orhan veli kanık, oktay rifat, melih cevdet anday bu üç arkadaş uyaksız,ölçüsüz şiirler yazmaya başlayarak bu akımı başlatmıştır. kuralsızlığı kendilerine kural edinmişlerdir. birinci yeni olarak da bilinirler. içerik olarak toplumsal sorunları,çevreyi eleştirmişlerdir. mütevazılığın şiiridir.

"bugüne kadar burjuvazinin malı olmaktan, yüksek sanayi devrinin başlamasından evvel de dinin ve feodal zümrenin köleliğini yapmaktan başka hiç bir işe yaramamış olan şiirde bu değişmeyen taraf; ‘müreffeh sınıfların zevkine hitap etmiş olmak’ şeklinde tecelli ediyor. müreffeh sınıfları yaşamak için öyle çalışmaya ihtiyacı olmayan insanlar teşkil ederler ve o insanlar geçmiş devirlerin hâkimidirler. o sınıfı temsil etmiş olan şiir lâyık olduğundan daha büyük bir mükemmeliyete erişmiştir. fakat yeni şiirin istinat edeceği zevk artık akalliyeti teşkil eden o sınıfın zevki değildir. bugünkü dünyayı dolduran insanlar yaşamak hakkını mütemadi bir didişmenin sonunda bulmaktadırlar. her şey gibi şiir de onların hakkıdır ve onların zevkine hitap edecektir..."
devamını gör...
dönemine göre çok garipsenmiş akım.

mesela orhan veli şiirdeki tüm tabuları yıkarak, nasır * hakkında şiir yazmış ve dönemin tüm şiir topluluklarına golü atmıştır.
devamını gör...
bence bu üçlüye değil, onları anlamayanlara garip demek lazım.
devamını gör...
bence çok da yerinde bir akımdır. kalıpların dışına çıkararak şiirde özgürlük sağlamıştır.
devamını gör...
şöyle bir fotoğrafı vardır: (1930'lar ankara güvenpark)

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


hadi canım sen de, edebiyat akımının fotoğrafı mı olurmuş demeyin. önce resme bakın, dikkatlice. tanıyabildiniz mi onları? tanıyamadınız mı?
bırakalım da kendini tanıtsın o halde fotoğraf:

***

dört kişi parkta çektirmişiz,
ben, orhan, oktay, bir de şinasi...
anlaşılan sonbahar
kimimiz paltolu, kimimiz ceketli
yapraksız arkamızdaki ağaçlar...
babası daha ölmemiş oktay'ın,
ben bıyıksızım,
orhan, süleyman efendiyi tanımamış.

ama ben hiç böyle mahzun olmadım;
ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
oysa hayattayız hepimiz.

***

işte böyle yazmış melih cevdet, hastane odasında bu fotoğrafı görünce.

bir de ben tanıştırayım sizi fotoğraftakilerle, soldan sağa sırasıyla: orhan veli (kanık), şinasi baray, oktay rifat, melih cevdet (anday).
'iyidir güzeldir de kimdir yahu bunlar' dediğinizi duyar gibiyim:
ankara'da gazi lisesi'nden dört dosttur onlar, dört garip, türk yazınının garipleri, uyumsuzları, asileri, kuralları şiddetle reddedenleridir..

orhan'ı, oktay'ı, melih'i tanırız da, kimdir bu şinasi? gariplerin lise dostlarındandır şinasi, o vakitler çıkardıkları dergide de yazardır üstelik, sanat tutkunudur o da diğerleri gibi. hayat bu ya, onun yolu doğrudan edebiyatla rastlaşmasa da dostları gibi, kıyısından dolaşmıştır.

liseden mezun olan şinasi babaannesine ait olan eski bir konağın eskiden ahır olarak kullanılan bodrumunda bir lokanta açmıştır: üç nal… bu lokanta zamanla ankara’nın ünlü lokâllerinden biri haline gelir. zamanın ünlü şair ve yazarlarının da uğrak yeri olur: sabahattin eyyüboğlu, orhan veli, can yücel, melih cevdet, nahit hanım vs.. hatta can yücel şiir bile yazar bu lokal hakkında.
duvarlarında gelenlerin yazdığı şiirler, resimler vardır. kapağında üç nal çakılı olan bir deftere de müdavimler yazılar yazarlar.
mekânın adı da eskiden ahır olarak kullanılmasından gelir aslında. bununla ilgili komik bir anekdot da vardır:
şinasi dükkânının dekorasyonunu yaparken babaannesi ziyarete gelir. ahırdan bozma mekânda açılış için son hazırlıklar yapılmaktadır. orhan veli de bir direğe dayanmış, içkisini yudumlamaktadır. babaanne direğe bakarak mırıldanır: “eskiden merkebi oraya bağlardık”.

orhan veli sürekli gittiği üç nal ile ilgili ülkü dergisinin 16 haziran 1946 tarihli sayısında bir de yazı yazar. o yazıda şöyle der:

“(… )şinasi hem sanatkâr, hem de okur yazar bir insan olduğu için lokantasını sanatkârlarla okur yazarların sık sık gidecekleri, gittikleri vakit de zevkle oturacakları bir yer olarak tertipledi. her giden hoşlanıyor. ben de onlardanım. salonun türlü türlü süsleri arasında zaman zaman mısralara rastlıyorsunuz. tuvalete koyduğu bir abajurun üstüne de refik halit’in bir avuç saçma adlı eserinden bir parça yazmış. güzel bir buluş değil mi? gel gelelim şinasi memnun değil. diyor ki; ‘her içeriye giren refik halit’in yazısına dalıyor. dışarıda da bir sürü insan sıra bekliyor’. şinasi’nin ticari bakımdan hoşnutsuzluğuna sebep olan bu hal edebiyat namına beni sevindirdi. demek ki halkımız edebiyatla da meşgul oluyor.”

