fıstıkçı şahap

özellikle ilkokulda türkçe öğretmenlerinin ötümsüz/sedasız/sert ünsüzleri öğrencilerin daha çabuk ezberlemesi için kullandıkları sözcük grubu.

bir ara bu domaine bakmıştım almışlar

(bkz: fıstıkçı şahap nasıl biridir sorunsalı)

çift haseki paşa'nın kardeşidir.

bir gün kuruyemiş dükkanı açarsam vereceğim isim.

türk diline çok büyük katkıları olmuş bir zattır.
1901 yılında orta halli bir ailenin beş çocuğunun en küçüğü olarak doğdu.
okumayı çok sevmesine rağmen babası 10 yaşında rahatsızlanınca diğer kardeşleri gibi çalışmak zorunda kaldı şahap.
günler böyle birbirini kovalarken bir gün bir öğretmen fıstıkçı şahap'dan fıstık almak istedi. evde bekleyen çocuklarını sevindireceği hayaliyle şahap'a yaklaştı.
sonra duraksadı. parası olmadığını hatırladı ve gözleri birden doluverdi. şahap farketmişti.
"gel hocam tanıyorum seni, ilkokulu sen okuttun bana hatırlamadın mı 666 şahap ben"
sonra büyük bir kesekağına bolca fıstık doldurdu ve eski öğretmenine uzattı.
"para istemez. sen bana okumayı öğrettin" dedi.
öğretmen "sen ne güzel çocuksun fıstıkçı şahap" dedi bir anda gözleri parladı.
sana para veremedim ama...
adını kimse unutmayacak!
işte fıstıkçı şahap'ın gerçek öyküsü budur.

türkçe öğretmenleri, dersleri kolayca anlatabilmek için bazı kuralları esprilerle ve akılda kalıcı formüllerle öğretirler. fıstıkçı şahap da, öğrencilerin hoşuna giden bir formüldür,bu sayede sert ünsüzleri anlamaları kolaylaşır.