1.
aklıma fikirlerin üşüsmesiyle yapabilir miyim acaba dedirten ama bir türlü harekete geçmediğim başka dünyadır.
devamını gör...
2.
ucurumdan atlayip, yari yolda belki ucabilirim diye dusunmektir.
egitim hayatim iyi okullar ve bolumlerde gecti, iyi bir iste calisma imkanimda oldu ama beni cok sarmadi bu mecralar. para konusunda da , para hicbir zaman ana motivasyon kaynagim olmadi. yanlis anlasilmasin, para kazanmaya asigim ama bunu becerebilmek hosuma giden, para sadece sonuc.
neyse 4 yil once, guneydogu asyada bir ulkeye tasinip atildigim durum. bir cok sey yaptim suana kadar, battim ciktim hala devam ediyorum. sonum ne olur bilmiyorum. belkide bu bilinmezlik beni hirslandiriyor.
bakalim ne olacak.
egitim hayatim iyi okullar ve bolumlerde gecti, iyi bir iste calisma imkanimda oldu ama beni cok sarmadi bu mecralar. para konusunda da , para hicbir zaman ana motivasyon kaynagim olmadi. yanlis anlasilmasin, para kazanmaya asigim ama bunu becerebilmek hosuma giden, para sadece sonuc.
neyse 4 yil once, guneydogu asyada bir ulkeye tasinip atildigim durum. bir cok sey yaptim suana kadar, battim ciktim hala devam ediyorum. sonum ne olur bilmiyorum. belkide bu bilinmezlik beni hirslandiriyor.
bakalim ne olacak.
devamını gör...
3.
başarılı çocukların kanseridir. özellikle tozlanmış bir tabirle orta sınıf memur ailelerin çocuklar hele bir de başarılılarsa belli bir süre sonra aileleri başarıya karşı duyarsızlaşır ve normalleştirir. böyle ailelerde yaşayan çocuklar başarı endeksli yaşam standartlarını düşürmemek adına içlerinde ukde kalan bir sürü şeyi başarısız olma ihtimallerinde gerçekleştiremez girişimcilik de bunlardan biridir. hele de devlet memuru bir ailenin çocuğuysanız çok hayalperest olduğunuz ve kpssye girmeniz tavsiye edilir
devamını gör...
4.
her insan hayal kuruyor ama sadece birkaçı iş bitirebiliyor. güney afrika cumhuriyetine kaç tane türkün iş yapacağız diye geldiğini görmeniz lazım. ama çoğu bir kaç ay sonra buralar iyi değil yaa deyip, çekip gidiyor. ama kimiside işi becerebiliyor, biraz tecrübe ve karakter işi herkes yapamıyor. birde bizim türklerin lafını, tecrübelerini dinlemek lazım ama her türkün çok iş bilir gibi konuştuğunuda aklınızda bulunsun.
güney afrika'ya gidenler bilir, pencere ve kapı çerçeveleri genelde alüminyumdur. pvc ustası bir türk arkadaş geldi ve bu işi burada yapacağını söyleyince türklerin kimisi burada bu iş olmaz, burada alüminyum çerçeve kullanıyor millet, boşuna paranı harcama... dediler. adam bildiğini yaptı ve beyazların birkaç site inşaatını yaptıktan sonra işleri iyice açıldı ve şimdi paraya para demiyor. ama tabi dediğim gibi batan örnekler daha çok oluyor.
güney afrika'ya gidenler bilir, pencere ve kapı çerçeveleri genelde alüminyumdur. pvc ustası bir türk arkadaş geldi ve bu işi burada yapacağını söyleyince türklerin kimisi burada bu iş olmaz, burada alüminyum çerçeve kullanıyor millet, boşuna paranı harcama... dediler. adam bildiğini yaptı ve beyazların birkaç site inşaatını yaptıktan sonra işleri iyice açıldı ve şimdi paraya para demiyor. ama tabi dediğim gibi batan örnekler daha çok oluyor.
devamını gör...
5.
amerikan rüyası düşüncesi ile birlikte artan bir iş alanıdır.
eğer gerçekten yeni ve orijinal fikirleriniz ve yeterli sermayeniz var ise tam size göredir.
yüksek risklidir kişiyi vezir de eder rezil de eder.
eğer gerçekten yeni ve orijinal fikirleriniz ve yeterli sermayeniz var ise tam size göredir.
yüksek risklidir kişiyi vezir de eder rezil de eder.
devamını gör...
