı uygun ortamda inceleyin hemen bölünmeye başlar. evrenimizi de yeni bölünmüş bir hücre olarak düşünebiliriz. durmadan genişleyen sürekli büyüyerek istila eden bir enerji. düzenin özü bu arkadaşlar. bizler düşünebilen hayvanlar olarak istila sırası bizdeyken istila etmezsek düzeni değiştirebiliriz. küçük bir gezegendeki küçük bir değişiklik belki enerjinin seyrini değiştirir. belki de sistemin kanseri oluruz.
devamını gör...
10.
her şeyin başlangıcını merak eden insan sorusu. çok güzel örnekler vermiş. örneğin pek çok dindarın koz olarak kullandığı "mükemmel tasarım" konusunda, doğada bütün canlıların birbirini yemek ya da düşmanlık sebebiyle öldürmesi gerçeği var. eğer doğa kendi başına mükemmel ise, tanrı neden her şeyin barış içinde yaşadığı bir dünya yaratmamıştır? mesela herkes fotosentez yapabilirdi, ya da minerallerle beslenebilirdi. ama hayır. nereye baksak, şartlara uyum sağlamış, bulunduğu ortam gereği hayatta kalabilmek için çevresindeki şeyleri tüketen, yok eden varlıklar var.
yani bir mükemmellik aranıyorsa bu gezegende aranmamalı. bilmem kaçbin yıl önce bir uzaylının kurduğu deney ortamı olamaz mıyız? bence mümkün. zira bizim güneşimizden milyon kat daha büyük yıldızlar var. ışıktan daha hızlı hareket eden galaksiler bile var. evrende aklımızın alamayacağı şeyler oluyor ve biz henüz güneş sisteminin dışına çıkamadık. bırak onu, uzayda ay hariç başka bir nesneye bile ayak basamadık. kardaşhev ölçeğinde tip-1 medeniyet bile değiliz. hala birbirimizi çıkar için öldüren ilkel varlıklarız. oyuncaklarımız modern bile olsa kafa olarak çok gerideyiz.
kısaca, bu soruya vereceğimiz cevabı, henüz 1. sınıfa başlamış çocuğun diferansiyel denklemler hakkında verdiği bir yanıta benzetiyorum. çok yolumuz var, çok.
yani bir mükemmellik aranıyorsa bu gezegende aranmamalı. bilmem kaçbin yıl önce bir uzaylının kurduğu deney ortamı olamaz mıyız? bence mümkün. zira bizim güneşimizden milyon kat daha büyük yıldızlar var. ışıktan daha hızlı hareket eden galaksiler bile var. evrende aklımızın alamayacağı şeyler oluyor ve biz henüz güneş sisteminin dışına çıkamadık. bırak onu, uzayda ay hariç başka bir nesneye bile ayak basamadık. kardaşhev ölçeğinde tip-1 medeniyet bile değiliz. hala birbirimizi çıkar için öldüren ilkel varlıklarız. oyuncaklarımız modern bile olsa kafa olarak çok gerideyiz.
kısaca, bu soruya vereceğimiz cevabı, henüz 1. sınıfa başlamış çocuğun diferansiyel denklemler hakkında verdiği bir yanıta benzetiyorum. çok yolumuz var, çok.
devamını gör...
11.
bırakın hayvanı insanı daha atomlar bile herhangi bir düzende ilerlemiyor. fırsatını bulan her madde dağılma eğiliminde. yıllarca kararlı hale gelebilmek için bileşik oluşturdukları iddia edilen elementler bile imkan bulduğunda bir daha birleşmemek üzere ayrılıyor birbirinden. misal; suyu oluşturan hidrojen ve oksijen bir araya geldiklerinde su oluşturmuyorlar. aksine oksijenle tepkiye giren hidrojen yanıyor. bir kez ayırdın mı suyu oksijen ve hidrojen diye bir daha birleştiremiyorsun.
bu hemen herşey de böyle. düzen ve intizam diye anlatılan herşey zoraki bir birliktelik halinde birbiriyle. imkanını bulan diğerini anında yok ediyor, kimse yoksa etrafta kendini parçalıyor.
bu hemen herşey de böyle. düzen ve intizam diye anlatılan herşey zoraki bir birliktelik halinde birbiriyle. imkanını bulan diğerini anında yok ediyor, kimse yoksa etrafta kendini parçalıyor.
devamını gör...
12.
tesadüfen oluşan tesadüfen yok olur. umarım tesadüf değildir.
devamını gör...
13.
"böyle bir düzen kendiliğinden tesadüf eseri var olmuş olabilir mi?" klasik bir dinci girişidir. "düzen, ahenk, senfoni, her şey tıkır tıkır saat gibi çalışıyor" ifadeleri klasik bir dinci algı çalışmasından ibarettir. evrende düzen yoktur. mikro düzeyde basit bir örnek vereyim. kimyasal denge denen şey bir düzen ifadesi değildir. kimyasal dengede bileşik aynı hızla bozunur ve tekrar oluşur. hız sabit olduğu için bunu gözümüzle algılayamayız ve maddenin kararlı olduğu sonucunu çıkartırız. aynı şey daha da mikro ölçekte çekirdek kimyası için de geçerlidir. daha büyük ölçekte yıldızlar, gezegenler hatta galaksiler bile sürekli olarak oluşur, yok olur ya da türlü badireler atlatır. dünyamızın oluşum aşamalarına bakarsanız yine aynı şey göreceksiniz. bunu bazıları order through chaos yani kaos içinde düzen olarak da adlandırıyor.
canlılığın oluşumunda da aynı kaos söz konusu. "ya rabbi, sen ne mükemmel bir düzen yaratmışsın" falan gibi epey basit ve bilimsellikten uzak ifadelerle tongaya düşürülmeden önce sizlere şunu hatırlatayım ki canlılar da cansız bileşiklerden oluşur ve size bir sürpriz daha. bu söz konusu karbon temelli bileşikler kimyasal tepkimeler sonucu oluşur ve bunları oluşturacak koşullar gayet de mümkündür. öyle atla deve değil. kaldı ki dünyamızda bu ideal koşulların fazlasıyla oluştuğu biliniyor.
merak edenler için şuraya güzel bir belgesel bırakayım:
bir başka belgsel daha:
canlılığın oluşumunda da aynı kaos söz konusu. "ya rabbi, sen ne mükemmel bir düzen yaratmışsın" falan gibi epey basit ve bilimsellikten uzak ifadelerle tongaya düşürülmeden önce sizlere şunu hatırlatayım ki canlılar da cansız bileşiklerden oluşur ve size bir sürpriz daha. bu söz konusu karbon temelli bileşikler kimyasal tepkimeler sonucu oluşur ve bunları oluşturacak koşullar gayet de mümkündür. öyle atla deve değil. kaldı ki dünyamızda bu ideal koşulların fazlasıyla oluştuğu biliniyor.
merak edenler için şuraya güzel bir belgesel bırakayım:
bir başka belgsel daha:
devamını gör...
14.
bu site tesadüfen oluşmuşsa evren de tesadüfen oluşmuştur.
devamını gör...
15.
olayı kısaca şöyle açıklayayım. arkadaşlar önünüzde kilitli bir kapı var ve sizde de anahtar üretme makinesi var. paso anahtar üretip deniyorsunuz ve uyumlu olmayanı atıyorsunuz. böyle böyle binlerce milyonlarca hatta milyarlarca farklı kombinasyonda anahtar üretiyorsunuz ve bir tanesi "tık" diye oluyor. sonra da diyorsunuz ki kardeşim bu anahtarın kendi kendine oluşma olasılığı kaç milyarda bir böyle bir şey olabilir mi ? iyi de kardeşim sen çöpe attığın milyarlarca anahtarı görmüyorsun da sadece o uyumlu olan anahtarı görüyorsun . bir de deneme sayısı sonsuz olduğu için isterse bir kapı değil bir milyar farklı kapı olsun eninde sonunda bu ihtimaller gerçekleşecek demektir. yani bu da bir nevi tesadüftür . burada önemli olan tek şey deneme sayısıdır.
devamını gör...
