eğer mutluluktan ölünüyorsa bu benim başıma gelmeli diyen yazar. babasıyla kuramadığı iletişim yüzünden yazan yazar.
bir arkadaşının o öldükten sonra, yazdıklarını atmaya kıyamadığı, yazar yaptığı yazar.
devamını gör...
eğer geleneksel bir türk ailesinin çocuğu olsa ve yazdıklarını annesi görse okutmaya hocaya götürür, muska falan yazdırırdı. içi kararmış yavrumun diye ortalığı ayağa kaldırır, kitabı kalemi yasak ederdi.

neyse bu gereksiz girizgahı geçersek kendime en yakın bulduğum yazarların başında gelir ruh hali olarak. iyi ki yazdıkların yakılmamış be üstad.
devamını gör...
ve kafka ekledi; "dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş, insanlarmış."
devamını gör...
yazılarını okunmak için yazmadı ve hatta yakılmasını istedi. bu nedenle akıcılıktan bahsetmek pek mümkün değil çoğu eseri için. özellikle şato boğucuydu. ama derinliği, konuyu ele alış biçimi paha biçilemez. emsalsiz edebiyatçılar arasındadır.
devamını gör...
modern toplum eleştirisi, bireyin kendine emeğine yabancılaşması, insanların çıkarlarına ters düştüğünde toplum tarafından nasıl dışlanıldığını okumak isterseniz dönüşüm kitabına bakmakta fayda var.
devamını gör...
kafka babasını tanrılaştıran bir yazardır. bunu kendisi mektubunda paylaşır kitabında şöyle geçer: "ancak bir çocuk olarak bana yönelttiğin her söz, benim için neredeyse bir tanrı emriydi. kafka'nın babasıyla olan ilişkisi beni çok etkilemiştir.
(bkz: oidipus kompleksi)
devamını gör...
freud'u ve psikanaliz kuramını "düzeltilmesi imkansız büyük bir hata" sözleriyle eleştiren kafka'yı psikanalistler ne ilginçtir ki; "kendisinin babasının varlığı karşısındaki değersizlik duygusunun simgesi olan bir böcek, oidipusu tam olarak özetlemektedir." derler.
devamını gör...
kitaplarını okuduğumuzda biraz ürkütücü şeylerle, hayatın gerçekleri ile yüz yüze kalır ve rahatsız oluruz. bu nedenledir ki o çözülmezliği, ince yergileri ve farkındalığı ile usta bir yazardır. kendisini tanıyabileceğiniz yer ise milenaya mektuplardır. aslında hassas ve romantik bir yanı olduğunu, tüm bu dünya dolusu farkındalığa rağmen küçük umutlara tutunup sevilme ihtiyacı güden herhangi bir insan olduğunu görmek ona olan hayranlığı arttırır.
devamını gör...
dönüşüm isimli kitabını okuduktan sonra her böceğe şüpheyle baktığım yazar.
devamını gör...
milena’ya mektuplar kitabını okurken sık sık durup (tövbe estağfurullah hasta bu) adamın ne kadar ilginç bir insan olduğunu düşünmüştüm. dikkat ettiği detaylar aslında beni büyülese de ürkünç de gelmiştir. fakat okuduğum her kitabında kendimden bir parça bulduğum bir yazardır.
devamını gör...
yanlış kitabından okumaya başlayınca ‘noluyo lan’ diyebileceğiniz ama okudukça kafa açan, vizyon katan adam
devamını gör...
“sevgili max,son isteğim: arkamda bıraktığım her şeyin okunmadan yanmasıdır.” diye vasiyet etmiş kafka.
bir insanın güvensizliği midir bu? sonra, kendine mi yoksa dünya’ya mı güvenmiyordu kafka?
yazarlar kırılgan insanlardır. o kırgınlıklar pek çok esere ulaştırmadı bizi belki de.
sonradan hayatını bir film gibi izleyebilseydi, 41 yaşında ölmek mi, yoksa babası tarafından hiç takdir görememiş olması mı daha çok üzerdi onu? hiç kavuşamadığı milena mı, yoksa kendisini bir böceğe çevirdiği kitabının dünya’da herkes tarafından sevilmesi mi acı gelirdi?
babasının onu böcek gibi gördüğü kafka, belki de acılar, kırgınlıklar içinde yazdığı dönüşüm’ü hiç sevmemişti ya da en sevdiğiydi.
acaba gittiği yerde de bu kadar ünlü mü, yoksa hayattayken yaşadığı hayatı orada da tekrar ediyor mu?
bilmediğimiz sevgi bizi mutlu etmez.
devamını gör...
kafka seksten tiksiniyordu. karşısına çıkan her kadına ya bakire ya da sürtük diye bakıyordu.
normal evlilik hayatı fikri midesini bulandırıyordu.
günlüğüne, “çiftleşme birlikte olma mutluluğunun cezasıdır.” diye yazmıştır.
nasıl kafalar bunlar kafka bey?
böyle bir tanımlama seksüel açıdan aseksüel olduğunun kanıtı gibi, ama seks terapisti değilim tabii.
devamını gör...
"dünyada benim ihtiyaç duyduğum kadar sabır var mı milena?
benim için dünya binlerce ‘belki’ ile dolu... dürüst bir insanım milena. esaretin izin verdiği kadar dürüst. bir şeklimle herkese benzemeyen farklı bir yön var bende. huzur içinde bir dakika bile çok görülmüştür bana. her şeyi savaşarak kazanmak mecburiyetindeyim. sadece geleceğimi değil geçmişimi de kendim yaratmak zorundayım. dünya sağa dönüyorsa bu ritme uymak için benim sola dönmem gerekiyor. palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben?"
devamını gör...
"dönüşüm" kitabı ile kendisi ile tanışmıştım. kitap söylediklerinden bile daha çok güzeldi. milena'ya mektuplar da ise herkesin anlattığı bir çekim yakalayamadım. dava ise biraz ağır gelmişti.
"paltom bile ağır gelirken, nasıl taşırım, koskoca dünyayı sırtımda?"
devamını gör...
dönüşüm'de gregor samsa'nın yataktan kalkıp kapıyı açana kadar geçen süreyi 22 sayfada anlatarak içimi bayan yazar.
devamını gör...
cinsellikten tiksindiği iddiası koca bir yalandır. freudyen açıdan bakacak olursak bakire/fahişe kompleksinden nasibini bolca almıştır; cinsellikten tiksindiğine yönelik söylemlere rağmen genelevleri düzenli olarak ziyaret ettiği iyi bilinir.

aseksüel kendisi için yapılacak son tanımlamalardan olan, nevrotik yazar.
devamını gör...
"her şeye rağmen senin yanında kendimi iyi hissediyorum..."
ayrıca dönüşüm kitabı çok etkileyiciydi.
devamını gör...
(bkz: daddy issues)
devamını gör...
lisede dönüşüm kitabıyla tanıştığım, kalbinde fazlaca burukluk olduğunu hissettiğim yazardır.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"franz kafka" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim