#ödüllü filmler
türkçe adı: aklım karıştı
susanna kaysen'in aynı adlı kitabından uyarlanan 1999 abd yapımı filmdeki performansından dolayı angelina jolie oscar ödülüne layık görülmüştür. susanna adlı 18 yaşındaki genç kadın, aşırı doz ilaç alarak intihara teşebbüs ettiğinden kendi isteği ile akıl hastanesine yatar. ancak kanundaki boşluktan dolayı çıkmak istese de çıkamaz. orada bir grup genç kadınla arkadaş olur.
susanna kaysen'in aynı adlı kitabından uyarlanan 1999 abd yapımı filmdeki performansından dolayı angelina jolie oscar ödülüne layık görülmüştür. susanna adlı 18 yaşındaki genç kadın, aşırı doz ilaç alarak intihara teşebbüs ettiğinden kendi isteği ile akıl hastanesine yatar. ancak kanundaki boşluktan dolayı çıkmak istese de çıkamaz. orada bir grup genç kadınla arkadaş olur.
*abd akademi ödülleri (2000) - yardımcı rolde en iyi kadın oyuncu [angelina jolie]
*altın küre (2020) - bir sinema filminde yardımcı rolde en iyi kadın oyuncu performansı [angelina jolie]
*gişe rekortmeni eğlence ödülleri (2000) - gişe rekortmeni eğlence ödülü: favori yardımcı kadın oyuncu [angelina jolie]
*santa barbara uluslararası film festivali (2020) - ruby ödülü [whoopi goldberg]
*sinema oyuncuları birliği ödülleri (2000) - yardımcı rolde kadın oyuncu tarafından üstün performans [angelina jolie]
film toplam 9 ödüle sahiptir.
*altın küre (2020) - bir sinema filminde yardımcı rolde en iyi kadın oyuncu performansı [angelina jolie]
*gişe rekortmeni eğlence ödülleri (2000) - gişe rekortmeni eğlence ödülü: favori yardımcı kadın oyuncu [angelina jolie]
*santa barbara uluslararası film festivali (2020) - ruby ödülü [whoopi goldberg]
*sinema oyuncuları birliği ödülleri (2000) - yardımcı rolde kadın oyuncu tarafından üstün performans [angelina jolie]
film toplam 9 ödüle sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "editör" tarafından 30.09.2023 13:43 tarihinde açılmıştır.
1.
1999 yapımı james mangold filmi . alman yapımıdır . türkiye ' de gösterime girmemiştir . ( nedenini bilmiyorum ama fragmanları yayımlanmış bilen varsa beni de bilgilendirirse sevinirim. ) .
film 1960 larda bir akıl hastanesinde geçiyor. o yıllarda akıl hastaneleri ne durumdaydı hastalara nasıl davranılıyordu bunlara dayanan başrollerini angelina jolie ve winona ryder ' ın paylaştığı etkileyici filmlerden . ayrıca jolie'ye en iyi yardımcı kadın oyuncu oscar'ını kazandırmış filmdir ve bu kendisinin tek oscarıdır . filmin psikolojik açıdan rahatsız edici yönlerinin olduğunu söylemek gerek çünkü işlenen temalar arasında uyuşturucu, intihara eğilim, teşebbüs ve intihar var. birçok psikolojik rahatsızlığıda öğrenebileceğiniz aynı zamanda ufuk açıcıda bir film. ve söylemeden geçemeyeceğim angelina hanım filmde o kadar güzel ki o serseri havası konuşması saçları öylesine etkileyici ki filmi seytettiğimde kendisini hayran hayran izlemeye dalmaktan filmi habire geri sarıyordum.winona ryder ayrı bir güzellik ve oyunculuk performansı sunmuş bizlere . bu filmi izleyene kadar kendisinin en sevdiğim filmi " edward makas eller " filmiydi ama girl interrupted ( türkçeye "aklım karıştı " olarak çevrilmiştir .) yeni favorim oldu. içerdiği şiddet ögelerinden ötürü ( +18 sayılabilecek , bunu belirteyim ) bu filmi izlemeden fragmanına göz atmanızı öneririm . iyi seyirler
angelina hanımefendinin 2 tane oscar'ı varmış. yanlış olmuş affola.
her sene oscar ödüllerini düzenleyen sinema sanatları ve bilimi akademisi, ünlü yıldız angelina jolie'ye dünya çapında gönüllü olarak yaptığı insani yardımlar için jean hersholt hayırseverlik onur ödülü verildi
film 1960 larda bir akıl hastanesinde geçiyor. o yıllarda akıl hastaneleri ne durumdaydı hastalara nasıl davranılıyordu bunlara dayanan başrollerini angelina jolie ve winona ryder ' ın paylaştığı etkileyici filmlerden . ayrıca jolie'ye en iyi yardımcı kadın oyuncu oscar'ını kazandırmış filmdir ve bu kendisinin tek oscarıdır . filmin psikolojik açıdan rahatsız edici yönlerinin olduğunu söylemek gerek çünkü işlenen temalar arasında uyuşturucu, intihara eğilim, teşebbüs ve intihar var. birçok psikolojik rahatsızlığıda öğrenebileceğiniz aynı zamanda ufuk açıcıda bir film. ve söylemeden geçemeyeceğim angelina hanım filmde o kadar güzel ki o serseri havası konuşması saçları öylesine etkileyici ki filmi seytettiğimde kendisini hayran hayran izlemeye dalmaktan filmi habire geri sarıyordum.winona ryder ayrı bir güzellik ve oyunculuk performansı sunmuş bizlere . bu filmi izleyene kadar kendisinin en sevdiğim filmi " edward makas eller " filmiydi ama girl interrupted ( türkçeye "aklım karıştı " olarak çevrilmiştir .) yeni favorim oldu. içerdiği şiddet ögelerinden ötürü ( +18 sayılabilecek , bunu belirteyim ) bu filmi izlemeden fragmanına göz atmanızı öneririm . iyi seyirler
angelina hanımefendinin 2 tane oscar'ı varmış. yanlış olmuş affola.
her sene oscar ödüllerini düzenleyen sinema sanatları ve bilimi akademisi, ünlü yıldız angelina jolie'ye dünya çapında gönüllü olarak yaptığı insani yardımlar için jean hersholt hayırseverlik onur ödülü verildi
devamını gör...
2.
türkçeye aklım karıştı diye aktardıkları 1999 yapımı film. yönetmen james mangold. aynı isimli kitaptan uyarlanan film bi ton ödül almış, başrolleri de angelina jolie ve winona ryder paylaşıyor.
seneler önce en yakın arkadaşımın ısrarı ile izleyip sevmemiştim. geçenlerde netflixte görünce tekrar izledim, bu sefer sevdim.
spoilerlı olabilir, biraz dağınık bi yazı oluyor.
kendisine zarar vermesiyle genç bir kadın hastaneye kaldırılıyor. susanna burada her şeyden önce, dışarıdaki dünyanın saldırganlığından azade, fanus içinde bir yaşam deneyimliyor. hastanenin en esaslı zorbası lisa ile de arkadaşlık kuruyor.
bir gece hastane doktorunun odasına sinsice sızmaları ile, kendi dosyalarına göz atma fırsatı buluyorlar. biz de kime ne teşhis konmuş bu vesileyle öğrenmiş oluyoruz.
ana karakterimiz susanna'da borderline kişilik bozukluğu varmış. lisa sosyopatmış. georgina depresyondan muzdaripmiş. pollyi bilemedim o küçükken evini yakmış ve büyümediği ve henüz yanmadığı mutlu günlerde kalmış bi şekilde. ismini hatırlamadığım bi kız anoreksikti. bi tane de sadece tavuk yiyen kız vardı. onun olayı çok ilginçti. teşhisi neydi bilmiyorum.
borderline kişilik bozukluğu olan birinin bi sosyopatın dostluğunu ve onayını istemesi tamam. bi süre birbirlerini dürterek bu arkadaşlığı da sürdürüyorlar zaten. ama hastabakıcılardan birinin susanna'ya söylediği şey biraz epik "sen hasta değilsin. gerçek yaşamın yükümlülüklerinden kaçmaya çalışan şımarık bi kızsın."
bi hastabakıcının bi hastaya böyle yaklaşması ne kadar etik tartışırız ama bu cümle galiba hepimizin bi noktaya susannaya söylemek istediği şey oluyor filmde.
