1.
istanbul'un beşiktaş ilçesi ve civarlarında çekilen filmin başrol oyuncusu kemal sunal'dır. geçinmek için farklı işlerde koşturan garip, bir gün yol kenarına bırakılmış bir bebek bulur ve yaşantısı tamamen değişime uğrar.
devamını gör...
2.
kemal sunal'ın ''isteyince dram filmi de çekebiliyorum'' dercesine çektiği filmlerdendir, yönetmeni ise memduh ün olup, bir garip kemal'in sandalda bulduğu fatoş bebek ile yaşadıklarını konu edinir.
alt metinde ise olay şudur, çocuğu yapmakla ebeveyn olunmadığı, asıl ebeveynliğin emek veren kişi olduğu, çünkü filmde fatoş'un kalantor babası onu reddediyor, tâ ki kızı milyoner oluyor, o zaman bir kızı olduğunu hatırlıyor! (bkz: haspa)!
filmde dostluk da ön planda, fatoş için saatini satan kemal'e arkadaşları saatini geri satın alıp getiriyor, o sahneyi izleyip de gözleri dolmayacak tek bir insan tanımıyorum, çünkü ben ne zaman izlesem tüylerim diken diken oluyor, oyunculuk budur işte. hiç dokunmadan ruha dokunmak.
filmi kaç kere izlediğimi bilmiyorum, bir dokunan sahne daha var, kemal sunal ve fatoş'un kirada oturdukları evin sahibi kadının oğlu ile fatoş kavga ettiğinde kadın sinirle evimi terk edin der, kemal sunal eşyaları satıp parayı bırakıp gider, kadın ise onların gittiğine sonradan pişman olur, mahkeme sahnesi zaten filmin en vurucu yeridir...
mutlaka izlenmesi gereken bir baş yapıttır benim için.
alt metinde ise olay şudur, çocuğu yapmakla ebeveyn olunmadığı, asıl ebeveynliğin emek veren kişi olduğu, çünkü filmde fatoş'un kalantor babası onu reddediyor, tâ ki kızı milyoner oluyor, o zaman bir kızı olduğunu hatırlıyor! (bkz: haspa)!
filmde dostluk da ön planda, fatoş için saatini satan kemal'e arkadaşları saatini geri satın alıp getiriyor, o sahneyi izleyip de gözleri dolmayacak tek bir insan tanımıyorum, çünkü ben ne zaman izlesem tüylerim diken diken oluyor, oyunculuk budur işte. hiç dokunmadan ruha dokunmak.
filmi kaç kere izlediğimi bilmiyorum, bir dokunan sahne daha var, kemal sunal ve fatoş'un kirada oturdukları evin sahibi kadının oğlu ile fatoş kavga ettiğinde kadın sinirle evimi terk edin der, kemal sunal eşyaları satıp parayı bırakıp gider, kadın ise onların gittiğine sonradan pişman olur, mahkeme sahnesi zaten filmin en vurucu yeridir...
mutlaka izlenmesi gereken bir baş yapıttır benim için.
devamını gör...
3.
izlediğimde beni duygulandıran filmlerdendi. hâlâ da öyle, kemal sunal' ı genelde komedi filmlerinde görmeye alışkın olabiliriz fakat bu komedi ile karışık bir dram filmidir. bebekken sandalda bulduğu fatoş ile yaşadığı maceralar anlatılmaktadır. bazen düşünüyorum, acaba babamla aram fatoş' unki kadar iyi olsaydı nasıl olurdu diye. gerçekten çok şanslı fatoş. film de zaten bunu konu ediniyor, annelik/ babalık kan bağıyla olmaz; ancak sevgiyle olur. fakirlik içinde bir yaşamları vardır, yaşadıkları evin ev sahibesinin oğlu ile fatoş kavga ettiklerinde ev sahibesi onları evden kovar bir sinir ile. sonrasında ise pişman olur. bunula beraber fatoş ile kemal' in karşılarına bir fırsat çıkar ve fatoş ünlü olur. zamanında onu reddeden babası fatoş diye bir kızı olduğunu ne hikmetse o zamanlar hatırlar. mahkeme sahnesi beni en çok duygulandıran sahnedir. bence her insan bu filmi izlemeli. baba olmak, en önemlisi aile olmak öyle düşünüldüğü gibi kolay değildir. hiç bir çocuk sevgisiz büyüyemez. anne babaların bu filmi bence izlemesi gerekiyor.
devamını gör...
4.
çok güzeldi. bir başyapıttı. aile denen şeyin sadece çocuğu doğurmakla olmadığını ya da kan bağı ile olmadığını tamamen sevgi ile olduğunu bizlere gösterir. çok sıcak diyaloglar var filmde.
devamını gör...
5.
kemal sunal, ece alton, nilgün saraylı, sevil üstekin, memduh ün, aslan altın, fatoş sezer, osman f. seden, tuncer sevi, muzaffer civan, reha yurdakul, necdet yakın ve renan fosforoğlu gibi oyuncuların rol aldığı 1986 dram/komedi türündeki bu filmin yönetmenliğini ise memduh ün üstlenmiştir.
filmin içeriği belli zaten izlemeyende yoktur fakat ben yine de arada bahsederim tabii ki. filmimiz evli bir adamın karısını aldatması ve o kadının hamile kalıp bebeği doğururken ölmesi üzerine adam bebeği istemez çünkü zengindir ve gayri meşru bir bebek onun başına iş açar diye düşünüp yeğenine onu sokakta bizim kemal'in yakınında bir sandala bırakır kemal bebek ağlamasını duyup yanına gidince bebeği görür ve dayanamayıp alır ama bakamayacağı içinde başından atmak ister. bir ona sorar bir buna sorar cami kapısına bırakır ne yapsa kurtulamaz en sonunda da kıyamaz alır yanına ve büyütüp besler başlarda zorlansa da beraber yaşamaya alışmışlardır. günlük yaşarlar ama mutlulardır. bir gün ev sahibinin çocuğunu döven fatoş yüzünden evden atılırlar ve sokakta kalmaya başlarlar bu arada fatoş'un aklına mızıka eşliğinde oynamak gelir. bu şekilde bir yönetmen ile tanışan ikili film çevirmek için anlaşmalar yaparlar ve zengin olan kızın babası kızı öğrenip davalar ile kızı kemalden almak ister ama fatoş ve kemal ayrılmak istemeseler de mahkeme kızı babaya verir. daha sonra fatoş dayanamayıp bir binanın tepesine çıkar ve ben kemal babamla kalmak istiyorum diyerek onun ile kalmak için söz alır üç kağıtçı babasından hem de herkes önünde. film böyle biter. tatlı ve yaramaz kız ile fakir bir adamın hikayesinden güzel bir film çıkmıştır anlayacağınız.
çok güzel ve tatlı bir film var karşımızda çocuk filmleri çekmek kolay değildir. bu film bize yine sevgi nedir sorusunu sordurmuştur.
filmin içeriği belli zaten izlemeyende yoktur fakat ben yine de arada bahsederim tabii ki. filmimiz evli bir adamın karısını aldatması ve o kadının hamile kalıp bebeği doğururken ölmesi üzerine adam bebeği istemez çünkü zengindir ve gayri meşru bir bebek onun başına iş açar diye düşünüp yeğenine onu sokakta bizim kemal'in yakınında bir sandala bırakır kemal bebek ağlamasını duyup yanına gidince bebeği görür ve dayanamayıp alır ama bakamayacağı içinde başından atmak ister. bir ona sorar bir buna sorar cami kapısına bırakır ne yapsa kurtulamaz en sonunda da kıyamaz alır yanına ve büyütüp besler başlarda zorlansa da beraber yaşamaya alışmışlardır. günlük yaşarlar ama mutlulardır. bir gün ev sahibinin çocuğunu döven fatoş yüzünden evden atılırlar ve sokakta kalmaya başlarlar bu arada fatoş'un aklına mızıka eşliğinde oynamak gelir. bu şekilde bir yönetmen ile tanışan ikili film çevirmek için anlaşmalar yaparlar ve zengin olan kızın babası kızı öğrenip davalar ile kızı kemalden almak ister ama fatoş ve kemal ayrılmak istemeseler de mahkeme kızı babaya verir. daha sonra fatoş dayanamayıp bir binanın tepesine çıkar ve ben kemal babamla kalmak istiyorum diyerek onun ile kalmak için söz alır üç kağıtçı babasından hem de herkes önünde. film böyle biter. tatlı ve yaramaz kız ile fakir bir adamın hikayesinden güzel bir film çıkmıştır anlayacağınız.
çok güzel ve tatlı bir film var karşımızda çocuk filmleri çekmek kolay değildir. bu film bize yine sevgi nedir sorusunu sordurmuştur.
devamını gör...
6.
1986 yapımı ve memduh ün tarafından yönetilen bir türk filmidir. başrolünde kemal sunal (filmdeki adı kemal) ve çocuk yıldız ece alton (filmdeki adı fatoş) olan bu filmde, kemal'in bir kayığı boyarken gelen ağlama seslerinden sonra bir bebek bulmasıyla olaylar başlar.
başlarda kemal, bebeği birilerine vermek ister çünkü kendisinin bir bebeğe bakabilecek durumu yoktur ve böylesinin daha doğru olduğunu düşünür ancak bebeği hiçbir şekilde kimseye veremez ve "sen benim kısmetimsin.", "çocuğu veren allah rızkını da verir elbet." diyerek bu kız çocuğunu evine götürür ve ona bakmaya başlar. bir şekilde ekmeğini taştan çıkaran kemal, bu kız bebeğe adeta babası gibi bakarak onu büyütür.
başlarda kemal, bebeği birilerine vermek ister çünkü kendisinin bir bebeğe bakabilecek durumu yoktur ve böylesinin daha doğru olduğunu düşünür ancak bebeği hiçbir şekilde kimseye veremez ve "sen benim kısmetimsin.", "çocuğu veren allah rızkını da verir elbet." diyerek bu kız çocuğunu evine götürür ve ona bakmaya başlar. bir şekilde ekmeğini taştan çıkaran kemal, bu kız bebeğe adeta babası gibi bakarak onu büyütür.
vakti geldiğinde, fatoş 6 yaşına geldiğinde ve gerçek babası bir fabrikatörken iflas ettiğinde fatoş'un şöhretini öğrenir. (fatoş bir gün manevî babasıyla para kazanmaya çalışırken bir yapımcı ondaki ışığı görüp onu filminde çocuk yıldız yapmak ister ve anlaşırlar.) öğrendiği bu şeyden sonra gerçek babası fatoş'u almak ister ve bunun sonucunda birtakım olaylar gelişir.
devamını gör...
7.
charlie chaplin'in the kid filminden arak bir filmdir. gariban bir adam olan little tramp'ın terk edilmiş bebek bulması, tramp cam satarken büyüttüğü bebeğin afacan bir velede dönüşüp camları kırması gibi kısımları (gerilip taş atarken arkadaki adamın taştaşlarına çocuğun yumruğunun güm diye çarpması filmin efsane kısımlarından zaten) hep kopya çekmiştir bu film. zaten çoğu kemal sunal filminde charlie chaplin filmlerinden kısım kısım araklama vardır. the kid filmi 1921 yılında çekilmiş olup bu film 80'lerde çekilmiştir ve 80'lerde bile klasiklere kolayca erişmek mümkün olmadığından kemal sunal biraz uyanıklık etmiştir.
devamını gör...