***

ama ben hiç böyle mahzun olmadım;
ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
oysa hayattayız hepimiz.

***

sahi, melih cevdet'e ölümü hatırlatan neydi bu resimde?

şinasi'nin cebeci'de bir sevgilisi vardır. ne kendisinde ne de arkadaşlarında para yoktur ki dolmuşa binsin de sevgilisine kavuşsun. onlar da hacı bayram veli camii'ne gider, oradan bir cenaze arabasına atlar, şinasi'yi cebeci'ye sevgilisinin yanına götürürlermiş.

sanırım melih cevdet'e ölümü hatırlatan şey bu cenaze arabaları idi:)
devamını gör...
garipliğinden ziyade nahifliği ile gönül kazanmış; aynı gişe derdi olmayan filmler gibi minimal ve bu sadeliğin aslında ne kadar etkili olduğunu her mısrasında, satırında hissettiren akım.



tecelli


nedir bu benim çilem!
hesap bilmem
muhasebede memurum.
en sevdiğim yemek imambayıldı,
dokunur.
bir kız tanırım çilli
ben onu severim
o beni sevmez.

oktay rifat

devamını gör...
t:birinci yeni olarak da bilinen orhan veli oktay rifat ve melih cevdet anday'ın öncülüğünü yaptığı şiir hareketidir. süslü ve sanatlı dil yerine sade bir dil kullanmışlardır
devamını gör...
garipçiler ya da 1. yeniciler, şiirde biçim ve konu bakımından kuralsızlığı ve dil açısından yenileşmeyi benimseyen topluluktur. öncüleri;
orhan veli kanık, melih cevdet anday ve oktay rifat horozcudur.

türk edebiyatı'nda 1940' lı yıllara gelindiğinde şiirde biçim ve dil açısından serbestlik ve sadeliğe doğru bir eğilim olmuş, bu eğilim doğrultusunda "garip akımı" ortaya çıkmıştır.

henüz lise yıllarındayken şiir yazmaya başlayan ve aynı zamanda akımın öncüleri olan orhan veli kanık, oktay rifat horozcu ve melih cevdet anday, ölçü ve uyaklı, geleneksel şiire uygun, sabit konulu eserler yazmış olsalar bile bu tarzdan hoşnutsuz oldukları için bir müddet bu konu üzerine kafa yormuş ama çözüm bulamadıklarından dolayı şiir konusunda bir müddet sessiz kalmayı tercih etmişlerdir.

fakat bu sessizlik kısa sürmüş, 1937 yılında varlık dergisi'nde günlük konuşma diliyle yazılmış, imgesel ve soyut kavramlardan uzak, standart biçim koşullarından bağımsız şiirler yayımlayarak amaçladıkları yenileşme için ilk adımı atmışlardır bir nevi.

şiirde biçim, konu, dörtlük gibi belli kalıpları reddeden şairler, şiirlerinde alaycı ve iğneleyici bir tutum sergileyip ve de herkesin anlamasını istedikleri için toplum için sanat anlayışını benimseyerek alışılmışın dışında eserleri edebiyata kazandırmışlardır. örneğin orhan veli'nin yazdığı kitabe-i seng-i mezar şiirinin şu dizeleri normalden farklı olduğu için diğer yazarlarca tartışmalara da yol açmıştır:

"hiçbir şeyden çekmedi dünya
nasırdan çektiği kadar."


peki neden dilde sadeleşme çabası içerisindeydiler? yukarıda da söylediğim gibi toplum için sanat anlayışını benimseyen şairlere göre şiir, yalnızca aydın kesimin anlayacağı biçim ve imgelemelere göre yazılmamalıydı. şiirde kural olmamalıydı ve halkın içindeki herkes anlatılanı anlamalıydı. bu yüzden gündelik konuları ele alıp dili olabildiğine sadeleştirerek bu amaçlarını gerçekleştirdiler.

yine bu amaçları doğrultusunda, kuralsızlığı kural edinen garipçiler, 1941 yılında "garip" adını verdikleri ortak bir kitap yayımlayarak bu yenileşmeyi daha da duyurmuş ve benimsetmiştir.

akımın öncülerinin aklımızda kalması için yine şöyle kodlamıştık okulda:
"omo"
devamını gör...
orhan veli sayesinde bu kadar ünlenebilmiştir.
devamını gör...
asla bir 'boynu büküklük' değil, 'acayiplik'.
devamını gör...
(bkz: melih cevdet anday) akımın diğer bir önemli aktörüdür. tıpkı rıfat oktay gibi. ben bu akımı ciddi olarak severim, kim ne derse desin farklı adamlarmış vesselam.
devamını gör...
babamin anlattigina gore kendisi, melih cevdet ve orhan veli'nin baslattigi akim.

sacma sapan ve asiri overrated siirimsiler yazmislar. onlarca siir yazmislar, 1kaci haric hepsi cop.

en bilinenleri orhan. severim ben orhan'i da, siirleri siir degil ki.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"garip akımı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim