1.
yakında yok olacak haber kağıdı.
devamını gör...
2.
3.
yıllar yıllar önce, daha akıllı telefonlar icat edilmemiş ve mertlik bozulmamışken. hatta akılsız cep telefonları bile yalnızca zengin ceplerini süslerken. insanların buluşmak için ev telefonlarından veya sokakta karşılaştıklarında yüzyüze randevulaştıkları yıllarda.
evden çıkıp sahile doğru yürürken, yoldan bir gazete alır koltuğumun altına sıkıştırırdım. sahilde, çayı ucuz, erzincanlı abinin mekanında otururduktan sonra, yoldan geçen simitçiden -acaba temiz midir- veya -kimbilir nerelerde yapılıyor- gibi korkuları aklıma dahi getirmeden, gevrek bir simit alır çayıma katık ederdim.
arkadaşlarla buluşmamıza daha var, rahat rahat gazetemi okurum. hem sonra bulmaca çözülecek. hafta sonu ise gazetenin ekleri de var, renkli renkli magazin ekleri. bir de insan kaynakları, alım satım ilanlarının olduğu seri ilanlar. insan kaynakları kısmı ne kadar kalın ise ekonomi o kadar iyi diye çıkarım yapardım.
martı sesleri, insan gürültüsüne karışır, rüzgar gazeteyi uçurur, deniz kokusu beni kendine çeker, buna ayak altında dolaşan kedilerin miyavlaması da eklenince değme keyfime. ikinci, üçüncü çay, akşam televizyondeki program akışı hatta gazetenin en arka sayfasındaki "alman helga türk erkeklerine bayılıyor" haberi bile okundu. arkadaşım gelmez heralhalde artık. bir işi çıkmıştır mutlaka, akşam evden arar sorarım.
kalkarken gazeteyi de bırakayım ki, benden sonra gelenler de okusun. yıllar önce 'askıda gazete' varmış bunu hiç düşünmemiştim. parası olmayanlar da gazete okuyabilsin diye. nerden nereye. şimdi parası kısıtlı olanlar ancak ekmek derdinde.
bir de, vapurdan inenlerden okunmuş gazeteleri toplamaya çalışan yalın ayak çocuklar vardı. "abi gasteler, okunmuş gasteler" diye bağırır, toplayabildikleri okunmuş gazeteleri kadıköy vapur iskelesinin önünde yere sererek, yarı fiyattan satıp ekmek paralarını çıkarırlardı.
bunlar gazete deyince benim aklıma gelenler.
'üzerinde bir önceki güne ait haberler barındıran ve basıldığı anda güncelliğini yitirmiş haber kağıtları' şeklinde tanımlamak da mümkün elbette.
evden çıkıp sahile doğru yürürken, yoldan bir gazete alır koltuğumun altına sıkıştırırdım. sahilde, çayı ucuz, erzincanlı abinin mekanında otururduktan sonra, yoldan geçen simitçiden -acaba temiz midir- veya -kimbilir nerelerde yapılıyor- gibi korkuları aklıma dahi getirmeden, gevrek bir simit alır çayıma katık ederdim.
arkadaşlarla buluşmamıza daha var, rahat rahat gazetemi okurum. hem sonra bulmaca çözülecek. hafta sonu ise gazetenin ekleri de var, renkli renkli magazin ekleri. bir de insan kaynakları, alım satım ilanlarının olduğu seri ilanlar. insan kaynakları kısmı ne kadar kalın ise ekonomi o kadar iyi diye çıkarım yapardım.
martı sesleri, insan gürültüsüne karışır, rüzgar gazeteyi uçurur, deniz kokusu beni kendine çeker, buna ayak altında dolaşan kedilerin miyavlaması da eklenince değme keyfime. ikinci, üçüncü çay, akşam televizyondeki program akışı hatta gazetenin en arka sayfasındaki "alman helga türk erkeklerine bayılıyor" haberi bile okundu. arkadaşım gelmez heralhalde artık. bir işi çıkmıştır mutlaka, akşam evden arar sorarım.
kalkarken gazeteyi de bırakayım ki, benden sonra gelenler de okusun. yıllar önce 'askıda gazete' varmış bunu hiç düşünmemiştim. parası olmayanlar da gazete okuyabilsin diye. nerden nereye. şimdi parası kısıtlı olanlar ancak ekmek derdinde.
bir de, vapurdan inenlerden okunmuş gazeteleri toplamaya çalışan yalın ayak çocuklar vardı. "abi gasteler, okunmuş gasteler" diye bağırır, toplayabildikleri okunmuş gazeteleri kadıköy vapur iskelesinin önünde yere sererek, yarı fiyattan satıp ekmek paralarını çıkarırlardı.
bunlar gazete deyince benim aklıma gelenler.
'üzerinde bir önceki güne ait haberler barındıran ve basıldığı anda güncelliğini yitirmiş haber kağıtları' şeklinde tanımlamak da mümkün elbette.
devamını gör...
