#televizyon dizileri
#final yapan diziler
2009 yılında samanyolut tv'd yayınlanan, her bölümde farklı suçları ve davalarını canlandırılan dizidir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "bir göçmen" tarafından 23.07.2021 23:24 tarihinde açılmıştır.
1.
samanyolu tv'de uzun yıllar yayınlanan mahkeme parodisi. iki bölümden oluşan bu programın ilk adı "aile mahkemesi"yken sonra nedense isim değiştirdiler.
program iki bölümden oluşuyordu: gizli kamera ve duruşma. gizli kameralı bölümde top muhabirle kameramanı, muhbir vatandaş ve dış ses akın altan'daydı. bu bölümün genel seyri şöyle olurdu:
* muhbir vatandaşla görüşüp ihbarı alma veya doğrudan mağdurla karşılaşma (mağdur bir çocuk, yaşlı bir teyze veya amca yahut kaybını arayan biri olabilir, güya muhabir sokakta görmüş ve yardımcı olmaya karar vermiş işte).
* şüpheliyi bulma (genellikle elinde bira şişesi olan erkek veya başı açık bir kadın olan şüpheli olayı kesinlikle reddeder ama muhabir kül yutmazdı).
* feci final (mağdurun başına bir şey gelir, hastanelik olur ve muhabir mağdura dava açması için yardımcı olur, ikinci bölüm başlar).
* tabii dış sesin "biçare" kelimesini iki cümlenin birine yerleştirip, "zalimler vicdansızlar" diye şikayet ettiği kötü adamları da aynı ajitatif üslupla yermesi de allahın emriydi. bir de araya bir iki acıklı türkü döşendi mi, oh...
en önemlisi, tüm bu hengamede muhabir, gizli kamerasını muhbir vatandaşa verir, "bir punduna getirip bunu olaylı eve koyun, sonra görüntüleri delil olacak" derdi, gerçekten de her türlü suç o kameranın önünde işlenir, hd netliğinde ses ve görüntü alınırdı. bu görüntüler delil olurdu.
ikinci bölümse mahkeme stüdyosunda, hakim (aslen avukat) lütfi ural'ın huzurunda geçerdi.
* hakim peşin hükümlü gibi sanıkların her lafında fırça atacak bahane bulurdu.
* davacı ile davalı mutlaka canlı yayında birbirine girer, hakim direkt davalıyı azarlardı.
* sonra hakim mübaşire "yavrum mithat, kaseti oynat" diye delilleri (gizli kamera görüntüleri) tek tek oynattırır, sanıkların "bu ben değilim" "o benden çirkin" gibi kıvırmalarına ve birbirlerini satmalarına yine kızardı.
* nihayet savcıdan mütalaayı alan hakim, sanıklara belli bir süre ceza verir, hırsızlık ve cinayet gibi ağır cezalık fiiller varsa "görevsizlik"le ağır ceza mahkemelerine müzekkere yazar, sanıklara ayrıca cezaevinde angaryayla davacıya bakma cezası verir, üstüne biraz seyircilere vaaz vererek programı kapatırdı.
2009'da başlayan program 2012'ye kadar sürmüştü. 2009 öncesi mahkeme sahneleri "boşanmak istemiyorum" adında boşanma davaları adı altında evlilik sorunlarının işlendiği bir programdı, gizli kameraysa "hayat dersi" adında, kamera kayıtları izletildikten sonra feyizli bir hocanın vaaz verip kötülere irşad ettiği ayrı bir program. bu dönemde de satanist evlat arif efsanedir: https://youtu.be/wdmqy_pzifc
sonradan hâkimi oynayan lütfü amca hakkında dolandırıcılık suçlaması yapılmıştı (tabii artık "ne istediniz de vermedik" dönemiydi): haber.
program iki bölümden oluşuyordu: gizli kamera ve duruşma. gizli kameralı bölümde top muhabirle kameramanı, muhbir vatandaş ve dış ses akın altan'daydı. bu bölümün genel seyri şöyle olurdu:
* muhbir vatandaşla görüşüp ihbarı alma veya doğrudan mağdurla karşılaşma (mağdur bir çocuk, yaşlı bir teyze veya amca yahut kaybını arayan biri olabilir, güya muhabir sokakta görmüş ve yardımcı olmaya karar vermiş işte).
* şüpheliyi bulma (genellikle elinde bira şişesi olan erkek veya başı açık bir kadın olan şüpheli olayı kesinlikle reddeder ama muhabir kül yutmazdı).
* feci final (mağdurun başına bir şey gelir, hastanelik olur ve muhabir mağdura dava açması için yardımcı olur, ikinci bölüm başlar).
* tabii dış sesin "biçare" kelimesini iki cümlenin birine yerleştirip, "zalimler vicdansızlar" diye şikayet ettiği kötü adamları da aynı ajitatif üslupla yermesi de allahın emriydi. bir de araya bir iki acıklı türkü döşendi mi, oh...
en önemlisi, tüm bu hengamede muhabir, gizli kamerasını muhbir vatandaşa verir, "bir punduna getirip bunu olaylı eve koyun, sonra görüntüleri delil olacak" derdi, gerçekten de her türlü suç o kameranın önünde işlenir, hd netliğinde ses ve görüntü alınırdı. bu görüntüler delil olurdu.
ikinci bölümse mahkeme stüdyosunda, hakim (aslen avukat) lütfi ural'ın huzurunda geçerdi.
* hakim peşin hükümlü gibi sanıkların her lafında fırça atacak bahane bulurdu.
* davacı ile davalı mutlaka canlı yayında birbirine girer, hakim direkt davalıyı azarlardı.
* sonra hakim mübaşire "yavrum mithat, kaseti oynat" diye delilleri (gizli kamera görüntüleri) tek tek oynattırır, sanıkların "bu ben değilim" "o benden çirkin" gibi kıvırmalarına ve birbirlerini satmalarına yine kızardı.
* nihayet savcıdan mütalaayı alan hakim, sanıklara belli bir süre ceza verir, hırsızlık ve cinayet gibi ağır cezalık fiiller varsa "görevsizlik"le ağır ceza mahkemelerine müzekkere yazar, sanıklara ayrıca cezaevinde angaryayla davacıya bakma cezası verir, üstüne biraz seyircilere vaaz vererek programı kapatırdı.
2009'da başlayan program 2012'ye kadar sürmüştü. 2009 öncesi mahkeme sahneleri "boşanmak istemiyorum" adında boşanma davaları adı altında evlilik sorunlarının işlendiği bir programdı, gizli kameraysa "hayat dersi" adında, kamera kayıtları izletildikten sonra feyizli bir hocanın vaaz verip kötülere irşad ettiği ayrı bir program. bu dönemde de satanist evlat arif efsanedir: https://youtu.be/wdmqy_pzifc
sonradan hâkimi oynayan lütfü amca hakkında dolandırıcılık suçlaması yapılmıştı (tabii artık "ne istediniz de vermedik" dönemiydi): haber.
devamını gör...