6.
türkiye'de biraz farklı algınan kavramların başlarında gelir. kendimce yanlış algınan kısımlarını madde madde listeleyeyim:
1- girişimcilik sıfırdan olur algısı.
sanırım en büyük hatalardan biri bu. girişimcilik sıfırdan iş kurmak olarak algılanıyor çoğu zaman. girişimci var olan/işleyen bir işi de devralabilir, ortak olabilir. belki de hayalinizdeki işi birisi yapıyor ve hatta ortak arıyor. insanların algısı çoğu zaman sıfırdan kurmak olarak işlediği için bu kısımlara bakılmıyor bile.
2- başarılı olan işlerin sadece sonucunu görme
değişik bir başlık oldu ama daha farklı anlatmak zor. en bilinen örneklerden birini vereyim: (bkz: elon musk). "adam tesla/spacex/starlink yaptı abi büyük girişimci." evet büyük girişimci ama elon bir gün durup düşünürken "ya bi' elektrikli araba yapayım" demedi. 9 yaşında ilk oyunun kodlayıp 500 dolara satan birinden ilk büyük projesini yaklaşık 380 milyon dolara satan bir yazılımcıdan bahsediyoruz. her şeyin altında büyük bir tecrübe, geçmiş ve bilgi birikimi var.
en büyük sorunlarımızdan biri sonuca odaklanmak, oraya gelene kadar başarı ve başarısızlıklarla dolu serüveni kimse görmüyor, görmek istemiyor, merak etmiyor.
3- kısa zamanda başarı/para/sükse beklentisi
bildiğim bir sektörden örnek vereceğim. tek kişi bir oyun yaptı: (bkz: stardew valley) aranızda belki bilenler vardır. yaklaşık 34 milyon dolar kazandı(şu ana kadar-günden güne artıyor). şimdi bu projeye bakan insanlar "5 arkadaş toplanırız, 6 ayda yaparız, milyonluk oluruz" diye düşünüyor genelde. düşünce güzel de gerçek nedir? bu proje 4 yılda günde 12 saat çalışarak geliştirilmiş yani tam zamanlı iş gibi. düşünün gelir yok ve 4 sene tam zamanlı olarak çalışılıyor. peki bunun sebebi nedir? adanmışlık ya da inanmışlık diyerek klişelere girmeyelim. projenin prototipi bittiğinde geliştirici dostumuz bir "community" oluşturuyor. geri bildirimleri topluyor. bakıyor ki insanlar bu oyunu almaya talip, bitmesini bekliyorlar o da geliştirmeye ve gelişmeleri paylaşmaya devam ediyor. böylelikle proje hayata geçmeden önce bile küçük de olsa kitlesini yaratıyor.
4- bilgi ve araştırma eksikliği
bu sanırım okumayı ve araştırmayı çok sevmiyor olmamızla alakalı. çoğumuzun başına gelmiştir. bir arkadaşımız ya da yakınımız gelir, kafasındaki bir işten bahseder ama bu işten 50 tane yapılmış ve tutmuşu vardır zaten.
"abi bi fikir geldi aklıma. sms atmaya gerek yok artık, bi program yapıcaz internet üzerinden mesajlaşıcaz." inanılmazsın gerçekten kardeşim nasıl aklına geldi böyle bir proje ya? akıl alır gibi değil.
geyik bir yana cidden bu konuda eksiklerimiz var. bir iş yapacaksak önce kim ne yapmış? nasıl yapmış? kar mı etmiş? zarar mı etmiş? batmış mı? talep var mı? arz ne durumda? bütün bu sorulara cevap arayarak başlamalıyız. piyasa analizi ve fizibilitesi yapılmamış projelerin çoğunluğu yok olmaya mahkumdur.
bir de (bkz: toplam kalite yönetimi) var ama o konu derya deniz. onu kendi başlığında inceleriz.
1- girişimcilik sıfırdan olur algısı.
sanırım en büyük hatalardan biri bu. girişimcilik sıfırdan iş kurmak olarak algılanıyor çoğu zaman. girişimci var olan/işleyen bir işi de devralabilir, ortak olabilir. belki de hayalinizdeki işi birisi yapıyor ve hatta ortak arıyor. insanların algısı çoğu zaman sıfırdan kurmak olarak işlediği için bu kısımlara bakılmıyor bile.
