1.
tehlikeli alarm. adamı sakat eder.
devamını gör...
2.
tıbbi olarak neden olduğunu hala kesinleştirilememiş olgudur. belirli görüşler bulunmaktadır ama net olarak ifade edebilecek ve kayıtlara net "neden" olarak geçirilebilecek bir açıklama henüz mevcut değildir. uyku esnasında, beyinin bazı bölgelerinin harekete geçmesi sonucunda bir ereksiyon oluşabildiği gibi, bazı uzmanlar, gece dolan mesanenin sinir sistemine yaptığı baskı sonucu ereksiyonun oluştuğunu iddia ediyorlar. dolayısıyla idrara çıkmanız gerektiğinde, ötelemeden tuvaletinizi yapmanız önem arz ediyor. zaten tuvaleti bilhassa idrarı tutmak, her iki cinsiyet için de sakıncalıdır.
devamını gör...
3.
ne sallamışsın birader bazı hormonlar gece daha fazla salınıyor binlerce yıldır geceleri uyuyup gündüzleri savaşıyoruz. yok tıbbı bişey yokmuş fikirler net değilmiş. gugula yazsaydın barı gece neden azıyorum diye
devamını gör...
4.
azgınlığa libido ismini buldular da bir rahat etti millet zira gece azdım demek çok köylü oluyordu ama libido öyle mi ah ah.
devamını gör...
5.
ilk insanlar mağaralara saklanıp sosyal hayatlarını orada yaşadığı için tüm cinsel patlamaları da zifiri karanlıkta gerçekleşmekteydi. yani gece karanlığı bizi azgınlığa itmiyor, biz tüm cinsel aktivitelerimizi geceleri ya da gündüz vakti mağara girişi kapatılıp içerisi karanlık olduğu anlarda yaşamışız. bu sebeple de pavlov'un köpeğinden hallice şartlanmış garip bir refleksimiz oluşmuş.
bu şartlı refleks konusunu da biraz daha açmak istiyorum. insanların şu an uyurken rüyalarında düşerek uyanmalarının sebebini de mağara dönemine henüz geçiş yapılmadığı zamanlarda eski insanlar yırtıcılardan korunmak için ağaçlarda uyurmuş ve uyudukları esnada da sürekli ağaçtan düşme vakaları gerçekleşmekteymiş. bu da böyle nesiller boyunca devam ettiği için artık atalarımızdan bize genetik miras kalmış. hatta bunun en net ve aslında farkında olmadan herkesin yaptığı basit bir örneği de insanların evlerinde yatak odalarının ve yataklarının konumlandırma şekilleridir. misal:
evinizin mimarisi az çok böyle diyelm, yatak odanızı hangi numaralı odaya kurardınız?
yatak odanızı seçtiniz diyelim, yatağınızın konumu neresi olurdu peki?
işte dünyanın en net ve atalarımız hakkında en ilginç bilgiyi veren istatistik de tam burada başlıyor. insanların muhtemelen hepsi ya da çoğunluğu yatak odalarını 5 ya da 6 numaralı odaya konumlandırıyor ve yataklarını da 1 ya da 4'e yerleştiriyor. 1'in 4'e göre daha yüksek oran olduğunu da söyleyebilirim. işte bunun asıl nedeni ise insanların uyurken savunmasız oluşu ve aslında mağara döneminde yaşayan insanların mağaraya gelecek tehditlerden en uzakta konumlanmak istemelerinden kaynaklanıyor. yani hiç kimse mağaranın girişine yatıp uyumak istemez çünkü içeriye sızacak tehditin ilk hedefi siz olacaksınız.
bu arada size çok daha ilginç bir istatistik daha vereyim ve bunu duyunca da sebepsiz yere yaptığınız o tercihin altında yatan gerçeği de öğrenmiş olacaksınız. yatak odanızı belirlediniz diyelim, yatağınızı da odanız içinde konumlandırdınız diyelim. peki ayak ucunuz odanın girişine mi bakar yoksa pencereye mi? evet yine kazandığımız o aynı şartlanma geni yüzünden ayaklarımız odanın girişine bakıyor olacaktır. bunun nedeni ise yine aynı. mağara giren avcının saldırısına maruz kalacak olan bölgenin vücuttaki en ölümcül yer olan kafa yerine ayak bölgesi olmasını sağlamak. işte bu derin ve de atalarımıza kadar dayanan farkındasız davranışımızın nedeni ister hayatta kalma içgücüsü deyin, ister en büyük korkumuz deyin ama tam olarak budur. yine arif'in manchester'a attığı golü ararken geldiğim yere bakın. neyse bugünlük bu kadar aydınlanma yeter sanırım.