4.
yıllar boyu karşısına yeni yeni rakipler türeyen iletişim aracı. radyo çıktığı zaman radyoyla rekabet etmeye başladı. bu zorlu yarışta radyoya üstün geldi. sonra televizyon çıktı, televizyonla mücadeleye girişti ama bu sefer yarış zorlaştı. ama en büyük, en zorlu, en acımasız rakibi eninde sonunda karşısına çıktı. işte o rakip de internet oldu ve en büyük darbeyi vurdu. şimdi elimizdeki telefon, tablet, bilgisayar ekranlarına sığdırdık gazeteleri. bir süre sonra da kağıt işine o çay, sigara tiryakileri gibi gazete tiryakileri olan eski usül azınlık değer vermeye devam ediyor. böyle olunca da çağa ayak uydurmak için gazeteler de zorunlu değişime gittiler. yavaştan yavaştan basılı gazetelerin vefat ilanını verip dijitalleştiler.
internette haber bedava ve her taraftan akıyor. durum böyle olunca da geniş kitle gazeteye para ödeme gereksinimi hissetmiyor. bundan dolayı da gazete işi, günümüzde serum ile yaşatılmaya çalışılıyor. iktidarlar, sermaye grupları, fonlar, resmi ilanlar bu serumu finanse ediyorlar. buna karşılık okurun olmaması veya az miktarda olması önemli de bir sorun.
internette haber bedava ve her taraftan akıyor. durum böyle olunca da geniş kitle gazeteye para ödeme gereksinimi hissetmiyor. bundan dolayı da gazete işi, günümüzde serum ile yaşatılmaya çalışılıyor. iktidarlar, sermaye grupları, fonlar, resmi ilanlar bu serumu finanse ediyorlar. buna karşılık okurun olmaması veya az miktarda olması önemli de bir sorun.
devamını gör...
5.
tarihi kalıntı, bulgu. tarih öncesi insanlar popireus dan incelttikleri yapraklara değişik şekillerde garip başlıklar attıkları ve bunu ülkenin dört bir yanına dağıttıkları düşünülüyor. m.ö 21. yüzyılda kağıdın başına gelen bu olay ile gazete, serüvenine başlamış oluyor.
devamını gör...
6.
okunmak için yazılan , ama üzerinde piknik yapılan , varlığıyla cam silinen, tirajı olan ve belirli günlerde veya hergün yayınlanan matbuat ürünü.
devamını gör...
7.
okumaktan daha çok masa örtüsü görevi gören kağıtlar bütünü. domatesin suyuyla ıslanmış kısımı okurken bi aydınlanma gelir. peynirin düştüğü kısımdaki haberi dikkatle okursunuz. eğer köşe yazısı okumak istiyorsanız üzerinde bir şeyler yiyin.
devamını gör...
8.
okuma alışkanlığının kaybolduğu haber veren kağıtlar bütünü. internetin dört bir yanı sardığı günümüzde hale çıkarılması kağıt israfıdır.
devamını gör...
9.
sayfa başına kaç kuruş düştüğünü hesaplayarak seçtiğim şeydir. ne kadar sayfası çok ve ucuz olursa o kadar çok yemek masası niyetine kullanabiliyorum.
öğrencispor.
öğrencispor.
devamını gör...
10.
her türlü haberi vermek için düzenli basılan yayın.
devamını gör...
11.
televizyonun yaygınlaşması ile pabucu dama atılan haber iletim kaynağı.
siyasa, ekonomi ve kültür başta olmak üzere insanları, toplumu ilgilendiren her konuyla ilgili haber, bilgi, yorum içeren ve günlük olarak ya da belirli kısa zaman aralıklarıyla yayımlanan, belirli boyutu, sayfa sayısı ve düzeni olan yayın olarak tanımlanır.
siyasa, ekonomi ve kültür başta olmak üzere insanları, toplumu ilgilendiren her konuyla ilgili haber, bilgi, yorum içeren ve günlük olarak ya da belirli kısa zaman aralıklarıyla yayımlanan, belirli boyutu, sayfa sayısı ve düzeni olan yayın olarak tanımlanır.
devamını gör...
12.
fransa’da 1631 yılında çıkarılan ilk gazetenin adı “la gazette” dir. kralın tarihçisi reneudot tarafından çıkarılmış. pahalı satıldığı için 5-10 kişi bir araya gelip ortak gazete alıyormuş.
şu gazetenin adı inanılmaz kolpa duruyor.
şu gazetenin adı inanılmaz kolpa duruyor.
devamını gör...
13.
arada sırada alır okurum.
gazete sayfalarının kokusu bile hoşuma gider.
sayfalarını çevirmek, katlayıp paltonun içine koymak...
gazete sayfalarının kokusu bile hoşuma gider.
sayfalarını çevirmek, katlayıp paltonun içine koymak...
devamını gör...
"gazete" ile benzer başlıklar
resmi gazete
10