2- başarılı olan işlerin sadece sonucunu görme
değişik bir başlık oldu ama daha farklı anlatmak zor. en bilinen örneklerden birini vereyim: (bkz: elon musk). "adam tesla/spacex/starlink yaptı abi büyük girişimci." evet büyük girişimci ama elon bir gün durup düşünürken "ya bi' elektrikli araba yapayım" demedi. 9 yaşında ilk oyunun kodlayıp 500 dolara satan birinden ilk büyük projesini yaklaşık 380 milyon dolara satan bir yazılımcıdan bahsediyoruz. her şeyin altında büyük bir tecrübe, geçmiş ve bilgi birikimi var.
en büyük sorunlarımızdan biri sonuca odaklanmak, oraya gelene kadar başarı ve başarısızlıklarla dolu serüveni kimse görmüyor, görmek istemiyor, merak etmiyor.
3- kısa zamanda başarı/para/sükse beklentisi
bildiğim bir sektörden örnek vereceğim. tek kişi bir oyun yaptı: (bkz: stardew valley) aranızda belki bilenler vardır. yaklaşık 34 milyon dolar kazandı(şu ana kadar-günden güne artıyor). şimdi bu projeye bakan insanlar "5 arkadaş toplanırız, 6 ayda yaparız, milyonluk oluruz" diye düşünüyor genelde. düşünce güzel de gerçek nedir? bu proje 4 yılda günde 12 saat çalışarak geliştirilmiş yani tam zamanlı iş gibi. düşünün gelir yok ve 4 sene tam zamanlı olarak çalışılıyor. peki bunun sebebi nedir? adanmışlık ya da inanmışlık diyerek klişelere girmeyelim. projenin prototipi bittiğinde geliştirici dostumuz bir "community" oluşturuyor. geri bildirimleri topluyor. bakıyor ki insanlar bu oyunu almaya talip, bitmesini bekliyorlar o da geliştirmeye ve gelişmeleri paylaşmaya devam ediyor. böylelikle proje hayata geçmeden önce bile küçük de olsa kitlesini yaratıyor.
4- bilgi ve araştırma eksikliği
bu sanırım okumayı ve araştırmayı çok sevmiyor olmamızla alakalı. çoğumuzun başına gelmiştir. bir arkadaşımız ya da yakınımız gelir, kafasındaki bir işten bahseder ama bu işten 50 tane yapılmış ve tutmuşu vardır zaten.
"abi bi fikir geldi aklıma. sms atmaya gerek yok artık, bi program yapıcaz internet üzerinden mesajlaşıcaz." inanılmazsın gerçekten kardeşim nasıl aklına geldi böyle bir proje ya? akıl alır gibi değil.
geyik bir yana cidden bu konuda eksiklerimiz var. bir iş yapacaksak önce kim ne yapmış? nasıl yapmış? kar mı etmiş? zarar mı etmiş? batmış mı? talep var mı? arz ne durumda? bütün bu sorulara cevap arayarak başlamalıyız. piyasa analizi ve fizibilitesi yapılmamış projelerin çoğunluğu yok olmaya mahkumdur.
bir de (bkz: toplam kalite yönetimi) var ama o konu derya deniz. onu kendi başlığında inceleriz.
devamını gör...
7.
bir tübitak 1512 programı girişimcisi olarak içinde bulunduğum, yeni bir işe girişen kimsenin yaptığı eylem denebilir. önbaşvuruyu geçtim. şimdi sırada asıl başvurular var. sonuçlar nisan'da belli olacak, burayı editleyeceğim. hadi bakalım.
hiç uzatmadan sonucu yazayım: iş fikrim proje ürününün ticarileşme potansiyelinin düşük olmasından dolayı reddedildi. yani bana söylenen bu fakat ben sunumdan sonra soru cevap kısmında hakemlerle tartıştığım için reddedildiğine eminim. sonuçta pandemi dönemindeyiz ve proje çıktısı ürün hasta odası dezenfeksiyonunda kullanılacak bir gaz sirkülasyon sistemi. şimdi satmayacak da ne zaman satacaktı ki?