lisa ile hastaneden kaçmaları ikilinin arkadaşlığındaki en büyük çatışma zira bu süreçte tavuk yiyen kız intihar ediyor. susanna polislere haber verirken lisa kızın cesedinin cebindeki parayı alıp kaçıyor. bir süre ortalıkta görünmüyor. susanna hem bu ölümden lisa'yı suçluyor hem de lisa'yı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor ama günün sonunda lisa'nın olmadığı bir dünyada tedavi olmayı mantıklı buluyor.
susanna'nın taburcu edilmesine pek de bir vakit kalmamışken lisa yakalanarak hastaneye getiriliyor. ancak ikili aynı kısıma verilmiyor bu kez. ne var ki bir gece lisa ve diğerleri daha önce hep beraber yaptıkları gibi, hastabakıcıları uyutup bir araya geliyorlar ve bu kez susanna'nın günlüğünü seçiyorlar okumak için. kişisel yaşamı ve kendileri hakkındaki düşünceleri okunurken susanna'nın onları basması ile lisa ile sonunda bi yüzleşme yaşanıyor.
anladığım kadarıyla kitabın türkçe çevirisi yapılmamış. ingilizcesini bulup okumak niyetindeyim.
seneler önce en yakın arkadaşımın ısrarı ile izleyip sevmemiştim. geçenlerde netflixte görünce tekrar izledim, bu sefer sevdim.
spoilerlı olabilir, biraz dağınık bi yazı oluyor.
kendisine zarar vermesiyle genç bir kadın hastaneye kaldırılıyor. susanna burada her şeyden önce, dışarıdaki dünyanın saldırganlığından azade, fanus içinde bir yaşam deneyimliyor. hastanenin en esaslı zorbası lisa ile de arkadaşlık kuruyor.
bir gece hastane doktorunun odasına sinsice sızmaları ile, kendi dosyalarına göz atma fırsatı buluyorlar. biz de kime ne teşhis konmuş bu vesileyle öğrenmiş oluyoruz.
ana karakterimiz susanna'da borderline kişilik bozukluğu varmış. lisa sosyopatmış. georgina depresyondan muzdaripmiş. pollyi bilemedim o küçükken evini yakmış ve büyümediği ve henüz yanmadığı mutlu günlerde kalmış bi şekilde. ismini hatırlamadığım bi kız anoreksikti. bi tane de sadece tavuk yiyen kız vardı. onun olayı çok ilginçti. teşhisi neydi bilmiyorum.
borderline kişilik bozukluğu olan birinin bi sosyopatın dostluğunu ve onayını istemesi tamam. bi süre birbirlerini dürterek bu arkadaşlığı da sürdürüyorlar zaten. ama hastabakıcılardan birinin susanna'ya söylediği şey biraz epik "sen hasta değilsin. gerçek yaşamın yükümlülüklerinden kaçmaya çalışan şımarık bi kızsın."
bi hastabakıcının bi hastaya böyle yaklaşması ne kadar etik tartışırız ama bu cümle galiba hepimizin bi noktaya susannaya söylemek istediği şey oluyor filmde.
lisa ile hastaneden kaçmaları ikilinin arkadaşlığındaki en büyük çatışma zira bu süreçte tavuk yiyen kız intihar ediyor. susanna polislere haber verirken lisa kızın cesedinin cebindeki parayı alıp kaçıyor. bir süre ortalıkta görünmüyor. susanna hem bu ölümden lisa'yı suçluyor hem de lisa'yı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor ama günün sonunda lisa'nın olmadığı bir dünyada tedavi olmayı mantıklı buluyor.
susanna'nın taburcu edilmesine pek de bir vakit kalmamışken lisa yakalanarak hastaneye getiriliyor. ancak ikili aynı kısıma verilmiyor bu kez. ne var ki bir gece lisa ve diğerleri daha önce hep beraber yaptıkları gibi, hastabakıcıları uyutup bir araya geliyorlar ve bu kez susanna'nın günlüğünü seçiyorlar okumak için. kişisel yaşamı ve kendileri hakkındaki düşünceleri okunurken susanna'nın onları basması ile lisa ile sonunda bi yüzleşme yaşanıyor.
anladığım kadarıyla kitabın türkçe çevirisi yapılmamış. ingilizcesini bulup okumak niyetindeyim.
devamını gör...