16.
kesinlikle dedigin gibi mukemmel derecede isleyen bir duzen soz konusu degil, bu bir algidir. ama cok buyuk duzeyde kaotik bir ortam da yok bu da bir algidir. verilen orneklere ithafen; bizim hosumuza gitsin ama gitmesin aslan ceylani avlayarak beslenir, dunyada depremler de olur, asiri sicak gunlerde orman yanginlari da cikar. bunlar aslinda isleyen carkin dongusudur. kaos gibi algilanan duzendir. kaos yok mudur peki? elbette var ama kaosta, var olan duzenin bir parcasidir. sunu soyleyebilirim sanki; algisal olarak mukemmel gelmese de cok buyuk bir duzen var ve o duzenin icinde dongusel olarak var olan kaoslar da mevcut... ayrica tesaduf konusuna gelince; bilim de tesaduf yok, evrim teorisinde bile sanilanin aksine tesadufe yer yoktur, sadece acikliga kavusturulamamis mevzular soz konusudur.
evren insan iliskisine gelince de; sadece dunyada yasam aslinda mantiken imkansiz, an itibariyle paralel evren teorisinde elle tutulur kanitlar da mevcut. akabin de nasa gectigimiz ay cok buyuk bir bulusa imza atti ve dunyaya benzer 300 milyon tane gezegen oldugunu acikladi. ustelik samanyolu galaksisinde. (haberin linki eklenecektir). belki de bizim gibi yasayan, bize benzeyen 300 milyonlu gezegenli bulunmakta. bunu henuz bilmiyoruz...bu mevzunun disinda evren insan icin yaratildi konusuna gelecek olursak; bu cok buyuk bir iddia. ıslam dini icin aslinda insanda, evren de allah istedigi icin yaratildi. ınsana sadece diger canlilardan farkli bir deger yuklendi (islam inancina gore) hepsi bu...bu dusunce insani kibre sokmus olsa ki, insan kendisine yuklenen sorumlulugu algilayamadi, kendini dunyanin merkezi zannetti ve ciddi bir yanilgi icine dustu....
www.google.com/amp/s/www.we...
evren insan iliskisine gelince de; sadece dunyada yasam aslinda mantiken imkansiz, an itibariyle paralel evren teorisinde elle tutulur kanitlar da mevcut. akabin de nasa gectigimiz ay cok buyuk bir bulusa imza atti ve dunyaya benzer 300 milyon tane gezegen oldugunu acikladi. ustelik samanyolu galaksisinde. (haberin linki eklenecektir). belki de bizim gibi yasayan, bize benzeyen 300 milyonlu gezegenli bulunmakta. bunu henuz bilmiyoruz...bu mevzunun disinda evren insan icin yaratildi konusuna gelecek olursak; bu cok buyuk bir iddia. ıslam dini icin aslinda insanda, evren de allah istedigi icin yaratildi. ınsana sadece diger canlilardan farkli bir deger yuklendi (islam inancina gore) hepsi bu...bu dusunce insani kibre sokmus olsa ki, insan kendisine yuklenen sorumlulugu algilayamadi, kendini dunyanin merkezi zannetti ve ciddi bir yanilgi icine dustu....
www.google.com/amp/s/www.we...
devamını gör...
17.
ekşiden bakıpmı açıldı bu başlık, yoksa sözlüklerde birbiriyle paralelmi oluyor bu işler, bir rüzgar oluyor ve hepsinde birebir aynı kelimelerle aynı başlık açılmak zorundamı, adetmi böyle.. dediğim..
ay ne güzel düşünmüş yazar arkadaşım, ne güzel ifade etmiş, nerden aklına gelmiş demediğimdir..
ay ne güzel düşünmüş yazar arkadaşım, ne güzel ifade etmiş, nerden aklına gelmiş demediğimdir..
devamını gör...
18.
"bir fiil failsiz olmaz" . ısteyene özelden ispat yapılır. tuşlu telefondan yazmaktan bıktım be sözlük. yeter da
devamını gör...
19.
düzen düşüncesi gerçek dışı bir kavram olduğu için başlığa tanım girmek olanaksız.
devamını gör...
