1.
sayesinde kitap okumaya başladığım bunalımlar geçirten yazarımız. 1 kerecik olsa oturup konuşmak isterdim.
devamını gör...
2.
dönüşüm kitabının yazarıdır
devamını gör...
3.
dönüşüm kitabını çok sevemesem de genel olarak sevdiğim bir yazar
devamını gör...
4.
en sevdiğim kitabı dönüşümdür. dava ve aforizmalar kitabının yazarıdır.
devamını gör...
5.
o kadar tuhaf eserler yazmıştır ki, isminden yola çıkarak "kafkaesque" diye bir kelime bile türetilmiştir.
en bilinen eseri benim nezdimde dönüşümdür.
gregor samsa bir sabah uyandığında kendini böcek olarak bulur ve olaylar gelişir.
en bilinen eseri benim nezdimde dönüşümdür.
gregor samsa bir sabah uyandığında kendini böcek olarak bulur ve olaylar gelişir.
devamını gör...
6.
gregor samsa neye dönüştü acaba diye hala düşünüyorum
devamını gör...
7.
3 temmuz 1883- prag doğumlu yazar. modernizm akımının en sağlam temsilcilerinden. hukuk okuması hasebiyle yargı sistemini, sadece kendi ülkesi değil tüm dünyayı ele alarak çok farklı yönlerden ve farklı bir tarzla eleştirmiştir. babasıyla arasında kuşak çatışması olması sebebiyle, babasının üzerindeki baskısı yüzünden kendinden nefret eder bir insana dönüşmüştür, bu nefretini de "baba'ya mektup" isimli eserinde kusmuştur; fakat bu kitabı hiç yayınlatmak istememiştir. aile bağları ve aile baskısı eserlerinde en rahat hissedilecek duygudur. ayrıca; milena ile aşkları da dillere destan olmuş; birbirlerine olan mektupları "milena'ya mektuplar" isimli kitapta toplanmıştır.
devamını gör...
8.
milena'ya mektuplar ve dönüşüm isimli kitapları az buçuk öğrenim görmüş er kişilerin okuması gereken kitaplardandır. kişinin ruhsal ve yaşamsal alanına katkıda bulunur. babasının otoritesinden kurtulmak istediği için evlenir lakin evliliği kaldıracak kadar sağlam ruhlu değildir kafka. bu yüzden ruhsal bir bunalıma girer ve eserlerinde bunu anlamak mümkündür.
toplumsal yalnızlığı, aile kavramını ve belki de bunlardan oluşan boşlukla yaşanılan şiddetli aşkı en güzel anlatan adam.
toplumsal yalnızlığı, aile kavramını ve belki de bunlardan oluşan boşlukla yaşanılan şiddetli aşkı en güzel anlatan adam.
devamını gör...
9.
mutlaka okunması gereken ''hayvan öyküleri'' adlı kitabı altıkırkbeş yayınlarının özel serilerinin birinde basılmıştır.
''18 kasim 1913 : güneşle yıkanan aydınlık bir avluda, iki köpek birbirlerine doğru koşmaya başladılar.''
''18 kasim 1913 : güneşle yıkanan aydınlık bir avluda, iki köpek birbirlerine doğru koşmaya başladılar.''
devamını gör...
10.
kitapları oldukça tekinsiz olan yazar. rahatsız eder.
"ne diye pişmanlığın arkası gelmiyor bir türlü? son söz hep şu oluyor: yaşayabilirdim, ama yaşamıyorum."
(bkz: kafkaesque)
"ne diye pişmanlığın arkası gelmiyor bir türlü? son söz hep şu oluyor: yaşayabilirdim, ama yaşamıyorum."
(bkz: kafkaesque)
devamını gör...
11.
belki çok iddialı olacak ama dünya edebiyatının zirvesi olan adam. bütün kitaplarını eksiksiz okuduğum tek yazar.
devamını gör...
12.
(bkz: kafka)
devamını gör...
13.
kafka'nın eserine yaklaşan herkes eninde sonunda bir tür kararsızlığın dipsiz çukurunu boylar: eser tam olarak ne anlama gelmektedir?
benzeş olarak, adorno da hegel'i okuma deneyimi hakkında ilginç bir şey söylemiştir: bir yazarın belli bir konu hakkında söyledikleri anlaşılmayabilir, fakat hegel'i okurken, sorun bazen hegel'in hangi konudan bahsettiğini bile çözemez oluşumuzdur.
kafka'da işler biraz daha farklı gibi. örneğin, bir hikâyesi gayet düz bir şekilde okunabiliyor, neden bahsettiği de kurgusallık bazında az çok görülüyor. fakat bütün bunların anlamı ne, diye soruyoruz zorlantılı şekilde. niye meselâ samsa'nın koca bir böceğe dönüşmesini illâ da bir şeylerin metaforu olarak okumak zorundayız? aksi takdirde hiçbir anlam ifâde etmiyor mu? bilemeyeceğim.
benzeş olarak, adorno da hegel'i okuma deneyimi hakkında ilginç bir şey söylemiştir: bir yazarın belli bir konu hakkında söyledikleri anlaşılmayabilir, fakat hegel'i okurken, sorun bazen hegel'in hangi konudan bahsettiğini bile çözemez oluşumuzdur.
kafka'da işler biraz daha farklı gibi. örneğin, bir hikâyesi gayet düz bir şekilde okunabiliyor, neden bahsettiği de kurgusallık bazında az çok görülüyor. fakat bütün bunların anlamı ne, diye soruyoruz zorlantılı şekilde. niye meselâ samsa'nın koca bir böceğe dönüşmesini illâ da bir şeylerin metaforu olarak okumak zorundayız? aksi takdirde hiçbir anlam ifâde etmiyor mu? bilemeyeceğim.
devamını gör...
14.
en sevdiğim yazar.
kafka bu dünyanın kazanabileceği en büyük değerlerden biridir. kitaplarını okurken sizi derin düşüncelere sevk eder. betimlemeleri oldukça gerçekçidir. dili sade ancak anlatıları oldukça yoğundur.
kafka güzeldir, canlıdır.
okutun ve okuyun.
kafka bu dünyanın kazanabileceği en büyük değerlerden biridir. kitaplarını okurken sizi derin düşüncelere sevk eder. betimlemeleri oldukça gerçekçidir. dili sade ancak anlatıları oldukça yoğundur.
kafka güzeldir, canlıdır.
okutun ve okuyun.
devamını gör...
15.
dönüşüm ile tanıdığım, okurken tüylerimi diken diken edebilen yazar, hatta büyük konuşacak olursam en sevdiğim yazar da diyebiliriz. beni en etkileyen kitabı da "babaya mektup" dur. öyle ki, yer yer gözlerimi dolduran ikinci kitaptır kendisi. fakat bu kafka'dan ötürü mü yoksa babasıyla olan ilişkisinde kendiminkiyle ciddi benzerlik bulduğum için mi bilmiyorum. lakin tabii ki kafka'yı ağlatıp ağlatamamasına göre değerlendirmiyorum. içinizde olduğunu bilmediğiniz hisleri ortaya çıkartır, yepyeni düşüncelere ulaştırır kafka. özetle güzeldir, okuyunuz efenim.
devamını gör...
16.
severek okuduğum yazarlar arasında yer alır kendileri
devamını gör...
17.
gilles deleuze ve félix guattari’ye göre max brod’un yaptığı yanlış okumalar sonucunda melankolik ve pesimist olarak yorumlanan; fakat friedrich nietzsche ekseninde yorumlanmasının daha doğru olacağı savunulan yazar.
devamını gör...
18.
uygun düştüğü felsefi görüşünden ötürü kendisini ifade edişine zaman zaman hayran kaldığım yazar. sağ olsun dümdüz olayları öyle güzel anlatıyor ki geçmişim ile şu anım beynimin odalarında tenis maçı yapıyor. altı üstü bir kitap okuyacağım, bu kadar zorlanacak ne var ki diye düşünürken, kafka yüzünden çekmediğim dertle çile kalmadı. arabeske bağlamamın sebebi yazarın üzerimde yarattığı psikolojik etki. sadece okuyup biraz düşünecek ve günümüze adapte ederek analiz yapacakken bana kendim ile kendim arasında analiz yaptırıp, günümüz hali ile geçmişim arasında sentez yaptırdı. mesela dava kitabı için okuması zor dediler ama ben anlıyorum ki okumasının zorluğu ikide bir kitabı kapatıp aklıma gelen olayları sorgulamaktan mütevellit geliyormuş. buraya son olarak bir yazısındaki şu cümleyi iliştireyim:
“...ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terk edilmişlik içerisindeyiz. önümde durup bana baktığında ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliyorsun ne de ben seninkileri. ve senin önünde kendimi yere atsam, ağlasam ve anlatsam bile, biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebilirsen benim hakkımda da ancak o kadarını bilebilirsin...”
“...ormanda yolunu yitirmiş çocuklar gibi terk edilmişlik içerisindeyiz. önümde durup bana baktığında ne sen benim içimdeki acıları anlayabiliyorsun ne de ben seninkileri. ve senin önünde kendimi yere atsam, ağlasam ve anlatsam bile, biri sana cehennemi sıcak ve korkunçtur diye anlattığında cehennem hakkında ne bilebilirsen benim hakkımda da ancak o kadarını bilebilirsin...”
devamını gör...
19.
-herkes beraberinde taşıdığı bir
parmaklığın ardında yaşıyor.
-biraz daha uyusam ve bütün saçmalıkları unutsam der yazarımız dönüşümde. üzgün, yılgın, kırılgan kafkamız..
parmaklığın ardında yaşıyor.
-biraz daha uyusam ve bütün saçmalıkları unutsam der yazarımız dönüşümde. üzgün, yılgın, kırılgan kafkamız..
devamını gör...
20.
kadınlardan çok iyi anladığı düşünülen, almanca konuşan bohemyalı roman yazarıdır. 20. yüzyıl edebiyatının en önemli figürlerinden biridir. diğer çeşitlerinden farklı olarak, insanların her gün gördükleri fakat düşünemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, hayaller ve bir takım olağanüstülüklerle gösteren hikayeler olan modern hikayeciliğin dünya edebiyatındaki kurucusudur.
devamını gör...