giresun diyince akla gelenler

türküsünü bırakayım; giresun denince aklıma ilk gelendir.

"giresun'un içinde iki sokak arası
altı kurşun attılar üç de bıçak yarası
vuruldun düştün yere gidemedim uzağa
ne edelim feridem düşürdüler tuzağa"

algida dondurmanın ülkemize yeni geldiği günlerde, dondurmanın ana toptancısı şikayetçidir. "bugüne kadar şu alcidayı foğru söyleyen çıkmadı. algida algida. ilk doğru telaffuz eden bayiye iki koli dondurma bedava vereceğim. haberiniz olsun"
bir süre geçer. bir sabah telefon çalar, bölge bayisi sabah olduğu için kendisi açar. bir adam
"aloow bana bir koli alcida dondurma gönderin" der. adam kulaklarına inanamaz. "ne diyorsun"der. "alcida dondurma deyrum" diye derdini anlatır. "beyefendi biliyor musunuz, tam iki koli bedava dondurma kazandınız. hemen adresinize yollatıyprum. nereden arıyorsunuz?"
cevap "ciresunda arayrum.

(bkz: tin patrida mou ehasa)
(bkz: gemiler giresun'e)

ikisi de aynı türkü aslında, yunanca olanı aslolan ama önemli değil. ikisi de çok dertlidir kendine göre.
tin patrida mehasa

gemiler giresun'e / okan murat öztürk

giresun geliyor.. ( başka bir şey mi gelmesi gerekiyor du.. )

annemin memleketi ve hiç beklemediğim bir şekilde düğünüm burada oldu hahaha

çotanak ve çavuşlu ekmeği.