hasan ali toptaş

doğu' nun kafka' sı olarak bilinen yazar.
dı.

kitaplarını okumadan önce methini çok duyduğum bir yazardı.
neredeyse okuyan herkes bol bol övüyordu.
iki kitabını okudum. (ölü zaman gezginleri) (kuşlar yasına gider)
abartıldığı kadar olmasa da beğendim.
sonrasında hakkında taciz iddiaları çıktı.
önce kabul edip saçma bir özür diledi. (eril faillik)
sonra reddetti ve ne kadar ..... bir insan olduğu ortaya çıkmış oldu.
(boşluğu siz doldurun)

mesleği ile karakterinin ayrılması gerektiğini düşündüğüm yazardır.hiçbir kitabını okumadım henüz ama çoğu okuyucusunun kendisini sevdiğini biliyorum. insanları kahramanlaştırmayı çok seviyoruz ama gerçekte oldukları kişiyi görmek zorunda değiliz diye düşünüyorum tabii ki çocuk katilidir mesela veya asla affedilemez bir suçu vardır o ayrı. ya kahraman yapıyoruz ya linç ediyoruz bir ortamız olsa keşke. o güzel aşk şiirlerini yazan şairlerimizin eşlerini aldattığını, dövdüğünü bilmesek…
sonuç olarak kendisinin edebiyat otoritesi yapılmaması; genç kadın ve erkek yazarların yardım veya referans istemeyi bırakması gerektiğini “ancak” kitap yazmaya ve yayınlamaya devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. eser ve üreticiyi birbirinden ayıralım yani kısaca…

on numara yazar, okuduğum en güzel kitaplardan biri de onun eseri olan "heba" dır. muhakkak okuyun.

"nefret edemeyenin sevgisi de yalandır..."

vasat altı* yazar. zamanında kuşlar yasına gider adlı kitabını okumuştum bol bol gereksiz betimleme ve oksimoron örneği vardı. mesela:


basit bir dolma kaleme bile saçma sapan ayrıntılar veriyor, bunlar çok olunca bildiğiniz laf kalabalığına dönüşüyor. biraz da kendimden biliyorum çünkü yazdığım bombok metinlerde hep böyle garip garip laf ebeliği yapmışım. yazılar insan siluetine bürünüp dile gelip ''hadi kardeşim anlat uzatma'' diyecek neredeyse. bu kişi değil doğu'nun kafka'sı, pabucumun kafka'sı bile olamaz. yazarın teki iki sessiz çığlık, avuçlanan boşluk, parçalanan adımlar cart curt yazdı diye tav olmayın, bu en kolay yazma şekillerinden birisidir.

edebiyatı kötü, kendisi daha kötü kişi.

şişirme, altı boş cümlelerle sıkabildikçe sıkıyor. bir yere varılması şart değil. ama dilin üstünü bu kadar boyamasının sebebi, altının bomboş olması.

taylan kara'nın h.a.t. hakkında yazdığı güzel bir eleştirisi var, şuradan okunabilir: haber.sol.org.tr/yazarlar/t...

edebiyatı bir yana, cinsel taciz suçlamaları ile anılan birisinden bahsediyoruz. kendisine uzun yıllardır para kazandırmıyordum. artık önünden bile geçmem.

okur, romancının konuklarıdır.


başlarken yalnızsın, bitirdiğinde daha da yalnız/ everest yy

hakkındaki suçlamaların hepsi değilse bile en azından yüzde 90'ı iftira olan edebiyatçı..

linç bir kere başladığında önünü alamazsınız...
zaten planlı programlı bir saldırı olduğundan da adım kadar eminim...
kim bilsin adamla ne gibi hesapları vardı...
suçluyu suçu ölçüsünde, hatalıyı hataları ölçüsünde yargılamak gerekir...
mağduriyetinizi ekleme, yükleme vb yaparak gideremezsiniz.
intikam zovuk yenen bir yemekmiş..

hasan ali toptaş'ı savunmuyorum lakin adamı yok etmek için yapılanların arka planında başka meseleler var. bunu göremeyecek kadar körseniz bilemeyeceğim artık...

"kuşlar yasına gider" adlı muhteşem kitabın yazarı.
kitap baba-oğul ilişkisini konu alıyor, çoğumuzun hayatından kesitler sunuyor fazla tanıdık.. sonu kesinlikle ağlatıyor.

hakkında taciz iddiaları da vardı. sonuç ne oldu bilmiyorum ama umarım doğru değildir, eğer doğruysa tüm okurlar gerekeni yapacaktır. bu da bir yazar için en büyük bedel olur.

doğu'nun kafka'sı olarak anılan türk yazar.


gölgesizler filmini kendisi yazmıştır, filmde birkaç saniye gözükür, gider...

1958 doğumlu türk yazar olup roman, öykü ve şiir türünde yazmıştır.

gölgesizler adlı eseri sinemaya uyarlanmış ve filmde kendisi de çok az görünmüştür, çok az görünme sebebi belki de filmin adına ithafen kendisinin de filmde bir gölge gibi kısa gözükmesi olarak düşünülebilir.

yalnızlıklar adlı eserinde ise yalnızlık onun dönmeyeceğini bilmektir der.

hala favori türk yazarımdır. hakkındaki iddialar olsa da edebiyatımızın kafkasıdır benim için.

turk edebiyatında en basarılı buldugum adamlardan biri.

okuduklarım:
-sonsuzluga bir nokta
-bin huzunlu haz
-ben bir gurgen dalıyım

bin huzunlu haz ı bir cok sevdigim kız arkadasım hediye etmisti. o kadar musmutlu olmustum ki:)

"yürüyorum dediği, durmanın ta kendisiymiş. düş gibi bir şey yani.. koşarsın koşarsın da varmazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür. sen bakarsın ışıltıyla. ileriye uzanırsın (uzanmak istiyorsun), uzandıkça da kolların uzar babam uzar... gene de boşluğu avuçlarsın hep; düşünü düş yapan boşluğu.."
..
"belki de insanlar koskoca yaşamları boyunca yalnızca bir kez farklı olmaya katlanabiliyorlar, sonra da yavaş yavaş öteki insanların davranışlarına, düşüncelerine ve duygularına bürünerek, durup dinlenmeden kendini tekrarlayan uçsuz bucaksız bir benzerlikler denizinde kaybolup gidiyorlardı.."
..
"insana kendi yaşamı bile büyük geliyor kimi zaman; ne yapsa, kimi sevse, kimlerce sevilse, hangi işlerle uğraşsa ve nerelerde gezip dolaşsa, bir türlü dolduramıyor. her şeye karşın, ele geçirilemeyen derin boşluklar kalıyor önümüzde arkamızda."

hasan ali toptas

tacizci yazar. üstelik iddiaları kabul edip özür dilemiştir. her suçlu gibi nedense suçu açığa çıkınca özürler dilendi. ne kadar iyi yazdığı gram umurumda değildir. bir yayınevi kitaplarını tekrar basmaya başlamış. görünce midem bulandı. rezil bir erkek.