20.
evet, oluşabilir. bunu anlayabilmemiz için öncelikle sonsuzluk kavramının ne ifade ettiğini az çok bilmemiz gerekiyor. sonsuz ihtimalden birinde her şey yolunda gitti ve bilinen dünya düzeni oluştu. sen bu yolunda giden her şeyi sonsuz gezegen vardı da bu düzenin hepsi sadece bir gezegende, yani dünyada oluştuğunu söylemeyip; dünya vardı da bütün bu düzen tesadüfen oluştu diye bakarsan imkansız gibi gelir. bunu (nereden okuduğumu hatırlamıyorum söyleyeceğim şeyi) şöyle izah etmek istiyorum. bir maymunu eğittiniz, bir klavyeyi önüne koydunuz ve bu maymun önünde bulunan klavyeye rastgele ufacık parmaklarıyla tıklamaya başlıyor. bu maymun bu düzensiz tıklamalarla bir kitabı, örneğin; suç ve ceza'nın iş bankası kültür yayınlarındaki çevirisini birebir tıklama, yazma ihtimali var mı? bu soruya tabii ki "hayır" dersin, ben de aynı cevabı veririm. ama işin içine sonsuzluğu koyalım. bu maymunun ölümsüz olduğunu, yorulmayıp hiç acıkmadığını; klavye, takılı bulunduğu bilgisayarla birlikte hiçbir fiziksel hasardan zarar görmediğini varsayalım. yani tablo şu; maymun var, klavye var... bu maymun sonsuza kadar, katrilyon kere katrilyonun da çook fazla üzerinde (nasıl anlatayım abi, sonsuz işte) yıllar boyunca klavyeye hiçbir düzen olmadan rastgele tıklıyor. bu maymun suç ve ceza gibi bilinen ve bilinmeyen her kitabı, her yayınevindeki çevirisiyle, orijinaliyle; birebir aynısını ve tek bir noktalama bile farklı olmayan şeklini zamanın birinde tıklayacaktır. şimdi biz bu maymun tam da suç ve cezayı tıkladığı zamanda gelip düzenden bahsedebilir miyiz? maymun ortaya bir şaheser çıkardığının bilincinde mi peki? iki sorunun da cevabı kocaman bir hayırdır.
şimdi bunu daha basit bir şekilde farklı bir yoldan anlatayım. henüz ellerini kullanmayı öğrenen bir bebeğin eline, içinde bolca sarı renkte boya olan bir hokka, bir de fırça verelim. bu bebek elindeki fırçayı hokkaya koyduktan sonra bir yere temas ettirdiği zaman oranın renginin değiştiğini kısa sürede fark edecektir. bu çocuk gelişi güzel her yeri boyamaya koyulsa ve önünde her renkten boyaların bulunduğu hokkalar koyulsa, bu çocuk henüz sarıdan çıkardığı fırçasını önüne gelen ilk hokkaya, diyelim ki maviye sokup çıkarsa. bembeyaz duvara vurduğu darbelerin yeşil olacağı muhakkaktır. peki, biz bu çocuk bunu bilinçli bir şekilde, düzenin nasıl işleyeceğini bildiği bir şekilde yeşili yarattığını mı söyleriz, tesadüfen mi yeşili oluşturduğunu söyleriz? bütün evreni bu sarı ve mavi boyaların çok daha karmaşık bir şekilde buluştuklarını da varsayarsak ortaya çıkan yeşil evren bir tesadüfün ederi olmaz mı?
şimdi bunu daha basit bir şekilde farklı bir yoldan anlatayım. henüz ellerini kullanmayı öğrenen bir bebeğin eline, içinde bolca sarı renkte boya olan bir hokka, bir de fırça verelim. bu bebek elindeki fırçayı hokkaya koyduktan sonra bir yere temas ettirdiği zaman oranın renginin değiştiğini kısa sürede fark edecektir. bu çocuk gelişi güzel her yeri boyamaya koyulsa ve önünde her renkten boyaların bulunduğu hokkalar koyulsa, bu çocuk henüz sarıdan çıkardığı fırçasını önüne gelen ilk hokkaya, diyelim ki maviye sokup çıkarsa. bembeyaz duvara vurduğu darbelerin yeşil olacağı muhakkaktır. peki, biz bu çocuk bunu bilinçli bir şekilde, düzenin nasıl işleyeceğini bildiği bir şekilde yeşili yarattığını mı söyleriz, tesadüfen mi yeşili oluşturduğunu söyleriz? bütün evreni bu sarı ve mavi boyaların çok daha karmaşık bir şekilde buluştuklarını da varsayarsak ortaya çıkan yeşil evren bir tesadüfün ederi olmaz mı?
devamını gör...