7 hakemin 3'üyle ses tonunu yükseltmeye kadar varan tartışmalar yapıyorsan, sunumun biter bitmez "kesin reddedilecek" dersin. sonuç da pek sürpriz olmaz.
programa hazırlanırken teknopark'ta görevli akademisyenlerden bir tanesi "bürokrasi yazılım gibidir. işlemesi için, istenilen şeyi doğru yerde, doğru komutlarla yapmak zorundasındır. her şeyin sadece istenildiği kadarını yaparsan sonuca ulaşabilirsin" demişti.
esasında doğru fakat bana göre eksik bir önerme. pekâla bürokraside, niyetlendiğin işin niteliği "bürokrat egosu" faktörüyle bozulabilir.
neyse, olmuşla ölmüşe çare yok derler. iş fikrim sermaye desteği alamadı.
ekibim ve ben yaklaşık 4-5 ay boyunca literatür tarama, proje yazma, sunum yapma gibi çeşitli konularda eğitim aldık. yoğun, yorucu ve uzun bir süreçti. yine de program bittiğinde başladığımız yerden daha ileride olduğumuz aşikârdı. bu yüzden boşa vakit harcamış gibi hissetmedim hiç. muhtemelen seneye başka bir fikirle tekrar başvuracağım. karanlık bir odaya girip 24 saat düşünsem dünyanın fikrini çıkartırım herhalde. o yüzden, mesele fikir bulmak değil. mesele en kısa sürede en çok verim alabileceğin fikri bulabilmek.
hiç uzatmadan sonucu yazayım: iş fikrim proje ürününün ticarileşme potansiyelinin düşük olmasından dolayı reddedildi. yani bana söylenen bu fakat ben sunumdan sonra soru cevap kısmında hakemlerle tartıştığım için reddedildiğine eminim. sonuçta pandemi dönemindeyiz ve proje çıktısı ürün hasta odası dezenfeksiyonunda kullanılacak bir gaz sirkülasyon sistemi. şimdi satmayacak da ne zaman satacaktı ki?
7 hakemin 3'üyle ses tonunu yükseltmeye kadar varan tartışmalar yapıyorsan, sunumun biter bitmez "kesin reddedilecek" dersin. sonuç da pek sürpriz olmaz.
programa hazırlanırken teknopark'ta görevli akademisyenlerden bir tanesi "bürokrasi yazılım gibidir. işlemesi için, istenilen şeyi doğru yerde, doğru komutlarla yapmak zorundasındır. her şeyin sadece istenildiği kadarını yaparsan sonuca ulaşabilirsin" demişti.
esasında doğru fakat bana göre eksik bir önerme. pekâla bürokraside, niyetlendiğin işin niteliği "bürokrat egosu" faktörüyle bozulabilir.
neyse, olmuşla ölmüşe çare yok derler. iş fikrim sermaye desteği alamadı.
ekibim ve ben yaklaşık 4-5 ay boyunca literatür tarama, proje yazma, sunum yapma gibi çeşitli konularda eğitim aldık. yoğun, yorucu ve uzun bir süreçti. yine de program bittiğinde başladığımız yerden daha ileride olduğumuz aşikârdı. bu yüzden boşa vakit harcamış gibi hissetmedim hiç. muhtemelen seneye başka bir fikirle tekrar başvuracağım. karanlık bir odaya girip 24 saat düşünsem dünyanın fikrini çıkartırım herhalde. o yüzden, mesele fikir bulmak değil. mesele en kısa sürede en çok verim alabileceğin fikri bulabilmek.
devamını gör...
8.
9.
hadi bakalım bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete .
devamını gör...
10.
türleri olan faaliyet.
girişimci girişimcilik, çevreci girisimcilik, yenilikçi girişimcilik, orijinal girişimcilik diye diye uzayıp gidiyor.
kısacası ekonominin itici gücü olan faaliyetlerdir.
girişimci girişimcilik, çevreci girisimcilik, yenilikçi girişimcilik, orijinal girişimcilik diye diye uzayıp gidiyor.
kısacası ekonominin itici gücü olan faaliyetlerdir.
devamını gör...
11.
özellikle devlet memurlarının çok büyük heves ettiği kavram. nedenini bir türlü anlayamadım.
bu arkadaşlar kendi başlarına asla girişmezler tabii böyle işlere. işleyen tezgahlara ortak olmaya veya işleyeğine çok inandıkları girişimlere ucundan hissedar olmaya çalışırlar.
son sıralar ne zaman bir kamu personeli arkadaşımla görüşsem, neler yaptın yapıyorsun faslından sonra muhakkak duyarım bu cümleyi: "e biz de ortak olalım o işe." arkadaş dedim ya; "lan sen ne katacaksın bu işe? ortaya ne koyacaksın da ortak olacaksın?" denmiyor. yumuşatıp söylüyorum yine de, yanıt her zaman aynı: "birikmişim var 20-30 bin lira, arkadaşlardan borç da alırım biraz hisse verirsin artık ehehehe."