bu arada paint terk çalışmam için hani bana alkış ^^
bu şartlı refleks konusunu da biraz daha açmak istiyorum. insanların şu an uyurken rüyalarında düşerek uyanmalarının sebebini de mağara dönemine henüz geçiş yapılmadığı zamanlarda eski insanlar yırtıcılardan korunmak için ağaçlarda uyurmuş ve uyudukları esnada da sürekli ağaçtan düşme vakaları gerçekleşmekteymiş. bu da böyle nesiller boyunca devam ettiği için artık atalarımızdan bize genetik miras kalmış. hatta bunun en net ve aslında farkında olmadan herkesin yaptığı basit bir örneği de insanların evlerinde yatak odalarının ve yataklarının konumlandırma şekilleridir. misal:
evinizin mimarisi az çok böyle diyelm, yatak odanızı hangi numaralı odaya kurardınız?
yatak odanızı seçtiniz diyelim, yatağınızın konumu neresi olurdu peki?
işte dünyanın en net ve atalarımız hakkında en ilginç bilgiyi veren istatistik de tam burada başlıyor. insanların muhtemelen hepsi ya da çoğunluğu yatak odalarını 5 ya da 6 numaralı odaya konumlandırıyor ve yataklarını da 1 ya da 4'e yerleştiriyor. 1'in 4'e göre daha yüksek oran olduğunu da söyleyebilirim. işte bunun asıl nedeni ise insanların uyurken savunmasız oluşu ve aslında mağara döneminde yaşayan insanların mağaraya gelecek tehditlerden en uzakta konumlanmak istemelerinden kaynaklanıyor. yani hiç kimse mağaranın girişine yatıp uyumak istemez çünkü içeriye sızacak tehditin ilk hedefi siz olacaksınız.
bu arada size çok daha ilginç bir istatistik daha vereyim ve bunu duyunca da sebepsiz yere yaptığınız o tercihin altında yatan gerçeği de öğrenmiş olacaksınız. yatak odanızı belirlediniz diyelim, yatağınızı da odanız içinde konumlandırdınız diyelim. peki ayak ucunuz odanın girişine mi bakar yoksa pencereye mi? evet yine kazandığımız o aynı şartlanma geni yüzünden ayaklarımız odanın girişine bakıyor olacaktır. bunun nedeni ise yine aynı. mağara giren avcının saldırısına maruz kalacak olan bölgenin vücuttaki en ölümcül yer olan kafa yerine ayak bölgesi olmasını sağlamak. işte bu derin ve de atalarımıza kadar dayanan farkındasız davranışımızın nedeni ister hayatta kalma içgücüsü deyin, ister en büyük korkumuz deyin ama tam olarak budur. yine arif'in manchester'a attığı golü ararken geldiğim yere bakın. neyse bugünlük bu kadar aydınlanma yeter sanırım.
bu arada paint terk çalışmam için hani bana alkış ^^
devamını gör...
6.
(bkz: gece yarısı ekspresi)
devamını gör...
7.
yatın uyuyun olm ne libidosu bu saatte
devamını gör...
8.
gece yarısı, sabaha karşı, sabahın ilk ışıkları, kuşluk vakti, sabah, öğleden önce, öğlen, öğleden sonra, ikindi, akşamüstü, akşam, hava kararmadan, yatsı falan filan hiç farketmiyor bizde o dediğin her daim var.
iyi bi şey mi? değil. yani en azından benim için.
ama var mı? var. yapacak bi şey yok.
oğlum eniyienkötü, yolu yok çekeceksin -neyi? ahaha-
isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.
iyi bi şey mi? değil. yani en azından benim için.
ama var mı? var. yapacak bi şey yok.
oğlum eniyienkötü, yolu yok çekeceksin -neyi? ahaha-
isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.
devamını gör...
9.
bir sabah libidosu değildir, sabah uyanıp daha kafandaki milyon tilki uyanmadan ilkelce hormonlarının dürttüğü üreme iç güdüsü paha biçilemez. hele de bunu gerçekleştirebilirse birey, on bin yüz milyon baloncuk değerinde dopamini kapmış olur.
devamını gör...
10.
ah gece yarısı o meşhur ergenlik zamanları geliyor yani saat gece 12yi geçtikten sonra bir anda herkesin hormonları devreye giriyor sanki içlerinde bir tane mini picasso uyanıyor ama tabii bu picassonun tabloları genellikle en ilginç yerlerde yani telefon ekranında takip edilen pofuduk kedilerle dolu hesabın en son izlenen videonun hemen yanında bir anda canlanıyor. hani bazen tam olarak ne hissettiklerini anlamadan telefonun ekranına dalıp beni niye kimse anlamıyor diye düşünürken bir bakmışsınız birden çok derin bir düşünceye dalmışsınız tabii ki bu derin düşünceler arasında gece yarısı ellerin elleri bulmasıyla bir şekilde o ergenlik isyanı başlıyor birden akla gelen ne yapıyorum ben düşüncesiyle sabah uyandığında kafanda sorular ama unutma gece yarısı hormonlar hakikaten yavaşça çözülmüyor gerçekten bir şeyler oluyor ama sabah yine unutuluyor
devamını gör...