milletin tezgahına ortak olmaya çalışacağınıza gidip iddia, rulet filan oynayın birikmişinizle lütfen. can sıkmayın.
bu arkadaşlar kendi başlarına asla girişmezler tabii böyle işlere. işleyen tezgahlara ortak olmaya veya işleyeğine çok inandıkları girişimlere ucundan hissedar olmaya çalışırlar.
son sıralar ne zaman bir kamu personeli arkadaşımla görüşsem, neler yaptın yapıyorsun faslından sonra muhakkak duyarım bu cümleyi: "e biz de ortak olalım o işe." arkadaş dedim ya; "lan sen ne katacaksın bu işe? ortaya ne koyacaksın da ortak olacaksın?" denmiyor. yumuşatıp söylüyorum yine de, yanıt her zaman aynı: "birikmişim var 20-30 bin lira, arkadaşlardan borç da alırım biraz hisse verirsin artık ehehehe."
milletin tezgahına ortak olmaya çalışacağınıza gidip iddia, rulet filan oynayın birikmişinizle lütfen. can sıkmayın.
devamını gör...
12.
çok büyük bir çoğunluk tarafından, kripto para ve borsacılık terimi yerine kullanılmasına rağmen bunun çok ötesi olduğunu öğrendiğim terim.
net, amerikan rüyasıdır. her iş zordur, her iş için çalışmak gerekir. büyük paralar da uzun ve disiplinli çalışmalar ve büyük stresle başa çıkmak ile elde edilebilir ancak.
bildiğim iki genç var, youtube üzerinden bu amerikan rüyasına nasıl kapıldıklarını paylaşan.*
daha hayata başlamamışlar gibi resmen ama girişimciliktir tutturup baba parası yiyorlar; girişimci olduklarını söyleyip sadece oturdukları yerden, internetten dijital satış ve borsa işleri ile uğraşıyorlar.
bunlar size göre değil gençler, boş hayaller. kolay yoldan para kazanmak imkânsızdır. siz önce bir işte uzamanlaşın, sermaye edinebilecek kıvama gelin, sonra girişimci olabilirsiniz. aksi mümkün değil.
saçma sapan heveslere kapılmayın. bu girişimcilik denen şey aslında sizin için bir tembellik. çok uğraşmadan, büyüklerinizin geçtiği yollardan ve zorluklardan geçmeden büyük paralar; olarak algıladınız bu işi ama öyle bir şey yok. çok hevesli iseniz bu işlere gidip ekonomi okuyun, dil öğrenin; sonra.
net, amerikan rüyasıdır. her iş zordur, her iş için çalışmak gerekir. büyük paralar da uzun ve disiplinli çalışmalar ve büyük stresle başa çıkmak ile elde edilebilir ancak.
bildiğim iki genç var, youtube üzerinden bu amerikan rüyasına nasıl kapıldıklarını paylaşan.*
daha hayata başlamamışlar gibi resmen ama girişimciliktir tutturup baba parası yiyorlar; girişimci olduklarını söyleyip sadece oturdukları yerden, internetten dijital satış ve borsa işleri ile uğraşıyorlar.
bunlar size göre değil gençler, boş hayaller. kolay yoldan para kazanmak imkânsızdır. siz önce bir işte uzamanlaşın, sermaye edinebilecek kıvama gelin, sonra girişimci olabilirsiniz. aksi mümkün değil.
saçma sapan heveslere kapılmayın. bu girişimcilik denen şey aslında sizin için bir tembellik. çok uğraşmadan, büyüklerinizin geçtiği yollardan ve zorluklardan geçmeden büyük paralar; olarak algıladınız bu işi ama öyle bir şey yok. çok hevesli iseniz bu işlere gidip ekonomi okuyun, dil öğrenin; sonra.
devamını gör...
13.
türkiye standartların da maalesef ki yeteri kadar girişimci olunamıyor.
devamını gör...
14.
sanırım benden asla çıkmayacak olan hede. bir iş yapacaksam atacağım adımı 10 kere etrafımdakilere doğrulatmaya çalışırım. kısa adım atayım ama doğru adım atayım kafası var bende. bu da girişimci ruha çok ters düşüyor işte.
devamını gör...
15.
içi en boş yüksek lisans programlarindan biri.
devamını gör...